Kendini Beğenmişlik Ciddi Bir Hastalıktır

Çevrimdışı chns

  • Uzman Üye
  • *****
  • 510
  • 161
  • 510
  • 161
26 May 2007 23:54:46


Kendini beğenmişlik ciddi bir hastalıktır
 

PROF. DR. M. RAMAZAN YİĞİTOĞLU
Narsisizm yani kendini beğenmişlik hastalığı. İsim, Yunan mitolojisinden geliyor. Hikâyenin Karaburun Yarımadası’nda geçtiği söyleniyor. Irmaklar Tanrıçası Nana’nın oğlu Narcisisus son derece fiziki güzelliğe sahip, yakışıklı bir gençtir. Bu nedenle su perileri ona büyük ilgi duyar, ama hiçbiri karşılık alamaz. Bu nedenlede Narcisisus’tan intikam almaya karar verirler. Bir gün dağdaki berrak bir su birikintisine bakan Narcisisus kendisinin sudaki yansımasını görür ve suda yaşayan çok güzel bir insan olduğunu zanneder, kendisine âşık olur. Saatlerce, günlerce kendini seyreder ve sudaki görüntüsüne sarılmak isterken suya düşer ve boğularak ölür. Psikiyatristler, narsisizm hastalığında görülen birçok özelliğin, bu mitolojik hikâyede mevcut olduğunu söylerler: Kendini beğenmişlik, başkalarının duygularına kayıtsız kalma, diğer varlıklarla iletişim kuramama, başkalarını dinlememe, sadece kendini düşünme vs…
 
Narsistik kişiliğin temel bazı özellikleri vardır:
1. DİNLEMEZLER: Her şeyi bildiklerine inandıkları için kimseye ihtiyaç duymazlar. Narsist bir kişi eğer bir kurumun üst yöneticisi konumundaysa yönetim toplantılarında, bir ya da iki ast elemanla yapılan toplantılarda hep o konuşur, diğerleri dinler. Başkalarının fikirleri kendi fikrinden önemli ve üstün olmadığına göre onunla oturup sohbet edilmesine, mevzuların tartışılarak doğruya ulaşılmasına nasıl olsa gerek yoktur. Narsist kişi zaten her şeyin en iyisini biliyor ve en güzelini düşünüyordur!. Karşıdakilere sadece onaylamak ve dinlemek düşer. Fikir sorar gibi yaptıklarında da, daha önce söylediklerinin onaylanmasını beklerler.
2. EMPATİ KURMAZLAR: Narsistlerde empati yani başkalarının ne hissettiğini anlama yeteneği gelişmemiştir. Son derece benmerkezci düşünürler. Aldıkları kararlar başkalarını etkileyecektir, ama onlar için bunun önemi yoktur. İnsan ilişkilerinde böyle bir boyutun olduğunun farkında değildirler. İş arkadaşlarının yanı sıra eşi ve çocukları da bu durumdan payını alır.
3. BÜYÜKLÜK HİSSİ BÜTÜN BENLİKLERİNİ KAPLAMIŞTIR: Kendini beğenmiş kişiler başarılarını, yeteneklerini abartırlar. Kendilerini farklı ve özel bir kişi olarak algılarlar. Kendilerini her şeyden çok severler. Başarı ve güç için önüne geçilmez istek duyarlar. Başarı için, değil başkaları, kendilerinin sorumlu oldukları kurum için bile risk alırlar.
4. ELEŞTİRİYE KARŞI AŞIRI TEPKİ GÖSTERİR, ÖFKE HİSSEDERLER: Kendini beğenmiş kişiler her türlü eleştiriye kapalıdırlar. En dostça eleştiriden bile rahatsız olur ve kendisini eleştirenleri düşman kabul ederler, kendisini eleştiren kişiler onun kıymetini bilmeyen, kötü niyetli ve derinlemesine düşünemeyen ahmaklardır. Bu eleştirinin hesabı günü gelince sorulmak üzere bir kenara kaydedilir.
5. KENDİ ÇIKARLARI İÇİN BAŞKALARINI ÇOK İYİ KULLANIRLAR: Kullandıkları kişiyle işleri bitince ona sırtlarını döner, vefasızca davranırlar. Vefasızlık ve nankörlük kendini beğenmişlere göre normal davranışlardır çünkü.
6. İNSANLARA DEĞER VERMEZLER: Ortadaki her başarı onların eseridir. İş çevresinde gecesini gündüzüne katmış, fedakârca çalışan herkes değersiz neferlerdir. O olmazsa o kişiler zaten orada olamayacaklardır. Kendini beğenmiş kişiler, öyle işçileri kurumunda çalıştırıyor olmakla onları gereğince ödüllendirmiş olduğuna inanır. Her türlü başarı kendini beğenmiş lider kişinin ön görüsü, zekası, oluşturduğu stratejisi, güç ve kararlılık sayesinde kazanılmıştır! Bu yüzden de özel kişiler tarafından anlaşılabileceğine inanırlar. Başkalarını bu yüzden küçük görür, değer vermezler.
7. EN ÇOK ZENGİNLİK, BAŞARI, GÜÇ, İHTİŞAM GİBİ KONULARA KAFA YORARLAR: Devamlı takdir edilme, itibar görme, iltifat arayıp durma çabasındadırlar. Övgü, kendini beğenmişlerin besinidir. Lehte muamele görmeye, kayrılmaya hakları olduğunu düşünürler. Mesela onlar kuyruklarda bekletilmemelidir. Havaalanlarında VIP salonlarında muamele görecek değerdedirler.
8. AMAÇLARI, KENDİLERİNE HAYRAN KİTLESİ OLUŞTURMAKTIR: Kendini beğenmiş kişiler muhatap aldığı kişiyi kendilerine hayran etmeye çalışırlar. Muhatap, hayran durumuna gelirse o zaman artık onunla ilgilenmez, ona pek iltifat etmemeye başlarlar. Çünkü o artık kendisinin hayranı zavallı biridir.
9. KISKANÇLIK DUYGUSU HAYATLARINDA ÇOK ÖNEMLİ YER İŞGAL EDER: Başkalarını kıskanır, başkalarının da kendilerini kıskandığına inanırlar. Kendi amaçlarına ulaşmak için başkalarının zayıf taraflarını kullanırlar. Onların açığını ararlar. Açıklarını tespit ederlerse onları harcamak için ellerinden geleni yaparlar. Son derece menfaatçidirler.
10. YARDIM ALMAZLAR: Fikir danışmak ve yardım istemek bu tür liderlik sapmasına sahip kendini beğenmiş kişiler için düşünülmesi, hayal edilmesi bile zor bir durumdur. Bunun birkaç nedeni vardır. Birincisi, yardım istenecek kişi “O KİM?”dir. İkincisi, o kişi önemli olsa bile “söyledikleri doğru ancak bu durum için geçerli değil”dir. Onlar her şeyi en iyi bilen olduklarına göre, fikir sormak ve yardım istemek için herhangi bir neden yoktur. Kurdukları sosyal ilişkileri kendilerini anlatmak ve ne kadar değerli olduklarını kanıtlamak için kurarlar. Böylece diğer insanlar onların ne kadar değerli olduklarını kabul etmek zorunda kalacaklardır, diye inanırlar. Narsistik liderler kendilerini, birlikte oldukları kurum ve kişilere ödül olarak görürler. Bu kişilerin aileleri ile kurdukları ilişki de farklı değildir. Çevrelerindeki herkes onlara hizmet için vardır, onların ihtiyacını karşılayabildiği ölçüde değerlidir.
11. YAPTIKLARI İŞLERE ÇOĞU KEZ ANLAM VERİLEMEZ: Kendini beğenmiş kişilerin yaptığı işler, verdiği kararlar karşısında hem iş arkadaşları, hem de aile çevresi bir anlam veremez. “Bu işi neden böyle yapıyor?” sorusunu sık sık sorarlar. Narsistik liderler kurumun imkanlarını kendi egolarını büyütmek ve güçlerini geliştirerek kendilerine hizmet etmek için kullandıklarından kalıcı, verimliliğe dönük ve olumlu bir kurum kültürü oluşturamazlar.
12. KRİZ DÖNEMİNİ SEVERLER: Kendini beğenmiş kişiler çalıştıkları kurumda kriz çıkmasına pek üzülmezler. Krizler esnasında son derece zekice ve süratle müdahalelerde bulunarak, kriz yönetimini başarıyla uygularlar. Böylece kriz döneminde herkesin sıkıntılı olduğu anda sahne ışıkları onların üzerine çevrilmiş olur. Onlar da kriz yönetiminin başarısıyla ayrı bir tat ve gurur yaşarlar.
 
Narsistik kişiye nasıl davranalım?
1. Bu kişilere karşı kesinlikle tevazu göstermemek gerekir. Aksi takdirde onlara hiçbir şekilde etki edemeyiz. Açık ve kararlı bir şekilde davranışlarını onaylamadığımızı hissettirerek onlara hayran olmadığımızı ifade etmeliyiz.
2. Onları asla eleştirmemeliyiz. Eleştirirsek bizi düşman kabul edeceğinden artık onlarla çalışamaz ve onlara yardımcı da olamayız.
3. Onlara övgü ile yaklaşırsak bundan çok hoşlanacaklardı. Fakat bu durumda onlara ve topluma kötülük yapmış oluruz... O nedenle kendini beğenmiş kişilere karşı övgü dolu sözler söylememeliyiz.
 



Çevrimdışı sudee

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 7.534
  • 14.535
  • 7.534
  • 14.535
# 27 May 2007 00:06:32
Çok güzel bir paylaşım.Teşekkür ederiz Chns Hocam :)

Bu hastalığı sadece bilip; ne kendimizde, ne hayatımızdaki kişilerde rastlamamak dileğiyle...

Çevrimdışı chns

  • Uzman Üye
  • *****
  • 510
  • 161
  • 510
  • 161
# 27 May 2007 00:35:54
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Çok güzel bir paylaşım.Teşekkür ederiz Chns Hocam :)

Bu hastalığı sadece bilip; ne kendimizde, ne hayatımızdaki kişilerde rastlamamak dileğiyle...

Sudee Hocam size tamamen katılıyorum .

Çevrimdışı feslegen

  • Üye
  • *
  • 17
  • 0
  • 17
  • 0
# 28 May 2007 18:25:02
böyle kişilere nasıl yaklaşmak gerekiyor acaba!!

Böyle kişilerin hayatımızda olmamasına da özen göstermeliyiz heralde ...

Çevrimdışı konakyanlı

  • Uzman Üye
  • *****
  • 891
  • 354
  • 891
  • 354
# 29 May 2007 08:52:16
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
böyle kişilere nasıl yaklaşmak gerekiyor acaba!!

Böyle kişilerin hayatımızda olmamasına da özen göstermeliyiz heralde ...
Değerli hocam,
Böyle kişiler kırk yılda bir de olsa,mutlaka yalan da konuşurlar.

Rahatlıkla çevrelerinde ki insanları kırmaktan çekinmezler ama kırmışlardır.

Özür de dileseler,ağızlarıyla kuş da tutsalar, kendi adıma hiç mi,hiç affedebileceğim bir durum değildir,bu...

Fardedip de,yüzlerine vurduğunuz da, çok rahat çirkefleşip, ruhları parçalama seviyesine kadar da düşebilirler.

Neden yalan konuşurlar,ne gereği vardır? Kalbe kâbe yaptıktan sonra, neden yıkarlar?

Bence, kaç yaşında olurlarsa olsunlar,kendilerini beğenme hastalığından kurtulamazlar. Ve bilmezler de,böyle bir kalbi hastalıkları olduğunu.....

Ancak birileri, bu hastalığın belirtilerini ortaya koyduğunda, anlarlar.

İyileşmek için de bir çaba sarfederler mi,bilinmez!

En güzeli, bu tip insanlardan uzak durmak ve çevrelerinde ki insanları da, zarar görmemeleri için uyarmak.

Belki, yalnız kaldıklarında, insan kıymeti anlayıp, daha dikkatli davranma yolunu seçebilirler.

Saygılarımla.

Çevrimdışı ayşegülaslanlı

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 May 2007 11:51:57
Kendini beğenmiş insanları bi yerde kabul edebilirsin ama sakın sonradan kendini beğenen kibirli biriyle uğraşmayın sizi üzer üzülmenizi istemem.tabiki tecrüben var ki söyledim kalbimiz güzel olsun siz aynada hergün daha da güzelleşen yüz görürsünüz o zaman.
ve bu kendini beğenmiş insanın gün geçtikçe iyileştirilemeyeceğini anladım bunu izlemek te kötü birşey.anlatabildim umarım.kendinize iyi bakın.

Çevrimdışı ali002

  • Uzman Üye
  • *****
  • 762
  • 227
  • 762
  • 227
# 29 May 2007 11:54:14
hani derler ya beyazın bile gölgesi siyahtır diye. bazı insanlara hakettiğinden daha fazla değer verilmemeli. eğer verilirse işte ortaya bu kendini beğenmişlik bu kibir çıkar., ki tedavisi çok zor olan bir hastalık bence.

Çevrimdışı face

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 91
  • 21
  • 91
  • 21
# 29 May 2007 12:19:08
ülkemiz insanlarında da daha çok galiba bu hastalık.hele eline biraz para veya makam mevkii geçsin...

Çevrimdışı kozmik

  • Yeni Üye
  • 1
  • 0
  • 1
  • 0
# 29 May 2007 13:22:57
ya bende bunlardan birimiyim ne ama o kadar fazla abartmadım hiçbi zaman sadece günde 3 saatimi ayna başında geçiririm o kadar. :D:D:D:D

Çevrimdışı face

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 91
  • 21
  • 91
  • 21
# 29 May 2007 13:26:47
o kendini beğenmişlik değilde çok süslü olmak olabilir:)

Çevrimdışı fel

  • Uzman Üye
  • *****
  • 839
  • 722
  • 839
  • 722
# 29 May 2007 14:23:02
Böyle insanlar en yakınımızdaki insanlarsa eğer işimiz zor galiba...:(:(:(:(:(:(

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 16 Ara 2009 14:08:21
Tetiklenmedikleri, tahrik edilmedikleri ya da bir travmaya uğramadıkları sürece ciddi bir davranış bozukluğu göstermeyebilen narsist kişiler, sosyal ve mesleki alanda oldukça başarılıdırlar. Peki, bu durumda bir kişinin narsist olup olmadığı nasıl anlaşılır? Bu sorunun yanıtı için aşağıdaki kriterlerin o kişide olup olmadığına bakmak gerekir:
—Kendi kişisel öneminden, geçmiş ve şimdiki başarılarından sürekli bahsederse,
—kibirli davranıyorsa,
—bazen kendini alçak gönüllülük ve alttan alma ile gizlemeye çalışıyorsa,
—çok önemli, yetenekli, başarılı biri olduğuna inanıyorsa,
—karşısındaki kişinin dinlemesini ve  onay vermesini bekliyorsa,
—ilişkide olduğu kişiyi sömürücü bir biçimde kullanmaya eğilimliyse,
—karşısındaki kişiye, farkında olmadan, sıradan bir kişi veya nesne gibi bir his yüklüyorsa,
—kendi kendine yeten bir kişilik tipi sergiliyorsa,
—düşüncelerinin önem ve tutarlılığını devamlı vurguluyorsa,
—toplumdaki şahsi itibarını ön planda tutuyorsa,
—aşırı derecede hayranlık beklentisi içindeyse,
—eleştiriye tahammülsüzlük gösteriyorsa,
—başkalarının söylediklerine pek ilgi göstermiyorsa,
—hak edecek bir şeyler yapmadığı halde kendisine özel biriymiş gibi davranılmasını bekliyorsa, bir kişinin narsist olup olmadığıanlaşılabilir.
İnsanların takdirini, onayını, sevgisini, beğenisini ve hayranlığını kazanmanın peşinde koşan narsistler;kendilerinden memnuniyet duymak, rahat ve huzurlu olabilmek, kendilerini sevilebilir hissetmek için her zaman ve her ortamda mükemmel veya kusursuz görünmeye ihtiyaç duyarlar. İnsanların hayranlığını kazandıklarında, onların gözünde mükemmel göründüklerinde, takdir edildiklerinde veya gözlerinde yücelttikleri kişinin onayını hissettikleri durumda; kendilerini başarılı, dengeli, iyi, sevilebilir, güven dolu ve mutlu hissedebilirler. Bu olmadığı takdirde hissettikleri başarısızlık, umutsuzluk, bunalım, huzursuzluk, sıkıntı ve çökkünlüktür.
Narsistlerin duygusal yaşamları sığdır, duygusal derinlikten yoksundurlar, diğer insanlardaki karmaşık duygulanımları fark etmede başarısızdırlar. Borderline (sınır) kişiler gibi çabuk alevlenen ve çabuk sönen duygulanımlara sahip olabilirler, terk edildiklerinde veya hayal kırıklığına uğradıklarında görünüşte depresyona benzeyen tepkiler verirler. Ancak bu tepkiler yakından incelendiğinde değer verilen kişinin kaybı karşısında duyulan hakiki bir üzüntüden çok, intikam arzularıyla yüklü kızgınlık ve kin içeren duygular olarak fark edilebilir. Yani gerçekten, yürekten veya derinden bir üzüntü duyamazlar, yas yaşayamazlar.
Narsistler, genellikle, ortalıkta kasılarak gezen, ün, şan ve şöhreti seven, hava atan, çaka satan kişilerdir. Sıradan insan olmak korkuları nedeniyle hep daha çok şey isterler. Hep el üstünde tutulmak, baş tacı edilmek ve övülmek isterler. Hep özel olmak, hep özel muamele görmek veya özel hissedilmek isterler. kendilerini fiziksel ve ruhsal yönden aşırı beğenen ve üstün gören, sürekli beğeni, ilgi ve onay bekleyen; gittikleri her yerde hemen özel bir yeri hak ettiğine inanan kişilerdir. Kendilerini özel gördükleri için herkese geçerli kuralların kendileri için geçerli olmadığına inanırlar.
Yetinme duygularının olmaması çok hırslı olmalarına neden olur. Kendilerinin gerçek sınırlarını bilemezler. Kendilerini bir bütünün parçası gibi görmedikleri ve her şeyi kontrol edebilecekleri duygusu yaşadıkları için sürekli gerilim halindedirler. “Mezarlıktan ıslık çalarak geçmek” pek çok insanın yaptığı şeydir. Kişi gerçekte korkuyordur ama korkmuyor taklidi yapmak zorundadır. İşte bunun gibi narsistlerin bir kısmı eksiklik, değersizlik ve aşağılık duygularını bastırmak için kendilerine güveniyor rolü yaparlar. Fakat bu rolü içselleştirdikleri için güvenli gözükürler. Narsistin kendini beğenmesi ve büyüklenmesi ile bir öteki insanın gözündeki hayranlığına muhtaç olması anlaşılması çok zor ve çelişkili bir durumdur. Yani gerçekte ne olduğundan ziyade nasıl göründüğünü daha çok önemseyen narsist kişi için görünenle iç dünya aynı değildir. Bu nedenle kendini devamlı olarak dışarıdan bir gözle izleyen narsist kişi için imaj ve dışarıya karşı nasıl göründüğü çok hayati bir önem taşır. Özbenliğiyle dışarı yansıttığı imajı arasındaki bu zıtlık narsist kişinin yapaylık, yapmacıklık ve sahtelik hissi yaşamasına yol açar. Ancak sevgiyi, beğeniyi, hayranlığı veya başarıyı elde ettiğindeyse aslında sevilenin sahte kendiliği olduğunu hisseder, içten içe gerçekten sevilmediğini bilir. Bu farkındalık da elde ettiği hayranlığın keyfini ve coşkusunu gölgeler. Bu yüzden gerçek mutluluğu, bir kedinin kuyruğunu yakalayamaması gibi, asla hissedemezler, sadece mutluymuş gibi yaparlar. Hakiki gereksinimlerini hiçbir zaman tatmin edemeyen narsistlerin başarıları ve tatminleri ancak onlara yalancı ve geçici bir mutluluk yaşatır. Yani her türlü sözde tatmine rağmen tam anlamıyla mutlu ve tatminkâr olamamaları tipik yakınmalarıdır. Kronik tatminsizlik ve memnuniyetsizlik hissi narsist kişiler için oldukça karakteristiktir. Şu an, daima kusurlu ve eksiktir, umut hep karşı kıyıdadır, hep bir umutla sürekli başarı, hayranlık, ideal aşk, ideal partner peşinde sonsuz bir arayış içinde koşar durur. Bu arada hayat geçip gider.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK