''Neden kitap okuyorsun bu kadar?'' diye sorup duruyor insanlar bana ve diğer okuyuculara. Bakıyorum da etrafımdaki okuyucuların birçoğunun verdiği cevaplar aşağı yukarı şöyle;
-Bilgilenmek için,
-Kendimi geliştirmek için,
-Genel kültürümü arttırmak için,
-Sınavlara hazırlanmak için,
-Empati kurabilmek için,
-Bakış açımı değiştirebilmek için vs.
''Okumayı seviyorum'' deyip geçiştirdiğim bu soru canımı yakıyor hep benim. Çünkü ben bunlardan hiçbiri için okumaya başlamadım. Bunlar için okumuyorum. Ben hep kaçmak için okudum. Kendi hayatımdan, çevremin varlığından, kendi bedenimden uzaklaşmak için. Okul ev arası bilmem kaç metrekarelik yaşam alanımdan çıkmak için okudum. Başkalarını anlamak için değil, kendimi anlamak için. Başka hayatlar yaşamak için. Bu yüzden en çok roman okudum. İçlerinde eriyebildiğim onlar vardı çünkü. Hep satır aralarına saklandım ben. O zamanlar da hiç kendim olmadım. ''C'' oldum çoğu zaman. Bazen ''Katya Treville'' bazen ''Alaaddin''. Hep kitaplara üzüldüm. Başkalarının üzüntüsü daha kolay taşınıyor çünkü. Kendimle başa çıkacak gücüm yoktu. Okudukça kapanmıyor içimizdeki yaralar. Dolmuyor boşluklar. Okudukça dert sahibi oluyormuş insan. Genel kültürüm arttı mı, karşımdakini daha mı iyi anlıyorum artık bilmiyorum. Ama kendime aşinayım. Aklımı mutlu olmakla bozmuyorum. Nasıl tanımlanırsa tanımlansın istediğimin mutluluk olmadığını biliyorum.
Ben hâlâ yukarıda sıralananlar için okumuyorum. Benim intihar biçimim bu. Ben kendimi kanatmak için okuyorum. Ama gel gör ki ''Neden okuyorsun?'' sorusuna hâlâ gülümseyerek ''Okumayı seviyorum'' deyip kaçıyorum.
Yukarıdaki alıntıdaki cevap tam olarak benim cevabım değil; ama galiba ben de en çok okumayı sevdiğim için okuyorum.
Siz, niçin okursunuz?