Hangi işimiz doğru ki; altyapısı olmayan bir ton projemiz var, doğru dürüst topluma mal olmuş, yerleşmiş tek doğrumuz yok. Kıvıran kıvırana.
Kim kimi denetleyecek, neden denetleyecek, denetleyecek adam yetişmiş insan mıdır; bir sürü belirsizlik, alt yapısız fuzuli iş, burokrasi.
Eskiden kağıt üzerinde olurdu bu fuzuli işler, şimdi interactive ortama taşındı, biraz daha medyatik ar-ge niteliği kazandı. Özde aynı hastalık. Bir kere, internet herkeste var mı ki? Bir kere öğretmeni niye denetim altına alma zorunluluğu hissediyorsun?
Neyimiz standart? Öğretmen!, eğitim ortamı!, eğitim politikamız! Öğretmenin en basit yasal hakkı olan zamanı geldiğinde YER DEĞİŞTİREBİLME standartsızlığı, günü birlik değişen işlerin hiçbir standardı olmaz, olamaz zaten.
Tamam! birkaç veli için internete girer, (malum iyilikseveriz biz) gerekli mühim ivedi bilgilerini doldurur, sistem üzerinde mükemmmellll görüntülerimizi tamam ederiz yine, eskiden olduğu gibi, her zaman yaptığımız gibi.
Çok uçuk kaçık işler peşinden koşmaktan gerçek işlerimizi çoktan unuttuk zaten. Gerçeklerle uyuşmayan hiçbir uygulama taban tutmaz, tutmuyor. Öz denetim ve oto kontrol eğitimini veremiyoruz, genelgelerle adam etmeye, adam olmaya çalışmanın nihayı sonucu; bir türlü adam olamamak.
Kanıksama biz öğretmenler için de geçerli bir tür öğrenme modeli, aklına ilk gelen fikirle sorgulamadan bir uygulama başlat, tutmazsa üstünü kapat. Yeni bir benzerini başlat oda tutmazsa bir başka yenisini...nasılsa düşünmenin sınırı yok.
Birkaç NET örnek vermemek ayıp olur değil mi?
En popüleri olandan başlayalım; YGS, ÖSYM (o kadar hızlı değişiyor ki gerçek adının ne önemi var)
OGS, LGS, (ortak noktaları SSS) baş harfları ile sürekli değişiyor, doğrusu değişen ne hala anlamış değilim.
CD'si olmayan, olsa da PC'si olmayan, olsa da İnterneti olmayan, olsa da Şifresi olmayan, olsa da NEW versiyonu olmayan DYNET türevleri birbirinden kopuk işler dizisi...
Okul Geliştirme Ekipleri, Eğitimde Kaliteyi Artırma... bilmem ne adlarla ne projeler, kurslar duyduk da hatırlayan var mı sahi ne işe yaradığını, gören bilen!!! (bir sürü kısa harflarden oluşuyordu, demek ki tutmamış ki hatırlamıyorum bile)
Okul Rehberlik Kurulları, daha ne kurul adları var dı da ben hatırlamıyorum...
Sosyal Kulüpler, Kollar v.s... Kol yok ki sosyal de olsun.
Çok işler buyurmak, istemek demek; çok kalite gelecek demek değil, tam tersine kalitesizlik, belirsizlik, tıkanıklık ve sistemsizlik demek.
Ölçü yok, saygı yok, önceki mutlaka değişmeli; çünkü kötü. Yenisi de bir adım sonra mutlaka kötü damgası yiycek; çünkü öncekinin hiçbir iyi yönü görülmez gözümüzde, birbirimizden birşeyler öğrenmek işimize gelmez.
Kurumsallaşamamak gibi bir hastalığımız var. Bu neredeyse her işimize bulaşıyor. ''Doğruyu dokuz köyden kovmak'' deyimini ne zaman terkettik ve geçersiz kıldık o zaman umutlanacağız inşallah, lüzümlü işler adına.