Ben kendi görüşümü yazayım müdür yetkililik hakkında. Başladığım günden bu yana bir çok arkadaşla çalışma fırsatım oldu. Beş parmağın beşi bir olmadığı gibi okulunuzdaki öğretmenlerinde biri diğerine hiç benzemeyebilir. İlk yıllar çok ama çok idealisttir genelde öğretmenlerimiz ve öyle de olmalıdır aslında emekli olana kadar. Fakat burada dengeyi çok iyi kurmanız lazım. Çok çalışkan, haddinden fazla iyimser, yardımsever, güzleryüzlü olduğunuzda her işin başında önder durumunda olduğunuzda bir de bakıyorsunuzki tıpkı askerdeki gibi bütün ihaleler sizin başınıza kalmaya başlıyor.
Bir süre sonra artık bir işin yapılması için herkes sizin gözünüze bakıyor. Hiç üzerinize vazife olmasa da o iş sanki yaratılıştan size verilmiş gibi algılanıyor diğer insanlarca. Zamanla kullanıldığınızı anlayıp bir adım geri çekilmeye başlıyorsunuz. Bir süre böyle gidiyor.
Aradan biraz zaman geçince bir de bakıyorsunuz ki sizin elinizi çektiğiniz her iş fazlası ile gelip başınıza bela oluyor. Bir başkasına verdiğiniz iş dönüp dolaşıp hatalı olarak sizin başınızı yakabiliyor. Sonra anlıyorsunuz ki "bir şeyin enkazını restore etmektense sıfırdan inşa etmek daha az yorucu oluyor. Bunu kalbinizle de tasdik ettiğiniz zaman tekrar işe dört elle sarılmaya başlıyorsunuz ve ilk günlere yeniden dönmüş gibi oluyorsunuz.
Tabi bir de şu var ki kendinizi başlarda hep kaybeden kullanılan birisi gibi görüyorsunuz ama şunu unutmayın, yaptıklarınızı dıştan yüzünüze karşı olmasa da içten içe takdir edenle mutlaka olacaktır. Bunu anlamak zaman alıyor. Zaman geçtikçe özellikle köydeki insanlar eğitime ve öğretmenlere değer veriyorlarsa çalışan ve çalışmayan öğretmeni ayırt etmeye başlıyorlar. Size olan güvenleri artıyor. İlk başlarda okul işleri için tek bir veliyi bile okula getiremezken, 1 lira dahi para toplayamazken artık size olan güvenlerinden ve sizin yaptıklarınızı anlayıp takdir etmelerinden dolayı sizin yapmayı düşündüğünüz işleri gelip kendileri size teklif etmeye başlıyorlar. ( Okulun boyasını, tamirini vs. )
İşte o zaman anlıyorsunuz ki işler artık otomatik pilota bağlanmış gibi ilerlemeye başlıyor. Eskiden kalbinizden geçen iyi bir fikri anlatmak için binbir dil dökerken artık bir çift söz ve bakış, insanların sizin yanınızda olmasını sağlıyor.
Ben tüm bu yukarıdaki yazdıklarımı birebir yaşamış biri olarak diyorum ki sayın köyde tek başına ya da birleştirilmiş sınıf eğitimi veren öğretmenlerim
Her ne olursa olsun yapacağınız iyiliği birilerini mutlu etmek, birilerinin takdirini almak amacı ile yapmayın. Her ne kadar zorda kalsanız da isyan etmeyin. Kesinlikle ama kesinlikle bir gün çektiklerinizin ödülünü mutlaka alacaksınız. Bu uzun bir süreç sabredin. Dediklerimi size zaman yaşatacaktır emin olun. Yılmadan ve heyecanınızdan hiçbir şey kaybetmeden nice eğitim öğretim yılına yelken açmanız dileği ile iyi bayramlar diliyorum sevgili öğretmen arkadaşlarım…