şunu anladım; yaşamadan bazı şeyler bilinmezmiş...
büyük konuşmamak lazım.
Merhaba öğretmenim, o kadar doğru bir şey yazmışsınız ki kesinlikle katılıyorum. Aslında bunu her durum için söyleyebiliriz. Bu olguyu düşünür ve kabul edebilirsek her şey çözülür zaten.
Kendimize zarar veren, sıkıntı çıkaran her şeye karşı çıkıyoruz;
İptal ettirecektin niye istedin,
30 yıllık olmuşsun hala daha niye çalışıyorsun,
500-600 puanın var niye tayin istiyorsun,
...
Bunları çoğalta biliriz. Şimdi bazı arkadaşlarımız karşı çıkabilir, saygı duyuyorum.
Tayin istedikten sonra ailevi bir sıkıntısı çıkmış olabilir nereden bileceğiz, (içinde keyfi olarak iptal ettirenler de yok değil midir, kesinlikle vardır, kabul ediyorum ama oran oldukça azdır.)
30 yılıktır ama emekli olursa maddi olarak sıkıntıya düşecektir, garibim ne yapsın zor da olsa çalışıp sıkıntılarını gidermeye çalışıyordur nereden bileceğiz ( içinde hiçbir sıkıntısı olmayan sırf eli boş kalmamak için emekli olmayanlar da vardır ama oran yine çok düşüktür)
500-600 puanı vardır, hayatı düzendedir ama ailevi bir nedenle başka bir yere gitmek zorunluluğu ortaya çıkmıştır veya o güne kadar ihtiyaç duymamıştır nereden bileceğiz ( içinde sırf yolluk alıp emekli olmak isteyenler de vardır ama yine söylüyorum oran çok düşüktür) (Ayrıca bu 500-600 puanı ona kimse bedavadan vermemiştir.)
....
Bu bölümleri de uzatabiliriz.
Bu nedenle biz öğretmenlerin biraz daha dikkatli olmasına “Başa gelmeden bilinmez” cümlesini ve bilhassa kader konusunu kabul etmesini çok istiyorum. Bazen “Fosil” yakıştırmasını okuyorum ve çok ama çok üzülüyorum. Daha doğrusu bunun genellenmesine üzülüyorum.
Tekrar söylüyorum, bazı dostlarımız karşı çıkabilir, ben sadece yaşayarak öğrenenlere karşı biraz daha dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum. Etrafımızda 30-40 yıllık bir öğretmen varsa onu “Fosil” olarak değil, tecrübelerinden faydalanılabilecek bir çınar gibi görülmesi gerektiğini savunuyorum. Bazen o koca Çınar’a su dökerek yardımcı da olabiliriz.
Kötü, olumsuz düşünerek strese girmektense ; iyi, güzel düşünüp mutlu olmak daha güzel değil mi dostlarım.
Beni anlayışla karşılamanızı ümit ediyor, saygı ve selamlarımı sunuyorum.