Hayırlı akşamlar.
Ben de veli toplantısı yaptım bugün. Nasıl öğrencide anne babayı görüyorsan velide de çocuğu görüyoruz.
Anne baba mükemmel öğretmen yetersiz.
Çocuk mükemmel öğretmen yetersiz.
Veliye söz geçiremiyorsun ki çocuğuna geçsin. 42 kişilik sınıfta çalıştım bu kadar işime karışılmadı.
Bir saat övsen dinleyecek anma bir cümlelik eleştriye tahammül yok. Toplum değişmiş dostlar. Biz de değişmeliyiz. Tarzımız değişmeli, kullandığımız dil değişmeli, belki yürüyüşümüz bile değişmeli.
Kendimi yine de şanslı hissediyorum. En azından tehdit edilmedim şimdilik.
Bahsettiğim sınıfım 16 kişi. 15 öğrenci sorunsuz dikte yapıyor, en az okuyan 10-12 kelime okuyor.
Dedim ya zamane çocuğu mükemmel, çok daha iyisini başarmalıydım belki de. Evet ikna oldum, ben yetersizim!
Haklısınız hocam, bizde 3-5 kişi belki adam olur diye uğraşıyoruz. Bütün sınıfın tamamı okusa bile, % 70 inin gelecekte kaybolacağını hissediyorum.
Geleceğine garanti gözüyle bakanlar; terazinin hep ağır kefesine atlayıp, sürekli büyük ihalelerden nemalananlar devam ederse, bu ihtimal gözümde % 3'lere kadar düşüyor.
Aslanın kurda boğdurulduğu bir zamandayız, öğretmenlik ayaklar altında... Sözümüz huzur evindeki ihtiyarlar gibi aslında kendimize...
Hayırlısı olsun diyeceğim ama, hep daha kötüsünü görmekten de sıkıldım. Bu gidişle bizim de hatalar yapmamız yakın gibi. Diş sıkmaktan, dişlerimiz kalmadı. (Hazır yaklaşmışken, patlatalım bir 3. Dünya savaşı da, bari dünya kurtulsun.) Benim gelecekten pek umudum yok.
60 saatin üzerinde, bilgisayar başında, öğrencilere etkinlik hazırlıyorum fikir arıyorum, bugün velinin biri gelmiş, laga luga yaptı. Sene başı uyarmıştım, "bu çocuk okula hazır değil, anasınıfına dönmeli" diye,
Veli de bana diyor "bir sene daha ana sınıfına para veremem, çok borcum var" diye inat etmişti.
Hah, dönem sonu geldi, çocukta okumadan anlamadan tık yok. Yaramazlık dövüş kavga cabası. Karne görüşüne yazasım var; "çocuğunuzu direk boksa yönlendirin, ancak o paklar" diye.
Biliyorum, ileride gelir, beni de pataklar bu tuhaflar.