İlkokuldan Akılda Kalanlar

siyah önlük ve 3 kardeşin arka arkaya kullandığı kırmızı bir çantamız.

annemin her hafta sonu ütülediği mendillerim birinin temizlik mendili oluşu her pazartesi öğretmen o temizlik mendilinin üstüne koyduğumuz tırnaklarımıza bakardı taneyle kırtasiyeden aldığımız 0,5 uçlar bedava dağıtılan fındık yumurta ve sütler ve en masum en  güzel seneler

İlkokul dönemi anılarımı yazsam sayfalar bulur.

İnsan yakın bir zamanı iyi anımsamayabilir, unutabilir ama çocukluk dönemi ile ilgili anılarını kolay kolay unutamaz.

O kadar çok unutamadığım anı var ki, hangisini yazsam. Okul dönüşü bahçelerden kopardığım badem, erik çağlalarının tadını mı? Yol boyu oynadığımız oyunları mı?

Ya bakkal Kör Ethem'den aldığımız leblebilerin, ayçiçeği çekirdeklerin tadı… Kuyumcu titizliği ile nasıl tarttığını şimdi bile hatırlarım. Biraz fazla harçlık varsa, ekmek arası helva ne kadar lezzetli olurdu…

Okulda ne çok oyun oynardık, ne çok zamanımız olurdu. Birdirbir, köşe kapmaca, güvercin taklası ne çok oyun bilirdik…

Ya o çaktırmadan sevmeler… Öğretmen lisesini kazandığımda, başka bir okula giden bir ilkokul arkadaşım Cevdet, “biliyor musun, Naime’de bizim sınıfta,” demişti de, nerdeyse gittiğim okuldan vazgeçecektim. Babamla az tartışmamıştık.

Okul çıkışı, kirişi kırıp, tren istasyonunda rayların üstünde yürüyüşler.  Ya da ilçenin o zamanki elektrik santraline giden suyolunda gezmeler. Birkaç arkadaşla birlikte sinemaya gitmeler. Sonra izlenen filmleri ertesi gün teneffüslerde ballandıra ballandıra anlatmalar.

Televizyonun ilçeye ilk girişiydi o yıllar. İlçedeki çatı antenlerinin sayısını bile bilirdik… O zamanlar yayın saatleri sınırlıydı, öyle gün boyu yayınlar olmazdı. Televizyonu olan çocukların o kasılmalarından, böbürlenmelerinden geçilmezdi. Yoksulduk ama eziklik duymazdık. Büyüdükçe anladık bunu sanki…

Çocuk olmak varmış…
 

ilkoku lda öğretmencilik oynardık.öğretmenimizi taklit ederdik.bir de öğretmenimizin okuyamayan öğrencileri bize zimmetleyip bunu sen okutacaksın tamam mı demesini unutamam

İlginç...fındıklar yerliydi galiba

1966 da fındık nerde bm yağ da veriyordu o yağla okula evde hamur işleri yaptırılıyordu.

Okul çıkışları her çeşit tombi cipslerden alıp evde kardeşimle yerdim.Ha bir de sene sonunda yaptığımız Seden Gürel(BUM BUM şarkısı ve kocaman beyaz şapkalar)taklidi...Çok masum çok güzel günlerdi.

Kemalattin Tuğcu kitaplarına bayılırdık.  Cüneyt Arkın, Yılmaz Güney, Ayhan Işık başrollü filmlerini asla kaçırmazdık.

Bugün ben, ‘nayır,’ ‘nasla,’ ‘nolamaz,’ ‘nevet’li seslendirmeleri duydukça gülüyorum. Oysaki o zamanlar o filmlere para öder, o repliklere gözyaşı dökerdik.  Biz o filmlere öğrenci harçlığı öderdik.  Alacaklıyız ayrıca…

ilk günün heyecanı
öğretmenim
mavi önlüğüm, yakam ve mendilim
simit ayran
koşuşturmaca
gazoz kapakları
misket
çift kale maç
başımın yarılması 
aşı olduğumuz gün
okumaya geçişim ve kurdelem ( 10-15 gün sağ tarafım önde yürüdüm  )
23 nisanlar
gezilerimiz
ve arkadaşlarım
güzeldi be ...

İlkokulumdan aklımda kalanlar;
baharda çicek açan ,yazın meyvesi toplanan ,
kocaman bir çağla agacı,
bana o zamanlar sınırsız gelen,
kocaman   bir bahçe ve kır çicekleri,
o bahçede yapılan beslenme saatleri,
ögretmen çocugu olmanın verdigi rahatlık,
ya da mutluluk  

Seço hocamın da dediği gibi süt tozundan yapılmış sütleri dağıtırlardı ve içmeye zorlanırdık.Tek tek kontrol ederlerdi.Ne saçmalıktı ya.Uzun bir süre süt içememiştim.
Siyah önlük de unutulmaz.Mavi giymeyi tercih ederdim.

yine 1.sınıftayım ve 5 yaşındayım..kızılay kolu başkanıyım.gururla bahçede kolumdaki annemin işlediği kırmızı aylı kolluğumla geziniyorum.bir çocuk pat diye yere düştü,bayıldı...koştum hemen acil servis gibi...kalk diye sarsıyorum çocuğu...nöbetçi öğretmen koştu hemen.. beni ''çekil çekil'' diye itekleyip çocuğu kucaklayıp okula götürdü...arkasından''ama öğretmenim ben kızılay kolu başkanıyımm''diye bağırdımı hatırlıyorum...o yaşta bayılan çocuğa nasıl ayıltacaksam

annemin ördüğü çeşit çeşit dantel yakalar,kocaman beyaz kurdaleyle iki kuyruk yapılmış saçlarım,müsamere kolunun daimi üyesi oluşum,harıl harıl Anadolu Lisesi sınavına hazırlanışımız( ozaman ilkokul 5 ten sonra giriliyordu) ve daha neler neler.....

Fişler..Okul bahçesindeki ayva ağacı..Zil sesinin güzelliği..Tabi ki öğretmenim Şeniz Hanım...

fiş cümlelerimizi şeffaf fiş defterinin içine yerleştirmek ve öyle okumak. 1. sınıfta kolumu kırışım. CİN ALİİİ...öğretmenimizin öğretmenlik anıları.. gelin ayşe türküsünü söylemesi.öğretmenimizin turist nedir sorusuna adı mustafa göveç olan arkadaşımızın" kısa pantolon giyenlere turist denir." demesi:))

Süt Iyyyy :S Midem Bulandı Yine. Klasik Koşullanma Olmuş Bende

İlkokulum..
Önceden Kiliseymiş Hatta Çanıda Varmış.. Fen Öğretmeni Labaratuarcı Bahçeden Çıkarmış Labaratuardaki Kafatasını... Hikayaleriiiiii

Ah Nasılda İnanırdık..

Beyaz Gazoz Simit
Kırmızı Elmam
Pazartesi Temizlik Kontrolleri
5. Sınıfta Cumhuriyet in 75. Yılı Gösterilerindeki Dansımız
Sonrasında Okulun Dansçıları İlan Edilip 1. Sınıfları ve Anasınıflarını 3 Yıl Boyunca Yıl Sonu Gecelerine Hazırlamalarımız.

Güzeldi... Çok Güzeldi.