Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.
Dan Brown'un "Başlangıç" isimli kitabından alıntılar :
- Genç adam bilgisayara bir şeyler yazınca ekranda bir yazı belirdi. Nereden geliyoruz? Nereye gidiyoruz? Edmond, "Başka bir deyişle, ona kökenlerinizi ve kaderinizi soracaksınız," dedi. "Ve bu soruları sorduğunuzda bilgisayarın size cevabı şu olacak." Ekranda şu yazılar yanıp söndü: DOĞRU CEVAP VERECEK YETERLİ VERİ YOK Kirsch, "Pek yardımcı olmadı," dedi. 'Ama en azından dürüst." Şimdi ekranda bir insan beyninin görüntüsü vardı. "Öte yandan, bu biyolojik bilgisayara 'Nereden geliyoruz?' sorusunu sorarsanız başka bir şey meydana gelir." Beynin içinden bir dizi dini görüntü çıkmaya başladı: Tanrı uzanıp Adem'e hayat veriyor, Prometheus çamurdan ilk insanı yapıyor, Brahma kendi vücudunun farklı yerlerinden insan yaratıyor, Afrikalı bir tanrı bulutları ayırıp yeryüzüne iki insan indiriyor, İskandinav bir tanrı tahtadan bir adamla kadın oyuyordu.
- İspanyolca da bilgisayar kelimesinin karşılığı ordenador’dur, yani düzen kuran.
- İnsan beyni için herhangi bir cevap, hiçbir cevap alamamaktan iyidir. diyerek açıkladı. "'Yetersiz veri' diye bir şeyle karşılaştığımızda büyük bir rahatsızlık hissederiz. işte bu yüzden de beyinlerimiz veriyi kendisi UYDURUR. Görünmeyen dünyada gerçekten de bir düzen bulunduğuna emin olmamız için çok sayıda felsefe, mitoloji ve din oluşturur. Böylelikle en azından bizi düzen varmış yanılgısına düşürür."
- Kirsch, "Bilim, inancın antitezidir," diye devam etti. "Kelime anlamıyla bilim, bilinmeyen veya henüz tanımlanmamış bir şeye fiziki kanıt bulma girişimidir; ölçülebilecek gerçekleri bulmak için batıl inanışı ve yanlış algılamayı reddetmektir. Bilim bir cevap sunduğunda, bu cevap evrenseldir. İnsanlar bu yüzden savaşmaz, etrafında toplanır." Ekranda şimdi NASA, CERN ve diğer merkezlerdeki laboratuvarların tarihi görüntüleri akıyordu. Farklı ırklardan bilim insanları yeni bilgilere ulaştıkça birlikte sevinip kucaklaşıyorlardı.
- Cody Wilson isimli Amerikalı bir genç ilk üç boyutlu yazıcıda üretilen polimer tabanca "Liberator"ı tasarlayalı yıllar geçmiş, o günden bu yana teknoloji katlanarak gelişmişti. Yeni seramik ve polimer tabancaların hala fazla tesiri yoktu ama menzilde kaybettiklerini, metal dedektörlere yakalanmamakla kapatıyorlardı.
- Sembolojide yakın ile aynısı arasındaki fark, Nazi gamalı haçıyla Budistlerin refah sembolü arasındaki fark kadar büyüktür.
- Yıldızlı gökyüzü yeniden belirmişti ama bu defa yıldızların yanında isimleri vardı: Vega, Betelgeuse, Rigel, Algebar, Deneb, Acrab, Kitalpha. "Bu isimlerin hepsi Arapçadan türetildi. Gökyüzündeki isimlendirilmiş yıldızların üçte ikisinden fazlasının isimleri bu dildedir, çünkü Arap dünyasının astronomları tarafından keşfedildiler."
- "On birinci yüzyılın sonunda dünyadaki en büyük entelektüel keşifler Bağdat ve çevresinde yaşanıyordu," dedi. "Sonra tüm bunlar neredeyse bir gecede değişti. İslam tarihinin en nüfuzlu şahıslarından bir din alimi, yazdığı bir dizi ikna edici reddiye ve risaleyle Eflatun'un ve Aristo'nun felsefesini eleştirdi ve rivayete göre matematiği 'şeytan felsefesi' ilan etti. Bilimsel düşünceyi küçümseyen olaylar dizisi bu şekilde başlamış oldu.
- … Gerçek gücün fiziki kudretten değil, siyasetteki kozlardan kaynaklandığını çok önceleri öğrenmişti.
- Yapay zekâların kitap yazmak gibi karmaşık işleri becerdiği düşünülecek olursa Winston’ın yeteneğine de şaşmamak gerekirdi. Yazılan kitaplardan biri neredeyse Japon edebiyat ödülünü kazanıyordu.
- Fiziki bedenlerimizi ruhlarımıza da aynısı olacak diye rahatlatıyoruz.
- Siyaset görüntüden ibarettir.
- Düşmanlarınız mı var? Güzel. Demek ki hayatta bir şeylerin mücadelesini vermişsiniz. – Churchill
İslam dini hakkında YETERLİ bilgi sahibi olmayanların, özellikle Risale-i Nur Külliyatı'nı okumamış kişilerin düştüğü yanılgıların FARKINA vardıkça hayretler içerisinde kalıyorum.
"İslam tarihinin en nüfuzlu şahıslarından bir din alimi, yazdığı bir dizi ikna edici reddiye ve risaleyle Eflatun'un ve Aristo'nun felsefesini eleştirdi" ifadesi ile
kastedilen alimin İmam Gazali olduğunu tahmin ediyorum.
Filozofların Tutarsızlığı (Tehâfütü’l-felâsife) isimli eserinde Eflatun'un ve Aristo'nun felsefesini eleştirmiştir.
İlimleri aklî ve dinî olmak üzere ikiye ayırır.
Bunların her birinin küllî ve cüzî kısımlara ayrıldığını söyler.
Ona göre dinî ilimlerin içinde küllî olan kelâm ilmidir.
Fıkıh, tefsir, hadîs gibi
diğer ilimler ise cüzî ilimlerdir.Matematik (hesap ilmi) hakkındaki düşüncesi şu ifade ile özetlenebilir : "Övgüye layık olup da farz-ı kifaye olmayan"