Kalitesiz Öğrenciye İsyan

Türkiye'nin önde gelen deprem uzmanlarından Prof. Şengör, diyerek İTÜ'deki öğretim üyeliğinden ayrılmaya karar verdi. Şengör Hoca, kalitesizliğe şu örneği gösterdi: ABD'li uzmanı dinlemeye 4, Hülya Avşar'ın paneline 600 öğrenci geldi.

İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Şengör, eğitim sistemi, toplumun duyarsızlığı ve eğitimsizliği konusunda açtı ağzını yumdu gözünü... Üniversiteler de dahil olmak üzere ordu dışında bütün kurumların bilimsellikten yoksun olduğunu ileri süren Şengör, üniversiteden ayrılma kararı aldığını ama Rektör Prof. Dr. Faruk Karadoğan'ın ısrarı nedeniyle yıl sonuna kadar İTÜ'de devam edeceğini söyledi. Haziran'da emeklilik hakkını kazanacak olan Şengör, üniversiteyi bırakınca yurtdışına da gitmeyeceğini, evde çalışacağını söyledi.

Türkiye'nin durumunu en iyi anlatan örnek

Şengör'ün umutsuzluğa kapılmasına bir şekilde Hülya Avşar neden olmuş. Üniversitelerde de toplumun çok büyük bir bölümünde de entelektüel kaygının yok olduğundan şikayet eden Prof. Şengör, Avşar olayını şöyle anlattı: "İTÜ, Amerika'dan çok değerli bir bilimadamını konferansa davet ediyor ancak aynı gün ve saatte Avşar'ın da üniversitemizde bir paneli oluyor. Amerikalı meslektaşımı 4, Avşar'ı ise 600 öğrenci dinliyor. Türkiye'nin durumunu anlatacak en güzel örnek budur."

Oğlum askeri okula gitmek istiyor

En iyi üniversitelerden biri olan İTÜ'de bile öğrenci kalitesinin inanılmayacak ölçüde gerilediğini belirten Şengör, Türkiye'de diploma almak için üniversite eğitiminin yapıldığını söyledi. Şengör, kalite yoksunluğunu, öğrencilerinden örnek vererek anlattı: "işimizin abc'si gibi sayılan bir şey vardır. Deniz tabanındaki yayılma hesabında, zaman ile hızı dikkate alarak hesap yaparsınız. İTÜ gibi bir okulda öğrenci, zamanını bildiği bir veride hızı hesaplayamıyor. Bunun anlamı artık düşünmeyi de unuttuğumuzdur. Beş master öğrencim oldu. Onları boğmamak için sık sık sınav yapmayacağımı söyledim, ilk dönem bitti, ikinci dönemin ortasında sınav yaptım ve hepsi de sıfır aldı. Nedenini sorduğumda, haftada 10 saat ders aldıklarını, ayrıca bir işyerinde çalıştıklarını söylediler. Yurtdışında ise öğrenci haftada 6 saat ders alır ve her gün araştırmaya yöneltilir. İTÜ'de durum bu, varın gerisini siz düşünün."

Şengör, okullardaki kalitesizliğe örnek gösterirken oğlunun talebini hatırlattı: "Alman Lisesi'nde okuyan oğlumu İTÜ, ODTÜ ve Bilkent cezbetmiyorsa ve Hava Harp Okulu'nda alacağı eğitimin daha iyi olduğunu düşü nüyorsa durum gerçekten vahim."

Bilgi birikimimiz Afrika düzeyinde

Türkiye'de toplumun alternatif bir dünya yarattığını ve gerçek dünya ile iletişim kurmadığını söyleyen Şengör, toplumun bazı konulara duyarsızlığından yakındı: "Hani sık sık 'Gölcük depreminden ders aldık mı?' diye soruyorsunuz ya, biz hiçbir şeyden ders almayız. Depremle ilgili herkesin anlayabileceği çok basit bir kitap yazdım. Bu kitabı benim insanım alıp okumadı. Biz bir şeyden ders alır mıyız? Türkiye maalesef Asya düzeyinde bile bir bilgi ve entellektüelliğe sahip değil, ancak Afrika ile boy ölçüşebiliriz. Türkiye dünyayla sadece ordusuyla yarışabilir."

Depremini bekleyen İstanbul'un jeolojik durumunu yansıtan ilk haritanın 1919 yılında Werner Paeckelmann tarafından hazırlandığını hatırlatan Şengör şöyle dedi: "1938 ve 1960 yıllarında da biz birer harita hazırlıyoruz ama Paeckelmann'ın haritası kadar kapsamlı olamıyor. Bugün yeniden İstanbul'un kapsamlı bir jeoloji haritasını çıkarmak için çalışmalar yürütülüyor. Yıl ne? 2006... Yorumu artık siz yapın."

Haber: Alper Uruş
Kaynak: vatanim.com.tr

 1 Mayıs 2006 tarihli bir haber.Üzerinden 1 yıl geçmiş.

Peki 365 gün sonra baktığımızda, neredeyiz sizce? Aynı konferans yine verilse, katılım düzeyi değişir mi? Bir arpa boyu yol bile alamamışız mı yoksa

         
         !!!! Yorumsuz !!!!

İnsanlarımızın çoğu  belki bizler de dahil medyanın yönlendirmesi altındayız keşke her gün tv başında  ünlerine ün kattıklarımız bu yazıları okusalar da harekete geçip bir şeyler yapsalar.çünkü 7 den 70 e onların söylediklerine inanacak yaptıklarını yapacak kişiler var.

her yerdde ve her seviyede kalite

haklı.bi düşünsenize zamanımızın çoğunu teleizyon başında geçiriyoruz. bir kitabı alıpta okumak hiç aklımıza gelmez. artık ailelerde eşler televizyon yüzünden konuşamaz olmuş. çocuk hakeza öyle. falan dizi, filan program... derken vaktimiz güzelce çalınmış oluyor.hatırlarsanız bir ara çocuklar arasında pokemon kartlarını toplama merakı yayılmıştı. o pokemon kartlarından çocukları kurtarana kadar imanım gevredi. bunlar da bana göre bizi savaşta yenememiş olanların oyunu. gençlik çalışmasın, boş işlerle uğraşsın ve her zaman avrupaya muhtaç olsun. başarılı da oluyorlar. şimdi gidin üniversiteye; kafe ve kantinler öğrenci kaynıyor, ama kütüphanelerde tek tük. bizim sonumuz pek hayırlı görünmüyor. silkelenip kendimize gelmemiz dileği ile....

Hocalarım,
Prof.Şengör bir deprem uzmanı ve hazırlıksız yakalanıp dünyasının çatısı kafasına geçmiş.
Halbu ki bir deprem uzmanının hazırlıklı olması lâzım böyle durumlar için.
O işini ayarlamış bile.Hatta emekliliği hak etmiş.
Emekliliği hak etmeden önce neredeymiş.
Yani bu durum yeni mi ülkemizde.Daha önce çıkıp da neden konuşmamış.
Daha önce görmediyse,zaten onun da gözlem  ve araştırma yönünden şüphe ederim.
Onca sene öğrenci yetiştirmiş birine sorarlar.Sen ne yaptın şimdiye kadar görmedin mi diye.
Yıllardır, Türkiye Üniversite'lerinden hiç birinin  araştırmasının yayınlanmadığını,üniversitelerde araştırma yapılmadığını hatta ilk 500 içersinde bir Türk üniversitesi olmadığı yazılıp çizilir.
Okumamış mı?
Okuduysa neden bir önlem alınması için destek aramamış da şimdi emekli olurken, İTÜ gibi güzide bir üniversiteye çamur atıyor.
Öğrenci elin Amerikalısını dinlemek zorunda mı?
Öğrencinin o kadar İngilizcesi var mı?
Hadi var diyelim, o öğrenci Hülya Avşar'ın paneline katılamaz mı?
Kendileri çok ciddi de, Amerika'lının panelini ve ya forumunu o güne niye koymuşlar.
Önemli olan öğrencinin bilgilenmesi ise, bir gün sonra ya koysalardı.
Ne yapacak fakir öğrenci? İTÜ'yü yazmayacak,Ortadoğuyu yazmayacak,Boğaziçini yazmayacak, nerede okuyacak?
Kendi çocuğu Alman lisesin de okuyormuş. O çocuğu Profesör maaşıylamı okutuyor?
Şimdi çocuk Hava harp Okulu'na gitmek istiyor diye orduya yağcılık yapıyor. Amacı zaten o.
Çocuğunu Alman lisesinde okutacağı paranın peşinde olacağına, o öğrencilere bilgilenme teknikleri öğretemezmiydi?
Yani çok soru sorarım da neyse!!!!!
Gelsin benim karşım da konuşsun.
Ha sende kendini bir halt sanıyorsun diyenleriniz çıkabilir.
Peki sorduğum sorulardan bir tanesini, hepsini demiyorum 1 tanesini siz karşınızdaymış gibi yüksek sesle sorun bakalım o anda ne hissediyorsunuz?
Aslında bukadar açıklama yapmama gerek yoktu biliyorum ama, gevezelik başa bela.
Adının başında Prof olan ve mikrofonu eline alan, kendini nimet sanıyor.Konuştuğu her kelimede, çöktüğünü iddaa ettikleri öğretim sisteminin vebali var.Hatta aldıkları her kuruşta.
Saygılarımla.

Allahına kurban. dediklerine katılıyorum, ancak gençliğimiz gerçekten kendi zamanının farkında değil ve heba ediyor. bunun da farkında olmalı sve gereken tedbirleri öğretmen olarak almalıyız kanımca. haksız mıyım?...

Değerli Ali002 hocam,
O önlemi alacak olanlar, zamanında almayıp da, şimdi şikayet ederlerse, sanki dünyanın sonu gelmiş gibi.
Bunca sene Profesörlük yapmış adam eğer o üniversite de söz sahibi olamıyorsa!!
Hele de bu kadar medya desteği ile!!
Belki de öğrencinin Amerikalıya tepkisinden korktularda, Hülya Avşar'ın paneli ile aynı güne koydular.
Öğrenci de tepki olsun diye o panele gitti, olamazmı?
Amerika,dan başka bilim adamı getirecek ülke yokmuymuş?
Niye bir Japon değil, niye bir Alman değil?
Adamalar, çatır çatır müslüman kesiyorlar, Filistin'de,Afganistan'da,ırak'da ve daha ne bilinmedik yerlerde.
İTÜ'lünün kafası çalışmıyor mu?
O özür dilemiş Amerika'dan medya yoluyla. Ben forumu ayarladım ama kusura bakmayın der gibi.
Daha fazla insan kızdırmayayım.Sol kulağım yanmaya başladı çünkü.
Saygılarımla

hocam yine de önce "cuvaldızı kendimize batıralım." derim

Değerli Ali002 hocam,
O önlemi alacak olanlar, zamanında almayıp da, şimdi şikayet ederlerse, sanki dünyanın sonu gelmiş gibi.
Bunca sene Profesörlük yapmış adam eğer o üniversite de söz sahibi olamıyorsa!!
Hele de bu kadar medya desteği ile!!
Belki de öğrencinin Amerikalıya tepkisinden korktularda, Hülya Avşar'ın paneli ile aynı güne koydular.
Öğrenci de tepki olsun diye o panele gitti, olamazmı?
Amerika,dan başka bilim adamı getirecek ülke yokmuymuş?
Niye bir Japon değil, niye bir Alman değil?
Adamalar, çatır çatır müslüman kesiyorlar, Filistin'de,Afganistan'da,ırak'da ve daha ne bilinmedik yerlerde.
İTÜ'lünün kafası çalışmıyor mu?
O özür dilemiş Amerika'dan medya yoluyla. Ben forumu ayarladım ama kusura bakmayın der gibi.
Daha fazla insan kızdırmayayım.Sol kulağım yanmaya başladı çünkü.
Saygılarımla

kızmayın ve sinirlenmeyin hocam. hak veriyorum size.

kızmayın ve sinirlenmeyin hocam. hak veriyorum size.

(Bir velim geldi)
Hocam haşa,
Bura da kızma da olmaz, darılma da.
Madem forum da konusu açılmış, ve teşekkür ediyorum Murat hocama , dikkatlere sunduğu için bu konuyu, tartışacağı tabii.
Bütün hocalarım fikirlerini yaz<acaklar.
Orta yol bulunması için değil, bir düşünce sahibi olabilmemiz için.
Ben böyle yazdım diye, sabit fikirli olduğum sanılmasın.
Ben destek ve ispat gösteremem, yazdıklarım için.
Gelecek her görüşü , mantık süzgecimden geçiririm. Uygun olursa da kabul ederim.
Saygılarımla.

kesinlikle haklısınız konakyanlı öğretmenim, öğrenci kalitesi bozulduysa bu öğrencinin suçu değil, savaşlarla yapamadıklarını, gençleri dumura uğratarak yapmaya çalışıyorlar, Çanakkaleyi böyle geçmeyi planlıyorlar.... Maneviyattan yoksun insanlar yetiştiriyoruz ne acı...

ajda35 hocam,
Beni anlayanların dili oldunuz.Teşekkür ederim.
Saygılarımla.

Prof. Şengör hocamızın kaliteli öğrenci yetiştirmediği konusunda bir fikir birliği olduğunu sanıyorum.
VELİ olarak bizler kaliteli insanlar yetiştirmek için ne yapıyoruz?
Biz televizyon seyrediyoruz, çocuklara televizyon seyretmeyi yasaklıyoruz, biz bilgisayarın başından kalkmıyoruz çocuklara  bilgisayarda oyun oynamayı yasaklıyoruz, kendimiz kitap okumuyoruz çocuklarımıza kitap okuyun diyoruz.
Bizim yapmadığımız şeyleri çocuklarımız neden yapsın?
Televizyon izlemeyen, bilgisayarda oyun oynamayan çocuk ne yapacaktır?
Çocuklar ne ile meşgul olacaklar?
Onlara hangi hedefleri gösteriyoruz?

örneğin sigara içen bir öğretmen öğrenciye sigaranın zararlı olduğunu anlatabilir mi? anlatsa bile ne kadar etkili olur. öğretmen, aile öğrenciye her zaman örnek olmalı kanaatindeyim.