2-5 Yaş Döneminde Görülen Beslenme Problemleri - 2
Demir Eksikliği Anemisi:
Demir, 17. yüzyıldan beri bilinen, vücutta oksijen taşıma ve depolama gibi rolleri olan proteinlerin ve enzimlerin (hemoglobin, miyoglobin, sitokrom) yapısına giren bir mikro elementtir. Büyüme çağındaki çocuklar için çok gerekli olan demir, sinir sisteminin sağlıklı gelişimi ve zihnî fonksiyonlar için önemlidir.
Vücuda gıdalarla alınan demir, sindirim sisteminin baş kısmından emilir; saç, tırnak, safra, idrar ve dışkıyla atılır. En çok kırmızı et, karaciğer, böbrek, dalak, yumurta sarısı, tahıl, yeşil sebze ve meyvelerde bulunur. Hayvanî gıdalardaki demir, bitkilerdekinden daha kolay emilir. C vitamini, bu emilimi artırır.
Demir eksikliğinde “kansızlık” meydana gelir. Kanda hemoglobin veya alyuvar sayısının beraber veya ayrı olarak o yaşa uygun değerlerin altına düşmesine kansızlık (anemi) denir. Bunun sonucu olarak kanın dokulara oksijen taşıma kapasitesi düşer ve dokulara giden oksijen azalır. Dünyada 2 milyar insanın demir eksikliğinden etkilendiği, bunların yarısından fazlasının anemik (kansız) olduğu tahmin edilmektedir. Demir eksikliği, en sık şekilde çocuklarda, ergenlerde, hâmile kadınlarda ve yaşlılarda görülür. Çocuklarda görülen demir eksikliğinin en önemli sebebi ise, yetersiz beslenmedir. Demir emiliminin bozulması, paraziter hastalıklar, kanamalar, uzun süren enfeksiyonlar, obezite ve bazı ilâçlar kansızlığa sebep olur.
Kansızlığa Yol Açan Durumlar
Demirin vücuda alınmasının azaldığı durumlar da kansızlığa yol açar. Bunlar:
-Anne sütünün yetersiz olması veya hiç olmaması,
-İnek sütünün günde 600 ml’den fazla alınması,
-Bebeklik döneminde ek gıdalara çok geç başlanması,
-Ek gıdalara başlama döneminde uygunsuz ve yetersiz gıda seçimi,
-Demir emilimini engelleyen gıdaların beslenmede yer almasıdır.
Demir Eksikliği Olduğunda
Demir eksikliğinde, tırnaklarda şekil bozukluğu, saçlarda kepeklenme, ağız kenarlarında yaralar, bağışıklık sisteminde zayıflama, katılma nöbetleri, huzursuzluk, iştahsızlık, hâlsizlik, çok uyuma, çabuk yorulma, baş ağrısı, nefes darlığı gibi belirtiler görülmektedir.
Korunmak İçin
Demir eksikliği anemisinden korunmak için,
-Çocuk, anne sütü ile yeterince emzirilmeli, anne sütü yerine inek sütü verilmemeli,
-Ek besinlere zamanında başlanmalı, uygun ve çeşitli ek gıdalar seçilmeli,
-Süt, yoğurt miktarı günde 600 ml’yi geçmemeli,
-Abur cubur, cips, kola, hazır meyve suyu alımı sınırlanmalı,
-Çay, yemeklerle beraber içilmemeli,
-Demirden zengin besinler, diyette belli sıklıkta yer almalı,
-C vitamini, demir emilimini artırdığından yemeklerle birlikte domates, mandalina, portakal tüketilmelidir.
Tedavi
Demir eksikliğine bağlı olarak meydana gelen kansızlığın tedavisinde altta yatan gerçek sebep araştırılıp ortadan kaldırılmalı ve ilaçla demir takviyesi yapılmalıdır.
Olumsuz Yeme Davranışı ve İştahsızlık
Çocuğun kendisine verileni yeterince yememesi, gıdaları reddetmesi veya kendiliğinden istememesi olarak tanımlanan iştahsızlık; en sık görülen olumsuz yeme davranışıdır. Anemi, bağırsak parazitleri, hastalıklar, çocukta iştah kaybına sebep olur.
Beslenme, çocuğun yaşına uygun boy ve ağırlığa ulaşmasında, sağlıklı büyüyüp gelişmesinde rol oynayan en önemli faktördür. Yetersiz beslenme, büyüme ve gelişmeyi menfî etkilemektedir.
2-5 yaş arasında görülen iştahsızlık, çoğunlukla psikolojik sebeplerle ortaya çıkar. Beslenme, bu yaştaki çocukların çevreleri ile aralarındaki duygu alışverişini belirtmenin en iyi yoludur. Bazı çocuklar dikkat çekmek için yemek yemezken, bazıları bunu anne-babasına karşı silah olarak kullanırlar. İştahsızlık şikâyeti ile hekime getirilen çocukların çoğu iyi besleniyor, ancak âilenin beklentisi doğrultusunda yemiyordur. Bu sebeple çocuklar, bebeklik döneminden itibaren izlenmeli, âile ile iyi bir iletişim kurulmalı, iştahsızlık yapan biyolojik bir sebep olup olmadığı araştırılmalıdır.
Herhangi bir hastalığa bağlı olmaksızın görülen iştahsızlık tablosunda yaklaşım, bir yaşındaki çocuklara benzer şekildedir. Bazı ilavelerde bulunarak bu yaklaşım prensiplerini şu şekilde özetleyebiliriz:
* 2-5 yaştaki çocuklarda bir gıdaya düşkünlük veya o gıdayı reddetme, sıklıkla görülen bir problemdir. Çocuğun bağımsızlığını ifade eden bu durum, geçici olup ciddi endişelenmeyi gerektirmez.
* Âileden çocuğun üç gün boyunca yediklerine dair teferruatlı bir beslenme programı alınarak, günlük tüketilen enerji ve protein miktarı hesaplanır. (Bu programda, hangi saatlerde hangi gıdadan ne kadar tüketilmiş olduğu belirtilmelidir.)
* Biberon yerine bardak kullanılmalı, günlük süt tüketimi yarım litreyi geçmemelidir.
* Yemek porsiyonları annenin kendi ölçüsüne göre değil, çocuğun ihtiyacı doğrultusunda olmalı ve çeşitlilik sağlanmalıdır.
* Çocuk bir öğünde verilen gıdayı reddettiyse tamamen farklı bir besin denenmeli, eğer onu da reddederse, hiçbir şey vermeden diğer öğüne kadar beklenmelidir.
* Ara öğünlerin porsiyonu küçük olmalı ve abur-cubur tarzı olmamalıdır. Çocuk herhangi bir sebeple şekerlemelerle ödüllendirilmemelidir.
* Yiyecekler, çocukların ilgisini çekecek tarzda ve yiyebileceği ebatlarda hazırlanmalıdır.
* Arkadaş ve akranlarıyla farklı ortamlarda yemek yeme imkânının verilmesi, gıdayı reddetme davranışını azaltmaya yardımcı olacaktır.
* Çocuk yemediği zaman üzerine fazla gidilmemeli, cezalandırılmamalı, reddedilen gıda bir müddet sonra tekrar denenmelidir.
* Yemek öncesi veya yemek sırasında fazla miktarda su içirilmemelidir.
* Âiledeki fertler sağlıklı beslenme konusunda çocuklara örnek olmalıdır. Zira çocuk en iyi, görerek öğrenir.
* Âile içi huzursuzluklar, yemek sırasında yaşanan tartışma ve münâkaşalar, çocuğun sofrada kurallara uymaya zorlanması, yeme davranışını menfî etkileyecektir.
* İştahsız çocuklara vitamin şuruplarıyla takviye yapılabilir.
Diş Çürükleri
Bu yaş grubundaki çocukların sık sık bir şeyler yemesi, tatlı ve abur-cubur tarzı yiyeceklere düşkün olması, etrafındaki büyükler tarafından şekerlemelerle ödüllendirmesi, biberonla beslenme, diş fırçalama alışkanlığının kazandırılmamış olması; diş çürüklerinin en başta gelen sebeplerindendir. Nasıl olsa süt dişleri değişecek diye düşünülmemeli, çocuğa ağız ve diş temizliği öğretilmeli, çocuk şekerlemelerle beslenmemeli, biberon yerine bardak tercih edilmelidir. Çocuk deyip geçmemeli, alışkanlıkların temelinin bu yaşlarda atıldığı unutulmamalıdır.