Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.
Ayşegül Ekti hanım tarafından hazırlanan ve Egitimhane.com'un İletişim çağında iletişimsizlik konulu 2. seminer organizasyonunda sunumu yapılan "BİLİNÇALTI TEKNİKLERİ İLE SAĞLIKLI İLETİŞİM" başlıklı sunuyu dikkatle inceledim ve faydalandım.
Sunu ile ilgi düşüncelerimi paylaşmamın faydalı olacağını umut ediyorum.
1) Sunuda, anne karnında başlayıp, devam eden bir kayıttan bahsedilmekle birlikte bu kayıt işleminin
NEREYE yapıldığı konusunda bilgi verilmemektedir.
Bırakılan boşluğu biz tamamlayalım
Kayıt işleminin yapıldığı yer RUHTUR.Sunu boyunca kullanılan bilinçaltı, bilinçüstü, ego, süper ego, id gibi terimlerle ifade edilenler ruhun fonksiyonlarıdır.
Sunuda, bilim insanları Ericson ve Freud'un görüşlerine yer verilmiş.
Bununla birlikte ruhu yaratanın, ruh hakkında bildirdiklerine yer verilmemiş.
2) Sunuda, 0 - 6 yaş dönemine yapılan kayıtlarla oluşan bilinçaltının, ileri yaşlardaki psikolojik durumu önemli ölçüde etkilediği belirtilmiş.
0 - 6 yaş döneminde yapılan kayıt miktarı buz dağının su altında kalan bölümü ile sembolize edilmektedir.
Yetişkin bir insanın, 6 yaşından sonraki kayıtları bilinçüstü olarak isimlendirilmekte ve buzdağının su üstünde kalan kısmı ile sembolize edilmektedir.
Örneğin
80 yaşındaki bir insanın
0 - 6 yaş dönemi kayıtları buz dağının suyun altındaki BÜYÜK kısmı,
7 - 80 (63 yıllık) yaş dönemi kayıtları buz dağının suyun üstündeki KÜÇÜK kısmını oluşturmaktadır.
3) Bilinçaltı kayıtları, genel olarak İD olarak isimlendiriliyor.
Sunuda id kelimesi için, ilkel ve doğuştan gelen dürtüler tanımlaması yapılıyor.
(Olumsuz anlamdaki) cinsel arzular, saldırgan tepkiler gibi olumsuzlukların kaynağı olarak gösteriliyor.
İnançlarımıza göre, insan, gerek bu dünya, gerekse ahiret hayatı için
mükemmel özellikte yaratılmaktadır.
Yaratılış, (bedensel özürler dahil) hiç bir yönüyle olumsuzluk barındırmamaktadır.Yaratılıştan sonra ortaya çıkan olumsuzlukların tamamı insan kaynaklıdır.
4) Ruhu etkileyen insan kaynaklı olumsuzlukların bir çok sebebi vardır.
Örnek :
- Aldığımız besinler ruhu etkiler: Yaratanın yasakladığı / tavsiye etmediği besinleri yiyen bir anne vasıtasıyla rahimdeki çocuğun ruhu olumsuz etkilenir.
Aynı durum bu dünyaya geldikten sonra aracısız olarak olumsuz etkisini devam ettirir.
Ağırlıklı olarak hayvansal ürünlerle beslenen bir insanın sakin / uysal ruh yapısına sahip olması mümkün değildir.
Benzer şekilde, ağırlıklı olarak bitkisel ürünlerle beslenen bir insanın saldırgan bir ruh yapısına sahip olması mümkün değildir.
- Ses dalgaları ruhu etkiler: Ruh, bu dünyanın kavramları ile bir tür enerji olarak tarif edilebilir.
Bu nedenle her türlü enerji (olumlu / olumsuz) ruhu etkiler.
Seste bir tür enerjidir.
Bir çok kişi çocukların yanında kötü anlamı olan sözler söylenilmesinin doğru olmadığını düşünür.
Bu görüşe katılmıyorum.
Sözlerin anlamı değil, söylenirken üretilen ses dalga boyu ruhu etkiler.Örneğin, kötü anlamı alan bir sözü, çok güzel bir şey söylüyormuş gibi tatlı bir ses tonu ile söyleyebilirseniz ruh bundan olumsuz etkilenmez.
Güzel anlamı olan bir sözü, kızgınlık içeren sert bir ses tonu ile söylerseniz ruh bundan olumsuz etkilenir.
- İklim şartları ruhu etkiler: Ruh için en uygun olan ılıman iklimdir. Sıcak iklimler ruhu olumsuz etkiler (saldırgan davranışlar).
Soğuk iklimlerin ruha sakinlik / uysallık veren etkisi vardır.
...
Ruhu etkileyen hususlar çok fazla olduğu için, psikolojik rahatsızlıkların çoğunluğunu 0 - 6 yaş arasında yapılan kayıtlara bağlamanın sağlıklı bir düşünce olmadığına inanıyorum.
İnsan ruhu, doğrusal bir etki altında değildir. Değişik dönemlerde, değişik özellikler gösterir.
Örnek:
- Evlilik öncesi ve sonrası arasında insan ruhunda olumlu / olumsuz önemli değişiklikler olur.
- Ergenlik öncesi ve sonrası arasında insan ruhunda olumlu / olumsuz önemli değişiklikler olur.
- Büyük sağlık problemleri, büyük sıkıntılar sonrasında insan ruhunda olumlu / olumsuz önemli değişiklikler olur.
...
Bu değişiklikleri sadece 0 - 6 yaş arasında yapılan kayıtlara bağlamanın sağlıklı bir düşünce olmadığına inanıyorum.
Sunu ile ilgili düşüncelerimi inşallah paylaşmaya devam edeceğim.