İlginç Bilgiler

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 08 Eki 2013 06:41:18
Mavi balina dünyanın en gürültülü hayvanıdır. Sadece fısıldaması bile 188 desibele ulaşabilir.

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.429
  • 177.416
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.429
  • 177.416
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 14 Eki 2013 13:42:45
Galyum,
insan tenine değdiğinde eriyen bir metaldir...

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 17 Eki 2013 07:55:17
Bir aslan, bir kaplan ve bir ayı! Bu 3 üç arkadaş 12 yıldır birlikte yaşıyor.

Çevrimdışı carkin

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 257
  • 4.037
  • Öğretmen Adayı
  • 257
  • 4.037
  • Öğretmen Adayı
# 20 Eki 2013 20:51:59
Güneşin dışı 6000 derece içi ise 12 milyon derece sıcaklıktadır.

Güneşin bilimsel adı “Termonükleer Reaktör”dür.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 21 Eki 2013 06:45:23
.

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 26 Eki 2013 19:13:03
Düşünün; hava buz gibi. Camiye gittiniz. Şadırvan da abdest alacaksınız ama buz gibi su içinizi titretiyor. Tam o anda elinde ibrik yanınızda bir genç bitiyor.
“Buyurun Beyefendi” diyor. “Abdestinizi sıcak suyla alın”
Şaşırıyorsunuz. Sonra gencin yakasındaki karta ilişiyor gözünüz:
“Kışın Abdest Alanlara Sıcak Su Temin Etme Vakfı Görevlisi!” yazıyor.
Ya da tam tersi. Ağustos sıcağı, dilinizi damağınıza yapıştırmış. “Şöyle buz gibi bir su olsaydı” diye içinizden geçirirken, bir bardak uzanıyor elinize. Suyu kana kana içiyorsunuz, içiniz ferahlıyor. Teşekkür etmek ve eline üç-beş kuruş tutuşturmak için bardağı uzatan gence dönüyorsunuz. Ama o parayı kabul etmiyor. Daha da şaşırıyor ve “Sen de kimsin?” diyorsunuz. “Ben” diyor genç; “Yaz Günleri Soğuk Su Dağıtma Vakfı Görevlisiyim”
Bitmedi, çok fakirsiniz. Evlilik çağına gelmiş bir kızınız var. Ama çeyizi bile yok. Bir gün akşam karanlığı çökmek üzereyken, kapınız çalıyor. Kapıda iki bayan; ellerinde paket paket danteller, el işlemeleri, çeyizlik havlular, saten örtüler.
Gözünüz yaşlı, sesiniz titrek soruyorsunuz; “Siz de kimsiniz?”
“Biz” diyorlar. “Fakir Kızlara Çeyiz Hazırlama Vakfı‘ndan geliyoruz”
Şaka gibi geliyor ama inanın bunların hepsi gerçek.
Hem de bundan 500 yıl önce bu topraklarda yaşanıyordu.
Nereden mi biliyorum? Vakıflar Genel Müdürlüğü, harika bir çalışma yapmış.
Osmanlı‘da kurulan vakıfların listesini çıkarmış.
İnsan okudukça çarpılıyor, tüyleri diken diken oluyor.
“Yarabbi bu nasıl büyük bir medeniyettir, nasıl üstün bir meziyettir” demekten kendini alamıyor. Kimisi 15. yüzyılda kurulmuş, kimisi 16. yüzyılda.
Hani Türkiye ilerliyor, demokratikleşiyor, sivil toplum güçleniyor deniyor ya.
Hepimize kapak olsun, işte Osmanlı’da kurulan vakıflar:
Güzel Yazı Öğretme Vakfı, Sokak Hayvanlarına Ekmek Verme Vakfı, Hastalara Evinde Bakma Vakfı, Kızlara Çeyiz Hazırlama Vakfı, Duvar Yazılarını Silme Vakfı, Kadın Sığınma Evi Vakfı, Sıcak Pide Dağıtma Vakfı, Yaz Günlerinde Soğuk Su Dağıtma Vakfı, Kışın Abdest Alanlara Sıcak Su Temin Etme Vakfı, Sıcakta Sebillere Kar Koyma Vakfı, Yol Güvenliğini Sağlama Vakfı, Helalleşme Vakfı, Hristiyan Esirleri Kurtarma Vakfı, İlkokul Hocalarına Tütünü Yasaklama Vakfı, Yoksul Mahkumlara Harçlık Verme Vakfı, Güvercinhane Yaptırma Vakfı, Leylekleri Koruma Vakfı, Dara Düşenlerin Vergisini Ödeme Vakfı, İflas Eden Tüccarlara Yardım Vakfı, İlmi Kitapları Bağışlama Vakfı, Şehit ve Sahabe Türbelerini Tamir Etme Vakfı, Şehir Estetiğini Koruma Vakfı, Hayvanlara Mera Açma Vakfı.
Daha onlarcası var. Ama hepsini yazmaya imkan yok. Ancak şimdi siz karar verin;
500 yıl önceki Osmanlı mı ileri, yoksa hala bir Anayasa’yı bile yapamayan biz mi?

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Eki 2013 08:17:03
En uzun süre aç kalabilen hayvan hangisidir?

134 güne kadar çıkabilen süresi ile erkek imparator pengueni. Gerçek bir süper baba olan imparator pengueni dişinin bıraktığı yumurtaya uzun antartika kışı boyunca sabırla yanından bir an bile ...ayrılmadan bakar. Bu süre boyunca hiç birsey yemediği gibi mide özsuyu ile oluşturduğu sütümsü bir madde ile yavrularını beslerler. Bu esnada vücut ağırlıklarının üçte birini kaybederler. Dişiler, yaklaşık üç kilogram ön sindirime uğramış balık ile geri dönerler. Yavruların beslenmesi işini geri alan dişiler ancak bundan sonra erkeklerin yeniden yemek yemesine fırsat tanırlar.

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.429
  • 177.416
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.429
  • 177.416
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 15 Kas 2013 21:45:55
Yeni doğmuş bebeğin topuk iziyle annenin parmak izinin aynı
olduğunu
biliyor muydunuz?
Yüce Rabbim tarafından çocuklar karışmasın diye alınan

'' mükemmel bir tedbir !..''

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 16 Kas 2013 06:37:57
Niçin gıdıklanıyoruz?

Gıdıklanmak rahatsız edici olduğu kadar eğlendiricidir de. Başkaları tarafından, hatta bazen dokunulmadan gıdıklanırız, ama kendi kendimizi gıdıklayamayız. Bazıları gıdıklanmaya karşı çok hassasken bazıları etkilenme...z bile.
Bir insan gıdıklanınca, derinin yüzeyinde bulunan küçük sinir lifcikleri harekete geçer. Özellikle tüyle okşama, böcek yürümesi gibi olaylara hassas olan bu lifcikler, sinyalleri beyne gönderirler. Ancak araştırmacılar bu sinyallerin beyinde nereye kaydedildiğinden emin değiller. Beynin gıdıklanmaya tepkisi, kaşınmaya olan tepkisi gibi, gönülsüz yapılan bir tepkidir.
Gıdıklanma ile kan basıncı artarken, nabız ve kalp atışı hızlanır, beynin uyanıklığı fazlalaşır. Gıdıklanmanın fiziksel olduğu kadar psikolojik yanı da vardır. Gıdıklanma başlangıçta zevkli olabilirse de sürdürüldüğünde korku ve paniğe dönüşebilir.
İnsanların daha çok gıdıklandıkları yerler, ayak altı, avuç içi ve koltuk altı gibi bölgelerdir. Bunun nedeni, buraların çok hassas bölgeler olmalarıdır.
İnsan beyni vücuda gelen uyarıların hangisinin insanın bizzat kendisinden, hangisinin dışarıdan geldiğini ayırt eder ve ona göre öncelik verir. Örneğin, elimizin yanması gibi acil refleks gerektiren dışarıdan gelen uyarılara öncelik verir. Bu nedenle bir başkası tarafından gıdıklandığımızda reaksiyon gösteririz ama kendi kendimizi gıdıklamaya çalıştığımızda beyin bu noktalardaki hassasiyeti azalttığından gıdıklanmayız.

Çevrimdışı faldov

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.346
  • 46.549
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 4.346
  • 46.549
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 23 Kas 2013 14:07:32
Barış Manço'nun Kol Düğmeleri adlı şarkısı, arkadaşıyla girdiği "Kol düğmeleri adına bir şarkı yapamazsın" iddiasıyla ortaya çıkmıştır.

Çevrimdışı kirsehir

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.952
  • 12.251
  • Okul Öncesi Öğrt.
  • 10.952
  • 12.251
  • Okul Öncesi Öğrt.
# 23 Kas 2013 14:12:52
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Yeni doğmuş bebeğin topuk iziyle annenin parmak izinin aynı
olduğunu
biliyor muydunuz?
Yüce Rabbim tarafından çocuklar karışmasın diye alınan

'' mükemmel bir tedbir !..''

sonradan farklılaşıyor mu acaba topuk izleri, merak ettim şimdi.

Çevrimdışı manibo45

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 33
  • 65
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 33
  • 65
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 23 Kas 2013 22:06:08
deve kuşunun beyni gözünden küçüktür.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 24 Kas 2013 06:32:30
Yolcu uçakları niçin genelde yaklaşık 10 km yükseklikte uçarlar? Bunun ne gibi faydaları vardır?

Uçakların yaklaşık 10 km yükseklikte uçmalarının ana nedeni; alçaklara oranla bu yüksekliklerde, aynı yakıt sarfiyatıyla daha yüksek hızlara u...laşabilmeleridir. Çünkü, yüksekliğin her 5 km’lik artışında, hava yoğunluğu ½ faktörüyle azalır. Dolayısıyla, 10 km yükseklikteki hava yoğunluğu, deniz düzeyindekinin dörtte biri kadardır. Belli bir hızda uçan uçak için hava yoğunluğunun azalması, uçağın uğradığı sürtünme kuvvetinin azalması anlamına gelir. Ancak, uçağın belli bir kaldırma kuvvetini sağlayabilmesi için, yoğunluğu daha az olan havada daha hızlı uçması gerekir. En yaygın olarak uçulan hız 960 km/sa olup, bu değer; sıcaklıkla birlikte değişmekle beraber 1200 km/sa civarında olan ses hızından yeterince uzaktır. Sonuç olarak; 10 km yükseklikte 960 km/sa hızla uçan bir uçak; deniz seviyesinde bu hızın yarısıyla uçarken karşılaşacağı kadar sürtünme kuvvetine maruz kalır ve belli bir yakıt stoğuyla, deniz seviyesinde uçarak katedebileceği mesafenin iki misli yol alır. Tabii, yükseklerdeki basıncın düşüklüğü, kabinlerin yeterli oranda oksijen içeren havayla basınçlandırılmasını gerektirir.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 26 Kas 2013 05:21:27
6000 Yaşında Olan Ağaç

Bu şaşırtıcı ağaç Limpopo, Güney Afrikada ve yerel halkın susuzluğunu gidermek için bara dönüştürülmüş. Ama senede 7000'den fazla turist bu mekanı ziyaret ediyor. 40 kişi ellerini birleştirip bu ağacı kavrayabiliyor. Mekanın sahibi bir parti zamanı 54 kişinin içeriye sığdığını söylüyor, ama bir daha bunu yapmayacağını da ekliyor.
Ama bu ağaçla ilgili en etkileyici şey, bilim adamlarına göre, bu ağaç yaklaşık 6000 yaşında, Mısırdaki birçok piramitten daha yaşlı. Bu da bu ağacı gezegendeki en yaşlı canlı organizma yapıyor. İşte bu büyüleyici!

Çevrimdışı eslemnurum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 10.560
  • 26.279
  • 10.560
  • 26.279
# 26 Kas 2013 06:59:32
Benim ki Asya ayağı, tam doğru yerdeymişim. :D

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK