Hem Anne Hem Öğretmen Olanların Grubuna Beklenenler

Çevrimdışı KAŞİF

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.725
  • 7.044
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.725
  • 7.044
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 30 Nis 2013 22:33:06
    Sevgili arkadaşlar,sevgili annelerr;oğlum 5 yaşında,iki yıldır geceleri altını ıslatıyor.Kaldırmak zorundayım yoksa kendisi uyanamıyor.Bu sorunu yaşayan oldu mu ?

Çevrimdışı ferayserhan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.875
  • 8.336
  • 2.875
  • 8.336
# 30 Nis 2013 22:41:27
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
   Sevgili arkadaşlar,sevgili annelerr;oğlum 5 yaşında,iki yıldır geceleri altını ıslatıyor.Kaldırmak zorundayım yoksa kendisi uyanamıyor.Bu sorunu yaşayan oldu mu ?
doktorumuz oğluma tuvalet eğitimi verme ile ilgili konuştuğumuz da bizi uyarmıştı erkek  çocuklarında 7-8 yaşlarına kadar altını ıslatma problemi yaşanabileceğini bunun normal olduğunu endişe etmemize gerek olmadığını söylemişti...

Çevrimdışı s.kahya

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 8.773
  • 33.609
  • Müdür Yardımcısı
  • 8.773
  • 33.609
  • Müdür Yardımcısı
# 01 May 2013 17:20:30
2-5 Yaş Döneminde Görülen Beslenme Problemleri

Bu dönemde en fazla görülen problemler; demir eksikliği anemisi, kabızlık, olumsuz yeme davranışları diş çürükleri ve şişmanlıktır. Şimdi kısaca bu durumlara göz atalım:

Kabızlık: Sindirim sisteminin yavaşlamasına bağlı olarak, tuvalete gitmenin azalması ve ağrılı bir şekle dönüşmesi olarak tanımlayabiliriz. Tuvalete gitme sayısı, her yaş dönemi ve her çocuk için farklıdır. Bebeklik döneminde günde 5-6 kez olan sayı, bir yaş sonrasında günde 1-2’ye, daha sonraki dönemde ise iki günde bire kadar düşebilir. 2 yaşında bir çocuk, iki günde bir, ama yumuşak kıvamlı ve ağrısız yapıyorsa normal; günde bir kez, ancak ağrılı ve sert yapıyorsa, kabız olarak kabul edilir. Zira dışkılama sırasında ağrı duyulmaması gerekir.

Kabızlık bir hastalık değil, belirtidir. Birçok hastalık, ilâç vb. durum, kabızlığa yol açabilir:

1-Psikososyal sebepler

2-Beslenmede yapılan hatalar; yetersiz ve düzensiz beslenme alışkanlıkları, çoğu biberonla olmak üzere günde 600 ml’den fazla inek sütü tüketilmesi, ek gıdalara geçiş döneminde yapılan hatalar, meyve-sebze gibi lifli gıdaların az tüketilmesi, yetersiz sıvı alımı

3- Sindirim sistemiyle alâkalı problemler; makatta yırtık, apse, anüsün öne doğru yerleşmiş olması

4- Endokrin sebepler; troid bezinin az çalışması sonucu hormonların düşük seviyede olması

5- İlaç etkileri; antidepresan ilaçlar.

* * *

Psikososyal sebeplerle görülen kabızlık, altta yatan hiçbir tıbbî sebep olmaksızın görülen kabızlıktır. Sıklıkla, tuvalet eğitimine erken başlayan âilelerin çocuklarında, zorlu tuvalet eğitimi sonucu görülmektedir. Bu eğitim sırasında yapılan hatalar, verilen cezalar, sosyal ve kültürel faktörler, bu tip kabızlığı oluşturur.

Tuvalet eğitimi için normal zaman 24 aylık dönemdir. Ancak bu süre, çocuktan çocuğa değişir. Cevap alınamayan tuvalet eğitiminde çocuk zorlanmamalı, cezalandırılmamalı ve olumsuz yorumlar yapılmamalıdır. 24 ay boyunca bezine yapan ve sonra bezi çıkartılan çocuk, dışkıyı vücudunun bir parçası olarak görebilir. Uzun süre istekli olarak tuvaletini tutarak bunu alışkanlık hâline getirebilir. Bu da dışkının sertleşmesine ve boşaltımın ağrılı olmasına sebep olur. Ağrı, çocuğu korkutur; “Tuvalete gitmezsem ağrım olmaz.” diye düşünmeye ve büyük abdestini daha fazla tutmaya sevk eder. Bu tutma, dışkıyı daha fazla sertleştirir, bu sertlik, boşaltımı daha da ağrılı bir hâle getirir.

“Ağrı ve korku” kısır döngüsü oluştuğunda, kabızlıkla baş etmek zorlaşır. 4-5 yaşlarında anaokuluna başlayan çocuklar, ev dışındaki bir ortamda tuvalete gitmeyi reddettikleri zaman da benzer şekilde kabızlık gelişebilir. Anaokulu öğretmenleri böyle durumları düşünerek çocukları zaman zaman tuvalete gitme konusunda teşvik edip yardımcı olmalıdırlar.

Tekrarlanan dışkı tutmaları sonucu, makatta içten genişleme olur ve dışkının hacmi ve çapı büyür. Erken dönemde zorla da olsa çıkartılabilirken, kronik dönemde iyice katılaşıp makatta büyük bir tıkaç oluşturur. İlerleyen dönemde makatta duyarlılık kaybı oluşur ve normal boşaltım alışkanlığı kaybolur. Ayrıca makatta taşlaşmış olan dışkı çıkartılamadığı için yeni gelen büyük abdest istemeden, altına kaçırma şeklinde dışarı çıkar. Bu durum büyük çocuklarda ciddî psikolojik travmalara yol açar.

Kronik kabızlığı olan çocukların, iştahları da genellikle az olur. Sindirim sistemi yavaşladığı için midenin boşalması uzamıştır. Buna bağlı olarak tekrarlayan kusmalar görülebilir. Karın ağrısı olur. Kabızlık çok uzadığında idrar yolu enfeksiyonuna zemin hazırlar. Bebeklerde anne sütünün kesildiği dönemlerle, ek gıdaya başlama dönemleri kabızlık açısından riskli dönemlerdir.

 

Tedavide neler yapılmalıdır?

Tedavide psikolojik yaklaşım çok önemlidir. Çocuk korkutulmamalı, ağrı-korku kısır döngüsü kırılmalıdır. Öncelikle sert dışkı ile dolu olan bağırsaklar boşaltılmalıdır. Fakat lavman ve fitiller, hekim tavsiyesi ve gözetimi olmadan kullanılmamalıdır. Bağırsaklar boşaldıktan sonra, yumuşak dışkılama için şuruplar kullanılmalı, çocuk ağrısını unutana kadar bu devam etmelidir. Oturma banyoları da ağrıyı azaltmada faydalı olabilir.

Kabızlık tedavisinde ilaçlar ilk adım olmakla birlikte, devamlı bir çözüm değildir. Çocuğun diyetindeki lif ve sıvı miktarı gözden geçirilmeli, düzenli bir beslenme alışkanlığı kazandırılmalı, patates, muz, makarna, beyaz ekmek azaltılmalı, inek sütü günde 600 ml’yi geçmemelidir. Çocuğun beslenmesinden çay çıkarılmalıdır. Kurubaklagiller, yulaflı-kepekli ekmek, tam buğday unundan ekmek, kayısı, armut, incir, kabak, brokoli gibi liften zengin gıdalara diyette daha çok yer verilmelidir. Su alımı artırılmalıdır.
Tuvalet eğitimi kazanmış çocukların, günde iki kez 5-10 dakika tuvalete oturtulması, mide-bağırsak refleksini uyaracağı için faydalı olacaktır. 2 yaşından önce çocuğun tuvalet eğitimi için zorlanmaması, kabızlığın önlenmesi açısından önemlidir. 

Çevrimdışı s.kahya

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 8.773
  • 33.609
  • Müdür Yardımcısı
  • 8.773
  • 33.609
  • Müdür Yardımcısı
# 01 May 2013 17:21:42
2-5 Yaş Döneminde Görülen Beslenme Problemleri - 2


Demir Eksikliği Anemisi:

Demir, 17. yüzyıldan beri bilinen, vücutta oksijen taşıma ve depolama gibi rolleri olan proteinlerin ve enzimlerin (hemoglobin, miyoglobin, sitokrom) yapısına giren bir mikro elementtir. Büyüme çağındaki çocuklar için çok gerekli olan demir, sinir sisteminin sağlıklı gelişimi ve zihnî fonksiyonlar için önemlidir.

Vücuda gıdalarla alınan demir, sindirim sisteminin baş kısmından emilir; saç, tırnak, safra, idrar ve dışkıyla atılır. En çok kırmızı et, karaciğer, böbrek, dalak, yumurta sarısı, tahıl, yeşil sebze ve meyvelerde bulunur. Hayvanî gıdalardaki demir, bitkilerdekinden daha kolay emilir. C vitamini, bu emilimi artırır.

Demir eksikliğinde “kansızlık” meydana gelir. Kanda hemoglobin veya alyuvar sayısının beraber veya ayrı olarak o yaşa uygun değerlerin altına düşmesine kansızlık (anemi) denir. Bunun sonucu olarak kanın dokulara oksijen taşıma kapasitesi düşer ve dokulara giden oksijen azalır. Dünyada 2 milyar insanın demir eksikliğinden etkilendiği, bunların yarısından fazlasının anemik (kansız) olduğu tahmin edilmektedir. Demir eksikliği, en sık şekilde çocuklarda, ergenlerde, hâmile kadınlarda ve yaşlılarda görülür. Çocuklarda görülen demir eksikliğinin en önemli sebebi ise, yetersiz beslenmedir. Demir emiliminin bozulması, paraziter hastalıklar, kanamalar, uzun süren enfeksiyonlar, obezite ve bazı ilâçlar kansızlığa sebep olur.

 

Kansızlığa Yol Açan Durumlar

Demirin vücuda alınmasının azaldığı durumlar da kansızlığa yol açar. Bunlar:

-Anne sütünün yetersiz olması veya hiç olmaması,

-İnek sütünün günde 600 ml’den fazla alınması,

-Bebeklik döneminde ek gıdalara çok geç başlanması,

-Ek gıdalara başlama döneminde uygunsuz ve yetersiz gıda seçimi,

-Demir emilimini engelleyen gıdaların beslenmede yer almasıdır.

 

Demir Eksikliği Olduğunda

Demir eksikliğinde, tırnaklarda şekil bozukluğu, saçlarda kepeklenme, ağız kenarlarında yaralar, bağışıklık sisteminde zayıflama, katılma nöbetleri, huzursuzluk, iştahsızlık, hâlsizlik, çok uyuma, çabuk yorulma, baş ağrısı, nefes darlığı gibi belirtiler görülmektedir.

 

Korunmak İçin

Demir eksikliği anemisinden korunmak için,

-Çocuk, anne sütü ile yeterince emzirilmeli, anne sütü yerine inek sütü verilmemeli,

-Ek besinlere zamanında başlanmalı, uygun ve çeşitli ek gıdalar seçilmeli,

-Süt, yoğurt miktarı günde 600 ml’yi geçmemeli,

-Abur cubur, cips, kola, hazır meyve suyu alımı sınırlanmalı,

-Çay, yemeklerle beraber içilmemeli,

-Demirden zengin besinler, diyette belli sıklıkta yer almalı,

-C vitamini, demir emilimini artırdığından yemeklerle birlikte domates, mandalina, portakal tüketilmelidir.

 

Tedavi

Demir eksikliğine bağlı olarak meydana gelen kansızlığın tedavisinde altta yatan gerçek sebep araştırılıp ortadan kaldırılmalı ve ilaçla demir takviyesi yapılmalıdır.

 

Olumsuz Yeme Davranışı ve İştahsızlık

Çocuğun kendisine verileni yeterince yememesi, gıdaları reddetmesi veya kendiliğinden istememesi olarak tanımlanan iştahsızlık; en sık görülen olumsuz yeme davranışıdır. Anemi, bağırsak parazitleri, hastalıklar, çocukta iştah kaybına sebep olur.

Beslenme, çocuğun yaşına uygun boy ve ağırlığa ulaşmasında, sağlıklı büyüyüp gelişmesinde rol oynayan en önemli faktördür. Yetersiz beslenme, büyüme ve gelişmeyi menfî etkilemektedir.

2-5 yaş arasında görülen iştahsızlık, çoğunlukla psikolojik sebeplerle ortaya çıkar. Beslenme, bu yaştaki çocukların çevreleri ile aralarındaki duygu alışverişini belirtmenin en iyi yoludur. Bazı çocuklar dikkat çekmek için yemek yemezken, bazıları bunu anne-babasına karşı silah olarak kullanırlar. İştahsızlık şikâyeti ile hekime getirilen çocukların çoğu iyi besleniyor, ancak âilenin beklentisi doğrultusunda yemiyordur. Bu sebeple çocuklar, bebeklik döneminden itibaren izlenmeli, âile ile iyi bir iletişim kurulmalı, iştahsızlık yapan biyolojik bir sebep olup olmadığı araştırılmalıdır.

Herhangi bir hastalığa bağlı olmaksızın görülen iştahsızlık tablosunda yaklaşım, bir yaşındaki çocuklara benzer şekildedir. Bazı ilavelerde bulunarak bu yaklaşım prensiplerini şu şekilde özetleyebiliriz:

* 2-5 yaştaki çocuklarda bir gıdaya düşkünlük veya o gıdayı reddetme, sıklıkla görülen bir problemdir. Çocuğun bağımsızlığını ifade eden bu durum, geçici olup ciddi endişelenmeyi gerektirmez.

* Âileden çocuğun üç gün boyunca yediklerine dair teferruatlı bir beslenme programı alınarak, günlük tüketilen enerji ve protein miktarı hesaplanır. (Bu programda, hangi saatlerde hangi gıdadan ne kadar tüketilmiş olduğu belirtilmelidir.)

* Biberon yerine bardak kullanılmalı, günlük süt tüketimi yarım litreyi geçmemelidir.

* Yemek porsiyonları annenin kendi ölçüsüne göre değil, çocuğun ihtiyacı doğrultusunda olmalı ve çeşitlilik sağlanmalıdır.

* Çocuk bir öğünde verilen gıdayı reddettiyse tamamen farklı bir besin denenmeli, eğer onu da reddederse, hiçbir şey vermeden diğer öğüne kadar beklenmelidir.

* Ara öğünlerin porsiyonu küçük olmalı ve abur-cubur tarzı olmamalıdır. Çocuk herhangi bir sebeple şekerlemelerle ödüllendirilmemelidir.

* Yiyecekler, çocukların ilgisini çekecek tarzda ve yiyebileceği ebatlarda hazırlanmalıdır.

* Arkadaş ve akranlarıyla farklı ortamlarda yemek yeme imkânının verilmesi, gıdayı reddetme davranışını azaltmaya yardımcı olacaktır.

* Çocuk yemediği zaman üzerine fazla gidilmemeli, cezalandırılmamalı, reddedilen gıda bir müddet sonra tekrar denenmelidir.

* Yemek öncesi veya yemek sırasında fazla miktarda su içirilmemelidir.

* Âiledeki fertler sağlıklı beslenme konusunda çocuklara örnek olmalıdır. Zira çocuk en iyi, görerek öğrenir.

* Âile içi huzursuzluklar, yemek sırasında yaşanan tartışma ve münâkaşalar, çocuğun sofrada kurallara uymaya zorlanması, yeme davranışını menfî etkileyecektir.

* İştahsız çocuklara vitamin şuruplarıyla takviye yapılabilir.

 

Diş Çürükleri

Bu yaş grubundaki çocukların sık sık bir şeyler yemesi, tatlı ve abur-cubur tarzı yiyeceklere düşkün olması, etrafındaki büyükler tarafından şekerlemelerle ödüllendirmesi, biberonla beslenme, diş fırçalama alışkanlığının kazandırılmamış olması; diş çürüklerinin en başta gelen sebeplerindendir. Nasıl olsa süt dişleri değişecek diye düşünülmemeli, çocuğa ağız ve diş temizliği öğretilmeli, çocuk şekerlemelerle beslenmemeli, biberon yerine bardak tercih edilmelidir. Çocuk deyip geçmemeli, alışkanlıkların temelinin bu yaşlarda atıldığı unutulmamalıdır.
 

Çevrimdışı TUĞBATANIŞ

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 531
  • 634
  • 531
  • 634
# 02 May 2013 09:07:42
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
çok geçmiş olsun olsun tuğba öğretmenim...geçen kış kızımız çok hastalandığında doktorun yanında ağlamıştım,kuş kadar çocuğa bakamıyoruz diye..Bana dedi ki, bu hastalıklara alışmaz ise ilk ağır mikropta hastanaye yatrmak zorunda kalırız kaldıramaz vücutları dedi.... bu da bir süreç geçecek Allahın izniyle..sen kendini sorgulama, onlar bizim can parçamız..biraz zaman..öpüyorum kuzuları...
teşekkür ederim öğretmenim haklısınız gerçekten.. şükür bugün daha iyiyim, allah bütün yavruları korusun..

Çevrimdışı gayemaye

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.820
  • 3.044
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.820
  • 3.044
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 May 2013 09:22:22
merhabalar
oğluma anne sütünü biraktırmaya çalışıyorum. ama çok zor oluyor. özellikle dün gece saatlerce ağladı ve 1 e kadar uyumadı. mecburen verdim. zor bir süreçmiş . sizler bıraktırırken naptınız. kolay bir yolu var mı

Çevrimdışı TUĞBATANIŞ

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 531
  • 634
  • 531
  • 634
# 02 May 2013 09:32:51
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
merhabalar
oğluma anne sütünü biraktırmaya çalışıyorum. ama çok zor oluyor. özellikle dün gece saatlerce ağladı ve 1 e kadar uyumadı. mecburen verdim. zor bir süreçmiş . sizler bıraktırırken naptınız. kolay bir yolu var mı
eyvahhh öğretmenim ben de düşünüyorum kesmeyi ama sizin bu yazdığınızı okuyunca korktum :(
allah yardımcınız olsun

Çevrimdışı gulserengokce

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 283
  • 1.488
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 283
  • 1.488
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 May 2013 09:36:06
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
merhabalar
oğluma anne sütünü biraktırmaya çalışıyorum. ama çok zor oluyor. özellikle dün gece saatlerce ağladı ve 1 e kadar uyumadı. mecburen verdim. zor bir süreçmiş . sizler bıraktırırken naptınız. kolay bir yolu var mı
Merhaba öğretmenim benim kuzum sadece 3,5 ay emdi.Okula başlayınca soğudu benden sanırım,sütümde azdı mama verince beni emmedi.Keşke bende emzirebilsemde bıraktırma telaşım olsaydı:( Allah yardımcınız olsun

Çevrimdışı TUĞBATANIŞ

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 531
  • 634
  • 531
  • 634
# 02 May 2013 09:39:52
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Merhaba öğretmenim benim kuzum sadece 3,5 ay emdi.Okula başlayınca soğudu benden sanırım,sütümde azdı mama verince beni emmedi.Keşke bende emzirebilsemde bıraktırma telaşım olsaydı:( Allah yardımcınız olsun
benim de ilk oğlum 4 ay emdi. işe başlayınca bıraktı ama ikinciyi emzirdim şükürler olsun şimdi de bırakma telaşı sardı. darısı başınıza o zaman ;)

Çevrimdışı gulserengokce

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 283
  • 1.488
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 283
  • 1.488
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 May 2013 09:42:48
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
benim de ilk oğlum 4 ay emdi. işe başlayınca bıraktı ama ikinciyi emzirdim şükürler olsun şimdi de bırakma telaşı sardı. darısı başınıza o zaman ;)
Teşekkürler öğretmenim ama bende ikinci çocuk cesareti yok.Sanırım biraz becerim eksik:(Tek çocuğa zor bakıyorum.

Çevrimdışı TUĞBATANIŞ

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 531
  • 634
  • 531
  • 634
# 02 May 2013 09:53:07
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Teşekkürler öğretmenim ama bende ikinci çocuk cesareti yok.Sanırım biraz becerim eksik:(Tek çocuğa zor bakıyorum.
öyle demeyin. benim de cesaretim yoktu ama bi anda süprizzz dedi ufaklık :) evet zorlanıyorum ama ikisi de dünya tatlısı ye ye bitiremiyorum :)

Çevrimdışı gulserengokce

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 283
  • 1.488
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 283
  • 1.488
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 May 2013 09:57:14
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
öyle demeyin. benim de cesaretim yoktu ama bi anda süprizzz dedi ufaklık :) evet zorlanıyorum ama ikisi de dünya tatlısı ye ye bitiremiyorum :)
Allah bağışlasın öğretmenim.Çocuktan tatlı bişey yok hayatta

Çevrimdışı gayemaye

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.820
  • 3.044
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.820
  • 3.044
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 May 2013 10:06:56
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
eyvahhh öğretmenim ben de düşünüyorum kesmeyi ama sizin bu yazdığınızı okuyunca korktum :(
allah yardımcınız olsun
zaten emmeye düşkün bir Çocuktu büyüdükçe daha çok emmeye düşkünleşiyorlar. 22 aylık oldu ondan zor geliyor şimdi. Belki sizinki kolay bırakır öğretmenim gözünüz korkmasın. bazı çocuklar çok zorlanmıyormuş.

Çevrimdışı TUĞBATANIŞ

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 531
  • 634
  • 531
  • 634
# 02 May 2013 10:11:29
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
zaten emmeye düşkün bir Çocuktu büyüdükçe daha çok emmeye düşkünleşiyorlar. 22 aylık oldu ondan zor geliyor şimdi. Belki sizinki kolay bırakır öğretmenim gözünüz korkmasın. bazı çocuklar çok zorlanmıyormuş.
sizinki baya büyükmüş öğretmenim. demişlerdi zaten büyüdükçe bırakması zor oluyor diye. benimki henüz 1 yaşında 15-18 ay arası bıraktırmayı düşünüyorum bakalım...
allah kolaylık versin size de..

Çevrimdışı eğlence66

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 488
  • 323
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 488
  • 323
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 May 2013 10:16:36
yahyalıdaki kazada iki anne yavrularını göremeyince tekrar suya girmiş ve birdaha çıkamamışlar çok üzüldüm

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK