Memur Çocuğunun İmtiyazı Sona ErdiSosyal güvenlik reform yasası olarak adlandırılan 5510 sayılı kanun 1 Ekim 2008’den itibaren bütün hükümleriyle birlikte hayatımıza girdi.
İşçisinden esnafına memurundan amirine kadar herkesi yakından ilgilendiren bu kanunun etkileri gün geçtikçe hayatımızda daha da belirgin olarak görülecektir.
İmtiyaz Sona Erdi
5510 sayılı kanunun son zamanlarda sosyal güvenlik hayatımızda yaptığı önemli değişikliklerden birisi de, memur çocuklarının ana veya babaları üzerinden aldıkları sağlık yardımlarından yararlanma şartlarını değiştirmesidir.
Bilindiği üzere, 1 Ekim 2008’den önce memurluğa başlayan memurların çocuklarının sağlık yardımları, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 188 inci ve devamı maddelerindeki koşulları yerine getirdikleri takdirde verilmekteydi. 1 Ekim 2008’den sonra ilk defa memur olanların çocuklarının sağlık yardımları ise, 5510 sayılı kanun hükümleri çerçevesinde karşılanmaktadır.
657 sayılı kanunun bahse konu madde hükümlerine göre, memurların erkek çocuklarına çalışmadıkları ve bekar oldukları sürece öğrenim görüp görmediklerine bakılmaksızın 25 yaşına kadar tedavi yardımı yapılmaktaydı. Memurun kız çocuklarına ise, çalışmadıkları ve bekar oldukları sürece, öğrenim görüp görmediklerine ve yaşlarının ne olduğuna bakılmaksızın tedavi yardımı yapılmaktaydı.
Ancak, 5510 sayılı kanunun geçici 12 nci maddesi gereği 15 Ocak 2010’dan itibaren memurlar ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık yardımları 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine göre değil, SGK tarafından 5510 sayılı kanundaki hükümlere göre karşılanmaya başlanmıştır.
5510 sayılı kanuna göre çocukların bakmakla yükümlü olunan kişi sıfatıyla sağlık yardımından yararlanma şartları ise, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre biraz daha zorlaştırılmıştır. Buna göre; 5510 sayılı kanun kapsamındaki bir kişinin çocuğuna 18 yaşına kadar hiçbir koşula bağlı olmaksızın tedavi yardımı verilmektedir. Ayrıca, çocuğun kız veya erkek olması fark etmeksizin; lise ve dengi öğrenim yapması halinde 20 yaşına kadar, yüksek öğrenim yapması halinde ise 25 yaşına kadar, evlenmemeleri koşuluyla sağlık yardımı verilmektedir.
Dolaysıyla 15 Ocak 2010’dan itibaren işçi, çiftçi, esnaf, şirket ortağı, sanayici ve tüccarların çocukları hangi koşullarda sağlık yardımlarından yararlanıyorsa, memur çocukları da aynen o şartlarda hiçbir imtiyaza sahip olmadan sağlık yardımlarından yararlanacaktır. Çünkü, 15 Ocak 2010’dan önce memurların çocuklarına hiçbir eğitim ve öğretim şartı aranılmadan sağlık yardımı verilirken işçi, esnaf ve çiftçinin çocuklarına üstte saydığımız şekilde ve memur çocuğuna göre daha zorlaştırılmış olarak, öğrenim ve yaş koşullarını yerine getirmeleri halinde sağlık yardımı verilmekteydi.
Ancak, 5510 sayılı kanunun geçici 12 nci maddesinde memur çocukları için bu anlamda bir geçiş süreci öngörülmüştür. Buna göre, 15 Ocak 2010’dan önce memur babası veya annesi üzerinden sağlık yardımı alan çocuklar, bu tarihten sonrada aynı şekilde ve şartlarda sağlık yardımı almaya devam edeceklerdir. Yalnız, bu durumda olan çocukların durumlarında değişiklik olup ta sağlık yardımı kesilmesini gerektiren hal’in ortadan kalkması nedeniyle yeniden memur baba veya anaları üzerinden sağlık yardımı almak istediklerinde, 5510 sayılı kanundaki sağlık yardımı alma koşullarını yerinde getirmeleri istenecektir.
Örnek olarak, 15 Ocak 2010’dan öncesi bir tarihten beri memur babası üzerinden sağlık yardımı alan 22 yaşındaki bir kız çocuğu, 28.01.2010 tarihinde sigortalı bir işe girmiştir. Bu kız çocuğu 03.04.2010 tarihinde çalıştığı işten ayrılıp ta memur babası üzerinden yeniden sağlık yardımı talep ederse, bu kız çocuğuna ancak yüksek öğrenim yapması ve bekar olması halinde babasının sağlık yardımlarından yararlanma fırsatı verilecektir. 15 Ocak 2010’dan sonra evlenip te boşanan kız çocukları için de aynı durum geçerlidir.
SORU -CEVAPLAR
SORU 1: Çırak öğrenciler 2008 yılı sonlarına kadar hastalandıklarında sağlık giderleri karşılanıyordu. Şu anda ise sadece iş kazalarında sağlık hizmetlerinden yararlanır hale geldiler. Bu durum haksızlık değil midir? Yoksa ben mi koynu yanlış biliyorum?
CEVAP 1: Çırak öğrencilerin sağlık yardımlarından yararlanma şartları 1 Ekim 2008’den sonra 5510 sayılı kanun hükümlerine göre belirlenmektedir. Buna göre, 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’nda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde mesleki eğitim göre öğrenciler hastalandıklarında tedavi giderleri SGK tarafından karşılanmaktadır. Meslek liselerinden okumakta iken veya yüksek öğrenimleri sırasında zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler ile Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerlerin tedavi giderleri ise SGK tarafından karşılanmaz.
SORU 2: Eşim 7-8 yaşlarında ailesiyle Hollanda'ya gitmiş, 21 yaşına kadar kalmış 1986 yılında kesin dönüş yapmıştır. Hollanda'da 5-6 yıllık sigortalı çalışmışlığı bulunmaktadır. Döndükten sonra Türkiye'de şu ana kadar herhangi bir sigorta kaydı yoktur. Hollanda'da geçen sigortalılık birikimini SGK’ya devrettirmek mümkün müdür? Şu an 45 yaşında olan eşimin sigortalı geçen dönemiyle arada kalan süreyi borçlanarak birleştirmemiz mümkün müdür?
CEVAP 2: Eşinizin 18 yaşının altındaki yurt dışı sürelerini borçlandırması mümkün değildir. Ancak, 18 – 21 yaş arasındaki süreleri yurt dışı borçlanma yapabilirsiniz. Yaptığınız yurt dışı borçlanması SGK hizmetlerinden sayılacaktır. Eşinizin arada kalan dönemlerini borçlandırma imkanı yoktur.
SORU 3: 01.01.1956 doğumluyum. 1988 yılı 8. ayında Bağ-Kur girişim var. Değişik zamanlarda toplam 5 yıl 11 ay 29 gün Bağ-Kur hizmet sürem var. Askerliğimi 20 ay (600gün) olarak borçlandım. 01.10.2006’da SSK girişim var ve o günden beri aralıksız SSK’lı olarak çalışmaktayım. Ne zaman emekli olabilirim?
CEVAP 3: 25 yıl sigortalılık süresine sahip olduğunuzda (25 yıl sigortalılık süresinin dolmasına günümüz itibariyle 3 yıl 6 ay 4 gün var), 51 yaşını doldurduğunuzda, (şu anda yaşınız emeklilik için tutuyor) Bağ-Kur ve SSK hizmetleriyle toplam 5450 gün prim ödeme gün sayısına sahip olduğunuzda (5450 gün prim ödeme gün sayısının dolmasına 1494 gün kalmış) SSK’dan emekli olabilirsiniz.
SORU 4: 10.02.1959 doğumluyum. 19.09.1974 tarihinde SSK’lı oldum. SSK’da toplam 1400 günüm var. 04.10.2000 tarihinde Bağ-Kur’um başladı ve halen ödemekteyim. Anonim şirket yönetim kurulu başkanlığım ve limited şirket ortaklığım var. En kolay nasıl emekli olabilirim? SSK’ya geçsem 3,5 yılda emekli olur muyum? Bunun için ortaklıklarımın devri şart mıdır? Bağ-Kur devam etse ne kadar sürede emekli olurum?
CEVAP 4: Bağ-Kur’da en erken 56 yaş ve 15 tam yıl prim ödeme süresini yerine getirdiğinizde emekli olursunuz. Günümüz itibariyle SSK ve Bağ-Kur hizmetlerinizin toplamı 13 yıl 2 ay 14 gün yapmaktadır. Emekliliğiniz için hizmetiniz dolsa bile yaşınızı beklemek zorundasınız. SSK’dan ise 5000 gün prim ödeme sürenizi doldurduğunuzda yaşınıza bakılmaksızın istediğiniz zaman emekli olabilirsiniz. Ya da SSK’dan 50 yaşınızı doldurduğunuzda 3600 gün prim ödeme gün sayısını doldurduğunuzda emekli olabilirsiniz. SSK’dan emekli olmak için bir an önce SSK şartlarında sigortalı olmalısınız. Bunun için Bağ-Kur’lu yani yeni adıyla 4/b sigortalısı olmanızı gerektiren şirket ortaklığınızı sona erdirmeniz ya da devretmeniz gerekir.
SORU 5: Şerife Özbek adlı kişi ölen eşi Cemal Özbek’ten Bağ-Kur dul maaşı almaktadır. Şerife Özbek, 24.11.2007’de ölen babası Hasan Akbulut’un maaşını da birlikte alabilir mi?
CEVAP 5: Cemal Özbek ve Hasan Akbulut’un ikisi de esnaf Bağ-Kur’lusu ya da iki de tarım Bağ-Kur’lusu olması halinde Şerife Özbek Hasan Akbulut’un maaşını alamaz. Ancak, ölenlerden birisi tarım diğeri esnaf Bağ-Kur’lusu ise Şerife Özbek ikisinin de maaşını alabilir. Bunun dışında, Hasan Akbulut SSK’lı ya da Emekli Sandığı kapsamında ise, Şerife Özbek hem Hasan Akbulut’dan hem de Cemal Özbek’ten birlikte aylık alabilir.
SORU 6: Ben öğretmenlik yapıyorum. Babam ise Bağ-Kur’ludur. Babam primlerini ödeyemediğinden dolayı annem ve babam sağlıktan yararlanamıyorlar. Babam bu halde iken annem benim üzerinden sağlık yardımı alabilir mi?
CEVAP 6: 5510 sayılı kanunun 3 üncü maddesi 10 uncu fıkrası ve Genel Sağlık Sigortası Yönetmeliği’nin 4/e-3 maddesine göre, sigortalının anne ve babasının sigortalı üzerinden bakmakla yükümlü olunan kişi sıfatıyla sağlık yardımı alabilmesi için, her türlü kazanç ve irattan elde edilen gelirin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından sağlık yardımı almamış olması gerekmektedir. Mevzuat hükümleri böyle olmakla birlikte, SGK yetkililerinin mevzuatı farklı yorumlamalarından dolayı, babanızın ve annenizin sizin üzerinden sağlık yardımı alabilmesi için, babanızın Bağ-Kur sigortalılığını sona erdirmesi gerekir. Annenize birinci derecede bakmakla yükümlü olan babanız olduğu için, babanızın Bağ-Kur’undan annenizi soyutlayarak annenize sizin üzerinizden sağlık yardımı aldıramazsınız. Ayrıca, Bağ-Kur’dan bir belge alıp babanızın prim borcundan dolayı annenizin sağlık yardımı alamadığını SGK’ya kanıtlamanız halinde bile, mevcut uygulamalara göre annenizi üzerinize alamazsınız.
YAVAŞ YAVAŞ BÜTÜN İMKANLARIMIZ ELİMİZDEN ALINIYOR GİBİ...NE DERSİNİZ?