Benim de unutamadığım haksızlığa uğradığımı düşündüğüm olay stajyerlik dönemime ait.
Okulların kapanmasına yakın, stajyerliğimizin kaldırılması için müfettişleri bekliyoruz. O dönem benimle birlikte 5 arkadaşız. Sabahtan akşama kadar okuldayım, arada bolca boşluklar var tabii, hatta perşembe günleri öğleden sonraları sadece 4. saat için 2 vasıta ile okula geliyordum.
Günlerden yine perşembe, 6 Haziran. Hiç unutmuyorum.
İlk çocuğumun doğduğu gün aynı zamanda.
6 Haziran sabahı eşim rahatsızlandığı için nasıl olsa öğleden sonra 4. saate kadar okula yetişirim diyerek eşimle birlikte hastanenin yolunu tuttuk.
Saat 11 gibi babam nefes nefese beni buldu. ( O zaman cep telefonum yoktu. ) Seni okuldan aradılar, müfettişler gelmiş, bekliyorlar, dedi.
Ben de bir taksi tutup evden dosyalarımı aldım. Oradan da okula... Okula gittiğimde müdürü buldum, durumumu anlattım. Ayrıca bugün öğleden sonra 4. saatimin olduğunu hatırlattım. O da müfettişlerin bugün okulda son günü olduğunu, adaylığımın kaldırılması için teftişten geçmem gerektiğini söyledi. Ben de teftiş saatini beklemeye koyuldum. Bir saat kadar bekledim. Dersime girmeden önce dosyamı, evraklarımı kontrol etti. Daha sonra dersime girdi. Fakat bu teftiş şekli bana doğru gelmemişti.
Yaz tatilinde okuldan arayıp adaylığımın kaldırıldığına dair bilgi verdiler. Ancak puanım düşüktü. Müdüre, ben bu notu hak etmediğimi beyan edince, "Hocam önemli olan adaylığınızın kaldırılması, biz sizi biliyoruz." diye cevap verince, ben de artık bu konuyu uzatmak istemedim.
Rehberlik için geldiklerinde söyledikleri her şeyi yerine getirdim. Elde yazdığım planları, "Hocam siz eylülde değil, ekimde göreve başlamışsınız, ekimden itibaren konuları yazmanız gerekir." dedi müfettiş bey. Ben de planları tekrar yazdım. Yeni öğretmenim, öğretme heyecanım zirvede, hiçbir görevi gözümde büyütmüyordum. Buna rağmen müfettiş bey neye göre bu puanı vermiş anlayabilmiş değilim. Rapora baktığımda alakasız değerlendirmelerde bulunduğu hemen göze çarpıyor. Ben branş öğretmeniyim, sınıf öğretmenleri ile ilgili kriterleri baz alarak beni değerlendirmiş. Çalışmaları hep eleştirmiş. Yarım saatte, koca bir eğitim öğretim döneminde yaptıklarımı nasıl değerlendirmiş! Sanki bütün dönem boyunca yanımdaymış!
Hemen anladım, ezbere, gelişigüzel doldurduğunu... Kocaman bir haksızlık yaptığını...
Akşam eve döndüğümde eşimin hastanede olduğunu söylediler, bu defa da hastaneye koştum. Saat 7,45'de ilk çocuğumu kucağıma aldım.
Eşimi saatler geçmesine rağmen göremedim. O gün yaşadıklarımın üstüne bir de hastanede yaşadıklarım ekleniyor.
Eşimin kontrol için gittiği doktor eşimi "gebelik zehirlenmesi" teşhisiyle hemen acile sevk etmiş.
Acil olarak ameliyata almışlar. Hem annenin hem de bebeğin hayati tehlikesi varmış. Allah'a şükür ikisi de ameliyattan sağlıklı olarak çıktı. Ancak eşimin tansiyonu bir türlü düşmek bilmedi .Bir hafta boyuna yoğun bakımda yattı. Benim onu görme şansım olmadı. Tansiyonu düşüp servise geçince onu görebildim.
Şimdi Allah'a şükür ellerinizden öperler, 3 evladım var.
Sicil notu ortalamam ise 91. ( Mebsisten öğrendim.)
Müfettişe ne mi oldu? O da, duyduğuma göre başka bir nedenden dolayı soruşturma geçirmiş...
"Ey haksızlık yapanlar, işte böyle, yaptığınız haksızlıklar bir gün çığ olur da bunun altında kalıp boğulursunuz..."