Kul, acıdan ve yaradan dolayı Hakka yakarıp sıkıntısından bin türlü şikayet eder. Hak der ki sıkıntı ve acı, sonunda seni yakarışa yöneltip doğrulttu. Seni bizim kapımızdan saptırıp uzaklaştıran nimetten şikâyet et. Aslında her düşman ilacındır, iksirindir senin; yararlıdır sana ve gönlüne şifadır. Çünkü ondan bir boşluğa kaçarsın da Allahın lütfundan yardım dilersin. Aslında dostların düşmandır sana. Çünkü seni Hakkın huzurundan uzaklaştırıp meşgul ederler. Porsuk denen bir hayvan vardır. Sopa yedikçe irileşip güçlenir. Sopayı vurdukça iyileşir. Sopa yarasından semirip palazlanır. Müminin özü de gerçekten bir porsuktur. Çünkü o da çektiği sıkıntıyla güçlenip palazlanır. Bu yüzden peygamberlerin uğradıkları sıkıntı ve yenilgi, tüm dünya halkının uğradıklarından fazladır. Böylece canları başka canlardan güçlü duruma gelmiştir. Çünkü başkaları onların gördükleri belayı görmemiştir. Deri, tabaklamada kullanılan ilacın sıkıntısını çekerek Taif derisi gibi güzelleşir. Ona acı ve keskin ilaçlar sürmeseydin, kokuşup pis olurdu. İnsanı, nemden dolayı kokuşup ağırlaşmış deri olarak bil. Acı ve keskin ilaçları ona bolca sür de temizlenip güzelleşsin ve muhteşem olsun. Ey yiğit, böyle yapamıyorsan, istemediğin halde Allah sana sıkıntı verdiğinde bundan hoşnut ol. Çünkü dostun (Allahın) verdiği bela sizin arınmanız demektir. Onun bilgisi sizin tedbirinizin üstündedir. Sefaya ulaşılınca bela tatlılaşır, sağlığa kavuşmanın izleri belirince ilaç güzelleşir.
Mesnevi (C. IV)