Aşağıdaki yazı alıntıdır. Hoşuma gittiği için paylaştım.
Türkiye’de bir şey olmak gerçekten zor zanaattir. Bırakın herhangi bir mesleğe küçük yaştan beri yönlendirilmeyi, mesleğinizin altın bileziğini elinize aldığınız zaman dahi henüz bir şey olamamışsınızdır. Daha katetmeniz gereken çok mesafe vardır. Ve maalesef bu mesafeleri katetmeden bir şey olmuş olmazsınız.
Şu öğretmenlik mesleğinin safhalarına bakalım. Bir öğretmen nasıl yetişir, hangi safhalardan geçer, hangi şartlara uyum sağlaması gerekir, hangi nedenlerde hangi sonuçları doğurur vs. gibi şeyler yani.
Liseye giden birisinin öğretmen olmak gibi bir idealleri olsun. Hem de edebiyat öğretmeni olmak olsun bi ideali. Sizce yapması gereken ya da atlaması gereken ilk engel nedir? Tabiî ki ÖSS‘dir. Öğrenci gecesini gündüzüne katarak sınava çalışır. Sırf edebiyat öğretmeni olmak için fen bilgisi sorularını dahi çözmesi gerekir. Hadi fen sorularını çözmese de kazanabilir diyelim ama illâ ki matematik sorularını çözmek zorundadır. ÖSS‘yi kazanan öğrenci üniversite tercihleri yapar. Eğer matematiği çok fazla yapmamışsa puanı eğitim fakültesindeki edebiyat öğretmenliği bölümüne değil de fen edebiyat fakültesindeki edebiyat bölümüne ancak yeter. Velhasılıkelam bu öğrenci tercihini iyi kötü yapmıştır ve yerleşmiştir bir üniversiteye. İlk aşama olan ÖSS‘yi atlatan öğrenci bu okulda normal şartlar altında 4 sene dirsek çürütecektir. Eğer bir de ihtiyacı olmadığı halde İngilizce hazırlık okutuyorlarsa 1 yıl vay haline.
Bu okuldan 4 sene sonra alnının teri ile, kopyanın hası ile mezun olan öğrenci için şimdi gerçek hayat başlamıştır. Bir an önce bir iş bulmalı, çalışmalı ve para kazanmalıdır. Şimdi bu öğrencinin öğretmen olması için ilk önce formasyon diye öğretmenl yeterlilik belgesi alması gerekir. Formasyon alabilmesi için cebine en az 2 milyar para koymalı, ALES‘e girmeli ve o hayatı boyunca hiç felsefesini anlamadığı matematk sorularını çözmeli, ALES‘ten iyi bir puan almalıdır. Daha sonra ALES puanı, mezuniyet notuna vs. göre çeşitli üniversitelere formasyon eğitimi için başvurur. Tabiî ALES’i veya mezuniyet notu birazcık düşükse devlet üniversitelerine giremeyecektir. Yapacağı yegâne şey Başkent Üniversitesi gibi özel üniversitelere 7-8 milyar basıp, 1 yıl dirsek çürütüp bu belgeyi alacaktır.
Evet 4 yıllık üniversite öğrenimini ve 1 ya da 1,5 yıllık formasyon öğrenimini bitiren bu öğretmen adayı için yol henüz yeni başlamıştır. Şimdi önünde bir engel daha vardır: KPSS. Evet, o kadar çileyi atlattıktan sonra bir de öğretmen olmak için “Sen yetersizsin, sen salaksın, sen daha öğretmen olamazsın!” bu kadar laf yemiş gibi KPSS‘ye girmesi gerekmektedir. Kaldı ki KPSS‘ye girip 85 üzerinde puan almalı ve o şanslı 400 kişi arasına girmelidir.
KPSS‘den de yeterli puanı alan öğretmen adayının ancak ondan sonra ataması yapılacaktır. Atama genelde doğu illerine olur. Birkaç sene burada öğretmenlik yapıp tekrar dönmeye çalışırlar merkeze.
Evet velhasılıkelam bir öğretmen olmak gerçekten kolay değildir. Bu yukarıda saydığım aşamaları sıfır kusur ile yerine getirmeli ki bir öğretmen olunabilmelidir. Mazallah milim şaşma onu öğretmenlik yolundan alıkoyacaktır.
hocam yazdıklarınız düşüncelerimin dışa vurumu.Size katılıyor ve çok teşekkür ediyorum.