HER ZAMAN BÖYLE OLSAK...
Okul kapısı
Cümle kapısı…
Gelenler hep aynı
Gidenlerin ayrı yapısı!
Bu kapıdan,
Her gün birileri girer…
Bakarsınız bir adam;
Pos bıyıklı,
Surat azgın!
—Çocuğumu kimdi dövdü uleen!
Öğrenciler şaşkın
Ne desin öğretmen!
Elinden tutar,
—Beyefendi buyurun!
Adam inat:
—Yahu durun
—Oğlumu döveni bulun!
Denmiyor ki:
—En yaramazı senin oğlun!
Kör ölür badem gözlü olur,
Kel ölür sümbül saçlı olur!
—Ya kardeşim bir dinle, ne olur!
Müdür bey koluna girer:
—Otur kardeşim, otur!
Adamı durdurmak kimin haddine:
—Bana o çocuğu bulun, ne olur!
Çaylar gelir,
Kahve sırada.
Bir küçük kaza olmuş
Oynadıkları sırada!
—Uzatmayalım olmaz mı?
Sonrasında,
Muhabbet kurulur.
Bir de sigara tellendirdimi
Sular durulur…
Nasılsınız?
İşler nasıl?
Arada latifeler,
Latifelerde tavsiye fasıl…
Maksat olay bitsin
Aranmaz ki asıl!
Müdür bey sessiz,
—Tamam mı?
Kasıl Allah’ım kasıl!
Getirirler çocuğu,
Yerlerde sürünür gocuğu!
Üst baş çamur:
—Ne oldu oğlum?
—Düştüm…
Hava öyle berbat ki
Ortalık karışır,
Halt etmiş bakkalın sucuğu!
—Bakın olay…
Demeye kalmadan:
—Ben sana demedi mi niye dövmedin çocuğu?
Baba ben…
Baba ben…
Duvar dinliyor
Bir tek o dinlemeyen!
—Ben düştüm… Düştüm diyorum baba!
—Ne düşmesi s..a!
—Duvardan düştüm!
Sonrasında kem-küm!
Yaz öğretmenim:
Nöbetimizde kayda değer bir olay olmamıştır!
Kem-küm… Döküm!
Hep mi böyle?
Sümme hâşâ!
Kimisi hürmetle kucaklanır
Kimisi alınır başa!
Kiminde, bir damla bal:
—Öğretmenim canımı al!
Merhaba öğretmenim,
Merhaba hocam:
—Nasılsınız, nasıl bizim çocuklar?
Ben de diyorum ki:
—Her zaman böyle olsak ne var?
Hatır gönül bilen velilerim,
Sizler her zaman seviliyorsunuz, ellerinizden öpüyorum.
S.ORAK-CİH66
“ADAMINBİRİ”
13MART2007
YOZGAT