Öğretmenim sap ile samanı karıştırmayalım. Bir kere Mısırdaki durum ile ülkemizdeki durum birbirinin tam tersi. Ülkemizde halkın büyük çoğunluğunun oyunu almış bir hükümete karşı başlatılan bir isyan ve bu isyana hukuk çerçevesinde yapılan bir müdahale vardı. Tabi istenmeyen münferit olaylar yaşandı. Orada eylem yapanların çoğu illegal yasadışı örgüt üyeleri idi. Polise taş, molotof ile saldırdılar. Elbette hukuk dairesinde müdahale edilecekti. Çünkü sandıktan çıkan hükme karşı yapılan bir eylemdi.
Mısırda ise halkın yüzde 52'sinin oyu ile gelmiş yasal bir hükümete darbe yapıldı öğretmenim. Tıpkı 1960 ve 1980'de ülkemizde yapıldığı gibi. Ve halkın üzerine - ki halk öyle saldırmıyordu taşla sopayla sadece namaz kılıyordu - ateş açılıyor. Keskin nişancılar tek tek öldürüyor. Sizce ikisi aynı şey mi? Allah aşkına biraz vicdanlı olun ya. Ortamı gerecek yorumlar yapmayalım.
Mısırdaki katliamla Gezi parkını aynı kefeye koyanları anlayamıyorum.
Ben ise sizi ve sizin zihniyetinizdeki insanları artık çok iyi anlıyorum. Yasadışı idi ,illagal örgüt idi öyle mi çoğunluğu ? !!!
Sizin vicdanınız yok, işinize gelene oh olsun deyip işinize geleni şehit mertebesine yükseltiyorsunuz. Her ne sebeple olursa olsun sivil bir insana silah doğrultmak kabul edilemez. Bunu ben değil cumhurbaşkanımız söylüyor. Oysa siz Ethem'e doğrultulan silahı meşrulaştırıyor diğer taraftan ölen insanları öldürenleri lanetliyorsunuz.
İnsan insandır, can da candır. Muhalefeti, iktidarı var mı bu işin!
Darbeler her zaman halka eni sonu zarar getirirler. İster askeri olsun ister sivil (!)
Eğer gerçekten vicdan sahibi olsaydınız kendi ülkenizin insanları sırf sizin gibi düşünmediği için öldürülürken, yaralanırken, gözlerini kaybederken de aynı hassasiyeti gösterirdiniz.
Ayrıca nasıl askeriye yönetime el koyup insanların üzzerine ölüm saçma hakkını taşımıyorsa, iktidarlar da aynı şekilde insanlarını korumakla, sesine kulak vermekle yükümlüdür. Mısır'da iktidara karşı yine askerin desteğiyle gelmiş müslüman kardeşler örgütünün iktidarı boyunca kendi gibi düşünmeyen, yaşamak istemeyen insanlara yaptığı zulüm de kabul edilemez. Sz ölmüş bir kadına ölümünden sonra 6 saat içinde kocasının cinsel ilişkiye girebileceği gibi bir düzenlemeyi kabul edebilir misiniz ? Bunlar nunu da yasalaştırmak istemişlerdi. Varın gerisini siz düşünün !
Biliyorsunuz asker yönetime el koymadan evvel Tahrir meydanı iktidarın uygulamalarına, baskılarına karşı dolup taşmıştı. Mısır iktidarı halkının sesine kulak verseydi, halkıyla bütünleşebilseydi belki bu yaşanan katliam hiç olamayacaktı. Asker kadar iktidar da sorumludur bugün orada yaşanan katliamdan.
İnsanların yarattığı hiçbir değer insan hayatından daha değerli olamaz, iktidar da bunlardan biridir.
Kalplerin kilitli olduğu söylemi vicdanınızın susmuş ve yanlı olduğunun en büyük göstergesidir.