Nevşehirde eğitimciler yeni Milli Eğitim Kanun Tasarısı'nı protesto etmek için bir günlük iş bırakma eylemi yaptı.
Nevşehir Valiliği Atatürk Anıtı önünde toplanan Türk-Eğitim Sen, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş sendikalarına üye eğitimcilere CHP ve MHP temsilcileri de destek verdi. Eğitimciler tasarıyı; dershane düzenlemesi ile eğitimde özelleşmenin önünü açacağı, 4 yılını doldurmuş okul yöneticileri görevlerinden alındıktan sonra yerine atanacaklarda ilin milli eğitim müdürü ve valisinin onay şartı araması nedeniyle eğitimi siyasallaştırması ve kıyım yapılacak olması, öğretmen olmayı da oldukça zorlaştırması nedeniyle protesto etti.
Eyleme katılanlar 'Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek', 'AKP şaşırma, sabrımızı taşırma', 'Eğitimde darbeye hayır', 'Hırsız var' sloganları attı. Eğitim İş Nevşehir Şube Başkanı Mustafa Malkoç, tasarının yasalaşması halinde Milli Eğitim tarihinin en büyük tasfiyesine yol açılacağını, kamu okullarının özelleşmesine ön adım olacağını söyledi.
Eğitim-Sen Nevşehir Şube Başkanı Ahmet Çelik ise konuşmasında, tasarı ile iktidarın eğitimi tamamen denetimi altına almayı hedeflediğini söyledi.
"MEB YASA TASARISI SİVİL BİR DARBEDİR"
Eylemde konuşan Türk Eğitim Sen Nevşehir Şube Başkanı Mustafa Uğur, bunun uyarı eylemi olduğunu belirterek, MEB Yasa Tasarısı'nın ivedilikle geri çekilmesini istedi. Uğur, siyasi iktidarın, sözde dershaneleri kapatma gerekçesiyle Milli Eğitim Bakanlığı'nı tamamen yeniden kurgulamak istediğini anlattı. Türk Milli Eğitimini yüz yıl geriye götürecek bu yasa tasarısının eğitimde torpili, adam kayırmaları, yandaşlığı, ideolojik ve siyasi yapılanmaları hâkim kılacağını belirten Uğur, iktidarın adamı mantığını eğitimin her hücresine yerleştirecek tasarının sivil bir darbe olduğunu, yapılanların demokrasiyle uzaktan yakından alakası olmadığını kaydetti.
Uğur, MEB tasarısının; insan hakkı ihlalleriyle dolu, kazanılmış hakları budayan, eğitimin yandaşlıkla birlikte anılmasına neden olacak, ehliyetin, liyakatin, bilginin, tecrübenin değil; AKP iktidarının adamı olmanın temel kıstas yapılmasına yol açacağını belirtti. Sinen, korkan, itiraz edemeyen, bir köşede kendisine çizilen kaderi bekleyen, haksızlıklar karşısında sesini yükseltemeyen kölelerin eğitimin her kademesinde filizleneceğini ifade etti. Tasarının, tek adam olma hevesiyle nasıl yanıp tutuşulduğunu, milli eğitimde anti demokratik uygulamalarının nasıl yapıldığını görmek açısından da son derece önemli olduğunu da vurguladı.
MEB Yasa Tasarısı'yla son derece önemli olumsuzlukların yaşanacağını belirten Uğur, şunları dile getirdi: 4 yılını dolduran okul yöneticilerinin görevlerinin sona erdirilmesi, okul yöneticilerinin kaderinin Valilerin, İl Milli Eğitim Müdürlerinin iki dudağı arasına bırakılması, okul yöneticilerinin atanmasında siyasi partilerin yöneticilerinin etkili olması, iki yıl önce değiştirilen MEB Merkez Teşkilatının yeniden değiştirilmesi, stajyer öğretmenlere getirilen uygulamalar ile AKP iktidarının kendi yandaşlarını öğretmen olarak atamasının önünün açılması, eğitimde korkunun hâkim kılınması, okulların siyasallaştırılması, sindirilmiş, baskılanmış, ezilmiş eğitimci ordusunun yaratılması, bakanlık teftiş kuruluna düşmanca yaklaşımlarda bulunulması, il eğitim denetmenlerinin taleplerinin karşılanmaması, insanların sosyal statülerin ellerinden alınması gibi asla kabul edemeyeceğimiz birçok hususu barındıran bu yasa tasarısını şiddetle ve nefretle kınıyoruz.
Tasarıyla AK Partinin kendi adamlarını MEB kadrolarına alacağının şimdiden belli olduğunu söyleyen Uğur, iktidarın eğitimi baştan sona kendi görüşlerine göre dizayn etmek istediğini kaydetti. Tasarının bu haliyle yasalaşmasının eğitimde onarılmaz sorunlara neden olacağını belirten Uğur, Eğitim yönetilemez hale gelecektir, okullardaki başarı düşecektir. MEBin hafızası silinecektir, MEB yandaş yetiştirme kurumu haline gelecektir. dedi.
"UCUBE TASARI DERHAL GERİ ÇEKİLMELİ"
Hükümetin, bu tasarı ile Türkiyede tarihi görülmemiş gerginliklerin fitilini ateşlediğini belirten Uğur şöyle konuştu: Herkes emin olmalıdır ki biz eğitimciler, gerginlik ise gerginlik, eylem ise eylem üzerimize düşen her şeyi sonuna kadar yapacağız. Bu tasarıyı bizlere reva görenleri, tasarı geri çekilene kadar rahat bırakmayacağız. Kibirli olanlar, her türlü kudreti kendisinde görenlere son sözümüz şudur: Eğitimciler kendilerine yapılan zulmü, gücü elinde bulunduranların eziyetini görmektedir. Dolayısıyla inatlaşmanın eğitimize faydası değil, aksine çok büyük zararları olacaktır. Eğitim, atınızı istediğiniz gibi oynatacağınız bir alan değildir. Eğitim; bilgi ve tecrübenin birlikte harmanlandığı, hak edenin makamlara getirildiği, korkunun, zulmün, değil, doğruları söyleme cesaretine sahip insanların olması gereken bir alandır. Dolayısıyla intikam hırsı ile hareket edenler, eğitimi yerle yeksan ettiğinin artık farkına varmalı ve bu ucube tasarıyı ivedilikle geri çekmelidir.