> MSG NEDİR?...
>
> MSG adında bir yiyecek katkı maddesi var.
>
> MONO SODYUM GLUTAMAT
>
> Yiyeceklere katıldığında, o yiyeceğin tadının
>
> beyin tarafından güzel olarak algılanmasını sağlıyor.
>
> Tatlı,tuzlu, acı fark etmiyor. Hangi yiyeceğe katılırsa lezzetliymiş
>
> gibi geliyor. O yüzden gıda üreticilerinin bir çoğu MSG'yi karlı olduğu
>
> için kullanıyorlar.
>
> MSG ZARARLI MI?
>
> Buna okuduktan sonra siz karar verin
>
> Bu madde Nörotoksin.
>
> Sinir hücrelerine zarar veriyor. Merkezi sinir sistemi tahribatı ve buna
>
> bağlı olarak ALZHEİMER, PARKİNSON, HUNTİNGTON hastalıkları,
>
> SARA (Epilepsi) Retinal dejenerasyon (Göz retina tabakası
>
> hasarı) Yağ birikimi, doyma mekanizmasında bozukluk, obezite.
>
> Büyüme hormonu baskılanması. Pankreas hasarı, insülinde artış, ve buna
>
> bağlı diyabet.Böbrek ve karaciğerde ciddi hasarlar.. Bu madde
>
> hamilelerde plasenta bariyerini geçebiliyor, anne karnındaki bebek de
>
> aynı tahribatlara maruz kalıyor.
>
> Özellikle çocuklarımızın hatta büyüklerin de çok
>
> severek yediği CİPS'lerde çok kullanılmakta.
>
> Hazır köfte harçları, Et suyu tabletleri, Hazır çorbalar,
>
> Dondurmalar,renkli yoğurtlar ve benzeri bir çok üründe var.
>
> Şimdi diyeceksiniz ki, Madem bunca zararı var,
>
> neden kullanıyorlar?.Küreselleşen
>
> dünyada, ticaret de küreselleşti. Küresel ticaret
>
> devleri insaf, merhamet gibi duygularla asla çalışmaz.
>
> Onların amacı çok kar etmek, çok daha büyümektir.
>
> Bu mamuller, al benisi olan renklerde ve janjanlı ambalajlarda sunulur.
>
> Televizyon, gazete ve duvar reklamlarında onlara sıkça rastlarsınız.
>
> Sadece maddesel tadıyla değil, görsel yollar ile de beyinlerimize kazınır
> adeta.
>
> Basit bir hesap yaparsak, ucuz zannedilen bu ürünleri çok
>
> pahalıya tükettiğimizi görürüz. Mesela
>
> Cips. Semt pazarlarında 3 kg. patatesi 2 tl.ye alabilirsiniz.
>
> Oysa ki 50 gram CİPS 1 liradır. Yani 1
>
> kg. Cipsi, 20 ytl.den tükettiğimizin farkında
>
> bile değiliz. Olumsuz etkileri de cabası. bu mamulleri
>
> üretenler!....Kendi ürettiklerini asla yemezler,
>
> içmezler. Onların gıdaları organik ve doğaldır.
>
> son zamanlarda organik tarım yapan çok güçlü özel şirketler türedi,
>
> burada itina ile yetiştirilen ürünleri semt pazarlarında göreniniz
>
> var mı? Ben henüz rastlamadım.
>
> Gelelim genel sağlık boyutuna;
>
> Son 25 yıla dikkatle göz atacak olursak, çocuk yaşta diyaliz cihazın
>
> bağlı yaşamaya mahkum edilenler, çok küçük yaşta şeker
>
> hastalığı ile tanışan çocuklar, obez çocuklar, asabi çocuklar, 9-10
>
> yaşında buluğ çağına
>
> girenler, çeşitli nedenlerle engelli doğanlar
>
> ve bu sayının ülke nüfusunun % 12'sine çıkması ve
>
> benzerleri. Ve sizlerinde aklınıza gelebilen yeni
>
> hastalıklar.Hastalıkları üretenler, ilaçlarını da ihmal etmediler. Bu
>
> da madalyonun diğer karlı yüzüdür.
>
> Karbondioksitli meşrubatlardan,
>
> sakıncalı hazır gıdalara
>
> varana kadar birçok yerde çeşitli uyarılar yazıldı, çizildi. Durumun
>
> ciddiyetini anlayabilenimiz var mı?
>
>
> Bu sorunun cevabı, tüketim
>
> miktarıdır.Şimdiki eğitim sistemimiz endüstri, tarım,
>
> genel kültür alanında yetersiz
>
> kaldığından, yeni nesiller tehlikenin farkında değildirler.
>
> Emperyalist devletler, egemen olmak istedikleri
>
> toplumun eğitimli olmasını istemezler. Onlar için önemli olan
>
> kendi halkları ve elde edeceği yeni
>
> sömürü kaynaklarıdır.
>
> Her yıl eskiyen, yaşam kaynakları azalan, küresel ısınma ile
>
> kuraklık tehlikesi yaklaşan bir dünyada, Küresel güç
>
> olan emperyalist devletlerin acımasızlığının arttığı bir dünyada, Dengelerin
> ve haritaların
>
> değiştirilmek istendiği bir dünyada yaşadığımızı asla unutmamalıyız.
>
> Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşadığımızı da
>
> asla unutmamalıyız. Gelin bu güzelim yurdumuza
>
> hep beraber sahip
>
> çıkalım.
>
> YARIN ÇOK GEÇ OLMADAN !.....
>