Önceleri Mevlânâ hazretlerinin büyüklüğünü anlayamayan, onun devamlı aleyhinde söz söyleyen biri bir gün rüyâsında gördüklerini anlattı: "Rüyâmda Karatay Medresesindeki dershânenin ortasında, Peygamber efendimizi oturur hâlde gördüm. Sanki güneş gökten inmişti. Nûrundan gözler kamaşıyor, Eshâb-ı kirâm da hizmet ediyorlardı. Ben huzûruna doğru ilerleyip kendilerine selâm verdim. Selâmımı aldılar ve yanlarında bulunan tabaktaki yahniden bir parça sundular. Yahniyi alarak; "Yâ Resûlallah!Etlerin en lezzetlisi, en güzeli hangisidir?" diye sordum. Buyurdu ki: "Etlerin en iyisi, kemiğe bitişik olanıdır." O anda uyandım. Her tarafımı nûr kaplamıştı. Büyük bir sevinç içinde Karatay Medresesine gittim. Dershânenin ortasında, Peygamber efendimizi gördüğüm yerde Mevlânâ oturuyordu. Hayretle yanlarına yaklaştım ve selâm verdim. Selâmımı tebessüm ederek aldı. Daha ben rüyâmı anlatmadan: "Sevgili Peygamberimiz; "Etlerin en iyisi, kemiğe bitişik olandır." buyurdu." dedi. Mevlânâ'nın rüyâmdan haberdâr olduğunu anlayınca, düşüp bayıldım. Ayıldığımda büyük bir sevgiyle ellerini öpüp, talebeliğe kabûl edilmemi taleb ettim ve sarsılmaz bir îtikâd ile kendisine bağlandım."
Bir kimse rüyâsında Resûlullah efendimizi görüp, huzûruna vararak hürmetle selâm verdi. Peygamberimiz, mübârek yüzlerini öbür tarafa çevirdiler. O zât, öbür tarafa dolanıp tekrar selâm verdi. Yine mübârek yüzlerini çevirip, iltifât etmediler. O zât çok üzülerek ağlamaya başladı ve sebebini suâl etti. Peygamber efendimiz; "Sen, bizim dostumuz olan Celâleddîn Muhammed Rûmî'den yüz çeviriyorsun. Hâlbuki o, bizim çok sevdiğimiz evlâdımızdır." buyurdular. O kimse korku ile uyanıp hatâsını anladı. Kendi kendine; "Ey bedbaht! Şimdiye kadar yarasa gibi güneşin ziyâsından kaçtın. Bundan sonra bâri Mevlânâ hazretlerinin huzûruyla şereflenip dünyâda ve âhirette saâdete kavuş." dedi. Hemen Mevlânâ'nın medresesine doğru, onun talebesi olmak için büyük bir ihlâs ile yola koyuldu. Kapıya geldiğinde, Muhammed ismindeki talebeyle karşılaştı. Talebe, ona; "Beni hocam Mevlânâ gönderdi. Bize kalbinde sevgi hâsıl olan bir kimse geliyor, onu kapıda karşılayın." dediler. "Haydi içeriye buyurun!" dedi. O kimse içeri girip Mevlânâ'nın elini öpüp, talebesi olmakla şereflendi.
rüya ile amel olsaydı, o hoy, biz çoktan ermiş olurduk. ben hz. Muhammedi rüyamda defalarca gördüm.
rüyamın birisini yazayım.
rüyamda, 45 derecelik eğimli bir dere kenarının az yukarısındayım. orada bir keçi yolu var. dere ile aramda sadece fındık ağaçları var. aşağıdan yukarıya keçi yolunda bana doğru 5 adam geliyor. uzaktan kim olduklarını pek seçemedim. yaklaştılar.
önde hz. Muhammed. sonra hz. Ali, sonra hz. Osman, hz. Ömer ve en sonunda ise HZ. Ebubekir.
önce şunu belirteyim. neredeyse hepsi de vucut yapısı olarak zayıfa yakın. hiç birinde şişmanlık yok. hepside siyah bir cübbe giymişler.
hz. Muhammed benden biraz uzunca.
hz. Ali yapı olarak bana çok benziyor. boyu benim kadar.
hz. Osman çok zayıf ve benden uzun.
hz. Ömer zayıf ve uzun boylu. bayağı da uzun.
hz. Ebubekir kısa. sadece benden biraz kısa. içimizde en kısa olan o.
rüyamı anlatmaya devam edeyim. hz. Muhammed yanıma geldi. elinde bir kılıç var.( ben istanbul topkapı sarayında kılıç gördüm. camekanın içinde gördüm. başka da hiç kılıç görmedim. filimlerdeki kılıçlar hariç.)
sağ eli ile sol elimi tuttu. elindeki kılıcı bana verdi. yürümeye başladık.(şu an hatırlayamadığım bir şeyler sordum. cevap vermedi.)
orası 2 tarafı ağaçlı geniş bir yol oldu. yürüyoruz. ilerledik. neresi olduğunu bilmediğim bir yere geldik. sanki uhud meydanı idi. (ben uhud meydanını sadece filmlerde gördüm.)
çok kalabalık insan. kum tanesi sayısı kadar desem abartı olmaz. insanlar bana saldırmaya başladı. hz. Muhammed kılıcı vur dedi. bende vurdum. kılıcı vurduklarım hep öldüler. belki 2 saat orada savaş yaptım. hz. Muhammed sol elimi bırakmıyor. o kadar insanıkılıçla öldürdüm. sadece bir kadın kaldı.
60-65 yaş arası bir kadın. kılıcı vuruyorum. ikiye kesiliyor. tekrar birleşiyor, ölmüyor. belki 15 dakika uğraştım. en sonunda hzMuhammed kılıcı sol eline aldı. bismillah dedi. kadına sadece kılıcı dokundu. kadın da öldü. ve ben uyandım.
uyandığımda her tarafım terden islanmıştı.
DİYORUM Kİ HZ. MUHAMMEDİ RÜYADA GÖRMEK BİR İŞE YARAYACAKSA BEN DE GÖRDÜM. ONUN İÇİN YAZDIM.