Bir demokrasi modeli olarak İLKSAN!İLKSAN üyesi öğretmenler 28 Nisan Cumartesi günü ilçe temsilcilerini seçecekler; ilçe temsilcileri Haziran'da il temsilcilerini, il temsilcileri ise ileri bir tarihte Genel Yönetim Kurulunu seçecek.
Peki, İLKSAN'da seçim ne demek? Önce bu kurumun ne olduğunu söyleyeyim: Emekli Sandığının henüz kurulmadığı bir dönemde (1943), öğretmenlerin sosyal güvenlik sorununa çözüm olarak düşünülmüş bir sosyal güvenlik kurumu İLKSAN. Emekli Sandığının kurulmasıyla işlevini yitirmiş, 12 Eylül 1980'den bu yana da sadet zinciri mantığı ile çalışan bir kurum.
İLKSAN, 4'ü Milli Eğitim Bakanı tarafından atanan, 3'ü de üye öğretmenlerin seçtiği 7 kişilik bir yönetim kurulu ile yönetiliyor. Cumartesi günü yapılacak seçimde öğretmenler bu üç kişi için sandığa gidecek. İkide bir mikrofonların karşısına çıkıp demokrasi dersi veren dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, İLKSAN Ana Statüsünün temsil oranını belirleyen 8inci maddesini 2010'da değiştirdi fakat, yahu bu ne biçim iş, 250 bin öğretmen bir yana ben biryana olur mu böyle şey demedi!
Peki, öğretmenler paylarına düşen o 3 kişiyi hangi yöntemle seçiyorlar dersiniz? Anlatayım; yönetim kurulunu seçecek il temsilcileri illerdeki öğretmen sayısına göre belirleniyor. Demokratik gözüküyor değil mi? Ama değil, 500den az İLKSAN üyesi bulunan Bayburt 2, Bayburttan elli kat fazla üyeye sahip İstanbul ise genel kurula 4 delege gönderebiliyor. Yani İstanbuldaki 30 bin İLKSAN üyesinin 28 bini temsil edilmiyor. Ya da Bayburt delegesi 250, İstanbuldaki bir il delegesi ise 7 bin 500 kişiyi temsil ediyor.
Bundan önceki tüm seçimlerde Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerin tümünde Eğitim Senin desteklediği delegeler seçiliyordu. Fakat buralardan aldığı 4 delege, Ankara'nın iki okulundaki kadar üyesi bulunan küçük illerden gelen delegeler karşısında üstünlük kurup Yönetim Kurulunun belirleyici bileşeni olmasına yetmiyordu.
Kurumun mali durumu kötü, öğretmenlere zaten faydası yok; seçime dayalı demokrasi kavramını da anlamsızlaştırıyor. Bence üye öğretmenler, seçime katılmalı ve Eğitim Senin tasfiye edelim görüşüne destek vermelidirler. Eğitim Bir Sen'de tasfiye edilmeli diyormuş, sakın inanmayın; kurumu Türk Eğitim Sen'den devralmak için böyle söylüyorlar. Asıl amaçları kanunen üye olmak zorunda kalmış ve aidat iadesiyle üyelikten kurtulacağını düşünen öğretmenlerin desteğini sağlamak, yönetimi ele geçirdikten sonra da YÖKte olduğu gibi verdikleri sözü unutmak.
Ben tasfiye edilsin düşüncesine katılmıyorum.Çünkü tasfiye edilirken biriken paramızın bir defada ödeneceğine inanmıyorum.Tasarruf fonundaki paramızı leblebi çekirdek parası şeklinde ödediler.Bu da başka bir çerez parası olur.Ama İlksanın şaibesiz bir kurum olduğuna inanmıyorum o ayrı.Sendikalı bir öğretmen olmama rağmen sendikamla aynı düşüncede değilim tasfiye konusunda