İlgimi çeken ve yaşadıklarımızı anlatan güzel bir yazıyı paylaşmak istedim...Öğrenciye ŞİDDET konusuna yorum atan gençlere diyeceklerim var"
"Az önce açılan, bir internet sitesindeki öğretmenlerin kendi aralarındaki yorumlarına BURADAN yorum yapanlar içindir...
Öncelikle bende yaşı geçmiş olmayan genç öğretmenlerden biriyim.Bir matematikçi...Evet çok kişiden duyabilirim çoğunuz sevmezsiniz bilirim...
Ben de bir zamanlar sizin gibi öğrenciyken her konuda öğrencilerin haklı olduğunu düşünür, o aklımla, öğretmenlere kusur bulur, ona göre yorum yapardım.
Neyse uzatmayalım zamanı geldi öğretmen oldum...
Öğretmen olduktan sonra iki ile iki buçuk sene kadar YİNE HEP öğrencilerin yanında taraf oldum.(Hatta diğer hocalarla tartışma pahasına). Fakat bu yanlı tavrım yavaş yavaş önce ortaya, daha sonrada hocalardan taraf olmaya başladı.
Neden?
Başta bunun psikolojik olduğunu düşünmüştüm, bir ara... Ya da benim öğretmenliğe makamca tutunmuş olup olmadığımı sorguladım. Sonra aslında hiç de öyle olmadığını gördüm.
Olan şuydu: Artık her sene öğrencilerin fıtratı değişiyordu, evet her sene...
Ben hiç onları hor hakir görmedim, hep değer verdim. Dışarıda herhangi bir insanın iki çift lafını bile dinlemediği, bırak ya ergen işte, liseli ne olacak, ne bilebilir dediği insanları, genç boş dimağları, karşıma aldım. Adam gibi! değer vererek, çokça ders, biraz da hayatı anlattım. Bana bakan her şeyi algılayan gözleri gördüm.Onların gözünden baktım, forumları takip ettim, playstation oynamaya gittim, COD, Half-life, counter oynadık, masa tenisi, halı saha maçları yaptık... Yani hep onların arasındaydım. Belki onların ailesinden almadığı sevgiyi gösterdim büyük hürmet ve saygı aldım...
Uzattım farkındayım, ama yaptıklarımı anlatmamın başka bir sebebi var. Kendimi övmek değil! Az daha sabır...
Onlarla bu kadar ilgilenmem, tabii olarak okulda en çok sevilen ve sözü dinlenilen hoca olmamı sağladı.(tüm okullarımda). Fakat böyle olmasına rağmen çocuklarda ÖĞRETMENle konuşma adabında bile bir sıkıntı var.
Biz 'Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum' diyenlerin çocuklarıyız. Öğretmenine
sen diyen, eli cebinde konuşan,
arkasından küfür eden,
dersi dinlemeyen-dinlermiş gibi bile gözükmeye çalışmayan-,
gözüne soka soka sıranın altındaki telefonla oynayıp, sonra da hocam ben ne yaptım yeaaaa diyen ( hiç düşünmüyor bu arada altına işemiş çocuklar gibi yarım saattir şeyine baktığını
)
Uyuyan,
o aklıyla dalga geçmeye çalışan,
yorumlarında öğretmenine öküz diyen (utanmadan),
Bunların %90 odundur diyen,
Ebeveynlerinin okula gitsede biraz başımız dinlesek dediği,
--Hoca çocuğa birşey söyleyince hocayı tenkit eden ebeveyler, sonrada yardım için yine hocanın yanına gelirler.--
.
.
.
gibi gibi...Burayı sonsuza kadar doldurabilirim arkadaşlar. O çok önemli değil.
Mühim olan bir öğretmenin nelerle uğraştığını görmek.
O yaz tatili, çok geliyor herkese. Kim dinliyor o yaştaki bir çocuğun derdini.
Kim arkasında duruyor öğretmenin, ve kim bekliyor 40 tane ergenin bir sınıfta hiçbir baskı altında olmadan sessizce ders dinleyeceğini...
Hiçbir zaman dayak atma taraftarı olmadım-hala da değilim- Ama öğretmen için bir azarı bile çok gören zihniyete derim ki kardeşim kendi ergen oğlunun ne zaman derdini dinledin, düşüncelerini anlamaya çalıştın. Nasıl durmasını bekliyorsun bu kadar anı kaynayan adamın 40/45 dk bir sırada sessizce oturmasını. Demesi kolay,
Öğretmen bağırmasın
Öğretmen azarlamasın
Öğretmen vurmasın
Öğretmen dövmesin
Öğretmen kötü not vermesin (-ki bu not verme olayını bile elinden aldılar, çoğu kişiyi geçiriyorlar okullarda)
Öğretmen bunları yapmasın. Tamam efendi, ne yapalım o zaman? Bak ona da bir şey diyor:
Öğretmen iyi ders anlatsın
Öğretmen çocuğumu hayata hazırlasın
Öğretmen iyi not versin
Öğretmen kolay soru sorsun
Öğretmen üniversiteyi kazandırsın
Öğretmen ahlak öğretsin
.
.
.
Haydi yaa!
Be hey efendi! Yapsın bunlar, yapsın tabii, ama hangi güçle yapacak.
Burada öğretmen şöyle olmalı böyle olmalı diyenler.
Öğretmen olsanız - hepsi için geçerli değil- kendi ağzınızı burnunuzu kırardınız. Ciddiyim!
Dışarıda kendinden 15 yaş büyük birine ağğbi amca diyene okula gelince bir hal oluyor. Askerlik arkadaşıyla konuşuyor sanki!- burayı da çoğu anlamayacak, askere gidince artık-
Bu sosyal paylaşım sitelerinin tamamı insanları özellikle de ergenleri HER KONUDA daha cüretkar yaptı.
Gizlilik ortadan kalktı zaten. Konuşmalar bile daha cüretkar, sanki benden 12 yıl önce doğan amcaoğlu..
Şimdi biz sizin yaşınızdakyen şöyleydik, böyleydik şunumuz yoktu bunumuz yoktu demeyeceğim. Zaten bu lafları kimse sevmez. Zaten aileden de yeterince duyuyorsunuz.
Birde işin diğer tarafı var ki, o da şu:
Biz çok kalabalık bir meslek grubuyuz. Bu yüzden her çeşit insan bulunuyor bu ortamda- ki öğretmen olurken insanlık mülakatı yapılmıyor. Bir çoğuyla mecbur kalmasan selamlaşmam bile. Bu işi sadece para için yapanlar da büyük bir kısım. Ama hala idealist, demokrat, laik ve en önemlisi müslüman öğretmenler de çok.
Daha söylenecek çok şey var ama çok uzattın,bileklerim ağrıdı. Buraya kadar da geldiysen bitti zaten...
En son söyleyeceğim şey bir bedduadır.Öğretmenleri hakkında bilgisi olmadan haksızca ve ahlaksızca yorum yapan genç arkadaşlarıma...
İNŞALLAH BİR GÜN ÖĞRETMEN OLURSUNUZ! "(Alıntıdır)