İnsan Kaynaklarımızı Gerektiği Gibi Değerlendirebiliyor Muyuz?

Çevrimdışı konuk35

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.346
  • 2.799
  • 1.346
  • 2.799
15 May 2011 13:17:02
''Tamamen bireysel ve bencil, ya da tamamen toplumsal, edilgen, etiketli, kendisi bir hiç; kuzu gibi çocuk yetiştirmenin hiç kimseye bir faydası yok.’’ Bunu görmek için daha kaç nesil harcayabiliriz ki?

Merkezlerde anlamsız bir yarış, hazır bulunuşluk düzeyi yüksek çocuklar... Öteki dünya;  varoşlarda tam tersi temel ihtiyaçlarla, tv'deki yaşamlar arasında sıkışmış hayatlar, algı düzeyi düşük çocuklar. Toplumda ne kadar sorun, çarpıklık varsa hepsi sınıfta. ‘’Ayşegülün Suçu Ne’’ ile beslediği çocuğunu iyi eğitmemekle suçlayan velimize söyleyecek hiçbir şeyi kalmayan öğretmenim sorunları ile baş başa, yalnız bırakılmış. Dahası kağıt üzerinde her şeyimiz mükemmel. Sağlıklı yönlendirme rolü okulun mu? Toplumun mu olmalı? Sorusu ile karşı karşıyayız.

Sağlıklı iletişim, doğru tutum ve yaklaşım adına ölçünün ne olduğu konusunda kafası karışık, temel hayat kaygıları ile boğuşan velilerimiz. Uzmanların bu konularda ciddi çalışmalar yapıp; öğrenciye, öğretmene, veliye ciddi yardımlarda bulunması gerekiyor. Fakat kağıt üzerinde kalmaktan öteye gitmeli artık bu ciddi yardımlar.

''Her öğrencinin normal sınıf içinde eğitim-öğretim görmesi gerekir'' düşüncesi ideal bir yaklaşım gibi görünse de çok yanlış; çünkü gerçeklerle uyuşmuyor. İhtiyacı olan özel eğitimi alması gereken çocuk ile ileri düzey eğitim potansiyeli olan çocuğumuzu aynı potada eğitmek şöyle dursun, eritiyoruz. Bu saplantımız çocuğa da, öğretmene de veliye de büyük bir haksızlık.

Yeni mezun bir öğretmene ''kaynaştırma'' görevi yüklemekle de bu işler çözüme kavuşmuyor. Bilinçli ve sosyo-ekonomik düzeyi yüksek aileler bu tür özel çocukları için gereken yaklaşıma sahip zaten, destek eğitimleri ile öğretmenine yardımcı oluyor bir şekilde. Bundan haberi olmayan ailenin çocuğu, öğretmeni ne yapsın...

Uzmanlık gerektiren yaş-davranış psikolojisi ve zeka düzeyi gibi konularda öğretmen çocuğu fark edene kadar iş işten geçiyor. Öğretmenlik yapıla yapıla öğreniliyor. Öğretmen süper robot ya da sihirbaz değil ki her şeyi şıp diye anlayıp, uygulasın. Gerçek çözümler üretmeden RAMlık tavsiyelerle olmuyor bu işler. Sonunda olan çocuğa oluyor, öğretmenlerimizin saçını başını yolması da cabası. İnsan kaynaklarımızı yönetemiyoruz, değerlendiremiyoruz. ''Nerde çokluk, orda .......'' bahanemiz de hazır zaten.

En iyi bilim adamlarımız birer birer kaçıyor Amerikalara, yetişmiş beyinlerimizi koruyamıyoruz. Bu insanlar hak ettikleri değeri alsalar, bulsalar; yine de giderler miydi acaba? Bir ülkenin gelişmişliği, eğitime verdiği önem, yetişmiş bilim adamı sayısı, bilgi-teknoloji üretimi, fert başına düşen milli gelir miktarı ile doğru; doğal ölümler dışındaki kayıplar; trafik kazaları, hastalık, cinayet, cinnet, zehirlenme, boğulma, yetersiz beslenme, üstü kapatılmayan çukurlara düşme (yaş otuz beş şairi Orhan Veli'yi hatırlamadan olmaz) ters orantılıdır.

RAMların işlevinin genişletilmesi, özel eğitim ve öğretime ihtiyaç duyan çocukların kendilerine uygun sınıf, program, materyal ve uzmanlarla eğitilmeleri gerektiğine inanıyorum. Bir toplumda herkesin doktor, mühendis, avukat... ille de kariyer sahibi olması gerekmiyor. Yeteneğine, vasıflarına belki de en önemlisi mutlu olabileceği bir iş alanına yönlendirilmesi ve topluma kazandırılması daha doğru bir yaklaşım olur sanırım.

Eğitimde bir tek fert bile harcanmamalı; ancak tek düzey ve tek tip eğitim anlayışımız nedeniyle bırakın özel eğitime  ihtiyacı olanı, nice dahilerimizin harcanıp gitmesi çok üzücü. Burada eğitimde hedef konusunda tutarsızlıklarımız var sanıyorum.

Bana göre eğitimde temel hedef; mutlu birey yetiştirmek olmalıdır. Yetenekleri, ilgileri doğrultusunda yetiştirilmiş birey üreterek mutlu olmanın yollarını da öğrenir. Doğal olarak birey mutlu olduğu oranda bireysel ve toplumsal sorumluluklarının bilincine varır. Sağlıklı düşünen her birey artı bir değerdir kendisi, çevresi ve toplum için. Böyle bir birey hedefinden gitgide uzaklaşmaktayız. Neden?

Tamamen bireysel ve bencil, ya da tamamen toplumsal, edilgen, etiketli, kendisi bir hiç; kuzu gibi çocuk yetiştirmenin hiç kimseye bir faydası olmaz diye düşünüyorum.

''Hayatta her şey öğretilir ve öğrenilir.’’ Bu döngüyü yalanlayan bir fizik kanunu henüz keşfedilmedi.

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.317
  • 4.164
  • 47.317
# 15 May 2011 13:34:05
''Her öğrencinin normal sınıf içinde eğitim-öğretim görmesi gerekir'' düşüncesi ideal bir yaklaşım gibi görünse de çok yanlış; çünkü gerçeklerle uyuşmuyor. İhtiyacı olan özel eğitimi alması gereken çocuk ile ileri düzey eğitim potansiyeli olan çocuğumuzu aynı potada eğitmek şöyle dursun, eritiyoruz. Bu saplantımız çocuğa da, öğretmene de veliye de büyük bir haksızlık. ''
Yazdıklarınız çok doğru öğretmenim..Bir şeylerin ters gittiği apaçık ortada...
  Doktora ya da Rama yönlendirdiğimiz bir çok öğrencimiz için olumlu raporlar gelmekte ve biz o öğrencinin kalabalık sınıflarda eriyeceğini bile bile mesleğimize devam ediyoruz...Kazanmak için uğraşırken bir kağıt parçasıyla o öğrencimizi tamamen kaybediyoruz...
 

Çevrimdışı konuk35

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.346
  • 2.799
  • 1.346
  • 2.799
# 15 May 2011 13:44:21
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
''Her öğrencinin normal sınıf içinde eğitim-öğretim görmesi gerekir'' düşüncesi ideal bir yaklaşım gibi görünse de çok yanlış; çünkü gerçeklerle uyuşmuyor. İhtiyacı olan özel eğitimi alması gereken çocuk ile ileri düzey eğitim potansiyeli olan çocuğumuzu aynı potada eğitmek şöyle dursun, eritiyoruz. Bu saplantımız çocuğa da, öğretmene de veliye de büyük bir haksızlık. ''
Yazdıklarınız çok doğru öğretmenim..Bir şeylerin ters gittiği apaçık ortada...
  Doktora ya da Rama yönlendirdiğimiz bir çok öğrencimiz için olumlu raporlar gelmekte ve biz o öğrencinin kalabalık sınıflarda eriyeceğini bile bile mesleğimize devam ediyoruz...Kazanmak için uğraşırken bir kağıt parçasıyla o öğrencimizi tamamen kaybediyoruz...
 

Yaşamayan bilemez öğretmenim, bir kağıt parçasıyla geçiştirmenin nedenlerini de bildiğinizi tahmin ediyorum öğretmenim. Bir kere kelimenin kendisi bile bir tuhaf ''kaynaştırma''  :)

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.317
  • 4.164
  • 47.317
# 15 May 2011 13:56:45
Kaynaştırmalar ''Arada kaynarlar''...
Bir doktorun, bir öğrencim için annesine ''Benden bile zeki ''demesine anlam veremedim..'
((('Aslında verdim!!! Para yardımını onlara vermemek için!!!)))
Yoksa öğrencim doktordan bile zeki... :-X Maviye yeşil,sarıya pembe diyen 2 ..sınıf öğrencim,gönlündeki gökkuşağına sarılmış,mutlu mutlu yaşıyor(!)
Ama büyüklerimiz için dünya 2 renkten oluşuyor...Dünyada ''Ya siyah vardır ya da beyaz''...

Çevrimdışı konuk35

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.346
  • 2.799
  • 1.346
  • 2.799
# 15 May 2011 14:03:36
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Kaynaştırmalar ''Arada kaynarlar''...
Bir doktorun, bir öğrencim için annesine ''Benden bile zeki ''demesine anlam veremedim..'
((('Aslında verdim!!! Para yardımını onlara vermemek için!!!)))
Yoksa öğrencim doktordan bile zeki... :-X Maviye yeşil,sarıya pembe diyen 2 ..sınıf öğrencim,gönlündeki gökkuşağına sarılmış,mutlu mutlu yaşıyor(!)
Ama büyüklerimiz için dünya 2 renkten oluşuyor...Dünyada ''Ya siyah vardır ya da beyaz''...


Sağolun öğretmenim güldürdünüz beni. Kaynaştırmalar ''Arada kaynarlar''... :D aynen öyle öğretmenim.

Çevrimdışı suatin

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.659
  • 57.186
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.659
  • 57.186
  • Müdür Yardımcısı
# 15 May 2011 16:04:55
40 öğrencilik sınıfta iki öğrenci kaynaştıracağız diye geriye kalan 38 öğrenciyi göz göre göre harcıyoruz nedense anormal çocuk normallerşmiyor normal çocuk anormal çocuğun peşinde anormalleşiyor yani bir nevi bir çok çocuğun içindeki canavarın çıkmasına olanak sağlıyor kaynaştırma öğrencilerinin okumaya hakkı varsa diğer öğrencilerinde kaynaştırma olmayan sınıfta okuma hakkı var klimalı odalarda sonu düşünülmeden alınan uygulmasında sıkıntılar olan bir uyguluma bir an önce dönülmeli yoksa yakında öğretmenler akıl hasthanelerine düşecek konuk35 öğretmenim güzel bir konu teşekkür ederim

Çevrimdışı konuk35

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.346
  • 2.799
  • 1.346
  • 2.799
# 21 May 2011 12:30:33
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
40 öğrencilik sınıfta iki öğrenci kaynaştıracağız diye geriye kalan 38 öğrenciyi göz göre göre harcıyoruz nedense anormal çocuk normallerşmiyor normal çocuk anormal çocuğun peşinde anormalleşiyor yani bir nevi bir çok çocuğun içindeki canavarın çıkmasına olanak sağlıyor kaynaştırma öğrencilerinin okumaya hakkı varsa diğer öğrencilerinde kaynaştırma olmayan sınıfta okuma hakkı var klimalı odalarda sonu düşünülmeden alınan uygulmasında sıkıntılar olan bir uyguluma bir an önce dönülmeli yoksa yakında öğretmenler akıl hasthanelerine düşecek konuk35 öğretmenim güzel bir konu teşekkür ederim
Sağolun Suatin öğretmenim. Neyseki böyle tatillerimiz var da dinlenebiliyoruz, yoksa niçe olurdu halimiz :D

Çevrimdışı muallimcem

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.192
  • 1.230
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.192
  • 1.230
  • Müdür Yardımcısı
# 21 Eyl 2011 13:55:41
kaynaştırmada asıl kaynayanlar diğer öğrenciler oluyor.  :(

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 21 Eyl 2011 18:05:03
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bana göre eğitimde temel hedef; mutlu birey yetiştirmek olmalıdır.

Hayırlı akşamlar.

Güzel yazı için teşekkür ederim.
Yazıda bir eksik olduğu düşüncesindeyim.
Hedef mutlu birey yetiştirmek olacaksa, "Mutlu birey" in bir tarifi olması gerekir. Bu tarifi yapabilir misiniz?
"Mutlu birey" nasıl biridir?
Örneğin "Yaşantısından memnun olan kişi" mutlu birey olarak tanımlanabilir mi?
Bu tanımı kabul edersek "Yaşantısından memnun" kaç eğitimci bulabiliriz ki ""Yaşantısından memnun" memnun insanlar yetiştirebilsin?

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK