belki birileri kızacak ama tezat sanatı kullanılmış içinde doğrularda var tabi anlayana.....
> Değerli arkadaşlar, okulların açılmasına az bir süre kaldı. Özellikle,
> ilk kez birinci sınıf okutacak arkadaşlarımız, muhtemelen tatlı bir
> telaş içindedirler şimdi. Ama hiç tırsmayın. Tecrübeli ağabeyiniz
> Enver "The Denver" yanınızda. Vakt-i zamanında, birçok kez birinci
> sınıf öğretmenliği yapmanın verdiği cüretle (bazıları bunu densizlik
> olarak da yorumlayabilir tabi), sizlere bazı önerilerde bulunmaya
> karar vermiş bulunuyorum. Gerçi şu sıcak yaz günlerinde, arkadaşların
> ısrarcı pohpohlayışı olmasaydı, hayatta elimi kalem kağıda sürmezdim
> ama neyse. Bu defalık da böyle olsun bakalım. İşte yeni müfredata göre
> ilk kez birinci sınıf okutacak arkadaşlara önerilerim. Sıkı durunuz...
> 1-Dersliğinizi yani eğitim ortamınızı fiziksel açıdan kesinlikle
> hazırlamayın. Hatta mümkünse tamir ve tadilatın tüm yarıyıl boyunca
> sürmesini sağlayın. Öğrencilerinizi, soğuk (psikolojik anlamda) ve
> alışılması güç bir derslikte karşılayın. Dersliğinizin kirliliği ve
> düzensizliğinden emin olun. Onu kesinlikle süslemeyin ve yaş grubu
> çocuklarının orada olmaktan mutluluk duyacağı bir hale getirmeye
> çalışmayın. Çünkü, her ne yaparsanız yapın, daha önce ana sınıfı
> öğrencisi olarak aynı okulda bulunmuş öğrencileriniz arasından bile,
> uyum sağlamakta güçlük çekecek, sorun yaratacak birkaç kerata
> çıkacaktır. Kendinizi daha başlangıçta bu endişenin kollarına bırakın.
> Bırakın ki, kaygılarınız kolaylıkla onlara da bulaşsın. Asla
> unutmayın, negatif elektrik, eğitim ortamları için en temel enerji
> kaynağıdır. Uygun etkinliklerle meşgul edilen ve tatmin edici bir oyun
> grubu üyeliği rolü alan öğrenci kısa zamanda, okul korkusu ya da diğer
> uyum sorunlarını aşacaktır. Bu yüzden mümkünse hiç etkinlik yapmayın
> ve oyun gruplarını dağıtın. Nitekim hepimizin bildiği gibi, iyi bir
> öğrencinin gün sonuna kadar, kesin bir itaat ve derin bir sessizlik
> içinde öylece oturması gerekir.
> 2-Ne demiştik, etkinliklerinizi planlamayın, biraz bohem olun. Plan
> yapmayın, yaptıysanız da uygulamayın. Evrenin izlemekten en keyif
> aldığımız yanı, o sonsuz boşluğunun yarattığı görüntü değil midir? Siz
> de eğitim etkinliklerinizde olabildiğince büyük boşluklar bırakın.
> Gerçi öğrenci türü, boşluğu sevmez ve bıraktığınız boşlukları Tanrı
> vergisi bir doğaçlamayla oluşturdukları, kendi etkinlikleriyle
> dolduruverir. Ama ne iyidir ki bunlar genellikle sessizce ve müfredata
> uygun biçimde gerçekleşen etkinlikler değildir. Çocuklarımızın
> yaratıcılıklarını engellemeyin. İşinizi gereğinden fazla ciddiye alıp,
> kendinizi yıpratmayın. Böylece onları okuma-yazmayı kendi kendilerine
> sökme şansından mahrum etmemiş olursunuz. Bırakın kırda kendiliğinden
> açan çiçekler gibi patırdayıversinler. Birkaç dönem geç de olsa,
> önünde sonunda okumaya, yazmaya başlayacaklardır. Bazıları, ders
> içinde uygulayacağınız etkinlikleri, başta süre olmak üzere son derece
> dikkatle planlamanız gerektiğini söyleyeceklerdir. Oluşabilecek küçük
> boşlukları ilgi çekici küçük öyküler, fıkralar, oyunlar, şarkılar ya
> da bilmecelerle kapatmanın, bir avantaj sağlayacağından dem
> vuracaklardır. Üstelik bunları daha önceden belirlediğiniz seçkiler
> üzerinden gerçekleştirerek, okuma-yazmaya geçiş sürecinde pekiştirme
> metinleri olarak kullanmanızı salık vereceklerdir. Bu asılsız
> söylentilere aldanmayın. Unutmayın bu dünyada her şey gelip geçicidir.
> Sizden önce de böyleydi, sizden sonra da böyle kalmasına izin verin.
> Dünyayı kurtaran adam ya da kadın olmayın. Olursanız da tatmin edici
> bir gişe hasılatı beklemeyin.
> 3-Unutmayın, veli, nimetinizdir. Onları sık sık toplantı bahanesiyle
> okula çağırın. Toplantılarınızı içeriye girmesi kolay ama çıkması güç
> yerlerde düzenleyin. Ve belli bir ödeme yapmayan velinin dışarıya
> çıkmasına kesinlikle izin vermeyin. Gösterdiğiniz ısrarcılığın, veli
> üzerinde bir tür şartlı refleks etkisi yaratması gayretinde olun.
> Velilerin, veli toplantılarının asıl amacının ne olduğu konusunda akıl
> karışıklığı yaşamasına izin vermeyin. Öğrencilerin eğitim ve öğrenim
> durumları gibi gereksiz konuların değerlendirilmesi söz konusu
> olduğunda genel ifadeler kullanın. Öğrenciyi gerçekten tanımadığınız
> ya da durumu hakkında ayrıntılı fikirlere sahip olmadığınız durumlarda
> bu yöntem işe yarayacaktır. Israrcı velilerle karşılaştığınızda,
> baskın çıkın. Kızın, köpürün, suçlayın. Söz konusu tavırlar kaçınılmaz
> başarının temel anahtarlarıdır. İlk toplantılarda toplayabildiğiniz
> kadar para toplayın. Daha sonraki toplantılarda katılımın hızla
> düşeceğini ve sonunda dersliğin duvarlarıyla baş başa kalacağınızı
> unutmayın. Bazı bozguncular, eğitim-öğretim faaliyetlerini yürütürken
> velilerinizle tam bir işbirliği ve uyum içinde olmanız gerektiğini
> söyleyeceklerdir. Hatta işi abartıp, bir veli toplantısı düzenleyerek,
> yeni müfredat ve uygulanışı konusunda onlara açıklayıcı bilgiler
> vermeniz gerektiğini öne süreceklerdir. Heyhat. Ne gereksiz bir çaba.
> 4-Bakanlık sizlere özellikle ilk hafta etkinlikleri için bir yönerge
> gönderecektir. Büyük olasılıkla bazılarınız düzensiz ve düzenli çizgi
> çalışmalarına geçmek için sabırsızlanıyordur. Sabırsızlık en sevdiğim
> kişilik özelliklerimden biridir. Sabırsız olmaktan çekinmeyin.
> Gönlünüzce sabırsızlanın ve bunun gereğini yerine getirin. Yönergeyi
> ve yazmaya hazırlık çalışmalarını boş verin. Doğrudan sesleri vermeye
> geçin. Henüz buna hazır olmayan öğrencileriniz zorlanacaklardır. Bu
> zorlanma yüzünden güven duygularını yitirip, okul ve okuma yazma
> etkinliklerinden soğuyacaklardır. Hatta yetişkinlik dönemlerinde
> bırakın kitap okuma alışkanlığı kazanmış olmayı, her hangi bir
> kütüphanenin önünden geçmekte bile zorlanacaklardır. Olsun. Bu durum,
> toplumun genel iyiliği ve mesleki imajınız adına çok da büyük bir
> bedel değildir. Sınıfınızdaki bir grup hazır öğrenciyi, zümrenizden
> önce okumaya geçirmenin tadından kendinizi mahrum etmeyin. Bırakın
> hasedinden çatır çatır çatlasın. Hele bir de diğer öğrenciler ve
> velileri gaza getirip öncülere yetişme gayreti verebilirseniz, o sınıf
> tadından yenmez olur. Değerli arkadaşlarım. İleri sürdüğüm savların
> tam tersini ısrarla müdafa edecekler çıkacaktır. Hep çıkmıştır. Ama
> yanlış yapıyorlar. Benimle polemiğe girmesinler, çıkamazlar.
> Çıkartmam. Neyse biz işimize bakalım.
> 5-Öğretmenlik söz konusu olduğunda sorunlar ve çözüm yolları tükenmez
> desek yeridir. 1. sınıflarda karşılaşacağınız en önemli sorun sınıf
> yönetimi konusunda olacaktır. Çünkü evlerinde kuzu kuzu kurallara uyan
> bebelerimiz, okullu olup sınıfları doldukları vakit, tuvalete gitme
> becerilerini bile yitirirler. Öncelikle yapmamız gereken, tuvalet
> meselesini çözmektir. Önerim, öğrencilerinizin okul binasını kendi
> başlarına tanımalarıdır. Bu onların keşif ruhunu geliştirecektir.
> Bırakın arasınlar. Muhtemelen büyük çoğunluğu ihtiyaçlarını
> giderecekleri yerleri zamanında bulacaklardır. Bulamayanlar da, bir
> sonraki defa muhakkak muvaffak olacaklardır. Siz yine de olası
> aksaklıklara karşı elinizin altında, emici özelliği olan bir bez
> bulundurmayı ihmal etmeyin.
> 6-Bir ders süresi 40 dakikadır. Bu dakikaların kıymetini bilin. Her
> bir dakika önemlidir. Etkinlikler yoğun biçimde, talebe türünün başını
> kaldıramayacağı şekilde icra edilmelidir. Bu yaş grubu çocukların,
> oyun temelli öğrenmeye yatkın olduğu ya da dikkat sürelerinin etkinlik
> planlamada esas alınması gerektiğini ifade edenler çıkacaktır. Bunlar
> boş laflardır. Yazma konulu uzun süreli ödevlendirmeler bütün
> sorunlarınızı çözecektir. Yok efendim sıralarımız ortopedik değilmiş
> de, uzun süreli oturmalarda bebelerin popoları ağrıyacakmış, kas-kemik
> gelişimleri açısından uzun süreli yazma çalışmaları bıktırıcı olmanın
> yanı sıra, can yakıcı olabilirmiş. Geçin bunları geçin canım...
> 6-Geçenlerde nette dolaşırken, ilk hafta uygulamalarına ilişkin bir
> yazıya rastladım. Yazının gaflet içerisindeki bir arkadaşımız
> tarafından kaleme alındığı daha ilk cümlelerde belli oluyor. İbret
> olsun diye alıntılıyorum. Hemen ardından yorumlarımı da
> bulabilirsiniz:
> "İlk hafta, siz öğrencilerle tanışırken, öğrenciler de hem sizinle hem
> de okulla tanışacaklardır. Çocuklarınıza kendi isimleriyle hitap
> etmeniz, olumlu etki sağlar. Adlarını öğrenmekte güçlük çekerseniz,
> isim kartları kullanabilirsiniz. Tanışmayı oyun temelli bir sınıf
> etkinliği olarak gerçekleştirmenizi tavsiye ederim. Sınıfın maskotu
> olan bir oyuncağın elden ele dolaştırılarak, her bir öğrencinin
> kendisini tanıtmasını sağlayabilirsiniz. Tabi önce bunu nasıl
> yapacaklarını örneklemeniz daha iyi olur. Birçok kişinin bitişik eğik
> yazıyla ilgili şikayeti olduğunu duyuyorum. Bitişik eğik yazı, aslında
> hareket yönleri doğru biçimde kavratılırsa, ne size ne de
> öğrencilerinize zorluk yaşatmayacaktır. Bu yüzden özellikle düzenli
> çizgi çalışmalarına ağırlık vermeniz ve yazılış yönlerinin doğru
> kavranmasına dikkat etmeniz gerekir. Sürekli yazma çalışmaları, henüz
> oyun çağı çocuğu sayılan öğrencilerinizi sıkacaktır. Özellikle ana
> sınıfından gelen öğrencilerinizi. Çünkü bu çocuklar sürekli oyun
> ağırlıklı etkinliklere alışıktırlar. Bu yüzden tekerleme, bilmece,
> sayışmalara en azından ara ara zaman ayırmak, sizin için de onlar için
> de rahatlatıcı olacaktır.