İstanbul'daki Semtler İsmini Nasıl Almış???

Çevrimdışı simeranya

  • Uzman Üye
  • *****
  • 735
  • 786
  • Sosyal Bilgiler
  • 735
  • 786
  • Sosyal Bilgiler
19 Haz 2008 19:55:03
İstanbul'daki Semtler İsmini Nasıl Almış?


Aksaray – Aksaray’dan gelenler buraya yerleştirilmiştir. Bu semt adını bu günkü Aksaray Şehrinden gelenler vermiştir.

Ahırkapı - Padişah sarayının sonunda ki has ahırın (Padişahın atlarının barındığı ahır) yanında olduğu için Ahır Kapısı diye anılmıştır.

Akaretler - Sultan Abdulaziz Taşlıkta Aziziye camiinin giderlerini karşılamak üzere bir vakıf kurmuştur. Bu vakfa gelir sağlamak için de gelir getiren anlamında Akaretler yaptırmayı planlamıştır. Bu planı bitirmek ise II.Abdulhamit’e nasip olmuştur. Bu yüzden semtede Akaretler denmiştir.

Altunizade - Altunizade İsmail Zühtü Paşa’nın yaptırdığı cami, semtinde bu adla anılmasına sebep olmuşştur. Zühtü Paşa’nın babası altın alım satımı ile iştigal ettiğinden Zühtü Paşa’ya da Altunizade denmiştir.

Arnavutköy – Önceleri, Boğaziçi’nin bu sevimli semtinde Arnavutlar oturduğu için buraya bu ad takılmıştı.

Ataköy - Ataköy’ün eski adı Baruthane dir. II.Mahmut tarafından buraya baruthane yapılmıştır. O zamanlar Ataköy (İstanbul’un dışı sayıldığından baruthane yapımı için uygun bir alan olarak görülmüştür.) Daha sonraları Emlak ve Kredi Bankası bu bölgeye 50 - 60 bin nüfuslu bir yerleşim yeri kurmuştur(1950). Yeni yerleşim yerinin adı da Ataköy olur.

Ayazağa - İsmini yeni çeri kethudası Ayaz Ağa’nın çiftliğinden almıştır. Abdulaziz döneminde buraya yaptırılan saray bugün binicilik okulu olarak kullanılmaktadır.

Ayrılık Çeşmesi (Haydarpaşa’da) – Eskiden hac alayı bu çeşme çevresinde toplanır, oradan yola çıkardı. Hacca gidenler eşlerine, dostlarına orada veda ederek ayrılırlardı.

Bağlarbaşı - Çok eskiden bir Ermeni manastırına ait bağların başladığı yermiş. Zamanla oraya Bağlarbaşı denmiştir.

Balat - Rumca saray anlamına gelen palation sözcüğünden geldiği söylenir. Önceleri İstanbul’un kapılarından birine verilin bu ad, sonraları semtin adı olmuştur.

Bebek - Fatih Sultan Mehmet Han buranın muhafazası için gönderdiği komutanın lakabından gelmektedir. (Bebek Çelebi Bebek Çavuş)

Bedesten - Arapça bir söz olan Bezzaz dan türetilmiştir. Bez, kumaş taciri, Manifaturacı anlamına geliyor. Kumaş tacirlerinin bulunduğu yere de bezzazistan denildiğinden. zamanla halk arasında ağza kolay gelmesinden dolayı bedestan’a dönüşmüştür.

Beylerbeyi – III. Murat devri beylerbeylerinden Mehmet Paşa’nın yalısını bulunduğu için köye bu ad verilmiştir.

Cihangir – Kanuni Sultan Süleyman pek sevdiği oğlu Cihangir için burada bir cami yaptırmıştı. Semt adını bu Cihangir Camisi’ nden almıştır.

Çarşamba – Samsun Çarşamba ovasından gelenler yerleştirildiği için buraya da Çarşamba denilmiştir.

Çengelköy – XIX. Yüzyılda Kaptan-ı deryalıklarda, valiliklerde bulunmuş, yiğitliğiyle tanınmış Çengeloğlu Tahir Paşa burada bir mescit yaptırmıştı.

Harem – Üsküdar Sarayı’ nın harem dairesine gidecekler bu iskeleye çıkarlardı.

Haydarpaşa – III. Selim vezirlerinden Haydar Paşa oradaki kışlayı yaptırmıştı.

İhsaniye – Selimiye kışlası ile Karacaahmet arasındaki bu mahallenin bulunduğu yerde eskiden bir saray vardı. Padişah yıkılmaya yüz tutan bu sarayın arsasını halka “ihsan” ettiği (bağışlandığı) için semtin adı “İhsaniye” kalmıştır.

Kabataş – İskelenin bulunduğu yerde eskiden büyük bir taş vardı. Osmanlı devri ileri gelenlerinden “Köse Kahya” diye tanınmış Mustafa Necip çelebi bu taşı yontturup iskele haline getirdi.

Kadıköy – Bugün Osmanağa Camisi diye anılan caminin yerinde eskiden Kadı Mehmet Efendi’nin yaptırdığı bir mescit vardı. Semtin adı bundan dolayı “Kadıköy” kalmıştır. Bugünkü camiyi I. Ahmet devrinde Babüssaade Ağası Osman Ağa yaptırmıştır. Diğer bazı kaynaklara göre Bizans’ın fethinden sonra burası İstanbul’un ilk kadısı Hızır Bey’e bağışlanmış, bundan ötürüde semt “Kadıköy” adını almıştır.

Kanlıca - Bu bölgeye Kanuni Sultan Süleyman tarafından Anadoludan Türkmen ve göcebe bazı türk kabileleri getirtilip yerleştirilmiştir. Bu göçebelerin buraya yerleşmeleri kağnılarla olduğu ve çok uzun bir süre içinde ancak yerleşebildikleri için halk arasında bu bölgeye Kağnıca, sonralarıda Kanlıca denmiştir.

Kuzguncuk – Fatih Sultan Mehmet devrinde, Kuzgun Baba diye anılan bir derviş burada oturmuştu.

Taksim - İstanbul sularının bir bölümünün buradan taksimi yapıldığı için burasıda suların taksimi (ayrımı) yapılan yer olarak kalmıştır

Üsküdar – Farsça “Konak” anlamına gelir. Eskiden Anadolu’ya İran’a, Arabistan’a gidip gelen kervanlar burada konaklardı.

Vaniköy – Eski adı Papazbahçesi’ydi. IV. Mehmet, Şeyh-i Sultani Esseyit Mehmet Vani (Vanlı) ye bu yerleri hediye etti, o da kendisine burada bir yalı, bir iki ev yaptırdı.

Çevrimdışı a.badem

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 8.500
  • 19.444
  • 8.500
  • 19.444
# 19 Haz 2008 20:25:43
Padişah tarafından, mey (şarap), afyon ve fal bakmak yasaklanmış. 4. Murad bir gece, tebdil-i kıyafet İstanbul’a inmeye karar vermiş...

Sultan 4. Murad halkına içki, kumar, ve yıldız falı gibi bazı kötü alışkanlıkları yasaklıyor ve bir gece bu yasağa uyulup uyulmadığını kontrol etmek için tebdili kıyafet halkın arasına girer.

Bir kayığa biniyor. Kayıkçıya bu yasakları nasıl bulduğunu soruyor ve fikrini alıyor. Konuşma sırasında kayıkçının da fal baktığını, yıldıznâme ile uğraştığını anlıyor. Kayıkçıyı sınamak için hemen soruyor:
- Acaba şu anda padişah nerede bulabilir misin ?
Kayıkçı kağıt üzerinde birkaç işlem yapıyor ve diyor ki:
- Padişahımız denizin ortasında bir yerde.
Sultan Murad tam yerini söylemesini isteyince kayıkçı tekrar bakıyor ve şu cevabı veriyor:
- Eğer ben padişah değilsem, padişah sizsiniz efendim.
Sultan Murat bu işi gerçekten lâyıkıyla yapan birini gördüğü için seviniyor. Ancak emirlerine uyulmadığı için biraz kızıyor ve kayıkçıya bir soru daha soruyor:
- Seni affetmem için benim yarın İstanbul’a (sur içini kastediyor) hangi kapıdan gireceğimi bilmen gerekir.

Kayıkçı düşünüyor; "Ben şimdi padişaha hangi kapıdan gireceğini söylesem, başka bir kapıdan girecek." Bu nedenle padişaha gireceği kapıyı bir kâğıda yazıyor ve zarfa koyup, İstanbul’a girdikten sonra zarfı açıp bakmasını söylüyor. Sultan Murad da bu teklifi kabul ediyor.
Ertesi gün Sultan Murad mimarına İstanbul’a giriş için yeni bir kapı inşa edilmesini emrediyor. Ne de olsa kayıkçı var olan kapılardan birini yazmıştır diye düşünüyor. Nihayet yeni yapılan kapıdan İstanbul’a giriyor. Kayıkçının verdiği zarfı açıyor ki zarftaki kağıtta şu yazıyor:
"Yeni kapınız hayırlı olsun."

Çevrimdışı a.badem

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 8.500
  • 19.444
  • 8.500
  • 19.444
# 19 Haz 2008 20:28:50
 BEBEK: Fatih Sultan Mehmet' in, buraların muhafazasına
atadığı bölükbaşı, 'Bebek' lakaplı olduğu için semt bu
adı aldı.
*
CADDEBOSTAN:
Bostanı bol olan semtte cadılar
dolaştığına dair söylenceler var. Bu nedenle
Cadıbostanı' olarak anılıyor. Piyade Feriki Cemal
Paşa bu bostanları satın alıp yerleşince, cadılar
ortadan kayboluyor. Semtin adı da 'Caddebostan'a
dönüşüyor.
*
ÇATLADIKAPI: Marmara kıyısındaki 6. kapının yanındaki
burc, 1532 depreminde çatlayınca, kapı ve bulunduğu
semt 'Çatladıkapı' olarak anılıyor.
*
ETİLER: 1950'nin başında burada, 192 villa yapımı için
Etibank'ın ortaklığıyla Etiler Yapı Kooperatifi
kuruldu. Semtin adı da bu kooperatiften kaldı.
*
KANDİLLİ: IV.Murat, şehzadelerden birinin doğuşu
münasebetiyle 7 gece kandil yaktırdı. Semt adını
bundan aldı.
*
LALELİ: Semtin adı burada yasayan deli bir dervişten
geldi: Laleli Baba. III.Mustafa,yaptırdığı camiye,
hikmetine boyun eğdiği ve çok saydığı Laleli Baba'nın
adını verdi.
*
ŞAŞKINBAKKAL: Henüz yerleşimin yoğun olmadığı
dönemlerde, yaz günleri denize gelenlerin, burada iş
yapılamayacağını düşünerek mahalle bakkalı için
'şaşkın bakkal' yakıştırması yapmaları semtin adını
belirledi.

Çevrimdışı bonny_38

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.569
  • 9.188
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.569
  • 9.188
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 19 Haz 2008 20:34:25
Bu ilginç bilgiler için teşekkür ederim..

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK