Dikkatlerden kaçtığını düşündüğüm bir hususa işaret etmek istiyorum.
Hissetmek, ruhun bir fonksiyonudur.
Ruhun ne olduğu konusunda net bir bilgi sahibi değiliz.
Anladığım kadarıyla ruhu tanımlamaya çalışayım.
1. Ruh, mekan ve zaman ile sınırlı değildir.
Daha açık bir ifade ile ruhlarımız biz dünyaya gelmeden önce vardırlar.
Dünyaya geldiğimizde ruhumuz cesedimize (vücudumuza) hapsedilir.
Öldükten sonra ruhumuz var olmaya devam edecektir.
Hesap gününden sonraki yaşantımızda da ruhumuz cesedimizde yaşantısını sürdürmeye devam edecektir.
Bu bilgiler Kur-an ve hadislere dayanmaktadır.
İhtiyaç hisseden arkadaşlar için ayet numaralarını ve hadis kaynaklarını yazabilirim.
Pozitif bilim olarak tanımlanan bilimler, ruhun varlığını kabul etmekle birlikte, mahiyeti, ne zaman var olduğu veya ne zaman olmadığı konusunda hiç bir şey söyleyememektedirler.
(Pozitif bilimler, Risale-i Nur külliyatında yapılan açıklamalara da itiraz edememektedir.)
2. Ruh, güneşe benzetilebilir.
Güneş dünyamızdan milyonlarca kilometre uzaklıktadır.
Buna rağmen biz güneşi görebiliyoruz. Isı ve ışık etkisini hissedebiliyoruz.
Benzer şekilde ruhumuzda bedenimizde olduğu halde, etkileri zaman ve mekanı aşabilmektedir.
Örneklendirmek gerekirse, uyuduğumuz zaman ruhumuz gezintiye çıkabilir.
Rüyamızda hiç gitmediğimiz yerleri görebiliriz, hiç tatmadığımız yiyecekleri tadabiliriz, acı çekebiliriz, gülebiliriz...
Bütün bunlar uyanıkken hissettiğimiz etkilerle aynı sonuçları verir.
Uyurken rüya da olduğunuzu (genellikle) anlamanız mümkün olmaz.
Ruh gezintisini bitirip, zaman ve mekan sınırları içine döndüğü zaman uyanabiliriz.
3. Ruh bazı durumlarda uyumaya gerek kalmadan da zaman ve mekan sınırları dışına çıkabilir.
Ruhunun ihtiyaçlarını karşılayarak onu eğitebilen kişiler istediklerinde zaman ve mekan sınırları dışına çıkabilmektedirler.
Ruhu kontrol etmek, her hangi bir konu ile yoğun olarak ilgilenilebilirse daha kolay olabilmektedir.
Şafak hocamın verdiği örneğe dönecek olursak, yarışmacılar ödül kazanma düşüncesi ile sorunun cevabını doğru olarak bilmeye yoğunlaşmaktadırlar. Gördüğümüz hareketler bu yoğunlaşma çabalarının görüntüleridir.
Eğer sorunun cevabı, sunucunun elindeki kapalı bir zarfta veya bir kutuda yazılıysa yarışmacı bu sonucu görmek konusunda aşırı bir istek duyar.
Eğer bu isteğini yeterli düzeye çıkarabilirse ruh, zaman ve mekan sınırları dışına çıkarak zarf veya kutudaki sonucu görebilir.
Kişiler genellikle sonucu gördüklerini anlamazlar (görmüş olabileceklerine inanmadıklarından), görme işlemi onlara bir HİS olarak yansır.
Ruhun gördüğünü doğru anlayamamanın temel sebebi, Kur-an'ı Kerim'in ilk inen ayeti olan OKU emrine muhalefet ederek GÖRDÜKLERİMİZİ OKUMAYI ÖĞRENMEMİŞ OLMAMIZDAN kaynaklanır.
Açıklamalarımın ne kadar doğru olduğu veya anlaşılır olduğunu bilemiyorum.
Bununla birlikte açıklamalarımı okuyanlardan bir deneme yapmalarını istiyorum.
Sözsüz müzik dinleyebileceğiniz bir ortam hazırlayın.
Gözlerinizi kapatın ve sadece müziği dinlemeyi deneyin, müziği dinlerken başka hiç bir şey düşünmeyin, sadece müziği dinlemeye çalışın.
Başaramadığınızı göreceksiniz, müziği dinlerken çeşitli düşünceler sizi meşgul edecektir.
Hiç bir şey düşünmeden, müziği dinlemeyi başarabiliyorsanız tebrik ederim. Artık ruhunuzu kontrol edebilecek seviyeye gelmişsiniz demektir.
Hocam benim anladığım kadarıyla görüşümüzle söylemimizle herşeyimizle pozitif bilimlere karşıyız... Açık açık sizi bu görüşlerinizden dolayı kutlarım ama bu kadar da bilim karşıtı görüşlerle nereye kadar...
Bende konuyla bağlantılı bir ruhbilim (psikoloji) yazısı ilave etmek istiyorum (tabii turgut hocam sizin kaynakların yanında bizimkinin lafı olmaz... bilimle uğraşanlar zaten boşuna uğraşıyorlar... ne gerekse)
--------
RuhbilimOs. Ruhîyât, Fr. Al. Psychologie, İng. Psychology
Ruhsal yaşamın bilimi
Yunanca ruh anlamına gelen psykhe deyimiyle bilgi anlamına gelen logos deyiminden yapılmıştır. Antikçağ Yunanca'sında psukhê deyimi duysal ruh anlamına geliyordu. Dilimizdeki ruhbilim deyimi de bu anlama uygundur ve özellikle ruh'la tin deyimleri arasındaki anlam ayrılığını göz önünde tutmuştur. Bu anlamda ruhbilim deyimi, canlı örgenliğin bedensel yanını inceleyen bilimi dilegetiren fizyoloji deyimine karşı olarak canlı örgenliğin ruhsal yanını inceleyen bilimi dilegetirir.
• İnsan ve hayvan davranışlarını inceleyen bilim.
• Bir grubu, bir bireyi belirleyen hareket etme, düşünme, duygulanma biçimlerinin bütünü.
• Davranışsal.
düşünüş, davranış biçimi.
• Psikolojinin tanımı,gözlenebilen,ölçülebilen insan ve hayvan davranışlarıdır.
• Psyche + Logos kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. Psyche ruh anlamına gelir, logos da bilim/bilgi demektir. Psychelogos yani Psikoloji kelime anlamıyla "ruhbilim"dir.
Bilim olarak psikoloji
İnsan bir canlı olarak çevresine uyum sağlamak ve kendi içinde de dengeli bir gelişme sağlamak ister. Psikoloji de elde ettiği yasaları yine insana uygulayarak onun davranışlarını açıklayabilir, önceden kestirebilir, kontrol edebilir. Böylece, insana bu gelişim ve uyum sürecinde yardımcı olabilir.
Günümüzde psikolojinin bulgularından, çok değişik alanlarda yararlanılır. Eğitim, tıp, endüstri, ekonomi alanlarında psikolojik bilgilerin kullanımı, insanların daha başarılı olmasını sağlamaktadır. Büyüme, gelişme, yetenekler, ilgi, zekâ, heyacan, bellek, düşünme, öğrenme konularında elde edilen psikolojik bilgilerin eğitim alanında kullanılmasıyla bu alanda başarı yükselmiş, daha sağlıklı, daha modern bir eğitim anlayışı gelişmiştir.
Ekoller ve yaklaşımlar
1879’da Alman psikolog Wilhelm Wundt tarafından Leipzig’de kurulan
psikoloji laboratuvarı ile psikoloji,
deneysel bilim dalı unvanını kazanmıştır. İlk psikoloji deneyleri burada yapılmıştır. Psişik olaylar fizik olayları gibi incelenmeye çalışılmıştır. Daha sonra Avrupa`nın değişik yerlerinde ve Amerika`da birçok psikoloji laboratuvarı açılmıştır.
Psikoloji felsefeden ayrılıp bağımsız bir bilim haline geldikten sonra -kısmen de olsa- bazı filozofların düşünce biçimlerinin etkisinde kalmıştır. Sistem ve ekol olarak gelişen psikoloji akımları ortaya çıkmıştır. Ekoller genellikle tek yanlı görüşlerdir. İncelemek istedikleri konuyu temel ögeler açısından ele alırlar. Determinist anlayıştadırlar. Psikolojinin belli başlı ekolleri Yapısalcılık (zihin yapısı ile ilgili), İşlevselcilik (zihin göreviyle ilgili), Davranışçılık, psikanaliz ve Gestalt psikolojisidir.
20. yy. psikolojisi zihinsel süreçleri açıklamak için iç gözlem yöntemini kullanan yapısalcılıkla başladı, daha sonra psikanalitik psikoloji gelişti. Yapısalcılığa karşı olan davranışçılık ve Gestalt psikolojisi gibi akımlar ortaya çıktı. Daha önceki okulların tek yanlı determinist (belirleyici) görüşlerine tepki olarak da hümanistik (insancıl) psikoloji doğdu. 2. Dünya Savaşı sırasında ise ekoller önemini kaybederek, görüşler yavaş yavaş birbirine yaklaştı. Teorisyenler ve araştırmacıların aynı miktarda katkıda bulunduğu çoğulcu anlayış, ekollerin tek yanlı anlayışının yerine geçti. Psikolojinin günümüzdeki durumunu daha iyi anlamak için ekol ve yaklaşımları gözden geçirelim. Bu yaklaşımlar kolektif bilimsel bakış açısını da yansıtır.
1. Amaçlılık ruhbilimi (İng. Purposive psychology) 2. Askerlik ruhbilimi (İng. Military psychology) 3. Uygulamalı ruhbilim (İng. Applied psychology) 4. Atomculuk (İng. Atomism) 5. Bilimsel ruhbilim (İng. Scientific psychology) 6. Biçim ruhbilimi (İng. Gestalt psychology) 7. Bireysel ruhbilim (İng. Individual psychology) 8. Budunsal ruhbilim (İng. Ethnopsychology) 9. Çevre ruhbilimi (İng. Ecological psychology) 10. Çözümsel ruhbilim (İng. Analytical psychology) 11. Davranışçılık (İng. Behaviorism) 12. Davranışlararası ruhbilimi (İng. Interbehavioral psychology) 13. Deneysel ruhbilim (İng. Experimental psychology) 14. Derinlik ruhbilimi (İng. Depth psychology) 15. Endüstri ruhbilimi (İng. Industrial psychology) 16. Ergenlik ruhbilimi (İng. Adolescent psychology) 17. Fizyolojik ruhbilim (İng. Physiological psychology) 18. Yapısal ruhbilim (İng. Structural psychology) 19. Genel ruhbilim (İng. General psychology) 20. Gensel ruhbilim (İng. Genetic psychology) 21. Görgül ruhbilim (İng. Empirical psychology) 22. Hayvan ruhbilimi (İng. Animal psychology) 23. Herbartçılık (İng. Herbartianism) 24. İşlem ruhbilimi (İng. Act psychology) 25. İşlevsel ruhbilim (İng. Functional psychology) 26. Kişiliksel ruhbilim (İng. Personalistic psychology) 27. Kültür ruhbilimi (İng. Cultural science psychology) 28. Matematiksel örnek ruhbilim (İng. Mathematical model psychology) 29. Nesnel ruhbilim (İng. Object psychology) 30. Örgensel ruhbilim (İng. Organismic psychology) 31. Öz ruhbilimi (İng. Self psychology) 32. Sayılama ruhbilimi (İng. Statistical psychology) 33. Toplumsal ruhbilim (İng. Social psychology) 34. Topoloji ruhbilimi (İng. Topological psychology) 35. Ussal ruhbilim (İng. Rational psychology) 36. Uyaran - karşılık ruhbilimi (İng. Stimulus - response psychology) 37. Varoluşçu ruhbilim (İng. Existential psychology) 38. Vektör ruhbilimi (İng. Vector psychology) 39. Yığın ruhbilimi (İng. Mass psychology)
Ayrıca:
Normaldışı ruhbilim (İng. Abnormal psychology), Biyolojik ruhbilim (İng. Biological psychology), Bilişsel ruhbilim (İng. Cognitive psychology), Karşılaştırmalı ruhbilim (İng. Comparative psychology), Gelişimsel ruhbilim (İng. Developmental psychology), Psikometrik ruhbilim (İng. Psychometric psychology), Danışmanlık ruhbilimi (İng. Counselling psychology), Eğitim ruhbilimi (İng. Educational psychology), Adlî tıp ruhbilimi (İng. Forensic psychology), Sağlık ruhbilimi (İng. Health psychology), Nöropsikoloji (İng. Neuropsychology), Psikodrama (İng. Psychodrama), Klinik psikoloji (İng. Clinical psychology), Sağlıkbilimsel psikoloji (İng. Psychological medicine), Psikanaliz (İng. Psychoanalysis), Psikopatoloji (ing. Psychopathology), Grup psikolojisi (İng. Group psychology), vb. alanlar da mevcuttur.
Araştırma yöntemleri
Bilimlerin amacı, olaylar hakkında kanıtlanabilir bilgiler elde etmektir. Bu amaca erişmek için izledikleri sistemli yola, her türlü araştırma tekniğine yöntem denir. Değişik bilim dallarında birçok yöntem kullanılır. Psikoloji de diğer bilimlerin kullandığı yöntemlerin çoğunu kendi konusuna göre kullanır. Bunların başlıcaları betimleyici ve tanımlayıcı yöntemler, korelasyonel yöntemler, deneysel yöntemlerdir.
1. Betimleyici ve tanımlayıcı yöntemler: Betimleme ve tanımlama amacıyla tarama yöntemi, doğal gözlem, görüşme ve vaka incelemesi yöntemlerinden yararlanılır.
1. Tarama yöntemi: Belirli sorunlarla ilgili olarak geniş kitlelerin görüşlerinin alınmasıdır.
1. Test: İnsanların zekâlarını, ilgilerini, yeteneklerini, tutumlarını, kişiliklerini vb. ölçmek amacıyla kullanılır.
2. Anket: Bilgi verecek kişinin doğrudan kendisinin okuyarak cevaplandıracağı sorulardan oluşmuş soru kayıtları kullanılarak yazılı cevaplar aracılığıyla gözlemde bulunma işidir.
2. Doğal gözlem: Olayların doğal durumda izlenmesidir.
3. Görüşme: Görüşme, karşılıklı konuşmadır. Bu konuşma bir kişiyle olabileceği gibi bir grup insanla da olabilir.
4. Vaka: Bazı durumlarda insan davranışını tanımlamak pek kolay olmaz. Olayın derinliğine inmek gerekir. İnsanın geçmiş yaşantıları ve çevresi davranışlarına önemli etkiler yapar. İnsan davranışını tanımak için bu geçmiş yaşantıların, önemli olayların ve ilişki kurduğu insanların nasıl bir etkide bulunduğunu öğrenmek gerekir. Bunun için incelenen kimsenin ailesi, arkadaşları ve diğer ilgililerle konuşulur. Elde edilen bilgiler nesnel olarak kaydedilir. Davranışların nedenleri ortaya çıkarılırken bu bilgilerden yararlanılır.
2. Korelasyonel yöntemler:
1. Korelasyon: iki değişken arasındaki karşılıklı ilişki miktarını gösterir. Örneğin tekrar yapmakla öğrenme arasında pozitif korelasyon vardır. Korelasyon değeri 0 ile +1 arasında olur. Sigara içmek ile ile sağlıklı olmak arasında ise negatif korelasyon vardır. Korelasyon değeri ise 0 ile -1 arasında olur. .
3. Deneysel yöntemler: Doğal gözlem, varsayım (Hipotez) ve deneyleme aşamasından geçer.
1. Doğal gözlem: Olayların akışına gözlemcinin karışmadığı gözlem biçimi.
2. Varsayım: Olaylar ve olgular arasında neden-sonuç ilişkisi kuran ve gözlem yolu ile test edilecek olan öngörü.
3. Gözlem: Olayın başından sonuna kadar izlenerek görülenlerin kaydedilmesi. Deneysel yöntemde, bu aşamada kastedilen, doğal olmayan gözlemdir.
1. Güdümlü gözlem: Olayların yeri, zamanı ve koşullarının gözlemci tarafından hazırlandığı gözlem biçimi. Nelerin, nasıl gözlenebileceği, nasıl kaydedileceği önceden kararlaştırılır. Aktif gözlem ya da deneyleme de denilebilir.
2. Deney: Bir değişkenin etkilerini gözlemek üzere koşulları hazırlanmış gözlem ya da deneyleme sürecinin ürünüdür. Deney yöntemi, diğer bilimlerde olduğu gibi psikolojide de araştırmaların temelidir.
---------------
hocam biraz da bunları "OKU" sak da o dediğimiz muhalefeti yapmasak... saygılarımla...