Gelecek, Eğitimle Gelecek" Haziran 2009 Canlı Yayın Programı Raporu
Konuk: Ömer BALIBEY
MEB Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü
Konu: Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü
Tarih:25 Haziran 2009 Perşembe
25 Haziran 2009 Perşembe günü TRT GAP TV’de yayınlanan programın konuğu olan MEB Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü Ömer BALIBEY’di.
BALIBEY’ ülkemizdeki öğretmen okullarının geçmişinden ve zaman içindeki gelişiminden söz etti.
Ülkemizde öğretmen yetiştiren kurumların öncelikle eğitime; araştırıcı ve akılcı bir anlayışın kazandırılması, açılacak ve çağdaş eğitim yapacak batı modeli okullara, bu anlayışta öğretmen yetiştirilmesi gerekiyordu. 16 Mart 1848’de açılan Dârülmuallimîn bu amaçla kuruldu.
Cumhuriyetten önceki yapısı ile devralınan Dârülmuallimin-i Âliye’nin durumu, Cumhuriyet henüz kurulmadan, 15 Temmuz 1923 tarihinde toplanan Birinci Heyet-i İlmiye (Bilim Kurulu) toplantısında ele alınmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan bu çalışmalarla, “Yüksek Muallim Mektebi” adını alan okul, “Ecole Normale Superieure” adlı Fransız Yüksek Öğretmen Okulu’nu kendine model olarak almıştır.
16 Ağustos 1934 tarihinde, Yüksek Muallim Mektebi’nin, Cumhuriyet dönemindeki yapılanması başlangıç düşünülerek onuncu kuruluş yıl dönümü kutlanmıştır. Bu tarihte okulun adındaki Arapça kökenli sözcükler değiştirilerek artık okul; Yüksek Öğretmen Okulu olarak isimlendirilmiştir. Ancak okul, bir kaç on yıl daha, eski adıyla anılmaya devam edilmiştir.
Sadece öğretmenlerin değil, geçmişte yaşanan yokluk dönemlerinin olumsuz şartlarına bağlı olarak, ülkenin uzak bir köşesinde kaybolup gidecek binlerce yeteneğin; şair, yazar, sanatçı, bilim adamı, kısaca birer aydın olarak insanlığa kazandırıldığı eğitim yuvaları olarak, önemli ve toplumsal bir görevi yerine getirmiştir. Öğretmen yetiştirmek tarihimizde çok önemli bir misyondur. Ülkemizin ekonomik, sosyal ve kültürel yönden ilerlemesinde, çok önemli bir görev üstlenmiş olan öğretmenlerimizin, tarihî gelişim içerisinde çeşitli kaynaklardan yetiştirildikleri ve sadece öğretmen yetiştirme amacına yönelik ilk kurumun Dârülmuallimîn adıyla 16 Mart 1848’de faaliyete geçtiği bilinmektedir.
Balıbey öğretmenlerin çağın gereklerine göre kendilerinin yenilemelerinin gerektiğinin ve bu konuda müdürlüklerinde öğretmen performansını ölçmeye dayalı ciddi çalışmalar yaptığını söyledi. Eğitimin vazgeçilmez öğesi olarak öğretmeni gördüklerini söyleyen Balı bey bazı okullarda öğretmenlerin sosyal, resim,sanat gibi alanlarda yetenekli olan ama bilgi açısından yetersiz olan öğretmenlerin kendilerini geliştirmesi gerektiğini vurguladı.Özellikle veli ve idarecilerin öğretmenlerin performansını ölçebilecekleri bir yöntem oluşturulacağından söz etti.
Öğretmen adaylarına öğretmenlik ruh ve heyecanını vermek, öğretmenler arasında birlik ve beraberlik duygularını geliştirmek, öğretmen yetiştiren kurumların toplumdaki rol ve öneminin daha iyi anlaşılmasına vesile olmak amacıyla her 16 Mart’ta çeşitli etkinlikler Bakanlığımızca gerçekleştirilmektedir. İlk öğretmen okulumuz, 16 Mart 1848 ‘de İstanbul’da açılmış olup, o tarihten itibaren de günümüze, bu kurumlar değişik isimlerle ulaşmıştır. Bir buçuk asırlık bir geçmişe sahip olan bu kurumlarımız öğretmen yetiştirmenin yanında birçok bilim adamı, sanatçı, siyasetçi yetiştirmiş ve bu yolla bilim ve aklın ışığında çağdaş bir millet olma yolundaki çabalarımıza öncülük etmiştir. Balıbey 150 yıllık bir geçmişe dayanan öğretmen yetiştiriciliğinin bugün 214 tane öğretmen lisesiyle devam ettiğini belitti.Özellikle Boğaziçi,ODTÜ,Hacettepe gibi üniversitelerin Eğitim Fakültelerinin çoğu bölümlerinde Anadolu Öğretmen Lisesi mezunlarının olduğunu vurguladı.Öğretmen Liselerinin çoğunun yatılı olduğunu ve öğrencilerin kültür derslerinin yanı sıra öğretmenlik meslek derslerinde alındığına vurgu yapıldı.
Ülkemizde öğretmenlik mesleğinin işsizler için bir kapı olmadığını çok sayıda öğretmen yetiştiren bölümlerden mezun olduğu vurgulandı. Bakanlığın maliyeden 40 bin öğretmen kadrosu aldığı ifade edildi.Özellikle uygulamaya dayalı çalışmaların öğretmen yetiştirilmesinde çok önemli olduğu belirtildi. Soran Sorgulayan Gençlik için Öğretmen Eğitimine Destek” sloganıyla gerçekleşecek projenin ilk aşamasında “eleştirel düşünme” yöntemine hakim eğitici ve öğretmenlerin yetiştirilmesinden söz edildi.8 pilot ide bu uygulamanın gerçekleştiğinden söz edildi.21.yy. öğrencisinin kendine olan özgüvenin tam olması gerektiği vurgulandı. Toplumumuzda suç işleyen ,çevresini kıran üzen değil daha yararlı bireylerin yetiştirilmesi açısından bu projenin önemine değinildi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmenlerle ilgili "Eğitim Reformu Projesi" nin üç aşamadan oluştuğunu anlatan BALIBEY, birinci aşamada müfredat değişikliğini, ikinci aşamada okulların modernize edilmesini ve üçüncü aşamada öğretmen yeterliğinin artırılmasını ele aldıklarını söyledi. Projenin hayata geçirilmesi için ilk aşamada Talim Terbiye Kurulu tarafından müfredat değişikliği yapıldığını ikinci aşamada ise bilgisayar ve internet altyapısının sağlanarak okulların modernizasyonunun gerçekleştirildiğini belirten BALIBEY, üçüncü aşamada, öğretmende olması gereken bilgi, beceri ve tutum özellikleri kapsayan 31 alt yeterlilik, 233 performans göstergesi tespit edildiğini kaydetti. Çalışmaların 2010 yılında sona ereceğini ve dünya ile yarışacak eğitimciler yetiştirileceğini söyleyen BALIBEY, geçmiş dönemdeki öğretmenlerin günün şartlarına göre kendini yetiştiren ve toplum tarafından saygı duyulan kişiler olduğunu kaydetti.
Yüksek Lisans ve Doktora yapan öğretmenlerin uzman ve de başöğretmen olmaları yönlerindeki sorular vardı. Balıbey bu konularda çalışmalar yapıldığında söz etti.Program son bölümünde izleyicilerin soruları yanıtlandı.Sunucu Balıbeye’e teşekkür etti ve program sona erdi.
HAZIRLAYAN:SERVET ÜNSAL