Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.
Toplumsal olaylara eksik bilgi ile tepki verildiğinde duygularda yanılma olması ihtimal dahilindedir.
Kalbimin hassasiyetini artırmak için bildiğim yöntemleri az çok uygulamaya çalışıyorum.
Mesajınızdan benden daha fazla hassas bir kalbe sahip olduğunuz izlenimi edindim.
Kalbinizin hassasiyetini artırmak için kullandığınız yöntemleri açıklarsanız faydalanırız umudundayım.
Yaşınızı bilmiyorum. Belki kalbinizin katılaşmasına sebep olacak büyük / şiddetli sıkıntılar (henüz) yaşamamışsınızdır.
Çocukluğun masum kalp hassasiyetini devam ettirebiliyorsanız kıymetini bilmenizi tavsiye ederim.
Sizin yaşınızda değilim. Ancak genç de değilim.Her insanın yaşadığı sıkıntılar,üzüntüler vardır.Benim de yaşadığım çok üzüntü olmuştur.Ancak bunların hiçbiri kalbimi katılaştırmadı.
Sizden daha hassas kalbim olduğunu iddia edemem.Bu hassasiyeti artırmak için de özel bir çabam olmadı.
Dini, ırkı, yaşı,cinsiyeti, dünya görüşü ne olursa olsun, bir insana, insanlık dışı yapılan zulme,şiddete,adaletsizliğe karşı sol tarafınızdaki adı kalp denen organınızda bir sızı hissedilmiyorsa, o gözler buğulanmıyorsa dinden,imandan,kardeşlikten,ibadetten bahsetmesin o insan lütfen...
İnsanı insan yapan en büyük erdemin de bu olduğuna inanıyorum. Sadece kendini ve yakınlarını düşünecek kadar bencil olamıyorum ben.Bu da benim eksikliğim olsun....
Siz de haklısınız o çok övündüğümüz Anadolu insanının, insanı insan yapan en önemli hasletleri günden güne tükendi. Bireyselliği ön planda tutan,bencil, ruhsuz bir insan topluluğu haline geldik.
Şunu çok merak ettim sormadan geçemeyeceğim. Hani dediniz ya “
Kalbim ancak yakından tanıdığım insanların acı ve üzüntüsünü hissedebilecek hassasiyettedir.” Peki siz Mersin’de yakılarak vahşice katledilen ve sizin yakınınız olmayan Özgecan ASLAN için, Soma’da yine sizin yakınınız olmayan 301 gariban madenci için,örneklerini daha sayamadığım bir çok vahşet,katliam için de aynı katı duruşunuzu gösterebiliyorsunuz demek ki...