Küçük Kızı Mutlu Edin, Mutlu Olun

Çevrimdışı tarıköğretmen

  • Uzman Üye
  • *****
  • 930
  • 1.354
  • Biyoloji Öğretmeni
  • 930
  • 1.354
  • Biyoloji Öğretmeni
11 Kas 2009 19:29:31
Bülent, avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters ters baktı. Elli yaşlarında gösteren adam, görmeye alıştığı hırpani kıyafetli dilencilere benzemiyordu. Üzerindeki giysiler eski fakat temizdi. Eli yüzü temiz ve sağlıklı görünüyordu. 'Sapa sağlam adam gidip çalışacağına dileniyor, belki benden daha zengindir' diye düşündü. Zaten canı çok sıkkındı, birde sinirlenmişti.

Alaycı bir ses tonuyla:

- Ekmek parası mı istiyorsun ? diye sordu.

- Hayır çikolata parası lazım!

Bülent'in kızgınlığı şaşkınlığa döndü. Espri yeteneği olan dilencinin hali de başka oluyor diye düşündü.

- Niye siz ekmek bulamayınca çikolata mı yiyorsunuz?

- Hayır. Ekmek bulamadığımız günler genellikle bulgur pilavı yeriz, onu da bulamadıysak aç yatarız.

Bülent adamın ciddi mi konuştuğunu yoksa dalga mı geçtiğini anlayamamıştı.

- Bu gün karnınız doydu üstüne tatlı mı istedi canı nız?

- Fakirin canı mı olur ki, tatlı istesin beyim.

- Bu bir kamera şakası mı yoksa sen iş bulamamış stendapçı mısın?

- Hiçbiri değil. Sadece fakirim. Bugün karımın doğum günü, ona çikolata götürmek istiyorum.

- Doğum gününde yaş pasta alınır bildiğim kadarıyla.

- O bizim için değil zenginler için. Otuz yıllık evliliğimiz boyunca ona bir kez bile yaş pasta alamadım. Ama her doğum gününde mutlaka çikolata götürdüm. Çikolatayı çok sever.

Adamın söyledikleri Bülent'in dikkatini çekmişti. O akşam karısıyla kavga etmiş, kapıyı çarpıp kendini sokağa atmıştı. Arabasına da binmemiş sahile kadar yürümüştü. Denizi seyretmek de onu rahatlatmamıştı . Oysa eskiden denizi seyrederken çok rahatlardı. Dalgalar sıkıntısını alıp götürürdü. Fakat karısının evde ağlıyor olduğunu bildiği için olsa gerek, hiçbir şey onu rahatlatmıyordu.

Dilenciyle konuşurken biraz kafası dağılmıştı. 'Acaba söyledikleri gerçek mi, yoksa uyduruyor mu' diye düşündü.

- Cebinde bir çikolata alacak para yok mu şimdi?

Bülent'in sorusu üzerine adam ceplerini boşalttı, bir nüfus cüzdanından başka bir şey çıkmadı.

- Ben dilenci değilim. İşim yok. Günlük çalışırım, ne iş bulursam yaparım.
Fakat bu gün bütün gün iş aradım, aksilik bu ya, hiçbir iş bulamadım.

Bülent oturduğu bankı işaret ederek yer gösterdi.

- Oturun biraz dertleşelim bari, dedi.

Adam çekingen çekingen oturdu yanına.

- Yokmu eşin dostun, borç alacak akraban?

- Fakirin akrabaları da fakir olur beyim. Bulurlarsa kendi karınlarını doyururlar.

- Dilenecek kadar çok mu seviyorsun karını ?


- Hem de çok seviyorum. Otuz yılımı aydınlattı o benim.

- Hımmmm. Aşk hemde otuz yıl süren aşk. Hayret doğrusu! Aşkın ömrü en fazla üç yıl diyorlar oysa. Sen otuz yıldan bahsediyorsun.


- Evet. Geçen yıllar sevgimi azaltmadığı gibi artırdı.

- Söyle o zaman nedir evlilikte mutluluğun sırrı? Söylediklerine bakılırsa sen mutluluğun formülünü bulmuş gibisin.

- Ben ilkokulu bile bitirmedim. Öyle formül falan bilmem.

- Formül dediysem kimya formülü sormuyorum canım. Bende altı yıllık evliyim. Sevdiğim kadınla evlendim, fakat mutlu değilim. Sürekli kavga ediyoruz. Daha iki saat önce kapıyı çarptım çıktım. Evimiz, arabamız, işimiz, gücümüz, her şeyimiz var, ama mutlu değiliz. Senin hiçbir şeyin yok, ama mutlusun. Para mı acaba bizi mutsuz eden?



- Hiçbir şeyim yok mu? Hayır benim her şeyim var. Benim karım her şeyim. Sevgilim, eşim, arkadaşım, hayat yoldaşım. Hayatımı paylaştığım insandan daha değerli ve daha önemli ne olabilir ki dünyada? Sizin ev, araba, iş diye her şey dediğiniz şeylerdir aslında hiçbir şey olan.

- Öyle deme, şu kadar varlığın içinde bile karım her şeyden şikayet ediyor. Bir de fakir olsam kim bilir ne olur?

- Altın tasın, kan kusana faydası yoktur beyim. Sen kadın ruhunu hiç anlamamışsın. Hiçbir kadın iyi bir evde oturduğu, hergün çeşit çeşit yiyecekler yediği için mutlu olmaz. Bir kadın, kocasının her şeyi olduğunu bildiğinde ancak mutlu olur.

- Sizin mutluluğunuzun sırrı bumu ?

- Olabilir. Ben karıma değerli şeyler alamıyorum ama ona benim için ne kadar değerli olduğunu hissettiriyorum. O da çok mutlu oluyor.


- Bir kadına değerli olduğunu nasıl hissettirilir?

- Küçük kızı severek.

- Küçük kız mı ? Hangi küçük kız ?

- Yaşı kaç olursa olsun her kadının içinde hiç büyümeyen bir küçük kız vardır. O kızı ne kadar çok sever, ne kadar çok mutu edersen, o kadını da o kadar mutlu edersin.

- Nasıl yani ?

- Küçük kız neleri sever, nelerden hoşlanır bir düşünün. Küçük kızlar hep beğenilmek, ilgi görmek isterler. Güzel olduklarını duymaya bayılırlar. Kendilerine prensesmiş gibi davranılmasını beklerler. Küçük kızlar hep prenses olmayı hayal ederler. Sürprizlerden hoşlanırlar. Biraz şımartılmak isterler. Sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler. İltifata doymaz küçük kızlar. Öyle değil mi?

- Haklısın. Benim dört yaşımda bir kızım var. Adı Ebru Her akşam boynuma sarılır 'babacığım beni ne kadar seviyorsun?' diye sorar. Giysisini değiştirdiği zaman etrafımda 'Baba güzel olmuş muyum?' diye sorar durur. Güzelsin demem de yetmez ona. ' Harikasın prenses gibi olmuşsun' demeliyim. Dünyanın en güzel kızı demeliyim.

- İşte kadınlar bir ömür boyu bunu duymak isterler. Ben elli
yaşındaki karıma böyle davranıyorum. Ömrümüz olurda seksen, doksan yıl da yaşarsak ben ona böyle davranmaya devam edeceğim. Ona 'bebeğim' diye hitap ediyorum çok hoşuna gidiyor. 'Bebeğim bana bir çay yapar mısın?' dediğimde çay yapmak için nasıl koşturduğunu
görmelisiniz.

- Hiç kavga etmez misiniz siz?

- Kavga evliliğin tadı tuzu. Arada biz de tartışırız. Küsüp barışmanın tadı ayrıdır. Benim karım bir keçi kadar inatçıdır. Onunla barışmak için uğraşmak ayrı bir keyif verir bana.

- Benim eşim çok ciddi kadındır. Hiç küçük kız havası yok onda.



- Küçük kızlar büyüdükleri zaman artık sevgi, ilgi istemeye
utanırlar. En ciddi yada en yaşlı kadının bile o küçük kız mutlaka vardır. Yeter ki sen o tatlı kızı sevindirmeyi, mutlu etmeyi bil. Ve o küçük kızı asla aldatma. Yoksa bir daha sana güvenmez ve ne yaparsan yap hep kuşkuyla bakar. Küçük kızlar hem çabuk mutlu olurlar hem de çabuk kırılırlar. Çok narindir onlar. Hoyrat elleri sevmezler. Yumuşak dokunuşları severler.

- Bu tavsiyeni deneyeceğim. Fakat her zaman yapabilir miyim
bilmiyorum. Bazen işlerim çok yoğun oluyor o zaman eve çok yorgun gidiyorum.

- Bu sadece bir bahane. O küçük kızı mutlu etmek dünyanın en kolay işi. Çoğu zaman birkaç tatlı söz yeterli olur. Sen o küçük kızı mutlu ettiğinde karşılığını fazlasıyla alırsın. Artık o seni rahat ettirmek için elinden gelen gayreti gösterir. Karısı mutlu olmayan erkek mutlu olamaz. Mutlu olmak isteyen erkek önce hayat arkadaşını mutlu etmelidir. Düşünsene somurtkan, mutsuz, sürekli söylenen biriyle yolculuğa çıksan ne kadar mutlu olabilirsin.

- Haklısında bende bütün gün ailem için çalışıp yoruluyorum.

- Yine para, yine dış sebepler. Evet para önemli ve gerekli ama kadınlar para için erkekleri sevmezler. Para geçici mutluluklar verir. Kadınlar hediye almayı severler. Paran varsa hediye al tabi. Ama hediyeyle mutlu olmasını bekleme. Hediyenin yanına sevgini katmazsan hediyenin bir anlamı yoktur. Benim hiçbir zaman çok param olmadı. Günlük kazandım günlük yedik. Bazen aç kaldığımız günler oldu. Hiçbir zaman karımın kulaklarına altın küpe takamadım ama her zaman aşk sözleri fısıldadım. mutlu ettim onu.

Adam ayağa kalktı.

- Bana müsaade, artık gitmeliyim, karım merak eder. Sende git evine küçük kızın gönlünü al, belki o küçük kız şimdi evde ağlayıp duruyordur.


- Bülent de ayağa kalktı. Kuvvetlice elini sıktı.

- Sizi tanıdığıma çok memnun oldum.

Elini bıraktı koluna girdi. Yolun karşısındaki pastaneyi gösterdi.

- Hadi gel eşin için şuradan çikolatalı pasta alalım, dedi.

Pastayı aldılar. Adam hayatında ilk defa karısına yaş pasta götürmenin mutluluğuyla, bin bir teşekkür ederek evinin yolunu tuttu. Bülent de pastanenin yanındaki manavdan karısının en sevdiği meyvelerden aldı.
Evine geldiğinde karısı şişmiş gözlerle mutfak masasında oturmuş su içiyordu. Bülent hiç konuşmadan meyveleri büyükçe bir tabağa döküp yıkadı., sonra eşinin önüne koydu.

- Bunlar dünyanın en şanslı meyveleri, dedi.

İnci hiç konuşmadı.

- Sorsana 'niye' diye.

İnci kızgın kızgın:

- Niye? Diye sordu.

- Çünkü dünyanın en güzel ve en tatlı kadının midesine gidecek, dedi gayet ciddi bir ses tonuyla. İnci şaşırmıştı. Bir anda yüzünün ifadesi yumuşamıştı.

- Bunlar senin sevdiğin meyveler, senin için aldım.

- Hayret bir şey! Her zaman kendi sevdiğin meyveleri alırdın.
Benim hangi meyveleri sevdiğimi iyi hatırlamışsın. Aslında bu beklediğim istediğim bir şeydi. 'bak senin sevdiğin meyveleri aldım' Ama şimdi kıymeti yok. Çünkü sana çok kırgınım, meyve alarak gönlümü alamazsın.

- Özür dilerim seni kırdığım için.

Sonra Bülent yere diz çöktü.

- Cezam neyse razıyım. Ama bir tek şey istiyorum senden. Seni
delice seven bu adamı senden mahrum etme.

- Bülent yere çömelmiş, boynu bükük bir vaziyette çok komik
görünüyordu.

İnci kıkır kıkır gülmeye başladı.

- Affetmek o kadar kolay değil. Bakalım hangi cezalara katlanabileceksin, dedi.

Bülent işte o zaman ona muzip muzip bakan eşinin içinde sakladığı küçük kızı gördü.

Bundan sonra her şey daha farklı olacak diye düşündü..

Çevrimdışı hemaw

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.400
  • 19.127
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.400
  • 19.127
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 11 Kas 2009 19:58:04


[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

- Altın tasın, kan kusana faydası yoktur beyim. Sen kadın ruhunu hiç anlamamışsın. Hiçbir kadın iyi bir evde oturduğu, hergün çeşit çeşit yiyecekler yediği için mutlu olmaz. Bir kadın, kocasının her şeyi olduğunu bildiğinde ancak mutlu olur.


Çok teşekkürler. tarık hocam sizce bunu yapabilen kaç erkek ya da bunu anlatabilen kaç bayan vardır? bunu  herkes okumalı.

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 12 Kas 2009 01:11:10
izninizle ekleyebilir miyim?çok güzel sözler

sevdiklerinize daha kolay ulaşmanın 5 yolu...


1-DINLEYIN

Sevdiklerinize iyilik etmek icin elimizden geleni yapariz.Sacimizi supurge
ederiz,onlarin ayaklarinin altina paspas bile oluruz. Ne varki,
kulaklarimizinda guzel bir iyilik araci olabiecegini kimse soylemedi
bize.Esimiz ve cocugumuz soz konusuysa illada dilimizin tatli birsey
soylemeye ,illada elimizle uygun cozumler bulmaya calisiriz.Ama dinlemenin
sadece dinlemenin bir iyilik oldugunu duymalisiniz.Dinlemek bir insanin
ruhunu ruhunuzda agirlamak demektir.Hic beklemeyin hemen simdi
deneyin,cocgunuzu kulaklarinzi alabildigince acarak pur dikkat dinleme
pozisyonu alarak dinleyin.O kucuk ruhun nasilda kocaman br evrene
donustugunu o minicik kalbin nasilda tasip kalbimze akmaya calistigini
gorun.Sozcukleri agzindan cikarmasada yureginzdeki paritinin gozlerinizdeki
kivilcimin size cok seyler soyleyecegine emin olun.Esinizi sozlerini hic
kesmeden araya cozum onerisi sikistirmadan gozlerine elestri oku cevirmeden
dinleyin.


Sadece dinleyin.Emin olunki sasiracaktir.Gogsunu daraltan sikintilar
hafifleyecek ,kalbine yuk olan sorunlar ucup gidecektir.Dinleyerek onun
agzindan cikan sozlerin kulak zarina degmesinden daha fazlasini
yapiyorsunuz.Onun ruhuna ruhunuzda yer aciyorsunuz.ve bunu sadece
kulaklarinizla yapabiliyorsunuz.

2-ANLAYIN


Bir soz icinde sozun soylendiginden fazlasi vardir.Sozun ilk anlami
uzerinden anladiginiz sadece bir golgesidir.Ama unutmayinki her golge
arkasinda gunesi saklar.Ozellikle yakin olanlar sozlerin soylendiginden
daha cok sey soylemek isterler birbirlerine.Sozun icine baktiginiz kadar
arkasinida kollayin cunku golge gunesten haber verir.Evliliginde sorunlar
yasayan bir erkege annesinin soyledigi su sozleri aklinzidan
cikarmayin."esinin soylediklerini dinle!" Annesine basvurmus yine.Bu defa
asil ogudunu fisildamis annesi "simdi git ve esinin sana soyleyemedigi her
sozcugu dinle" Aska giden yolun kapisinin anahtari sevdiginizi
kulaklarinizla dinlediginiz kadar kalbinizlede dinlyebilmenizdr.Golgeyi
gorup gunesi farketmezseniz uzulursunuz.

3-SOYLEYIN


Anlasilmayi ummak hos bir duygudur.Keske herkes hele esiniz bizi hic
yormadan agzimizi bile kipirtadmadan hemen anlayabilseydi.Ne kadar
sevnirdik.ne hos bir supriz olurdu.Bu konuda icimizden gecenleri
tereddutle mirildandiklarimizi kendi kendimize fisiltiyla soylediklerimizi
anlayacak sadece kalbimizin ve bilincaltimizin kivrimlarina bile asina olan
Rabbimizdir.Yaraticmizdan bekledigimizi yarattiklarindan ummak ise bizi
kacinilmaz olark hayal kirikligina ugratir. Oyleyse anlasilmayi ummak
yerine kendnizi olabildigince anlasilir eyleyin.Esinizi sizi kalbiyle
dinlemesindenonce siz ona kalbinizden gecenleri soyleyin. Soyleyin!

Dogrudan Soyleyin!
4 BEKLEYIN


Her insan hakettigini yasar.Onumuzdeki hayat hep aynidir. Akip giden
zamanin tiktak sesleri kisiden kisiye degismez.Ancak her bir insanin hayata
kattigi neyse hayattan aldigi da odur.Siz icinizdekini degistirirseniz
disinizdakiler de size gore degisebilir.Yani hayatimizin rengini
karsilastigimiz olaylar degil olaylari nasil karsiladigimiz
belirler.Onumuze gelen olumsuzluklara yolumuza cikan sorunlara tepki
vermeden once bir bekleme sureci koyun kendinize.Sizi kizdiran sizi uzen
birsey duydugunuzda hemen tepki vermeyin bekleyin.Olaylar ve olaylara
verdiginiz tepki arasinda hep bir mesafe olsun.Disinizda olanlarin sizi
etkilemesine izin vermeden,siz icinizde olan ,yani tepkinizi degistirmeye
cabalayin.Hem zaten siz icinizde olani ortaya dokmek icin var edilmis
degilmisiniz?Disarıda olan bitenin silik bir kopyasi olacaksiniz herzaman
,hersye herkes gibi tepki vereceksiniz.Sizin farkiniz ne ki?


Bekleyin ve fark edin.Hakettiginiz gibi yasayin!!



5 BAKIN


Cevizin kabugunu kirip ozune inmezseniz cevizin hepsini kabuk
sanirsiniz.Korlukler icinde en vahimi olani muhtemel insanin insana
korlugudur.Bir insanin guzelligine korlesmissenz onu sadece gormemekle
kalmaz,baskalrinin gormesinede izin vermez br karanliga mahkum
edersiniz.Hatta onu birdaha goremeyeceginiz kadar karalarsiniz.Cevizi
kabugundan ibaret sayin artik cevizi gorsede goremezki!!Kaybedilipte
aradiklarinizi belki bulursunuz ama kaybedipte kaybettiginizi fark
edemediklerinzi hic aramazsiniz.Aramadiginiz seyi asla
bulamazsniz,bulsanizda buldugunuzu farkedemezsiniz.İyice bakin esinize
belkide onun icinde sakladigi guzel insani size anlatmasina firsat
vermediniz.Belkde sadece kabugundan ibaret sandiniz cevizi.Onu kazanmak
icin caba gostermeniz gerekiyordu ama kabugunu kiracak kadar
beklemdiniz.Belkide esiniz kaybettiginizi bile farketmediginiz bir
kayip.acin gozlerinizi ve bakin cevizin ozune inin.



SENAI DEMIRCI

Çevrimdışı nurcany

  • Uzman Üye
  • *****
  • 625
  • 838
  • 625
  • 838
# 23 Tem 2010 09:55:36
mutluluğun püf noktaları.....

 ‎1. İnsanlara beklediklerinden fazlasını ver ve bu işi yaparken kibar ol.2. En sevdiğin şiiri ezberle.3. Her duyduğuna inanma, elindekinin hepsini harcama ve istediğin kadar uyuma.4. "Seni seviyorum" derken inanarak söyle....5. "Özür dilerim" derken karşındakinin gözünün içine bak.6. İlk görüşte aşka inan.7. Asla başkalarının hayaller...iyle dalga geçme.8. Derinden ve inançla sev. Kırılabilirsin belki ama başka türlü de hayatını tam yaşayamazsın.9. Anlaşmazlıklarda dürüstçe savaş.10. İnsanlar hakkında konuşulanlara inanıp onlar hakkında karar verme.11. Yavaş konuş ama hızlı düşün.12. Eğer biri sana cevap vermek istemediğin bir soru sorarsa gülümse ve "neden bilmek istiyorsun?" de.13. Şunu daima hatırla ki büyük aşk veya büyük yatırım daima büyük risk taşır.14. Anneni ara.15. Biri hapşırırsa "çok yaşa" de.16. Eğer kaybedersen, aklını da kaybetme.17. Üç "S" yi unutma: Saygı - kendine, Saygı -başkalarına, Sorumluluk - tüm hareketlerine.18. Küçük bir tartışmanın tüm dostluğu mahvetmesine izin verme.19. Eğer hata yaptığını fark edersen, hemen onu düzeltmeye bak, bile bile devam etme.20.
Telefonda konuşurken gülümse. Karşındaki sesinden gülümsediğini
anlayacaktır. 21. Konuşmayı sevdiğin biriyle evlen. Yaşın ilerledikçe
sohbet her şeyden fazla önem kazanacaktır.22. Biraz yalnız kalmaya özen göster.23. Yeniliklere açık ol ama ille de değişmeye çalışma.24. Şunu bil ki sessiz kalmak bazen en iyi cevaptır.25. Daha fazla kitap oku, daha az TV seyret.26. Güzel, şerefli bir hayat yaşa. Yaşlanıp geri baktığında ikinci bir defa tadını çıkarırsın.27. Allah'a güven - ama arabanı kilitle.28. Sevdiklerinle tartışırken, o anı önemse, geçmişi kurcalama.29. Satır aralarını da oku.30. Bilgilerini paylaş. Bu aynı zamanda ölümsüz olmanın bir başka yoludur.31. Dünyaya iyi davran.32. Dua et. Büyük güç verir. Düşün. Daha da büyük güçverir.33. Uçarken asla ara verme.34. İşini iyi yap.35. Öperken gözlerini kapamayan sevgiliye güvenme.36.
Eğer çok paran olursa, başkalarına yardım et. Paranın en zevkli
tarafını kaçırma. 37. Bazen istediğin bir şeyin olmaması senin için bir
şanstır.38. Önce kuralları öğren, düşün, karar ver ve gerekirse sonra bazılarını boz.

Çevrimdışı ruhsar**

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 140
  • 247
  • 140
  • 247
# 23 Tem 2010 11:10:51
Mutluluk ,insanı yaşamda huzura götürecek sihirli bir kapı.Açılması  yalnızca  birkaç kelimeye bağlı olan  değerli bir kapı… Ama kaçımız bu kapıyı açıp, içeriye girebiliyor ve dünyanın en değerli hazinesine sahip olabiliyoruz ki? İş anahtarı bulup,kullanabilmekte … :)
Bu güzel yazıyı burada paylaşan arkadaşa teşekkürler.

Çevrimdışı hileli994

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.477
  • 5.251
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.477
  • 5.251
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 Tem 2010 12:03:38
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Mutluluk ,insanı yaşamda huzura götürecek sihirli bir kapı.Açılması  yalnızca  birkaç kelimeye bağlı olan  değerli bir kapı… Ama kaçımız bu kapıyı açıp, içeriye girebiliyor ve dünyanın en değerli hazinesine sahip olabiliyoruz ki? İş anahtarı bulup,kullanabilmekte … :)
Bu güzel yazıyı burada paylaşan arkadaşa teşekkürler.

Katılmamak elde değil öğretmenim.
Mutluluğu yakaldısanız sakın bırakmayın.

Çevrimdışı sevooş

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.227
  • 18.478
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.227
  • 18.478
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 Tem 2010 14:13:20
mutlulukkkkk anlık degil ve azıcıkta elimizde...bulduğumuz güzel şeyleri kaybetmemek dileğiyle...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK