Metafizik Ve Bilim Kurgu Konusunda Neler Biliyorsunuz?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
16 Kas 2011 19:03:27
Hayırlı akşamlar.

Metafizik ve bilim kurgu konusunda neler biliyorsunuz?

1980'lı yılların ilk çeyreğinde Niğde Aksaray'da Ihlara otelini yapan şirketin Ankara merkezinde çalışıyordum.
Otelin resmi açılışının yapılacağı günlerde Aksaray'da UFO'lar görülmeye başlandı.
Hatta TRT kameramanı çekim yaptı ve televizyonda gösterildi.
Bu olaylar vesilesiyle otel resmen açılmadan yoğun bir müşteri trafiği yaşadı.
Şimdi düşünüyorum da acaba UFO olayları şirket yönetimi tarafından mı ayarlandı acaba :)

O yıllardan beri metafizik, bilimkurgu konularına merakım var.
Yakın zamanda Jenny Randless tarafından yazılmış, "Uzaylılar Gerçek Öyküler" kitabını okuyunca bu tür konularda egitimhane üyelerinin düşüncelerini merak ettim.

Kitap, Uzaylılar hakkında kanıtlar sunmuyor.
Kitabın son bölümünde Uzaylı olarak tanımlanan varlıklar hakkındaki çeşitli görüşler yer alıyor.
Kitapta yer alan "çok boyutlu yaklaşım" görüşü benim düşüncelerimle uyuşuyor.
Bu görüş, dünyamızda yaşayan, fakat farklı bir boyutta bulunan bir IRK'ın (IRKLAR'ın) bizim bulunduğumuz boyutla olan iletişimleri olduğunu savunmaktadır.
Bu görüş gayri müslimler tarafından yaygın olarak kabul edilmemekle birlikte,
Dünyamızda bizimle birlikte fakat farklı bir boyutta yaşayan canlılar olduğunu KESİN OLARAK biliyoruz.
CİNLERİN bizden önce dünyamızda bulunduğu, kıyamete kadar da bulunacağı ayet ve hadislerle sabittir.
Ayet ve hadislerden CİNLERİN bizim varlığımızdan haberdar oldukları ve bizim boyutumuzda varlıklarını gösterebildiklerini de biliyoruz.
Peygamber efendimiz zamanında uzaya çıkabidiklerini de biliyoruz.
Günümüzde çok daha gelişmiş teknolojiler kullandıklarını düşünmemizi engelleyecek hiç bir sebep yoktur.
Bu durumda Uzaylı olarak isimlendirilen varlıkların CİNLER olduğu varsayımında da bulunmamamız için bir sebep yoktur.

1) Uzaylılar olarak nitelendirilen varlıklar hakkında sizin düşünceleriniz ve bilgileriniz nelerdir?

2) Hologram teknolojisi hakkında neler biliyorsunuz? Bu konuda bilgi bulabileceğim web sitesi, e-kitap, kitap gibi kaynak isimleri belirtebilir misiniz?

3) Hiç hipnoz oldunuz mu veya hipnoz olmuş bir tanıdığınız var mı? Hangi durumlarda hipnoz olmayı kabul edebilirsiniz?
Yaşantınızda hatırlamak istediğiniz halde hatırlayamadığınız anlar var mı?
Bu dönemleri hipnoz ile hatırlamanın mümkün olduğuna inanıyor musunuz?

4) Uzaylı olarak nitelenen varlıklarla iletişim kurma imkanınız olsa hangi soruyu sorardınız?

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 Ara 2011 01:01:30
 Ben size bir soru yöneltsem:'Beyinden beyine bilgi nakli olabileceği konusunda ne düşünüyorsunuz?'
 Beyin bir bilgiyi arıyor ve bu konuya yoğunlaşmışsa karşıdaki insanın beyni de bu bilgiyi vermeye istekliyse alabilir mi?
 Bilgisayar internet ağıyla pek çok yerden,ağ olmadan da pek çok yerden bilgi alıyorsa insan beyninin hız,alan,küçültme,büyütme,vb.özellikleri bilgisayardan daha mı zayıf yoksa bilgisayar insan beynine göre sonsuzda bir damla mı şu anda?
 Yani bilgisayar bilgi iletiyor,bundan çok çok zayıf olan(!) insan beyni iletemiyor,öyle mi?
 4)-Siz hangi dine inanıyorsunuz,peygamberiniz kim?
(Elbette insanları aldatmak için uzaylı hikayeleri anlatılmıştır.Görünmeyen varlıklar da insanlara görünüp onları yanıltmış olabilir.O zaman sınırları belli olmayan uzay bizim için...Dünya yok olduğu zaman da bu taraftaki hayat bitiyor mu?Dünyanın kıyameti koptuğu zaman bütün bizim tarafımızdan ölçülebilir(yani aslında uzayın sınırlarını da bulmuşlar,yakında dışına çıkılacakmış)alemler yok olacak mı?Biz hangi boyuttayız?Bizimle aynı boyutta olanlar bizimle beraber mi yaşayacak kıyameti?)
 Bu tür konular bizleri aşar.Bizim Yunus değiliz ki...Gözümüz,yüreğimiz insanın bu taraftan öbür tarafa odun ya da ateş götürdüğünü görsün?
Her yönden pişmeden bu konuları anlamak zor bence.
Olgunlaşan da biraz soğuk kalır çürümemek için.Herkese sıcağı sıcağına anlatmaz.Bunları bilebilen olsa bizimle mi paylaşır,gönül insanlarıyla mı?
Sürçü lisan ettikse affola.
Selamlar.

Çevrimdışı atasay15

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.483
  • 10.706
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.483
  • 10.706
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 02 Ara 2011 01:18:32
Suan tv8 de muhabbet kralında UFO lar ile ilgili konusuyorlar.. ilgilenenlere ...

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 Ara 2011 01:23:22
 Sağ olun hocam,zamanı gelince karşılaşıp tanışırız uzaylılarla.Bu tür programlar yerine eksik olduğumuz konularda bilgi sahibi olmak daha doğru olur.
 Uzaylıları bulduğumuzda pusulamız doğru olur inşaallah!

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 05 Ara 2011 15:00:08
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ben size bir soru yöneltsem:'Beyinden beyine bilgi nakli olabileceği konusunda ne düşünüyorsunuz?'
...
 4)-Siz hangi dine inanıyorsunuz,peygamberiniz kim?
...
Bu tür konular bizleri aşar.Bizim Yunus değiliz ki...Gözümüz,yüreğimiz insanın bu taraftan öbür tarafa odun ya da ateş götürdüğünü görsün?
Her yönden pişmeden bu konuları anlamak zor bence.
Olgunlaşan da biraz soğuk kalır çürümemek için.Herkese sıcağı sıcağına anlatmaz.
Bunları bilebilen olsa bizimle mi paylaşır,gönül insanlarıyla mı?
Sürçü lisan ettikse affola.
Selamlar.

Hayırlı günler dilerim.

90'lı yılların başında bir dershanede bilgisayar öğretmenliği yapıyordum.
Öğrencilerin hemen her konudaki problemlerine pratik çözümler öneriyordum.
Bu durum özellikle bilgisayar konularını anlamakta zorlanan öğrencilerimden birinin şu sözü söylemesine vesile oldu:
- Hocam sizin beyninizi benim beynime kopyala yapıştır yapmamız mümkün değil mi? :)
O zamanlar bu cümleyi bir espri olarak algılayıp geçiştirmiştim.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] adresinde bilgilerini bulabileceğiniz
Minder Bilişim çalışanları düşünce ile bilgisayara komut verme çalışmaları yapmaktadır.
(Düşüncenin elektrik enerjisine çevrilmesi çalışması.)
Teknolojik gelişmelerle beyinden beyine (belki bilgisayar aracılığıyla) bilgi aktarımı imkan dahilinde görülmektedir.
(Elektrik enerjisinin düşünceye dönüştürülmesi işlemi.)

4. madde için yazmış olduğunuz soru bir önyargı içeriyor.
Hangi din diye sorduğunuz zaman peşinen başka dinlerin varlığını kabul etmiş oluyorsunuz :)
Sorunuz nasıl bir inanç sisteminiz var şeklinde sorulursa daha uygun olur kanaatindeyim.

-Bu tür konular bizleri aşar.- ifadesini neye istinaden kullandığınızı anlamadım.
Bu tür konuları anlamakta eksikliğimiz varsa öğrenerek bu eksikliğimizi giderebiliriz.

Bizim Yunus olabilmek için eskiden 40 yıl sebat göstermek gerekirmiş.
Bediiüzzaman hazretleri eserlerinin bu süreyi kısalttığı görüşündedir.
Bizim Yunus kadar 4 yıl sebat edebilsek inşallah onun düzeyine çıkmamız mümkün olur.
Kaldı ki, boyutlar arası iletişim için manevi dereceler almak zorunlu değildir.
Bize ulaşan bilgilerden cinlerin bizim boyutumuzda var olmalarında önemli bir engel olmadığı anlaşılıyor.
Teknolojik gelişmelerle insanların cinlerin boyutunda varlık gösteremeyeceğini söyleyemeyiz.
Gelişmiş ülkelerde bu konuda çalışmalar yapılmaktadır.
Gelişmiş ülkelerin bu çalışmalarından bizleri haberdar etmedikleri ve uzun süre haberdar etmeyecekleri de malumumuzdur.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 05 Ara 2011 15:02:45
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sağ olun hocam,zamanı gelince karşılaşıp tanışırız uzaylılarla.Bu tür programlar yerine eksik olduğumuz konularda bilgi sahibi olmak daha doğru olur.
 Uzaylıları bulduğumuzda pusulamız doğru olur inşaallah!
Zamanının geçmediğini nereden biliyorsunuz?
Eksik olduğumuz konulardan biri de bu olamaz mı?
Yaratılmışları hakkıyla anlamadan, yaratanı anlamak mümkün olabilir mi?

Çevrimdışı kuasar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.800
  • 4.968
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.800
  • 4.968
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Ara 2011 15:07:59
Allahu alem 1.maddedeki olay dediğiniz gibi de olabilir.

Bilim ile metafizik arasında kesin bir çizgi yok. Hatta metafizik konular bazen bilime öncülük edebiliyor.
İlimsiz din topal dinsiz ilim kördür sözü güzel özetler.

Uzaylı ve varlıklar konusunu anlamak için sanırım önce ESİR maddesi hakkında bilgi sahibi olmak gerekiyor. Daha doğrusu ilim insanları bu maddeye yoğunlaşmalı.

Tübitak direkt yok derken Nasa olabilir demeye başladı.

Bence işin ucu Esir maddesi.

Öğretmenim bu sene Ihlara vadisini gezdim. Çok mistik bir havası var. Etkiledi beni. Fizik mezunu bir sınıf öğretmeni olarak bu tür konularda araştırma yapmak isteğim hala canlı.

Konu için teşekkürler.

Çevrimdışı sevooş

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.227
  • 18.480
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.227
  • 18.480
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Ara 2011 15:11:19
öğretmenim uzylı olarak nitelendiren varlıklar hakkında kutsal kitabımızda onlarca ayet vardır.

Mülk süresinde, yasın suresinde en açık olanlar vardır.

bildiğiniz üzere 18.000 den fazla alem varsa eğer mutlak suretle bizim evrenimizin dışında yaşayanlarda vardır.

bugün NASA nın da kabul ettiği üzere ayın karanlık yüzeyindede bu alemden yaşayanlar olduğu bilinmektedir.

detaylı bilgi isterseniz devam edebilirim.

ayrıca metafizik konusunda "varlığın metafizik boyutu" kiitabını okuyanlar eminim ki auralar ve metafizik konusunda bilgi sahibi olabilirler.

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Ara 2011 21:17:23
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hayırlı günler dilerim.

4. madde için yazmış olduğunuz soru bir önyargı içeriyor.
Hangi din diye sorduğunuz zaman peşinen başka dinlerin varlığını kabul etmiş oluyorsunuz :)
Sorunuz nasıl bir inanç sisteminiz var şeklinde sorulursa daha uygun olur kanaatindeyim.

-Bu tür konular bizleri aşar.- ifadesini neye istinaden kullandığınızı anlamadım.
Bu tür konuları anlamakta eksikliğimiz varsa öğrenerek bu eksikliğimizi giderebiliriz.

Bizim Yunus olabilmek için eskiden 40 yıl sebat göstermek gerekirmiş.
Bediiüzzaman hazretleri eserlerinin bu süreyi kısalttığı görüşündedir.
Bizim Yunus kadar 4 yıl sebat edebilsek inşallah onun düzeyine çıkmamız mümkün olur.
Kaldı ki, boyutlar arası iletişim için manevi dereceler almak zorunlu değildir.
Bize ulaşan bilgilerden cinlerin bizim boyutumuzda var olmalarında önemli bir engel olmadığı anlaşılıyor.
Teknolojik gelişmelerle insanların cinlerin boyutunda varlık gösteremeyeceğini söyleyemeyiz.
Gelişmiş ülkelerde bu konuda çalışmalar yapılmaktadır.
Gelişmiş ülkelerin bu çalışmalarından bizleri haberdar etmedikleri ve uzun süre haberdar etmeyecekleri de malumumuzdur.

Elhamdülillah müslümanız.Uzaydaki insana da peygamber gönderilmiştir muhakkak.Ön yargı ise eğer bütün ilahi dinlerin adı İslamdır.O halde?
 Yunus düzeyine gelebilirsek eğer günahın nasıl bir enerji çıkardığını da görmemiz lazım(bana göre)
 Elbette uzaylılarla karşılaşılmış olabilir.Bize de haber vermemiş olabilirler.'Yecuc ve Mecuc kavminin ırmağın suyunu içip bitireceğinden bahsedilir.'   Hadis-i Şerif'te.Sanırım alimler ırmağı ilime yorumluyorlar.Dediğiniz gibi ilmin gizlenmesi.
 Manen olgunlaşmadan tam olarak ilmen de ilerleyemeyecek gibiyiz.
 Siteye yaptığınız bu katkılardan dolayı teşekkür ederim.
 Selamlar.
 

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 05 Ara 2011 21:25:43
METAFİZİK KONULARDA;

 İnsan eliyle yazılmış metinlerde şöyle bir özellik vardır. Açıkça ifşa ve ifade edemedikleri düşüncelerini sembollerin ardına sığınıp kodlarlar. Bizden olmayanlar zaten ne demek istediğimizi anlayamazlar derler. “Çünkü“ onlar farkındalık sahibi değillerdir diye düşünürler. Peki, “Kim“ kodlar bu düşünceleri… Yandaş bulduğu etrafında ki öğrencilerine ‘’sır’’larını dozaj dozaj kim verir?. niye verir? Dünyalık elde etmek için mi? Ahretini garantiye aldıklarını düşündükleri için mi? Oysa Elçiler Rabbe halis kul olmamızı kimseyi Rab edinmememizi söyleyerek prangaların esaretinden kurtulmamız için bizi doğru yola davet etmişlerdir.




DÜNYA ALLAHIN NİMETLER VERİP SINAMALARA TABİ TUTTUĞU AHİRETİMİZ İÇİN AZIK EDİNDİĞİMİZ MEKÂNIMIZDIR. ‘’HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR’’…
 
İnsan oğlu “SIR“BİLGİSİNE sahip kişilerin YANİ ÖLÜMSÜZLÜK İKSİRİNİ BULDUKLARINI İDDİA EDENLERİN DÜŞÜNCELERİN PEŞİ SIRA HEP GİTMİŞLER ‘’sır’’bilgilerle eğitilen sistemler nesilden nesle aktarılarak farkındalık yaratmayı HEP BAŞARMIŞLAR…. Kendi okullarında kendi dünyalarında! Bu sanal dünyada insan kendini NEDENSE HEP CENNETE göndermiş. Cennete gidenlerde, cennet arsalarını yandaşlarına ayırmayı hep vaat etmiş… Haşhaşin topluluğunun cennetinde olduğu gibi, “din ahyon “dur diyenlere gel de hak verme… ! Bu tür bir mantıkla eğitilen bir zihniyet yalın kat anlamlı bir metni nasıl okur varın kendiniz karar verin…
 
YARATICIMIZ TARAFINDAN NEBİ ELÇİMİZİN ÖRNEKLİĞİNDE VE ÖNDERLİĞİNDE BİZE UZATTIĞI İPİ BIRAKIRSAK Ciltlerce yazılmış metinlerin ardı sıra GİDERİZ. Sebep aydınlanmış kişisi SADECE anlar bu metinleri. Ve nedense BU KİŞİLER ciltlerce kitap yazmayı ihmal etmemişler bir kelimenin ne çok “gizli“anlamı varmış meğer… Zavallı(!)aydınlanamamışlar ne yapsın o zaman KUR`AN okumaktan vazgeçsin. Zaten Anlayamazsınız TELKİNLERİYLE KİTABINDAN UZAKLAŞMIŞ, UZAKLAŞTIRILMIŞ. Oysa Rabbimizden herkesin doğru yolu bulması için indirilen kitabımızda
 
Bilgiden yoksun olanlar dedi ki: “Allah bizimle konuşsaydı yahut bize bir mucize gelseydi ya!… ” Onlardan öncekiler de aynen onların dediği gibi demişti. Kalpleri birbirine benzemiştir. Biz ayetleri, gerçeği apaçık bilmek isteyenler için iyiden iyiye açıklamışızdır. Bakara/118
 
Allah katında din İslam’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki azgınlık/haset/hak tanımazlık yüzünden ihtilafa düştüler… Kim Allah’ın ayetlerine nankörlük ederse, Allah hesabı çabucak görecektir. Al-i İmran/19
 
İsrailoğullarından şöyle bir söz de almıştık: Allah`tan başkasına ibadet etmeyin, anne-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik ve güzellikle davranın. İnsanlara güzeli ve güzelliği söyleyin. Namazı/duayı yerine getirin, zekâtı verin. Bütün bunlardan sonra siz, pek azınız müstesna, sırt çevirdiniz. Hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz. Bakara/83
 
Onlara, “Allah`ın indirdiğine uyun!” dendiğinde: “Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız. ” derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!… Bakara/170
 
Allah yolunda harcama yapın/nimetleri paylaşın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın! Güzel düşünüp güzel işler yapın! Çünkü Allah, güzellik sergileyenleri sever. Bakara /195
 
Onlardan kimi de şöyle yakarır: “Ey Rabbimiz, bize dünyada da güzellik ver, âhirette de güzellik ver! Ve bizi ateş azabından koru!”Bakara/201
 
Kim var Allah`a güzel bir şekilde borç verecek? Ve Allah böyle birinin verdiğini birçok kez katlayarak artıracaktır. Allah, kabz haliyle kısar, bast haliyle açıp genişletir. Ve yalnız O`na döndürülürsünüz. Bakara/245
 
Onların iyiyi ve güzeli bulmaları, senin üzerine bir borç değildir. Tam aksine, dilediğini/dileyeni iyiye ve güzele kılavuzlayan Allah`tır. Nimet ve imkândan başkalarına bağışladığınız, esasında sizin öz benlikleriniz lehinedir. Allah`ın yüzünü arzulama dışında bir şey için infak etmiyorsunuz. İnfak ettiğiniz her nimet size tam bir biçimde geri verilir. Ve siz, asla zulme uğratılmazsınız. Bakara/272
 
İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirleneni emreden, kötülük ve çirkinliği belirlenenden alıkoyan bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere eren işte onlardır. Al-i İmran/104
 
Allah’a ve ahiret gününe inanırlar, iyiyi-güzeli emrederler, kötüyü ve çirkini yasaklarlar. Hayır, işlerde yarışırcasına koşarlar. İşte bunlar hayra ve barışa yönelik hizmet üretenlerdendir. Ali-i İmran/114
 
İşte bunların ödülleri Rablerinden bir bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan cennetler olacaktır. Sürekli kalacaklardır orada. İş yapıp değer üretenlerin ücreti ne güzeldir! Al-i İmran 136
 
Biz indirdik Tevrat`ı, biz. İyiye ve güzele kılavuz var onda, ışık var. Allah`a teslim olmuş peygamberler, Yahudilere onunla hakemlik yaparlardı. Kendini Rabb`e adayanlarla ilim ve hikmette derinleşmiş olanlar da Allah`ın Kitabı`ndan korumakla görevli olduklarıyla hükmederlerdi. Zaten onlar Allah`ın Kitabı`na tanıklardı. Artık insanlardan korkmayın, benden korkun da ayetlerimi basit bir ücret karşılığı satmayın. Allah`ın indirdiği ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir. Maide/44
 .
 
Ardından o peygamberlerin izleri üzere Meryem oğlu İsa`yı gönderdik. Tevrat`tan yanında bulunanı doğruluyordu. Ona İncil`i verdik. Hidayet ve ışık vardı onda. Tevrat`tan yanında olanı tasdikleyici idi. Doğruya ve güzele kılavuzdu, takvaya sarılanlara bir öğüt. Maide/46
 
De ki: “Allah`ın berisinden, bize yarar da zarar da veremeyecek şeylere mi yakaralım? Allah bize kılavuzluk ettikten sonra ökçelerimiz üstüne geri mi döndürelim? O kişi gibi, şeytanlar kendisini ayartıp yeryüzünde şaşkın dolaşır hale getirmişlerdir. Oysaki onun, “Bize gel!” diye doğruya ve güzele çağıran arkadaşları vardır. ” De ki: “Allah`ın kılavuzluğudur gerçek kılavuzluk. Âlemlerin Rabbi Allah`a teslim olmakla emrolunduk biz. “En’am/71
 
Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil`de yazılmış bulacakları ümmi peygambere uyarlar; o onlara iyiliği emreder, kötü ve çirkinden onları alıkoyar. güzel şeyleri onlara helal kılar, pis şeyleri onlara yasaklar. Sırtlarından ağırlıklarını indirir, üzerlerindeki zincirleri, bağları söküp atar. Ona inanan, onu destekleyen, ona yardım eden, onunla indirilen ışığa uyan kişiler, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. A’raf/157
 
Onların iyiyi ve güzeli bulmaları, senin üzerine bir borç değildir. Tam aksine, dilediğini/dileyeni iyiye ve güzele kılavuzlayan Allah`tır. Nimet ve imkândan başkalarına bağışladığınız, esasında sizin öz benlikleriniz lehinedir. Allah`ın yüzünü arzulama dışında bir şey için infak etmiyorsunuz. İnfak ettiğiniz her nimet size tam bir biçimde geri verilir. Ve siz, asla zulme uğratılmazsınız. Bakara/272
 
En güzel isimler Allah`ındır; O`na onlarla dua edin. O`nun isimlerinde ters bir tutum izleyenleri bırakın. Yapıp ettiklerinin cezasını çekeceklerdir. A’raf/180
 
Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyilik ve güzelliği belirlenene özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındırırlar. Namazı kılarlar, zekâtı verirler. Allah`a ve resulüne itaat ederler. Allah bunlara rahmet edecektir. Allah Azîz`dir, Hakîm`dir. Tevbe/71
 
“Allah`ın sana verdikleri içinde âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah`ın sana güzel davrandığı gibi sen de güzel davran/Allah`ın sana lütufta bulunduğu gibi sen de lütufta bulun. Yeryüzünde fesat isteyip durma, çünkü Allah fesat peşinde koşanları sevmez. “Kassas/77
 Ehlikitap`la, en güzel olan yöntem dışında bir yolla mücadele etmeyin! Onların zulme sapanları müstesna. Şöyle deyin: “Bize indirilene de size indirilene de iman ettik; tanrımız ve tanrınız bir. Ve biz O`na teslim olanlarız. “Ankebut/46Yemin olsun, Allah resulünde sizin için, Allah`ı ve âhiret gününü arzu edenlerle Allah`ı çok ananlara güzel bir örnek vardır. Ahzap/21
 
Hanginizin daha güzel iş yapacağını belirlemek için sizi imtihana çekmek üzere ölümü ve hayatı yaratan O`dur. Aziz’dir O, Gafûr’dur. Mülk/2
 
Allah, yargıçların en güzel hüküm vereni değil mi?Tin/8


Yazar : Mürüvvet Çalışkan

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 18 Ara 2011 23:02:47
metafizik : Metafizik, Yunanca kökenli "ötesi" anlamına gelen "meta" ve "doğa bilimi" anlamına gelen "fizik"ten gelir; ve "fizikötesi" anlamında kullanılır.

Metafiziğin antik çağdaki ilk savunucularından Ksenofanes varlığın temeli saydığı Tanrı’yı değişmez olarak tanımladı. Ksenofanes, "değişmezlik" düşüncesini ilk biçimlendirenlerdendir. Parmenides ise; gerçeğe deney yöntemini kullanmadan, salt düşünce yoluyla ulaşılacağını savundu. Diğer metafizikçiler, Platon ve Aristoteles de metafiziğin bu temel özelliklerini değiştirmeden korudular.

Metafizik yöntem, özellikle ortaçağda dinin gelişiminin de yardımıyla, toplum içinde etkin duruma geldi. Fakat, rönesansta doğa bilimlerinin gelişimiyle, metafiziğin bu etkinliği kırıldı.

 

Metafizik yönteme göre; gerçek bilgiye ulaşmanın yolu, düşünmek; gerçeğin kendisi de düşüncedir. Metafizikçi "Herşey tanrıdan gelir" der, fakat bunu maddi verilerle kanıtlama ihtiyacı duymaz. O, düşüncenin kişiyi tanrı fikrine götürdüğünü söylemekle yetinir. Gelişmeleri, olayları "fizik ötesi" güçlerle açıklar. Bu güçlerin varlığının bir kanıtı yoktur, metafizikçinin hayal gücünün ürünüdür, ama buna inanılmasını ister.

Metafizik yöntemi kullananlar salt tanrı inancı taşıyanlar değildir. Gerçek bilgiye ulaşmak için maddi dayanaklara ihtiyaç duymayan tüm kesimlerin yöntemi metafiziktir.

Metafizik yönteme göre; değişim de yoktur. Doğa nasıl yaratıldıysa öyle giden bir durağanlık içindedir.

Bu yanlış düşünce yöntemi; kitlelerde, sömürü düzenlerinin değişmeyeceği ve dolayısıyla sömürüsüz bir düzenin de mümkün olmayacağı fikrini oluşturur. Metafizik düşünceye göre, adaletsizlik, kötülük, sömürü, zulüm dünyanın yaratılışında vardır ve sonsuza kadar da bunlar var olmaya devam edecek,"böyle gelmiş böyle gidecektir".

Kitleleri, sömürü düzenlerine, adaletsizliklere, kötülüklere karşı mücadeleden alıkoyan bu düşünce tarzı, sömürü düzenlerinin de işine gelir. Bu nedenle de, kitlelerde "kaderci" metafizik düşünceyi yaygınlaştırırlar.

Fakat gerçek, metafizikçinin iddia ettiği gibi değildir. Bilimsel yöntem, sömürü ve adaletsizliklerin yaratılış özelliği olmadığını, toplumsal gelişimin belirli bir aşamasında, maddi nedenlere bağlı olarak ortaya çıktığını ve yine toplumsal gelişimin bir aşamasında ortadan kalkacağını gösterir.

Metafizik yönteme göre; karşıtlar bir arada bulunamazlar. Bir şey ya öyledir, ya da böyledir. Aynı zamanda hem öyle, hem de böyle olamaz. Örneğin, bir insan ya iyidir, ya kötüdür. Metafizikçi, bir insanın hem iyi özelliklerinin, hem de kötü özelliklerinin bir arada bulunduğunu kabul etmez.

Yine örneğin metafizikçi, bir devlet ya demokrasi, ya diktatörlüktür der. Fakat, gerçekte bir devlet hem demokrasi hem de diktatörlük olabilir. Örneğin, burjuva devlet, burjuvazi için demokrasi iken, halka karşı diktatörlüktür. Sosyalist devlet de, tersinden burjuvazi için diktatörlükken, halk için demokrasidir.

Bu nedenle de, metafizik düşüncenin savunucusu, bir devleti tanımlamak için, "Kimin için demokrasi? Kimin için diktatörlük?" sorularını sormaz ve sürekli yanılır. Örneğin, burjuva demokrasilerinin, halka karşı baskıcı uygulamalarına, sömürge ülkelerde darbeler örgütlemelerine, faşist diktatörlükleri örgütleme ve desteklemelerine tutarlı bir açıklama getiremez.

Metafizik yöntem; olguları birbirinden kopararak ele alır. Bir olayın onu çevreleyen koşullarla bağını kurmaz, kendi başına değerlendirir. Örneğin; metafizikçi, insanın kişilik özelliklerinin içinde yaşadığı toplumsal yaşamda şekillendiğini kabul etmez. İnsanların, hırsız, katil, dolandırıcı, yalancı ya da tersine dürüst, adaletli ve benzeri özellikleriyle birlikte doğduklarını ileri sürer.

Sosyalizm fikrine karşı çıkarken de, bunu kanıt(!) olarak kullanır. Der ki; adaletsizliklere, sömürüye, zulme son verecek sosyalist toplum kurulsa bile, insan insan olarak kaldığı sürece bu sistem yürümez. Örneğin, sosyalist toplumun kurulması mücadelesi içinde, yine sosyalist toplumda insanın da değişeceğini, yeni insanın şekilleneceğini kabul etmez.

Ekonomiden, siyasete, eğitimden kültüre her şeyi sistemden kopararak ele alır. Oysa, doğadaki hiç bir olgu içinde bulunduğu çevre koşullarından bağımsız ele alınarak açıklanamaz.

Çevrimdışı ferda4033

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 628
  • 2.946
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 628
  • 2.946
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 23 Tem 2015 01:01:21
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ben size bir soru yöneltsem:'Beyinden beyine bilgi nakli olabileceği konusunda ne düşünüyorsunuz?'
 Beyin bir bilgiyi arıyor ve bu konuya yoğunlaşmışsa karşıdaki insanın beyni de bu bilgiyi vermeye istekliyse alabilir mi?
 Bilgisayar internet ağıyla pek çok yerden,ağ olmadan da pek çok yerden bilgi alıyorsa insan beyninin hız,alan,küçültme,büyütme,vb.özellikleri bilgisayardan daha mı zayıf yoksa bilgisayar insan beynine göre sonsuzda bir damla mı şu anda?
 Yani bilgisayar bilgi iletiyor,bundan çok çok zayıf olan(!) insan beyni iletemiyor,öyle mi?
 



Geçen sene (2014) yılında Washington Üniversite'sinden bilgisayar mühendisliği ve psikoloji bölümlerinin ortak çalışması olarak Rao, Stocco ve arkadaşları tarafindan yapılan bir deney çok heyecan verici. Bu çalışmada, iki birey aralarında yaklaşık 1 km uzaklık olan farklı odalara yerleştiriliyorlar.

Bireylerden bir tanesinin önündeki bilgisayarda görebildiği ama müdahele edemediği bir bilgisayar oyunu ve başında beyin dalgalarını ölçen elektroensefalografi elektrodları var. Oyun sırasında gerekli gördüğü zamanlarda düşünce gücüyle ''ateşle'' emrine odaklanması isteniyor. Elektroensefalografide elde edilen veriler internet aracılığıyla diğer odadaki bilgisayara iletiliyor.


Bu odadaki bilgisayar manyetik bir uyarıcıya bağlı ve bu uyarıcı da oyunundan habersiz ancak elinin altında bir tablet bilgisayar bulunan bireyin başına ayarlı. Bu şekilde oyun oynayan birey tarafından düşünce gücüyle verilen ''ateşle'' emrinin yüzde 25-83 başarı oranıyla karşı tarafa geçtiği bildiriliyor.


Üç farklı çift ile yapılan bu deneydeki başarının tekrarlanabiliyor olması bu deneyi önemli ve anlamlı kılıyor. Beyinden beyine iletişim adı verilen bu yöntemle ilgili çalışmaların sayısının hızla artacağı düşünülüyor.


[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK