Daha önce gülümseten hatıralar konusuna yazmış olduğum anım da bu başlığa uyduğu için, alıntı yapmak istedim.
İşte, benden bağımsız, benim haberim olmadan başıma gelen iş kazası
:
Karne günü olunca, eski günlere şöyle bir bakılır "neleri geride bırakmışım?" diye...
Mazime yolculuğa çıkmışken, çok değil, daha 2-3 hafta önce başıma gelmiş bir olayı hatırladım ve o an ne kadar üzülüp, acı çektiysem, şimdi hatırlayınca gülmekten alamadım kendimi ve sizlerle de paylaşmak istedim :
Bir cuma günü, müdür yetkili arkadaşım ilçeye gitmişti ve tek ben vardım. Öğrenciler bayrak töreni için sıraya geçmişlerdi. Hava da bi o kadar rüzgarlıydı; uçuşan saçlar, etekler
Geçen sene benim öğrencim olan, ufak tefek 4.sınıf öğrencilerden birtanesi "Bayrak"ı kendisinin tutmasını talep etti; benim de çok sevdiğim bir öğrencimdi, kıramadım kabul ettim.
Kendinden hayli büyük bayrağı alıp, sağ tarafıma geçti. Rüzgar hala deli gibi esiyor tabi. İstiklal Marşı'nın komutunu vermek üzeredeydim. Bayrağı tutan öğrencimle göz göze geldik, gülüştük.
Sonra gözüm bayrağa kaydı; rüzgarda o kadar güzel dalgalanıyordu ki...
Öğrencilere döndüm, 1-2-3... derken, az önce sağ tarafımda nazlı nazlı dalgalanan bayrak, bakışımdan etkilenmiş olacak ki, benim yanımda olmak istemiş sanırım
Ne olduğunu anlamaya çalışırken, çocukların hayretli ve korkmuş bakışları arasında bir baktım, bayrak sağ tarafımda değil kafamda
Küçücük öğrencim, kendinden büyük şanlı bayrağımızı taşıyamamış ve elinden kaydırmıştı. Bayrağımızın da her zaman başımızın üstünde yeri olduğu için, yere değil benim başıma düşmüştü
Çarpan kısmı tam, ay ve yıldızın ucunda bulunduğu yuvarlak demir kısmıydı...
Çocuklar koşuştular, etrafımı sardılar. Ben tabi olayın şokuyla ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Sonra, başımda bi sıcaklık hissettim. Baktım, bayrağımız için dökülen kanlara, naçizane benim de 1-2 damla kanım dökülmüş
Bayrağı tutan öğrenmcim öyle çok korkmuştu ki, ağlamaya başladı. Acıdan benim de gözlerim doldu. Kendi derdimi unutup onu teskin etmeye çalıştım" Üzülme yavrum, bişey olmadı korkma. Kaza bu, herkesin başına gelebilir" desem de başımın acısından kendimi içeri zor attım. 1-2 dakika müdür odasında ağlayıp, rahatladıktan sonra, çıkıp töreni yaptırdım.
Okuldan sonra, öğrencilerim çiçeklerle pencereme gelip geçmiş olsun dileklerinde bulundular. O gün, gün boyu, "acaba, beyin kanaması geçirir miyim?" korkusunu yaşasam da, şuan kahkahalarla hatırladığım acı-tatlı bir anım daha oldu...
Herkese, kazasız günler diliyorum. Çünkü, insanın canı gerçekten tatlı; çok acımıştı...