Sınıfımda bir curcuna ait kendimi tükenmiş hissediyorum. Çok hareketli söz dinlemeyen o kadar çok çocuk var ki deneyimli öğretmenlerimden ne yapabilirim konusunda tavsiye alabilir miyim?
Öncelikle kabullenin hocam. Bu nesil, fazla kuralsız. Tablet, tv bağımlısı olduklarından sakin bir öğrenme sürecinde çok sıkılıyorlar. Planlamanızı buna göre yapın. Hareket etmelerini sağlayın. Mesela, mümkünse her gün bir derste bahçeye çıkarın. Çıkmadan önce bahçede ne oynayacağınızı kısa ve öz olarak anlatın. Diğer derslerde de mutlaka çok sıkıldıklarında herkesi ayağa kaldırıp basit egzersizler yaptırın. Sürekli yazmak yoruyor. Arada mutlaka matematik, hayat bilgisi, resim yapın. Okuma yazma arka arkaya iki ders olacak diye bir şart yok. Gün içerisine yayın. Her gün farklı bir şey yapmaya çalışın. Mesela, ben okula deniz kumu getirdim. Küçük bir tepside bir gün E, ertesi gün e yazdırdım. Sayılarda da kullanmayı düşünüyorum. Yine her gün bahçede farklı bir oyun oynatıyorum. Diyelim ki koşu yarışı yapacaklar. İlk olarak düz koşuyorlar, ikinci olarak tek ayak üstünde, sonraki iki ayakla. Aynı hareketleri bahçenin başka bir yerinde başka bir oyunun içinde yine yaptırıyorum.
Top taşıma oyunları oynatıyorum. Minik havuz topunu, tuvalet kağıdı rulosu üzerinde taşımak gibi.
Bir süre sonra en çok sevilen oyunları fark edeceksiniz. Zaten kendileri isteyecek şunu oynayalım diye. O zaman daha rahat olacak.
Hocam, yukarda yazdıklarım bildiğiniz şeyler. Öğrencileriniz ise aynı bizim öğrencilerimiz gibi. Yalnız değilsiniz. Hepimiz benzer sıkıntıları yaşıyoruz. Kendinizi olumluyu görmeye adayın. Gayret edin. Mesela teneffüsten sonra sınıfa girince “Merhaba, ben geldim, bakın, şimdi çok eğlenceli bir şey yapacağız, aaa bilseniz aklıma ne geldi” gibi ses tonunuzu da neşelendirerek giriş yapabilirsiniz. Siz ne kadar keyifli, eğlenir görünürseniz, öğrencileriniz de öyle olur. Eksiklere, yanlışlara çok takılmayın. Nasılsa düzelecek. 1 ay değil 3 ay sonra, sizinkiler, diğerlerinden biraz daha geç de olsa öğrenecekler hocam.
Bazıları hep saat kaç, kaç ders kaldı, ne zaman eve gideceğiz, annemi istiyorum diye serzenişte bulunur. Ben sizden daha önce eve gitmek istiyorum diyorum ben. Ben de annemi özledim, en son aylar önce gördüm, çok özledim, ne şanslısınız, anneniz yanınızda, ben de evi özledim ama evdeyken de okulu, sizi özlüyorum. Anın tadını çıkaralım derim.
Onları anladığımızı gösterelim ki bize daha çok yakınlık hissetsinler. Bizi ne kadar çok sever, benimserlerse, sözümüzü de o kadar çok dinlerler.
Davranış problemlerinin önüne geçmenin en kolay yolu, dikkati başka yöne çekmektir.
Her etkinlikte kurallara uymayan öğrenci olacaktır. Birinin sevdiğini, diğeri sevmeyebilir. Ne kadar planlı olsanız da ayakta gezen, katılmayan, başkasını rahatsız edenler olacaktır. Çocuk onlar. Kendinizi ifade edin. Duygularınızı anlatın. Üzüldüğünüzü, yorulduğunuzu, neyi niçin yaptığınızı… Velilerden de destek isteyin. Çocuklarına öğretmenin sözünü dinlemeleri gerektiğini anlatsınlar. Empati kurdursunlar.
Hocamızın önerdiği gibi 1,2,3 Tıp , kısa sessizlikler için çok iyi bir yöntem.
Bunun dışında, diğerlerinden fazla hareketli, fazla sorun çıkaran öğrencilerin velileriyle, varsa rehber öğretmenle iletişim kurun. O öğrenciyi tanımaya çalışın.
Bilmediğiniz hiçbir şey yazmadım hocam. Sabır… Zamanla her şey daha iyi olacak.
Ve en önemlisi keyif almaya çalışın hocam. 1.sınıf öğrencileri çok sevimliler😊