İZ DE TARİHE BİR NOT DÜŞELİM
Kamu görevlilerinin geneline ve hizmet kollarına yönelik mali ve sosyal haklara ilişkin 2016 ve 2017 yıllarını kapsayan 3. Dönem Toplu Sözleşmenin 9 uncu maddesine göre mevcut İLKSAN üyeliklerinin ihtiyari hale getirilmesi ile ilgili alınan karar doğrultusunda, konuyla ilgili siz saygıdeğer üyelerimize ve kamuoyuna bir açıklama yapma ihtiyacı hâsıl olmuştur.
İLKSAN, 4688 sayılı Kanunun kapsamına girmemektedir,
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun Toplu Sözleşmenin Kapsamı başlıklı 28. maddesinde Toplu sözleşme; kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını düzenleyen mevcut mevzuat hükümleri dikkate alınarak kamu görevlilerine uygulanacak katsayı ve göstergeler, aylık ve ücretler, her türlü zam ve tazminatlar, ek ödeme, toplu sözleşme ikramiyesi, fazla çalışma ücreti, harcırah, ikramiye, doğum, ölüm ve aile yardımı ödenekleri, cenaze giderleri, yiyecek ve giyecek yardımları ve diğer mali ve sosyal hakları kapsar. denilmektedir.
Bu bağlamda, alınmış olan karar, kuruluş ve üyelikleri 4357 sayılı Kanunla düzenlenmiş olan İLKSANı statüsü gereği kapsamamaktadır. Kaldı ki, İLKSAN, 4688 sayılı Kanunun genel kapsamı dâhilinde de bulunmamaktadır. Hal böyleyken, alınan kararla 4357 sayılı Kanun hükmü uygulanmaz hale getirilmiştir.
Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak yalnızca yasama organının uhdesindedir. Bu toplu sözleşmeyi imzalayarak kendilerini kanun koyucu yerine koyan ve yetki gaspı yapanlara, kapsam dâhilinde dahi olmayan bir kuruluşun Kanununu değiştirme hakkını kim vermiştir? Görülüyor ki her fırsatta millet iradesinden bahsedenler, kendilerini yasama organı yerine koymuş ve Eğitim Bir-Senin iradesini hayata geçirmişlerdir.
Biz biliyoruz ki, seçimle İLKSAN yönetimini ele geçiremeyen Eğitim Bir-Sen, Bizim olmayan yıkılsın mantığı ile İLKSANı yok etmeye çalışmaktadır. Halbuki, sendikaların amacı, kendi üyelerinin de mevcut olduğu İLKSANda üyelerinin haklarını korumak ve kurumun daha güçlü olmasına katkıda bulunmaktır. Dolayısıyla siyaset-yetkili sendika işbirliği ile toplu sözleşmede alınan bu karar, hem kanunlara, hem sendikal anlayışa hem toplu sözleşme mevzuatına hem de İLKSAN üyelerinin menfaatlerine aykırıdır.
Karar, üyelerin lehine değildir.
Üyelerimizin yüksek menfaatlerinin aksine hareket ederek bu gün itibariyle ülkemizin sayılı büyük kuruluşları arasında olan İLKSANı yok etmeyi hedefleyen yetkili sendika Eğitim Bir-Sen, bu amacına ulaşmak için ilk olarak 2012 ve 2013 toplu sözleşme görüşmelerinde yeni atanan öğretmenler için İLKSAN üyeliğini isteğe bağlı hale getirmiş, ancak emekli olan ve üyelikten ayrılanlara rağmen üye sayımızın 260 binden 265 bine ulaşmasına mani olamamıştır. Üyelerimizin desteği sayesinde İLKSAN, daha da güçlenerek bu ilk girişimin başarısızlıkla sonuçlanmasını sağlamıştır.
Hepinizin bildiği gibi İLKSAN, kampanyaları (araç, konut, avm gibi), sosyal tesisleri, tatil ve konaklama imkânları ile ikraz, emekli, evlenme, doğal afet, ölüm, maluliyet ve şehit yardımlarını aksatmadan yerine getirmektedir. 72 nci yılında, benzer kuruluşlar arasında imrenilecek bir yapıya kavuşmuş olan büyük bir kuruluşun zayıflatılmaya çalışılmasını anlamak mümkün değildir. Siyaset ve yetkili sendikanın İLKSANı yıpratma ve zayıflatma yönünde aldığı bu kararı, oluşacak hak kayıplarını göz önünde bulundurarak üyelerimizin sağduyulu bir biçimde sorgulaması ve değerlendirmesi gerekmektedir.
Memurlarla ilgili bir toplu sözleşmede, Sandığımızla ilgili karar alınması, bu kararın üyelerin menfaatleri dışında, farklı amaçlara yönelik olduğunu göstermektedir. Kaldı ki, bu durumu tarihi bir başarı olarak nitelendiren siyaset ve yetkili sendika yöneticileri, birikimleri ile emekli yardımı alabilecek üyelerimizi aidat iadesi almaya mahkum etmiş, diğer sosyal yardımlardan, ikrazdan ve faaliyetlerimizden yararlanma imkân, avantaj ve haklarını kaybetmelerine sebep olarak büyük bir vebal altında kalmışlardır.
Kararın uygulanabilirliği bulunmamaktadır.
1943den bugüne kadar askeri yönetimlerde dâhil olmak üzere, hiçbir yönetici, dönem dönem sıkıntılar yaşamış İLKSANı tasfiye etmek, kapatmak ya da zayıflatmak gibi bir düşünce içinde olmamış böyle bir sorumluluğun altına girmemişlerdir. Bu açıdan değerlendirildiğinde alınan bu kararın hukuki açıdan olduğu gibi mali açıdan da uygulanabilirliği yoktur. Hiçbir sandık, vakıf, banka hatta Sosyal Güvenlik Kurumu bile finansal kaynakları aksatılmışken, üyelerinin haklarını iade edecek güçte değildir.Bu nedenle alınan karar hayatın olağan akışına aykırıdır.
Ülkemizde faaliyet gösteren mevcut kurum ve kuruluşların altından kalkamayacağı siyasi tasarruflara açık olan bu kararın Sandığımızca uygulanabilirliği ancak devletten büyük ölçüde finansal kaynak aktarımının sağlanması ile olabilecektir.Aksi takdirde 1943 den 1996 ya kadar birikimleri yok edilmiş mali yönden zayıflamış Sandığın, 1996 dan bu güne kadarki birikimleri ile bu yükün altından kalkması mümkün değildir.
Herhangi bir kamu imkânı, kaynağı veya yardımı kullanmayan, sadece bizlere emanet edilen üye birikimlerinden sağlanan kaynakları kullanarak ek sosyal yardımlar yapan, farklı ikraz çeşitleri ile üyesine finansal destek sağlayan İLKSAN, siyasetin ve sendikal faaliyetlerin uygulama yeri değildir. Çünkü asıl olan, her sendikadan ve her siyasi düşünceden oluşan bu geniş ailenin mensuplarının haklarını korumak ve geliştirmektir. Bunun aksi yönde hareket eden siyasiler ve yetkili sendika Eğitim Bir-Sen, düşünmeden ve analiz etmeden almış oldukları bu karar ile İLKSAN üyelerinin haklarını göz ardı etmiş ve mağduriyete sürüklemiştir.
2016 ve 2017 yıllarını kapsayan 3. Dönem Toplu Sözleşme mutabakat tutanağının 9 uncu maddesinde 4357 sayılı Kanunu değiştirerek İLKSAN üyelikleri ile ilgili alınan kararın, İLKSANın 4688 sayılı Kanun kapsamında bulunmaması sebebiyle hukuki anlamda bir bağlayıcılığı bulunmamakla birlikte uygulanabilirliğide yoktur. Toplu sözleşmeye bu maddeyi ekleyerek karara bağlayan tarafları, aklıselim olmaya ve her durumda üyelerimizin zarar görmesine sebep olacak bu yanlıştan bir an önce dönmeye davet ediyorum.
İLKSAN Yönetim Kurulu Başkanı olarak belirtmek isterim ki,
Üyelerimizin ve temsilcilerimizin teveccühü ile göreve getirildiğimiz 5 dönem boyunca, İLKSAN ve üyelerimizin menfaatleri doğrultusunda kararlar alarak, atılan her yanlış adımın bu dünyada olmasa bile ahrette hesabının sorulacağının ve 265 bin üyenin hak ve vebalinin üzerimizde olduğu bilinci ile çalışmalarımızı yürüttük.
Bir yöneticinin başında bulunduğu bir kurumu savunması ve korumaya çalışması gibi doğal bir davranış yoktur. Eğer bunun aksi bir durum varsa işte o yönetici sorgulanmalıdır. Demek ki bizi bu yönde eleştirenler kendi kurumlarını düşünmüyorlar ve kurumlarının geleceği için mücadele etmiyorlar.
Üyelerimize şu teminatı veriyorum ki 8 yıldır başında bulunduğum bu kurumun 265 bin üyesinin emanetlerine sahip çıkarak bir kuruşuna zeval getirmedim getirtmem de. Üyelerimizin haklarını korumak adına şer güçlerin ellerini İLKSANdan çekmeleri için mücadele ettim ve etmeye de devam edeceğim.
Saygı değer İLKSAN üyeleri,
Bu kararı alarak toplu sözleşmeyle kanun değiştirmeye çalışanların bu haksız girişimlerine karşılık konu mahkemeye taşınıp hukuki süreç başlatılmıştır. Bu süreç üyelerimizin hak kaybına uğramamaları adına titizlikle takip edilecektir.
Bu gün yapmamız gereken kenetlenerek Sandığımıza sahip çıkmak, güçlendirerek geleceğe taşımak ve başarılarımızla tarihe bir not daha düşmektir
Saygılarımı sunuyorum.
Tuncer YILMAZ
Yönetim Kurulu,
Adam resmen zorunlu üyelik diyor be.