Birisi her gece kalkıp Allah'ı anıyor, O'na dua ediyordu.
Şeytan ona dedi:
-Ey devamlı Allah'ı anan kişi!
Bütün gece Allah deyip çağırmana, yakarman karşılık seni buyur eden var mı ki?
Sana bir tek cevap bile gelmedi, daha ne zamana kadar böyle yakarıp dua edeceksin?
Adamın gönlü kırıldı, başını yere koydu ve hüzün içinde uyudu.
Rüyasında ona söyle dendi:
Kendine gel uyan!
Niye duayı, zikri bıraktın?
Neden usandın?
Adam:
- Buyur diye bir cevap gelmiyor ki...
Artık kapıdan kovulmaktan korkuyorum, dedi.
Bunun üzerine dendi ki ona:
- Senin Allah demen, O'nun buyur demesi sayesindedir.
Senin yalvarışın, Allah'ın senin ruhuna haber uçurmasındandır.
Senin çabaların, çareler araman, Allah'ın seni kendine yaklaştırması,
ayaklarındaki bağları çözmesindendir.
Senin korkun, sevgin, ümidin, Allah'ın lütuf kemendidir.
Senin her Yarabbi demenin altında, Allah'in " Buyur!" demesi vardır..
Gafilin, cahilin gönlü bu duadan uzaktır.
Çünkü Yarabbi demeye izin yok ona.
Ağzında da kilit var onun, dilinde de...
Zarara uğradığı zaman, ağlayıp sızlamasın diye
Allah ona dert, ağrı, sızı, gam, keder vermedi.
Artık anla ki, Allah'a dua etmeni,
O'nu çağırmanı sağlayan dert, Dünya saltanatından daha iyidir.
Dertsiz dua soğuktur.
Dertliyken yapılan dua ise gönülden kopar...
Hz. Mevlana / Mesnevi' den