Köy okullarının en büyük gelir kaynağı öğretmendir. Bazı köylerde muhtardır. Yoksa okulun belli bir bütçesi yoktur. Sınıf öğretmenleri ilk atama ile köye atanırlar. Sahip olduğu idealistlikle çalışır çırpınır. Duvar da örer, tuvalet de temizler. Odun da kırar , kömür de taşır. Soba yakar. Okulun bahçesine biriken suyu çamuru da kurutur. Okul bahçesine taş da döşer. Bunun yanında beş birleştirilmiş sınıfı da ( şimdi dört) okutur. Evrak işlerini de yapar. Ogye ve tky ekibi de kendisidir. Olmayan okul aile birliğini de çalıştırı. Bunların hepsinden sorumludur. İlçe milli eğitim müdürü , denetmen veya kaymakam geldiğinde bu saydıklarım eksik ise siz görevinizi tam yapmammışsınızdır. Okul aile birliğini tam çalıştırmamışsınızdır. Velileri gezmemmişsinizdir. Muhtar ile iletişim kurmamış ve dayanışma içinde çalışmamışsınızdır. Bütün suç sizdedir. İdam sehpanız kurulur. Savunma hakkınız yoktur. Orada yaşamayan birine derdinizi anlatamazsınız. Zaten sizi konuşturmazlar. Bütün eksikleri yüzünüze vururlar. Onlar gittikten sonra bir iki gün durup düşünürsünüz. Acaba ben neyi eksik yaptım diye. İşin içinden çıkamazsınız. Çünkü gelen size çözüm sunmaya değil size eksiklerinizi söylemeye gelmiştir. Sonra eski halinize dönersiniz. Çünkü yapabileceklerinizi zaten yapmışsınızdır. Ayrıca köyde iseniz zaten ya bekarsınız ya da eşiniz çalışmıyordur. Köyde kalmaya mahkumsunuz ve yavaş yavaş tükenirsiniz. İşte Tükenmişlik sendromu böyle oluyor. Sosyal hayat yok. Bir yere gidemezsiniz. Yol kapanır. Zaten hafta içi birleştirilmiş sınıf okutmuşsunuz ve yorgunluktan ölüyorsunuz. Hafta sonu bir yere gitmeye mecaliniz yoktur. Bunları yıllarca tek öğretmenli - birleştirilmiş sınıflı okullarda görev yapmış biri olarak yazdım. Geride kalanları allah kurtarsın.
Sponsor bulun..Girişken olmak lazım..Bir de vazgeçmemek..kafaya koyduğunu yapmak ve de Bir amaç belirlemek ..Fedakarlıksa cabası..
Şu an 1.991 kişi ve 105 üye var.