Kurallar ne için vardır?Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.
Gençlik yıllarımızda birileri bize kuralları hatırlatmak HATASINI yaptığı zaman, hemen standart cevabımız verirdik :
- Kurallar çiğnenmek için vardır.Bu klasik cevap halen kullanılıyor mu bilmiyorum.
Bir forumdaşımın paylaştığı şu anekdotu okuyunca, kurallar hakkında forumdaşlarımın düşüncelerini öğrenmemin faydalı olacağının farkına vardım.
Dördüncü kuşak Türk çocukları ve Alman çocukların olduğu bir ana sınıfında bir test yapılmış....
Türk çocukların anne babaları tamamen Alman eğitiminden geçmiş ve çoğu bir kelime Türkçe bilmiyormuş yani anlayacağınız sadece genleri Türk...
Tüm öğrencilere tek bir soru sorulmuş....
Kırmızı ışıkta geçilse ne olur?
Bizimkilerin cevabı...
- Kaza olur.
- Polis görmezse bir şey olmaz.
- Ceza yeriz... vb.
Aynı soru Almanlara sorulmuş ve tek bir cevap çıkmış...
Kırmızı ışıkta geçilmez...
Benim bu anekdottan anladığım :
-
Kırmızı ışıkta geçilmez... kuralı Almanların inandığı bir tanrı tarafından konulmuştur.
veya
- Alman anayasasında yer alan değiştirilemez / değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinden biri de
Kırmızı ışıkta geçilmez... maddesidir.
...
Gecenin 03'ü salonun penceresinden dışarıya bakıyorum.
İn - cin top oynuyor şeklinde tanımlanan bir durum söz konusu.
Sadece, kavşakta trafik lambasının
"geçebilirsin" iznini bekleyen bir otomobil var.İnsanlar, icatlarının emirlerine uyuyorlar.
Uymazsa ne olur?
Mobese kamerası anında cezayı keser
Otomobil sürücüsünün bu bölgeyi
bilmediği kesin.
10 metre önce yan yola sapmış olsa, trafik ışıklarına, kameraya yakalanmadan yoluna devam edebilecek.
Cahillik kötü şey azizim...
Yıl 1980, günlerden 24 Ocak...
Meşhur 24 Ocak ekonomik kararları açıklanıyor...
Kararlardaki sadece bir madde yüzünden yer yerinden oynuyor.
- Dış ticaret serbest...
Anlamadınız herhalde "dış ticaret serbest" dedim.
Yani, her şeyi ithal / ihraç edebileceksiniz.
Ne olmuş yani, bunda yer yerinden oynayacak ne var mı diyorsunuz...
O yıllarda
felaket tellallarının söylediğine göre, her yer ithal mallarla dolacak,
rekabet şansı olmayan sanayimiz çökecekti. 24 Ocak kararları açıklandığında Ankara'da OSTİM (Organize Sanayi Bölgesi) inşaatı yeni bitmiş, henüz bölgeye taşınan olmamıştı.
İstanbul, İzmir gibi şehirlerde Organize sanayi bölgeleri var mıydı bilmiyorum.
Bugün Ankara'daki 8 Organize sanayi bölgesini birleştirseniz (büyük bir kısmı zaten aynı bölgededir) muhtemelen Dünya'nın en büyük 5 Organize Sanayi Bölgesi içinde yer alır.
Hemen her il ve ilçede bulunan organize sanayi bölgelerini dikkate alarak
felaket tellallarının 1980'de söylediklerini tekrar değerlendirelim.
1980 öncesinde kural :
- İthalat ve ihracat devletin belirlediği sınırlar içinde ve büyük çoğunluğu devlet tarafından yapılır.
Yeni kural :
- Vergisini ödedikten sonra her şeyi ithal / ihraç edebilirsin.
Hangi kural doğrudur?Çoğu zaman kuralları sorgulamıyoruz.
Uymaya çalışıyoruz / uyulmasını bekliyoruz.
Gençlik yıllarımdaki
"Kurallar çiğnenmek için vardır" söylemini artık benimsemiyorum.
Yeni söylemim :
- Kurallar sorgulanmak için vardır.Sizin kurallar konusundaki düşünceleriniz nelerdir?