Hiçbir Şey İçin Geç Değil

Çevrimdışı TAYLANSALİH

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
08 Ara 2012 15:41:16
ROSE

Okulun ilk günü, ilk derste profesörümüz, önce kendini tanıttı, sonra "Bu yıl, yepyeni bir öğrencimiz var. Çok ilginç biri bakalım bulabilecek misiniz" dedi... Ayağa kalkıp etrafa bakmaya başlamıştım ki,yumuşak bir el omzuma dokundu... Döndüm... Yüzü iyice kırışmış bir yaşlı hanımefendi, bana gülümseyerek bakıyordu... "Ben Rose" dedi.. "Benim adım Rose, yakışıklı... 87 yaşındayım. Madem tanıştık seni kucaklayabilir miyim?.." Güldüm... "Tabii" dedim... "Hadi sarıl bana..." Öyle sımsıkı sarıldı ki... "Bu kadar genç ve masum yaşta üniversiteye niye geldin" diye şaka yaptım.. Minik bir kahkaha ile yanıtladı:


"Buraya zengin bir koca bulmaya geldim. Evlenip birkaç çocuk doğuracağım. Sonra emekli olup dünya turuna çıkacağım..."

Dersten sonra kantine gidip, birer sütlü çikolata içtik. Hemen arkadaş olmuştuk. Ertesi gün ve ertesi üç ay, sınıftan hep birlikte çıktık ve hep kantinde lafladık... Öyle akıllı ve öyle deneyimliydi ki, onu dinlemekle, derslerden daha çok şey öğrendiğimi hissediyordum.

Sömestr boyunca Rose kampüsün ilahesi oldu. Nereye gitse etrafı çevriliyor, çok çabuk arkadaş ediniyordu. İyi giyinmeyi seviyor, diğer öğrencilerin ilgisini çekmeye bayılıyordu. Rose hayatını yaşıyordu. Hepimizden daha canlı, daha dolu yaşıyordu...

Sömestr sonunda, Futbol Balosuna davet ettik Rose'u... Konuşma yapması için... Orada bize verdiği dersi unutmama imkan yok...

Konuşmasını önceden hazırlamış ve bir yığın karta kocaman kocaman yazmıştı. Elinde bu deste ile kürsüye yürürken, kartları elinden düşürdü. Konuşma darmadağın olmuştu. Şaşkın, biraz da utanmış mikrofona doğru eğildi...

"Ne kadar beceriksizim, değil mi?... Özür dilerim... Buraya gelmeden önce heyecanım yatışsın diye bir duble viski attırdım. Sonucu görüyorsunuz... Şimdi bu kartları toplasam bile onları yeniden sıraya koymam mümkün değil... Onun için en iyisi ben size aklımda kalanları söyleyeyim, olur mu?..."

Biz kahkahalarla gülerken, o bardaktan bir yudum su aldı ve konuşmasına başladı:

"Yaşlandığımız için eğlenmekten, oynamaktan, yaşamaktan vazgeçmeyiz... Eğlenmek, oynamak ve yaşamaktan vazgeçtiğimiz için yaşlanırız. Genç kalmanın, mutlu olmanın ve başarıya ulaşmanın sadece dört sırrı vardır... Hergün gülmek ve yaşama katacak mizah bulmak... Bir rüyanız olmalı mutlak... Rüyalarınızı kaybettiniz mi, ölürsünüz. Etrafımızda dolaşan pek çok kişi aslında ölü ve bundan kendilerinin bile haberi yok...

Yaşlanmakla, büyümek arasında çok büyük bir fark vardır... Eğer 19 yaşındaysanız ve bir yıl hiçbirşey yapmadan, hiçbirşey üretmeden bir yıl sırtüstü yatarsanız, sadece bir yaş yaşlanır, 20 olursunuz... Ben 87 yaşındayım ve ben de bir yıl hiçbirşey yapmadan, hiçbirşey üretmeden sırtüstü yatarsam, 88 yaşımda olurum. Herkes bir yılda bir yaş yaşlanır. Bunun için özel bir yetenek ya da bilgiye ihtiyaç yoktur. Oysa bir yaş daha büyümek için, mutlak birşeyler yapmak, üretmek, kendini geliştirecek fırsatları bulmak ve kullanmak gerekir.

Asla pişman olmayın... Biz yaşlılar, genelde yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan pişman oluruz çünkü... Ölümden korkan insanlar, pişman olanlardır... Pişman olmaktan korktukları için hiçbirşey yapmayanlardır..."

Ders yılı sonunda Rose, yıllarca önce başlayıp, yaşam mücadelesi içinde ara vermek zorunda kaldığı üniversiteyi derece ile bitirdi...

Mezuniyet töreninden bir hafta sonra, uykusunda, huzur içinde öldü. Cenaze törenine 2 binden fazla üniversite öğrencisi katıldı.

"Yapabileceğimiz herşeyi yapmak için asla geç olmayacağını" hepimize hem de nasıl öğreten bu muhteşem kadının anısına layık bir törendi bu...

Rose'un öğretisi aslında dünyanın bütün üniversitelerinde zorunlu ders olmalıydı:

"Çok Geç Diye Bir Zaman Yoktur"

HER ZAMAN BİR RÜYANIZ VE ONU GERÇEKLEŞTİREBİLECEK RUHUNUZUN OLMASI DİLEĞİ İLE :)))

Çevrimdışı TAYLANSALİH

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
# 08 Ara 2012 15:42:37
Evet Arkadaşlar, Hiçbir Şey İçin Geç Değil. Sizlerin De Fikirlerinizi Ve Paylaşımlarınızı Bekliyorum.

Çevrimdışı gülümseyinnn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.382
  • 12.029
  • 5.382
  • 12.029
# 08 Ara 2012 16:20:04
Çok güzelmiş, teşekkürler hocam.
Vakit geçirmek için yaşıyorum yazıyordu burda forumlardan birinde.
Oysa yaşarken geçmeli vakit.
Ama buna kaçımızın cesareti var ? Onu bilemiyorum...

Benim için ;
Çiçek yetiştirmek, evimi botanik bahçesine çevirmek için geç değil,
İstediğim bölümü okumak için geç değil,
Dağ yürüyüşlerine çıkmak  için de geç değil ;)

Tekrar teşekkürler...

Çevrimdışı selman7071

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 911
  • 4.179
  • 911
  • 4.179
# 08 Ara 2012 16:36:22
yaşlanmak ya da büyümek...kim yaşlanmak ister ki...rüyalarımız hiç bitmesin...

Çevrimdışı aşk-ı şehir

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.764
  • 5.041
  • Müdür Yetkili
  • 2.764
  • 5.041
  • Müdür Yetkili
# 08 Ara 2012 17:09:37
Yaşama sevinci bu olsa gerek

Çevrimdışı nice

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 173
  • 344
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 173
  • 344
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 14 Ara 2012 11:18:34

boşuna dememişler insanoğlu beşikten mezara kadar öğrenir diye

Çevrimdışı zeynep_zehra

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.521
  • 7.992
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.521
  • 7.992
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 14 Ara 2012 11:23:40
"Ölmek korkunç değil, korkunç olan yaşamamak."
Victor HUGO

Çevrimiçi 107325

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.865
  • 4.390
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.865
  • 4.390
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 14 Ara 2012 11:33:34
paylaşımınız çok güzelmiş öğretmenim.insanı hayata motive ediyor.herşeye rağmen yaşamak çok güzel :)

Çevrimdışı TAYLANSALİH

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
# 17 Ara 2012 09:05:38
Hayatta hiçbir zaman hiçbir şey için geç değildir.
Hayatta hiçbir zaman hiçbir şey için geç değildir

Mutsuz aşk sanıldığı kadar kötü bir şey değildir.Hayattaki en büyük yanlış hayatı ertelemektir.

Hayatta hiçbir şey özel değildir.Herkes bir şeyler yaşar.Aynı duygular paylaşılır.Aldatma,reddedilme,sevgi,aşk,doğum,ölüm …Herkes her şeyin bir tek kendi başına geldiğini düşünür…Oysa farklı zamanlarda farklı yerlerde aynı şeyler yaşanmaktadır.

Mutsuz evlilikler…Yarım kalmış aşklar…Sonra bir gün yeniden başlama çabaları…Bütün bunlar için ilk önce unutmak sözcüğünü öğrenmemiz gerekirYeniden başlangıç size zor gelse bile geçmişe sünger çekmek unutmak zorundayız.Hayat içinde hiçbir şey bir öncekinde yaşananları bilmek anlamak zorunda değildir.Dinlemek asla… Ailem beni çok iyi yetiştirdi.Bizden beklenen şeyleri yerine getirmek iyi yetiştirilmek oluyor.Hayatından şikayet etmeye başladınmı sende tuhaflık var demektir.
Her zaman iyi bir anne olmalıyım.Evimi düşünmeliyim.İyi bir eş olmalıyım.Ama ya benim isteklerim.

Biz kadınlar hayatımızdaki pek çok şeyi hakimiyet altında yaşıyoruz.Hep başkalarına göre.Başka insanların,toplumun kadınlığımız hakkındaki yargıları bizi esir alıyor.Her şeyi mükemmel yapmaya çalışıyoruz.çünkü zorundayız.Kendimiz için bir şeyler yapmak bizi utanca suçluluk duygularına taşıyor.

Ama bizim ilk çözmemiz gereken ‘iyi olmak'yerine kendimizi iyi hissedebilmeyi sağlamaktır.İyi olma çabamız kendi varlığımıza acı ve rahatsızlık vermektedir aslında.Hayatımıza bir çok anlamsız kurallar getirilmiştir.Daima hanımefendi olmalıyız.Daima özverili olmalıyız.İlişkilerde her zaman alttan alan, yapıcı olan kadın olmalıdır.Kadınlar aldatıldıkları anda ilk sarfettikleri söz ‘ona karşı hep anlayışlı oldum.sesimi yükseltmedim,hep özel günlerini hatırladım,ağladığım zaman bile öfkemi yatıştırdım,bana ayırabildiğin zamanların dışında senden hiçbir şey istemedim,otoritene asla karşı koymadım'olur.

İnanın bana ben hiçbir erkeği suçlamıyorum,çünkü biz kadınlar kendi kendimize bütün bunlara sebeb oluyoruz.Çünkü hayatımızı bir tek kişiye odaklıyoruz.O olmazsa olmaz gibi davranıyoruz.Kendimizden uzaklaşıyoruz.Biz kendimizi sevmezsek birilerinin bizi sevmesini nasıl bekleyebiliriz.

Oysa hayatımıza yön versek ve iyi olmayı birazda erkeklere bıraksak nasıl olur acaba?Annelerimizin Hanımefendi ol sözünü koysak bir kenara…
Tüm gün evde onun için hizmet etmek yerine kendi zevkimiz için bir şeyler yapsakEvliliğimizi onların yönetmesine izin vermesek
Emin olun kendinizi çok daha canlı hissedeceksiniz.Varlığınızı farkına varacaksınız.Kendinize sahip çıkacaksınız.
Ve görüceksinizki onlar iyi olmak için çaba harcıyacak.


Düş kırıklıklarından sonra mutlaka kendimizi yenilemek zorundayız.Kendimize nefes almak için kısa bir zaman tanımalı,yaşadığımız ilişkilerde karşı tarafın değil bizim yanlışlarımızı düşünmeliyiz.yaşamdan hiçbir zaman korkmayalım.Yaşam o kadar uzundur ki…Kullanmasını bildiğimiz sürece…Hayatımızda her zaman yeni bir gün olcaktır.Yeni ödüller verecektir bize….
30,40,50,70….Hayatta her yaş o kadar güzel ki
kendimize en doğru insanı bulana kadar her çiçeğe konabiliriz.Bu zaman yitirmek değildir.Yada üzülmek için yeni bir neden…Bu hayattan zevk almaktırYaşamda her şeyin iki yüzü vardır.
Gelecekten hiçbir zaman korkmayalım.Yeniden başlamaktan….Hayattta her zaman kötü şeyler olabilir.Ama bu yaşamı zehir etmek için bir neden değildir.Savaşmak gerekir.Aşk ve sevgiyle ilgili her şey için yorulmak gerekir.Ve inanın buna değer.

Kötü deneyimler her şeyin sonu olmamalı.Ne yapabildiğimizi gösterelim.Yaşamın bize sunduğu her şeyi keşfedelim.Bütün duyguları yaşayalım.Hayatla eğlenelim,kendimizle eğlenelim.

Hayatı ertelemeyelim….
__________________
ALINTIDIR

Çevrimdışı TAYLANSALİH

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
# 17 Ara 2012 09:08:51
ilk kez ne zaman rastladığımı ansımadığım, eski sümer metinlerinde karşılaştığımda telaffuz eden, kazıyan, yazan yaşamların çoktan geçip gitmesine rağmen yaşama umudunu, o yaşamların değişebileceğine dair inancı hala alev alev taşıyarak duran ve yaşamın her günün, gecenin, mevsimin ve yılın ardından yeniden başlayabileceğinin, yaşamın içinde erkete sakınılan bir hayatın muştucusu olarak vaftiz ettiğim vaize yakıştırdığım sihirli cümle. tüm boşluğuna ve tüm acımasız gerçekliğine karşın.
'-"artık çok mu geç efendim" dedi çömez
-"sadece ölüler için geçtir, onlar geçmiştir. söyleyebildiğin herşey değiştirebileceğin herşeydir yaşarken" dedi sessizlikle ve taşlarla oynamaya devam etti.'
h. talboth

Çevrimdışı TAYLANSALİH

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
# 17 Ara 2012 09:14:15
Yaşadığı şehirden, bulunduğu ortamdan kısacası yaşantısından sıkılan bir adam, cebindeki az miktar para  ile yanına hiçbir şey almadan bulunduğu kenti terk edip daha önce hiç bilmediği bir ülkeye gitmiş. Oraya henüz alışmaya çalışırken birden bir ses duymuş. Bir çığırtkan, avazı çıktığı kadar meydanda bağırıyormuş:

- Tiyatro! Gelin! Kaçırmayın! Bu akşam Tiyatro!…

Adam hayatında hiç tiyatroya gitmemiş ve inanılmaz derecede merak etmiş. Biletin nereden alındığını öğrenmiş. Bilet fiyatı cebindeki tüm para kadar olmasına rağmen hiç tereddütsüz bileti almış. Başlamış merakla oyunu izlemeye… Oyun  bitmiş, herkes dağılmış ve bizim meraklı öylece kalmış, izlediği muhteşem oyun  karşısında. O sırada temizlikçi tarafından salonu boşaltmak için ikaz almış.
Adamsa:

- Bana müdürünüzün yerini söyler misiniz? Onunla bir şey konuşmam gerek… demiş.

Seyrettiği oyunun etkisi ile müdür ile konuşmuş ve ne olursa olsun, ne iş olursa olsun buranın bir parçası olmak için çalışmak istediğini belirtmiş. Müdür çok şanslı olduğunu, şu sıralarda bir temizlikçi aradığını fakat önce onu denemesi gerektiğini ifade etmiş ve denemek üzere aylardır el değmemiş bir kütüphanenin temizliğini uygun bulmuş.

- İşte burayı temizle. Eğer beğenirsem seni işe alırım… demiş ve gitmiş.

Tiyatro aşkının verdiği şevk ile temizlik beklenenden kısa sürede bitmiş. Müdür odayı görmeden adamın samimiyetine inanmamış. Onu diğerleri gibi işi savsaklayan biri sanmış. Fakat odanın temizliğini görünce hayretler içinde kalmış. Aylardır içeriye girilmeyen oda gıcır gıcır oluvermiş. Müdür bu çabuk ve becerikli adamı işe almaya karar vermiş.

- Tamam seni işe alıyorum



- Fakat benim yatacak yerim yok.

- O zaman burada yatarsın ve işe daha erken başlarsın.
İstediği olan tiyatro tutkunu, huzurlu bir şekilde odayı terk ederken müdür.

- Adın neydi senin buraya yazalım…. demiş. Aldığı cevap ise,

- William! William Shakespeare !… olmuş.

Bu hikaye hem insanı dehşete düşürücü hem de ilham verici. Shakespeare tiyatro yaşantısına bu şekilde başlamış.. Tam kırk (40) yaşında… tiyatroyu o yıllarda tanımış ve büyük bir azimle o muhteşem oyunları yazmış. Üstelik büyük bir fedakarlık göstermiş mesleği için. Meslek hayatı boyunca sadece üç saat uyuyarak yaşamını sürdürmüş. Sabah erken kalkıp oyun provasını yapıyor oyununu oynuyor ve akşam yeniden oyun yazıyor… Bu böyle sürüp gitmiş.

Bu hikayeyi ilk duyduğumda yaşamım için duyduğum kaygıları bir kenara bıraktım. Anladım ki, hiçbir şey için geç değil. İnsan eğer isterse imkansız gibi görünen olayları da gerçekleştirebilir.

Yeter ki yürekten istesin ve bunun için çaba sarf etsin. Hiçbir şey için geç değil.

Kaç yaşında olursak olalım…

Çevrimdışı kedicik26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 496
  • 3.360
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 496
  • 3.360
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 17 Ara 2012 09:31:43
Hep duyarız, gelir kulağımıza; "yok ya, benden geçti artık...", "ben öğrenemem...", "ben yapamam...", "benim için artık çok geç..." gibi... Neden "geç" olsun ki? Hiçbir şey için geç değildir hayatta... Hiçbir şey için geç kalmış sayılmayız... Önemli olan, başlamaktır, başlayabilmektir... Bir yerlerden veya bir şekilde başlayabilmektir... Sonuç alamayabiliriz... Veya, istediğimiz ve beklediğimiz başarıyı da gösteremeyebiliriz... Sonuç almamız ve başarılı olmamız önemlidir ve çok güzeldir, o ayrı... Ama, böyle de olmazsa, istediğimiz bir şeyi yapma ve başarma isteğimiz, bu yolda çaba göstermemiz ve bunun bize verdiği mutluluk da önemli değil midir? En azından, bunun "içimizde kalmaması" ve sonradan "keşke deneseydim, keşke uğraşsaydım" gibi kendi kendimize serzenişte bulunmayacak olmamız da önemli değil midir? Veya, insanın yapmak istediği bir şeyi denediği zaman bunu "yapamayacağını" görmesi ve anlaması önemli değil midir? Yani, demek istediğim şu ki; insan, daha baştan, konumuna veya yaşına bakarak "yenilgiyi" kabul etmemeli... Yapmak istediği (ve yapmayı denemediği zaman ileride içinde bir ukde olarak kalması kuvvetle muhtemel olan) bir şeyi "daha fazla" ertelememeli... Bir yerlerden ve bir şekilde başlamalı... En azından denemeli... Başarılı olur ve netice alırsa bu harika olur... Ama, ya yapamaz ve başarılı olamazsa? Bu da asla "BAŞARISIZLIK" veya "YENİLGİ" değildir... Hatta, o insan, kendisine benzer konumda olan diğer insanlara göre başarılı bile olmuştur...

Çevrimdışı kedicik26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 496
  • 3.360
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 496
  • 3.360
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 17 Ara 2012 09:33:32
HİÇBİRŞEY İÇİN GEÇ DEĞİL…

 

Evet hiçbirşey için geç değil yeter ki isteyin  istemeyi bil… İnsan büyüdükçe hayatın içinde farklı rollerde bulundukça anlıyor ki geriye dönüp baktığında anlıyor ki  hayatını  nekadar çok ertelemiş.. Herşeyi yarına bırakmış yarınların bitebilebileceğini düşünmeden…

 

Eski bir yoğunbakım hemşiresi olarak çok fazla ölmüş insan gördüm genç insanların ,yaşlı insanların,bebeği yeni doğmuş annelerin ölümüne, bebeklerin ölümüne tanık oldum…ve her seferinde sağlıklı olduğum için kendimi çok şanslı hissettim onların dünyaya gözlerini yumdukları gecelerin sabahını karşılyabilecek kadar sağlıklıydın en azından…. Kimbilir onlar hangi düşlerini yarınlara bırakmışlardır yada hangi hayallerinden  benim yaşım geçti benden bişey olmaz vazgeçmişlerdir kimbilirdi ki..

 


 

 

 

Eğer gerçekten ama gerçekten istiyorsanız asla vazgeçmeyin,ertlemeyin yarınlara bırakmayın hayatı , belki yarın çok geç olur kimbilir. Siz yeter ki isteyin…..

 

 

“yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasısna

  çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır

Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana” 

Ataol BEHRAMOĞLU

Çevrimdışı kedicik26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 496
  • 3.360
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 496
  • 3.360
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 17 Ara 2012 09:35:53
Beni inandırmışsın bir kere
İki insan aynı yöne aynı kararlılıkla ve de aynı yürekle giderse yer sallanırmış fikrine..
Aksini benden isteme.








Gittin mi geri dönmeyeceksin
Döndün mü bir kez bir daha gitmeyeceksin.


Adam gibi yaşatmadılarsa sevdamızı zalimlere inat düştün mü kalkacaksın.




Yarım kaldıysa yüreğin
Yarım bıraktılarsa seni
Benimle tamamlayacaksın kendini.
Birlikte yürüdüğümüz yollara tek başına gitmeyeceksin
Beni de göndermeyeceksin
böyle gözü yaşlı
kalbi kırık
perişan.


Birlikte büyüdüğümüz bu yer bizi bir arada görmemeye alışamadı da sen bensiz yaşamaya nasıl alıştın sahi?

Hiç mi terk etmedi gözyaşların göz pınarlarını
Hiç mi atmadın beynini bir yerin en yüksek tepesinden
ya da
Hiç mi sarılmak gelmedi içinden bir daha ayrılmamacasına.
Sözlerini benden kacirma sevdigim
gözlerine baktigim zaman kendimi görecegim..




Sen teslim olmayı erteliyorsun kendince.
Peki ömrümüz ne kadar rötarlı dersin?





Ben seni olduğun gibi sevdim.
Ben senin yüreğini sevdim.

Ben seni sen olduğun için
ve beni bu denli sardığın için sevdim.




Ben omzuna bir yaşam boyu güvenle yaslanayım diye sevdim
Kaybedeyim diye değil..!



Hiç bir şey için geç değil...
 

Çevrimdışı alanyap

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.787
  • 4.682
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.787
  • 4.682
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 17 Ara 2012 09:41:27
"Hiç bir şey için geç değil"
Evet bu yazılanları okuyunca ve düşününce hiç bir şey için gerçekten geç değil.Ölümden öncesi için yaş kaç olursa olsun ümit var.yazılanların içinde çok çok beğendiğim bölümler de var.Ancak bu mantıkla yaşayabilmek için öncelikle "HAYAT ENERJİMİZİ ALAN İNSANLARI" hayatımızdan çıkarmak gerek sanırım.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK