İstemediğimiz halde ayrılık atına eyer vurdun.
Bir tatlı ömür gibi gitmek istiyorsun, ama bizi unutma, bizi hatırla!
Yeryüzünde de, gökyüzünde de sana çok çok temiz dostlar,
iyi dostlar bulunur, fakat eski dostla ettiğin ahdi, yemini
unutma, hatırla!
Sana karşı kusurlar etmiştim. Belki bu yüzden bana darıldın, kin gütmeye başladın! Fakat ey kin gütmeyen dost;
beraber geçirdiğimiz geceleri unutma!
Sen her gece yollarda ay değirmisini başına yastık edince,
dizimizi yastık ettiğin geceleri unutma, hatırla!
Senin sevdana kapılmıştım.
Ferhat gibi ayrılık dağını delmeye uğraşmıştım.
Ey yüzlerce Hüsrev, yüzlerce Şirin gibi
nice güzeli kendine kul, köle eden güzel; beni hatırla!
Bir deniz halini alan gözlerimin kıyısında, safran dalları ile, ağustos gülleri ile dopdolu bir aşk ovası seyretmiştik; onu hatırla!
Ateşli dileklerim göklere yükselmede. Cebrail (a.s.) arşa çıkmış, arştan; "Amin, amin!" demede, bunu hatırla!
Ey Tebrizli Şems!
Senin yüzünü gördüğümden beri benim dinim aşktır.
Benim dinim senin yüzünle avunur.
Bunları unutma, hatırla!
hz.Mevlana