Bilmukabele, aminnnn ve ecmainnnnn...
Bu akşam Kadir Gecesi’yle müşerref oluyoruz. Bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen Kadir Gecesi müstesna gecelerden biridir. Kur’ân-ı Kerim’in bu gece indirildiği, yine bu gece ruh (Cebrail) ve meleklerin yeryüzüne indikleri düşünülürse Kadir Gecesi’nin fazileti daha iyi anlaşılacaktır. Böyle önemli bir geceyi ihya edememek ne büyük gaflettir?..
Kadir Gecesi’ni diğer gecelerden üstün kılan en önemli âmil şüphesiz ki Kur’ân’ın bu gece inzal edilmiş olmasıdır. Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim, 114 sûre ve 6200’den fazla âyetten meydana gelir. Rivayete göre Kur’ân ramazan ayının Kadir Gecesi’nde bütün olarak “levh-i mahfuz” dan dünya semasına indirilmiş, oradan da ihtiyaç hâsıl oldukça peyderpey 23 senede Peygamberimize vahyedilmiştir. İnsanlığın hidayet kaynağı olan böyle mukaddes bir kitabın indirildiği gece elbette gecelerin en hayırlısı olacaktır.
Diğer taraftan, Kur’ân’ın 97. sûresi olan “Kadir Sûresi” nin nüzûl sebebi hakkında şöyle bir rivayet nakledilir: Bir gün Peygamberimiz ashabına, İsrail Oğulları’ndan bazı zevatın hiç günah işlemeden seksen sene ibadet etmiş olduklarından bahseder. Bunu duyan sahâbîler şaşırırlar, gıpta ederler. Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam Peygamberimize Kadir Gecesi’nin bin aydan (seksen küsur sene) daha hayırlı olduğunu bildiren “Kadir Sûresi” ni vahyederek Resûlullah’ı ve ashâbını sevindirir.
Söz konusu sûrede bildirildiğine göre bu gece (Kadir Gecesi) ruh (Cebrail) ve melekler yeryüzüne inerler ve sabaha kadar müminlere selam verip onlar için dua ederler. Meleklerin selamlarına mukabelede bulunmamak yahut onların hayır dualarına kayıtsız kalmak olacak iş midir?..
Bizim kültürümüzde insanların bir yıllık rızkının Kadir Gecesi’nde taksim edildiğine inanılır. Bütün canlılara ihtiyaçları dağıtılırken yiyip içmek, gezip eğlenmek veya mâlâyâni şeylerle vakit geçirmek olur mu?
Peki, bu gece nasıl değerlendirilmeli?
Önce Hz. Peygamber’in şu hadisini hatırlayalım: “Kim Kadir Gecesi’ni, sevabına inanarak içtenlikle ihya ederse geçmiş günahları bağışlanır.” Hz. Ayşe validemizin “Kadir Gecesi’ni idrak edersem nasıl dua edeyim?” şeklindeki sorusuna Resûlullah’ın: “Ya Rab, sen çok affedicisin, affetmeyi seversin, beni affet” diye dua et cevabını verdiğini unutmayalım... Demek ki bu geceyi günahlarımızın affı için Allah’a dua ederek, hayır hasenatta bulunarak, Kur’ân okuyup ibadet yaparak ihya etmeye çalışmamız gerekiyor.
Kısacası, nasıl on bir ayın sultanı ramazansa, ramazanın sultanı da Kadir Gecesi’dir. Dolayısıyla, bu önemli geceyi şanına uygun şekilde ihya etmeye çalışalım. Ayrıca “Her geceyi Kadir, her geleni (gördüğünü) Hızır bil” atasözünde de belirtildiği gibi dinî hassasiyetlerimizi sadece bu geceyle sınırlı tutmayalım. Yani her geceyi Kadir Gecesi bilelim, her karşımıza çıkanın da Hızır olabileceğini düşünelim...
Son söz şairin:
Bin aydan hayırlıdır muhakkak bu gece
Ramazanın sultanıdır el-hak bu gece.
İyilik yapalım, çok çok dua edelim
Ki affede bizi Cenab-ı Hak bu gece.