aralık ayında bir perşembe günü 2. sınıftaki öğrencilerimden biri okul çıkışında asık bir yüzle geri dönüp ağlamaklı geldi yanıma ne oldu diye sordum "öğretmenim ben seni çok seviyorum, çok özlüyorum ne olur gitme" dedi. bende bir yere gitmiyorum ki yarın sabah gene okul var unuttun mu dedim, üzülme bak daha buradayız aylarca beraberiz dedim ve gönderdim. akşam eve geçtim kış olduğu için hava erken kararıyordu zaten. saat 7 gibi kapı çaldı, pek gelenim gidenim olmaz hele hava karardıktan sonra kapıyı açtım gene aynı öğrencim. eylül ayında da kerdeşi olmuştu acaba birşey mi oldu diye merakla baktım yüzüne ağlamaya başladı ne oldu diye sordum "ben seni çok özledim öğretmenim. kötü rüya gördüm ben seninle ilgili çok korktum" dedi. evleri okula çok yakın da değil nasıl geldin sen bu karanlıkta diye sordum "babam okulun önünde bekliyor öğretmenim seni görmeye geldim ben" dedi. öyle garip oldu ki içim. daha 8 yaşında bir kız hava zifiri karanlık annesini babasını ikna etmiş beni birkaç dakika görmeye gelmiş iyi miyim diye. telefon etmek bile kesmemiş gelmiş kapıma kadar.
o gün iyi ce iyiki öğretmenim dedim. sınıfta gerektiğinde ne kadar kızsam da çocuklara kızdığımda haklı oldukları için bana küsmüyorular, sevmekten vazgeçmiyorlar, sırf özledikleri için birkaç dakikalığına bile görmek, birazcık sarılmak için geliyorlar ben dışarı çıktığım anda anne tavuğun civcivleri gibi etrafımı sarıp benim yanımda yürüyorlar bana yakın olmak için birbirleriyle yarışıyorlar.
var mı daha ötesi