Hocam ben her hafta yapıyorum . Bu iş veli desteği olmadan olmuyor
Oluyor valla benim daha bugüne kadar hiç veli desteğim olmadı.
Walla 3 tane öğrencim var ki defter her zaman eksik gelir ya da alakasız defterle gelir okulun ilk gününden beri kareli büyük boy defter getiriyor hala. Kalem 2 tanesi genelde yoktur. diğerinin beslenmesi eksiktir. Sürekli susar su meselesini hala çözemedik bir türlü diğer ikisinin yazmaya hiç ne hevesleri ne niyetleri vardır. 3'ünün velisini de davet ettim okula tam 3 kere 2 si telefon biri defterine not yazdırdım. Hala gelecekler. Şimdi sınıfınızın 38 tanesinin böyle olduğunu düşünürseniz bilmem artık veli desteği nereye kadar?
Öğretmenim dört yılı 50 haneli köyünde, toplam 9 yıldır Sarıkamış'ta çalışıyorum. Sorunlu veli ya da öğrenci derseniz bu sene çok mutluyum sadece iki çocuğumun babası hapiste. İnanmazsınız ama düzenli işi olan babalarımız bile var. Hatta bazı annelerimizin okuma yazması var.
Demişsiniz ya sınıfın 38 tanesinin böyle olduğunu düşünürseniz diye, 28 mevcutlu mezun ettiğim sınıfımda sırtında oklava bile kırılan, bir metre karda bez ayakkabıyla okula yollanıp minicik ayakları donduğu için ilk dersleri kalorifere sarılarak geçiren, kahvaltısız ve beslenmesiz gönderildiği için açlıktan bayılan, eksi 20 derecede incecik bir hırkayla okula gelen, iki odalı evde 13' 14 kişiyle birlikte yaşayan, kaçıncı sınıfa gittiği ailesi tarafından bilinmeyen çocuklarımın sayısı yaklaşık 25'ti. Bu çocuklarımın hiçbirinin babasının düzenli bir işi ve geliri yoktu, çoğunun anneleri okur yazar değildi. Hiçbir zaman malzemeleri tam olmadı. Veli desteği derseniz benim için sadece çocuğa yaptırılacak kuru ekmekli kahvaltıdan ibaret. Sınıfta tırnak kesmişliğim de, "Lütfen çocuğunuza banyo yaptırın" diye not göndermişliğim de var. Burada sorsak kim bilir ne hikayeler anlatır öğretmenlerimiz. Benim anlatacaklarım hiçbir şey. Buralarda çocukların kıymeti hepimizi ağlatacak seviyelerde çünkü. Mesele bu da değil zaten. Bir mesajınıza cevaben demiştim ya "veli desteği olmadan da oluyor" diye öylece sallanmış bir söz değildi o. Ben mesleğimin ilk gününden beri velilerime güvenmedim. Güvenmem de. Her sene başında mütevazi bir ihtiyaç listesi veririm. Alan alır, alamayan kalır. Kimseyi zorlamam. Fakirliğin ve cehaletin sefalet boyutuna burada şahit oldum çünkü. Her malzemenin sınıfımda yedeğini bulundururum eksildikçe yine alır koyarım. Sonuçta eksik malzemeli çocuğumun hiçbir kabahati yok ailesini seçemez. Malzemesi olmayan gelir sınıftaki yerinden alır ve kullanır. Hem çocuğum ezilip büzülmez hem eksik malzeme yüzünden derslerim aksamaz. Eve çok nadir ödev veririm. Verdiğimin de yapılması on beş dakikadan uzun sürmeyecek ödev olur. Ben dersin derste öğretilmesi gerektiğini savunan eski kafalı bir öğretmenim. Çocuğun evdeki işi on dakikalık bir tekrar ve ardından oyun oynamak olmalı. Saatlerce ödev yapmak değil. Dokuz yıldır bunu yapıyorum. Velilerimin desteklerine hiç ihtiyaç duymadım. Öğrencilerimden de çok şükür zihinsel engelli olan bir tanesi hariç okumaya geçemeyen olmadı. Her sınıfta olduğu gibi iyileri de var kötüleri de. Ama hepsi benim, günahıyla sevabıyla. Yorulmadım mı? Çok yoruldum, çok da yıldım elbette her öğretmen gibi. Diğer şehirleri bilemem ama Sarıkamış'ta özellikle köylerinde yıllardır işler böyle yürüyor sadece benle ilgili değil. Bu forumda bazen "evde ilgilenmeyenin çocuğu geri kalır" benzeri sözler okuyorum. Bu beni çok yaralıyor. Herşeye her zaman bir suçlu bulunabilir. Ancak eğitim alanında, genelde ya da özel olarak sınıfımızda yaşadığımız aksaklıkların hiç birinin suçlusu çocuklarımız değil. Onlar sadece mağdur. Sonuçta ne çocuklar ailesini seçebiliyor ne de ben velilerimi. Veli desteği ya da sayfalar dolusu ev ödevi olmadan da gayet güzel oluyor, zor oluyor ama oluyor. Bu sözümde de ısrarcıyım. Amacım kesinlikle kimseyi yargılamak ya da bir tartışma başlatmak değil. Elbet her öğretmenin kendi görüşü ve çalışma yöntemidir saygı duyarım. Beni ve mesleğimizle ilgili görüşlerimi zaten az çok herkes bilir.
Hepinize huzurlu bir akşam dilerim