Şimdi olayın çok farklı boyutları da var, bazılarını yazmaz isem eksik kalacak konu.
Ben bu yıl bu okulda yeniyim. Öğretmenleri tanımıyordum haliyle sene başında. Müdüre; "Hocam iyi bir sınıf olursa sevinirim" dedim.
O da iyi (?) bir sınıfa verdi. Evet, sınıf veli profili bakımından okulun en iyisi. Ayrıca okulun en sorunlu da sınıfı aynı zamanda.
Ben 1. sınıf almayı istememiştim, ama almak zorunda kaldım.(uzun hikaye)
Benim sınıf da veli profili açısından öbür sınıfla tam ters istikamette.
1 eylülde kızımın elinden tutup öğretmenine götürdüm ve "size emanet" dedim.
Ayrıca: " hocahanım sakın ha öğretmen çocuğu diyerek imtiyaz sağlamayınız, bu konuda rahat olunuz." dedim.
Öğretmen galiba lafı tersinden anladı o biçim. Ben iki ay boyunca ne sınıfa girdim ne dersini sordum öğretmene. Tamamen kendi sınıfımla meşguldüm. Evde de annesi ilgileniyordu.
Sonra bir şeylerin yolunda gitmediğini fark ederek öğretmenle konuştum. Kızımın kiminle oturduğunu bile bilmiyordu!!!
Öğretmen odasında bana öğretmenlerin yanında "veli görüşme gününde" görüşebileceğimizi söyledi.
Bu benim için çok fena bir laftı ama karşılık vermedim. "tamam o zaman veli toplantısında görüşürüz." deyip çıktım.
Yani ben ona büsbütün güvenip çocuğumu emanet ediyorum ve "bir aksilik olsa bana söyler zaten" diye düşünerek oralı olmuyorum. Ki zümreyiz aynı zamanda malum. (Ama zümre ki ne zümre, o da ayrı bir konu başlığı olur)
Ama neredeee?
O , kızımın kendi sınıfında olduğunu bile neredeyse bilmiyor.
Neyse çok uzattım, konuşmamızdan benim kızımın sınıfta olduğunu anlayıp bir kaç ufak değişim gösteriyor ve bu günlee geliyoruz ama sonuç halka bu işte; bulantı, kusma, iştahsızlık, özgüven eksikliği v.s..
Öğretmen kızımı tanımıyor, tanımakta istemiyor.
Bir kere bile bana kızımın okul önceki yaşantısını bile sormadı. Genellikle ne kadar iyi bir öğretmen olduğundan filan bahsetti durdu. Ben de yedim.
Şimdi bir daha bakalım mı olaya?
(Meslek hayatımda bu kadar sıkıntıya düştüğüm bir konu olmamıştı. Okulda çok keyifsizim, bu durum öğrencilerime yansıdı yansıyacak, eve çoktan yansıdı)
öğretmen bir babanın çocuğu ve bir öğretmen olarak şunu söyleyebilirim.kesinlikle aynı okulda olmamalı.benim ilköğretmenim babmdı.çünkü köyde çalışıyordu sadece tek şube 1.sınıf vardı yani mecburen.inanın hem babam hem ben çok zorlandık.2.sınıfın 2.döneminde taini ilçe merkezine gelince ikimizde rahatladık.sizin şartlarınızı bilmiyorum köy mü il veya ilçe mi?BAŞKA OKULA ALMA İMAKNINIZ VARSA ALIN DERİM ÖĞRETMENİM.NE SİZ EZİLİN NE ÇOCUĞUNUZU DAHA FAZLA EZİN.ben öğretmen anne olarak büyük çocuğum okula başlarken kesinlikle değil benim okutmam aynı okula bile vermem dedim ve de öyle yaptım.fakat büyük kent sorunları servis falan zorlayınca 4.sınıfta aynı okula aldım öğretmeni bir başka arkadaşımdı.bahsettiğiniz hiçbir durumla karşılaşmaddık.ayrıca bu gibi şeyler kişiden kişiye değişir.bir öğretmen arkadaşım çocuğunu başka okula vemişti.sizin bahsettiğiniz tarzda olaylar yaşadı.daha sonra benim sınıfıma getirdi.o anlatılan içine kapanık çocuk gitti yerine kendine güvenen başarılı olan bir çocuk geldi.sözün kısası öğretmenim ben her zaman velilerimede açıkça şunu derim.çocuğunuz mutsuzsa benimle paylaşamiyorsa alın.daha mutlu olacağı birsınıfa verin.çünkü çocuk psikolojisi gerçekten önemli.amacımız onları kaznmak değil mi,çocoğunuzun daha fazla yıpranmasına izin vememek için bir başka okula alabilirsiniz.tabi çocuğunuzun arkadaşlarıyla olan bağlılğlıda göz önünde bulundurlmalı.