İlginç Bilgiler

Çevrimdışı snf81

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 810
  • 862
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 810
  • 862
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 05 Tem 2012 12:52:44
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Fillerin Nasıl Öldüğünü Biliyor Musunuz?
 -
 Filler öleceğini önceden hissederler , acı çığlıklar atarak yakındaki bir mağaraya doğru, yalnız ve vakur adımlarla yürümeye başlar. O çığlığı duyan diğer filler de mağaranın ağzına gelir.
 Yaşlı fil gelen diğer fillerin hepsi ile vedalaşır, son olarak kendi ailesi ile baş başa kalır. Ardından mağaraya girer. Ailesi onun arkasından gelmek ister, diğer filler vücutlarıyla ona engel olur. Mağaraya giren fil son bir acı çığlık daha atar. Velhasıl filler hayata gözlerini; yalnız kapar.
ETKİLEYİCİ :(

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.525
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.525
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 05 Tem 2012 13:12:48
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ETKİLEYİCİ :(

Evet öğretmenim öyle.. Etkilenmemek mümkün değil..

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.525
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.525
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 05 Tem 2012 13:13:09
Tarihin İlk Laptopu
 
3 nisan 1981 yılında Osborne firması tarafından piyasaya sürülen bu alet, dünyanın ilk taşınabilir dizüstü bilgisayarı ünvanını taşıyor. Ağırlığı yaklaşık 11 kilo olan bilgisayarın fiyatı 1795 dolarmış.

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 05 Tem 2012 13:34:55
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
sizi bilmem ama ben eşime iş yaptırıyorum... allah onu başımdan eksik etmesin.
Amin :D Benim eşim de yapar sağolsun, hicvettim ki vurgu olsun, yapmayanların kulağına küpe olsun, sağlık herşeyden önemli değil mi ama, madem daha mutlu ve sağlıklı olacaklar, bulaşıklardan başlasınlar ;D ;D

Çevrimdışı snf81

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 810
  • 862
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 810
  • 862
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 05 Tem 2012 13:43:25
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
bir ignliiz üvnsertsinede ypalın arşaıtramya gröe,
kleimleirn hrfalreiinn hnagi srıdaa yzalıdkılraı ömneli dğeliimş.
öenlmi oaln brinci ve snonucnu hrfain yrenide omlsaımyış.
ardakai hfraliren srısaı krıaışk oslada ouknyuorumş.
çnükü kleimlrei hraf hraf dğeil bri btüün oalark oykuorumuşz.
bakın nasıl da düzgün okudunuz, ilginç değil mi?

BU GZÜLDEİ :)

Çevrimdışı snf81

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 810
  • 862
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 810
  • 862
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 05 Tem 2012 13:50:56
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
İnsan vücudunda kan gitmeyen tek yer Kornea’ymış. Kornea(gözün saydam tabakası) oksijen ihtiyacını direkt olarak havadan alıyormuş. 
 İŞTE BU YÜZDEN LENS TAKANLARIN SOĞAN SOYARKEN GÖZLERİ YANMIYORMUŞ.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
İnsan vücudunda kan gitmeyen tek yer Kornea’ymış. Kornea(gözün saydam tabakası) oksijen ihtiyacını direkt olarak havadan alıyormuş. 


Çevrimdışı TAYLANSALİH

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
# 05 Tem 2012 16:37:32
Bukalemunlar niçin renk degiştirirler?
 
Bulundukları ortama uymak için renk değiştirmezler.

Bunu hiç yapmamışlardır; hiçbir zaman da yapmayacaklardır. Bu tamamen bir mittir. Tümüyle uydurmadır. Koca bir yalandır.

Bukalemunlar değişik duygusal haller sonucunda renk değiştirirler. Eğer bu renk değiştirme ortama uymak için oluyorsa bu tamamen tesadüftür. Bukalemunlar korktuklarında, bir tehlike atlattıklarında ya da bir kavgada başka bir bukalemunu alt ettiklerinde renk değiştirirler. Karşı cinsten bir bukalemunu gördüklerinde ve bazen de ışık ya da ısıdaki değişiklikler sonucu renk değiştirirler.

Bir bukalemunun derisi kromatofor (Yunanca renk anlamına gelen chroma ve taşımak anlamına gelen pherein'den oluşur) adlı özel hücrelerden oluşan birçok katman içerir, bu katmanların her biri de değişik renkte pigmente sahiptir. Bu katmanlar arasındaki dengenin değişmesi derinin değişik ışık türlerini yansıtmasına neden olarak bukalemunları yürüyen bir renk çarkı haline getirir.

Bukalemunların ortama uymak için renk değiştirdikleri düşüncesinin bu kadar ısrarcı olması tuhaftır. Bu uydurmaca ilk defa, eğlenceli öyküler ve kısaltılmış biyografiler yazan Karistoslu Antigonos adlı genç bir Yunan yazarın MÖ 240 civarında yazdığı eserinde görülür. Çok daha nüfuzlu olan ve bir yüzyıl daha önce yazan Aristoteles (oldukça doğru bir biçimde) renk değişimini korkuya bağlamıştı ve Rönesans'a kadar "ortama uyma" teorisi neredeyse bütünüyle terk edilmişti. Bu teori intikam alarak geri döndü ve bugüne kadar belki de birçok insanın bukalemunlar hakkında "bildiklerini" düşündükleri tek şeydir.

Bukalemunlar aynı anda, saatlerce, tamamen hareketsiz kalabilirler. Bu yüzden ve çok az yediklerinden dolayı yüzyıllardır bukalemunların havayla beslendikleri düşünülüyordu. Elbette bu da doğru değil. Bukalemun kelimesi Yunancada "yerdeki aslan" anlamına gelir. En küçük türleri 25 mm uzunluğundaki Brookesia minima'dır; en büyükleri ise 610 mm'den uzun olan Chaemaeleo parsonni'dir. Bayağı Bukalemun Latincede Chamaeleo chamaeleon diye bilinir ve bir şarkının girişine benzer.

Bukalemunlar birbirinden tamamen farklı iki yöne aynı anda bakabilmek için gözlerinden her birini birbirinden bağımsız olarak döndürüp odaklayabilirler. Ama bukalemunlar tamamen sağırdır. İncil, bukalemun yemeyi yasaklamıştır.

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.317
  • 4.164
  • 47.317
# 05 Tem 2012 20:00:13
FACITLAR: 70’li ve 80’li yıllarda muhasebecilerin, özellikle de bakkal dükkânlarının değişmez elemanlarından olan “Facıt”ler, sağ yanında bir çevirme kolu ve üzerinde tuşlar olan enteresan hesap makineleriydiler. Bakkal, Facıt’ın tuşlarına bastıktan sonra, yanındaki kolu ileri-geri birkaç kez seslice çevirir, tekrar tuşlara basar, yeniden kolu çevirir ve bu işlemler zinciri, hesaplanacak tüm kalemler tamamlanana kadar sürüp giderdi. En son işlemden sonra üzerinden yazarkasa fişi gibi bir kâğıt çıkartırdı. Hesaplayan kişi bu fişe bakarak, alışverişin ederini söylerdi. Sadece toplama-çıkarma yapabilen ve günümüz koşullarında çok ilkel sayılabilecek olan Facıtlar, o dönemlerin pratik ve teknolojik aletlerindendiler.

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.317
  • 4.164
  • 47.317
# 05 Tem 2012 20:03:07
LÜTFEN SAYFAYI ÇEVİRİNİZ: Çoğu derginin sağ sayfalarının en altında; işaret parmağı ileriye doğru uzanmış küçük bir el işaretinin yanında, sayfayı çevirmemiz gerektiğini belirten uyarıcı (!) bir yazı olurdu. Yazının devamının nerede olduğunu bilemeyip bocalayabilecek zekâ düzeyindeki okuyucular baz alınarak hazırlanmış olması muhtemeldi. Kimi dergiler işi iyice abartır ve tüm sağ alt sayfalarına -istisnasız- bu uyarı yazısı ile işaret parmağını koyarlardı. Artık okuyucuların herhangi bir yardım görmeksizin sayfa çevirebilme yetenekleri geliştiğinden olsa gerek, günümüzde dergilerde ve gazetelerde bu tür ibareler konulma gereği hissedilmemektedir.

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.317
  • 4.164
  • 47.317
# 05 Tem 2012 20:04:59
GELİN ARABASI SÜSLERİ: 70’li yıllarda evlenme törenleri başından sonuna kadar, zengininden fakirine kadar olabildiğince şaşaalı kutlanması gerektiğine inanılan törenlerdendi. Bu yüzden gelin arabalarının hemen her yeri (kapı tutacaklarından, sileceklerine, çamurluklarından ön kaputun üzerine kadar) süslenmeye çalışılırdı. Gelin arabalarının olmazsa olmaz başlıca süsü ise, otomobilin ön kaputunun ön ortasına oturtulan, gelinlik giydirilmiş oyuncak bir kız bebekti. Aracın ön kapılarıyla ön camı arasına sıkıştırılmış rengârenk iki kurdela iki taraftan üçgen oluşturacak şekilde gerilir ve oyuncak bebeğin bacaklarının arasında sabitlenirdi. Gelin arabasının -şanından olsa gerek-, nikâh törenine gidiş ve gelişinde aşırı sürat yapmasından ötürü, kaputun üzerindeki bebek çoğunlukla yolda savrularak düşer ya da oluşan rüzgârdan yamulur, eciş-bücüş olurdu.

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.525
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.525
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 05 Tem 2012 23:04:15
Çita karadaki en hızlı canlıdır ama 5 km. yarışta karadaki en hızlı canlı Saluki cinsi köpeklerdir.

Çevrimdışı gülümseyinnn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.382
  • 12.029
  • 5.382
  • 12.029
# 05 Tem 2012 23:18:48
1930 da bir Alman pilot uçağından atladı,düşerken bir fırtına bulutunun içinden geçti ve buzla kaplandı. Buz öyle kalındı ki düşen pilota hiç bir şey olmadı.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Tem 2012 07:39:02
İlk bozuk para,M.Ö. 7. yüzyılda Anadolu medeniyetlerinden Lidyalılar tarafından basıldı.

Dünyanın ilk darphanesi Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul Simkeşhane’de kuruldu.

M.Ö. 118′de deri para kullanan Çinliler,M.S. 806′da ilk kağıt parayı yaptılar.

Batıda kağıt paraların basılıp kullanılması 17. yüzyılın sonlarına rastlar.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Tem 2012 07:45:36
Bir ağacın yılda 13 ton zehirli gazı kendi bünyesine hapsederek çevreyi koruyabildiğini biliyor muydunuz?

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.791
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Tem 2012 07:49:19
Sülüklerin 32 tane beyni var.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK