Şunu düşünelim:
40 bin kişilik bir stadyuma bizi çağıyorlar veya herhangi bir yere farketmez. Gelenlere sadece su verecekler ama suyu içmeden önce onam metni imzalıyorsun tıpkı aşıdaki gibi. Suyu veren kişi de her zaman içtiğin su olduğunu söylüyor, teminatını veriyor. İçer miyiz suyu, düşünelim? Ben içmem. Peki deneysel sıvıyı neden kabul ediyoruz?
Su mu içelim, aşı mı olalım?
An itibariyle onam formu olmayan içtiğim suyun içeriğinde ne var bilmiyorum, Tarım bakanlığı kimi zaman içtiğimiz sularda olmaması gereken maddeler tespit ettiğini duymuşsunuzdur( tabi biz lıkır lıkır içtikten sonra), takip ettiğimi söyleyemem… Bu ne idüğü belirsiz şeylerden günde bolca hatta kana kana içerim.
Aşının içeriğindeki her elementin teker teker ne olduğunu bilmem mümkün, fakat bilsem de ne fark eder inanın bilmiyorum( tıpkı su gibi), fakat tıp dünyası tarafından-dünyanın en gelişmiş kurumları tarafından her parti denetleniyor, hatta bahsi geçen elementler dışında başka bir element tespit ederseniz muazzam tazminatlar kazanabilirsiniz, bu hakkı sizlere teslim ediyor, yetmiyor ülkemize geldikten sonra da içerik denetleniyor. Aşının içinde ne olduğunu, neden olmamız gerektiğini, olası etkilerini, ne işe yarayacağını, süreç sonunda neler yaşayacağımı A dan Z ye bizlere açıklıyor tıp camiası, tüm ayrıntısıyla doktorlar izah edip güvenilir olduklarını belirtiyor… Su için böylesi bir açıklama yok. Denetlendiğini -en azında aşılar kadar -pek sanmıyorum. Yine ne idüğü belirsiz bir kurumdan depolanıp elimize ulaşıyor, ne var bunun içinde? Güvenilir mi? Ya içinde grafen oksit varsa ve beni zehirlemeye çalışıyorsa sorularını sormaksızın içerim.
Dolayısıyla bir tercihte bulunup eğer güven problemi yaşamam gerekirse, suyu içmeyip aşı olmayı tercih ederdim.