Çok beğendim.okumanızı tavsiye ederim
İlk kez 1. sınıf okuyan çocuk büyüdüğünü, anne-baba yaşlandığını, öğretmen ise gerçekten öğretmen olduğunu anlar. Kaç yıl kreşe ya da anaokuluna gittiğinin bir önemi yoktur, okulun ilk günü dendi mi 1. sınıfa başladığın gün gelir aklına…
Ülkemizde 1. sınıf programı ilk okuma yazma, temel matematik ve kısmen yaşam becerileri üzerine kurulmuştur. Bunların dışında ilk yıl; oyun ve fiziki etkinliklere, görsel sanatlara ve müziğe yer verilmiş gibi görünse de öğretmenlerin üzerindeki baskı nedeniyle büyük oranda ilk okuma yazma etkinlikleri ile geçer. Özellikle ilk kez 1. sınıf okutan öğretmenler ve ilk çocuğunu okula gönderen aileler sürecin bu hale dönüşmesinde etkili oluyor.
Yoğun okuma yazma çalışmalarından oluşan eğitimin olumsuz yanı çocukların, okula karşı olumsuz tutum geliştirmelerine, agresifliğe, öz güven kırılmasına ve hatta şiddet eğilimli bireylere dönüşmelerine neden olmasıdır. Öğretmenlerimiz ve anne-babalar el birliği ile sadece bir yılda buna sebep olabiliyorlar. Farkında olmadan kaybettiklerinizin sizin için bir önemi yoksa (!) öğretmenimiz kendini başarılı sayabilir, anne-babalarımız da mutlu olabilir. Çünkü çocuğunuz artık okuyup yazabiliyordur.
Peki, 1. Sınıf Öğretmenleri Nelere Dikkat Etmeli?
Yeni eğitim döneminde 1. sınıf okutmaya başlayacak siz değerli meslektaşlarım için deneyimlerimden yola çıkarak hazırladığım basit ama etkili önerilere göz atmanızı tavsiye ederim.
1- İletişim ve İlişki Şeklinizi Önceden Belirleyin.
Unutmayın ki nasıl başlarsa öyle gider. Hem öğrencileriniz hem de veliler ile nasıl bir diyalog kuracağınıza önceden karar verin ve ona göre hareket edin.
2- Uzmanlığınızı Konuşturun.
Velilerinizi alanınızda uzman olduğunuza inandırın. Bilimsel verilerden bahsedin, okuduğunuz kitaplardan kesitler sunun, yeni araştırmalardan bahsedin, hatta zaman zaman akademik dil kullanın ve bilmedikleri kavramlardan bahsedin. Unutmayın ki sizler öğretmen olabilmek için zorlu yollardan geçtiniz, emek verdiniz. Bir velinizin gelip de ‘Ya bizim zamanımızda …’ diye başlayan bir cümle ile sizi alt etmesine müsaade etmeyin.
3- Planlı, Programlı Olun.
Pazartesi ilk derse girerken, Cuma günü son dersin son 10 dakikasında ne yapacağınızı bilecek şekilde hazırlıklı olun. Öğretmen kılavuz kitapları bunu sizin için yapıyor gibi görünebilir. Ancak sizin çalıştığınız grup hakkında hiçbir bilgiye sahip değillerdir. Bu yüzden çocukların ihtiyaçlarına yüzde yüz cevap verebilecek nitelikte olmaları mümkün değildir.
4- İhtiyaç Listesi Oluşturun.
Etkinlik paylaşım sitelerinde 1. sınıf malzeme listesi adı altında onlarca dosya bulup, içlerinden herhangi birini seçerek, çoğaltıp velilere dağıtarak kolay olanı seçebilirsiniz. Zor olan, yıl boyunca kullanılacak malzemeleri önceden tespit edebilmektir. Birçok bölgede dönem ortasında istediğiniz bir malzemeyi öğrencilerin tamamının temin etmesi bir haftadan uzun sürebilir. Nisan ayında sulu boya etkinlikleri yaptıracak şekilde planlama yapmış olsanız bile sulu boyayı sene başında aldırmak ilerde karşılaşacağınız muhtemel sorunların önüne geçmenizi sağlayacaktır. Malzeme listesi verirken marka vermekten kaçınmayın. Tek bir markayı telaffuz etmek istemiyorsanız güvendiğin birkaç markayı seçenek olarak sunabilirsiniz.
5- Sınıfınızı ve Öğrencilerinizi Kıyaslamayın.
Zümre arkadaşlarını takip edin, fikir alış verişinde bulunun, tavsiye alın, tavsiye verin ama asla sınıfları kıyaslamayın. Öğrenciler hakkında peşin hükümlü olmayın. Birinci sınıf öğrencileri öğretmenleri yanıltma konusunda ustadırlar. Okuma yazmayı ilk öğrenen çocuk mükemmel olamayacağı gibi en son öğrenen için de kötü diyemezsiniz. Unutmayın ki birçok dahi, okuma yazmayı akranlarından çok sonra öğrenmiştir. Bir dahiyi sınıfta bırakmış olmak istemezsiniz değil mi?
6- Paniklemeyin.
Sesleri karıştıran, aklında tutamayan, telaffuz edemeyen, diktede zorlanan, kalem tutamayan öğrencileriniz olacaktır. Daha ilk haftadan ‘Galiba okumaya geçemeyecek’ diye hiçbir çocuk hakkında yargıya varıp boş vermeyin. Sınıfın büyük çoğunluğu 16-17 inci seslerde okuma mantığını kavrayacaktır. Bu aşamaya kadar panik yapmayın.
7- Tüm Derslere Hakim Olun.
Program sadece Türkçe ve Matematik dersinden oluşmuyor. Oyun ve Fiziki Etkinlik saatlerine de en az Türkçe dersi kadar iyi hazırlanmalısınız. Müzik dersinde toplama işlemi, Görsel Sanatlar dersinde okuma alıştırması yaptıracak seviyede kalmayın.
8- Ev Ziyaretleri Gerçekleştirin.
Mümkünse daha ilk aylarda bütün çocukların evlerini ziyaret edin, aile bireyleriyle tanışın. Bunu ilk yapan siz iseniz daha ilk baştan velinizin kalbinde yer etmiş olursunuz. Kilo probleminiz yok ise bunu muhakkak yapın. Çünkü ziyaretlerde güzel ikramlarla karşılanacağınızın garantisini veririm. Siz de önceden planlayarak velilerinizi teker teker ya da ikişerli gruplar halinde derslerinize davet edin. Sizi, öğrencisini ve diğer öğrencileri gözlemlemeleri açısından faydalı olacaktır.
9- Teknik Detayları Atlamayın.
Sınıfta tüm öğrencilere yetecek kadar kurşun kalem, kalemtıraş, silgi bulundurun. Mümkünse hepsi tek tip olsun. Kurşun kalemler silindir kesim, kalemtıraşlar kovasız ve sade olsun mesela.
Kılavuz çizgili defterlerin çizgi renklerinin farklı olmasına özen gösterin. Mümkünse tamamını tek tip olarak siz alın.
İlk kez öğrendiği bir sesi 4 satırdan fazla yazdırmayın. Çok yazı yazdırmayla yazıyı güzelleştiremezsiniz.
Solakların kalemi tutuş biçimlerine karışmayın.
Asla eve yazı ödevi vermeyin. Üstesinden gelebilecekseniz hiç ödev vermeyin. Çok ödev verince iyi öğretmen olamayacağınız gibi az ödev verince de kötü öğretmen olmazsınız. Aksine bu durum, okulda zamanı etkili kullandığınız ve eve iş bırakmadığınız anlamı taşır.
Kareli matematik defteri kullanmayınız. Bunun yerine çizgisiz defter kullanabilirsiniz.
Matematikte materyal kullanmadığınız ders olmasın.
Ders, çalışma kitabı vb. yerlere yazı yazdırmayın. Kısacası kılavuz çizgili defter dışındaki hiçbir yere yazı yazdırmayın.
Sabit bir oturma düzeninde ısrarcı olmayın. Yıl içinde bir çocuk sınıftaki her sırada oturmuş olsun. Bunu yapmanız, çocuğun farklı bakış açıları geliştirmesine yardımcı olur.
Hazır yardımcı kaynak kullanmayın. Set aldırmayın. Herhangi bir yayın evinin hazırlamış olduğu 12 sayfalık bir dergi yerine bizzat kendinizin hazırladığı 2 sayfalık çalışma kâğıdı kat be kat daha etkili olacaktır.
Sınıf panolarınızı eğitim-öğretim süreci ile uzaktan yakından alakası olamayan cicili bicili süslemelerl doldurmayın. Panolar sizin yaptıklarınız için değil öğrencilerin çalışmaları için vardır. Pano konusunda seçici olun. Her çalışmayı asacak iseniz bir anlamı olmaz.
Makas, bant ve yapıştırıcıları sınıfta muhafaza edin. Hatta imkânınız varsa ders ve çalışma kitaplarını da sınıfta muhafaza edin.