Müfettişlere Sormak İstedikleriniz

Çevrimdışı ada2763

  • Üye
  • *
  • 24
  • 6
  • 24
  • 6
# 09 Kas 2011 21:41:48
merhabalar ağustosta eş durumu ile eşimin çalıştığı ilçenin bir köyüne geldim.şubat ayında tekrar eş durumu isteyecektim.ağustosa kaldı.ama şimdi ağustosta da isteyemeyeceğimi söylüyorlar.acaba doğru mu?

Çevrimdışı ada2763

  • Üye
  • *
  • 24
  • 6
  • 24
  • 6
# 09 Kas 2011 21:46:27
birleştirilmiş sınıf okutuyorum.4-5. sınıf.13 tane öğrencim var.ama bu öğrencilerden 4 kaynaştırma öğrencisi. geriye 3 tane 5.sınıf öğrencisi kalıyor.4.sınıf konularını işliyorum ama matematik dersinde 5lerle zorlanıyorum.çünkü 5.sınıf matematiğini anlamıyorlar.ben de 4.sınıf matematik dersine onları da katıyorum.ama 5.sınıf matematiğini işleyemiyorum.acaba ne yapmalıyım?

Çevrimdışı mukbilyasamaz

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 369
  • 3.232
  • 369
  • 3.232
# 09 Kas 2011 22:18:12
hocam urfanın bi köyünde 2 li öğretim yapıyoruz. ben öğlenciyim ve ders 16.50 de bitiyo. o saattede her yer karanlık oluyor. velilerin bi kısmı gelip çocuklarını alıp götürüyolar yarım saat evvel. bazıları hocam biraz erken bırakın ev uzak diyor. birde köyde çok sayıda köpek var. teneffüs saatleri ni kısaltıp 10-15 dakika erken gönderebilirmiyim

Çevrimdışı oktay02

  • Uzman Üye
  • *****
  • 7.159
  • 4.935
  • Okul Müdürü
  • 7.159
  • 4.935
  • Okul Müdürü
# 09 Kas 2011 22:20:48
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
hocam urfanın bi köyünde 2 li öğretim yapıyoruz. ben öğlenciyim ve ders 16.50 de bitiyo. o saattede her yer karanlık oluyor. velilerin bi kısmı gelip çocuklarını alıp götürüyolar yarım saat evvel. bazıları hocam biraz erken bırakın ev uzak diyor. birde köyde çok sayıda köpek var. teneffüs saatleri ni kısaltıp 10-15 dakika erken gönderebilirmiyim
hocam bende bozovadayım siz durumu milli eğitime bildirin oranın bilgisi dahilinde gerekeni yapın hocam

Çevrimdışı sevda22

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 398
  • 180
  • 398
  • 180
# 10 Kas 2011 19:28:31
Hocam ben 18.08.2010'da bulunduğum ile eş durumu ile geldim fakat daha sonra eşimden boşandım.Bu sene yani 2012 değilde 2013 mayıs ayındaki il dışı tayine başvurabilir miyim?Yani başlangıç ağustos ayı olunca 2013 mayısta il dışı tayin hakkım var mı yoksa 2014 yılında mı hak kazanırım?Cevaplarsanız sevinirim.Teşekkürler.

Çevrimdışı Cemil Coşkun

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
# 10 Kas 2011 19:56:56
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
cemil hocam merhaba ben sözleşmeli olarak 3 yıl 11 ay siirtte çalıştım şuan yaklaşık 1 yıldır urfadayım hizmet birleştrimesi ile sözleşmeli 3 yıl 11 ayım zorunlu hizmetten sayılırmı kadrolu 1 yılımıda tamamlarsam toplam 5 yıl oluyo şu anki yerimde zorunlu süre4 yıl o zaman ben en yakın ne zaman tayin isteyebilirim



   Öğretmenim, sözleşmeli çalıştığınız sürenin belgelerini ekleyerek hizmet birleştirmesi isteyiniz.


   Sağlıcakla...

Çevrimdışı Cemil Coşkun

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
# 10 Kas 2011 19:58:56
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
:)

27 yıllık sınıf öğretmeniyim sınıfımın mevcudu 55. 30 öğrenci öğretmen çocuğu öğrenciler ana sınıfından 1. sınıfa hazır halde gelmiş büyük bir kısmıda sesleri almış hazır olarak başladılar öğrencilerim verilen sesi ilgili okumaları ve yazımlarında problem yok verilen sesi almaktalar şu an k sesindeyim  hızlandırmamda herhanğı bir eleştiri alabilirmiyim cevaplarsanız sevinirim




   Öğretmenim,öğrencilerin durumuna göre hareket etmişsiniz. Özel bir hızlandırma yok. Gelen yetkililere sınıfınızın durumunu anlatırsınız. Bir sorun çıkmaz.


   Sağlıcakla...

Çevrimdışı Cemil Coşkun

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
# 10 Kas 2011 20:02:21
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
cemil hocam biz 2 arkadaş birleştirilmiş sınıflı okulda çalışıyoruz ..okulda elimiz ayağımız dolaşıyor yeni atandık  hiç bir işi yetiştiremiyoruz..dosyamızda hala eksik evraklar var ..ulaşım zor. eğitim öğretimde de gerideyiz..ama çok çabalıyoruz..evrak eksiklğnden dolayı müfettşlerdende korkuyoruz


    Öğretmenlerim, siz anladığım kadarıyla çok çalışıyorsunuz. Yeni başlamışsınız, acemillikler olur. Bu tür acemilikleri hepimiz yaptık. mühim olan gayret göstermek. Gelen müfettişleriniz bu konuda size gerekli rehberliği yapacaktır. siz bilmediğiniz, danışacağınız hususları not edip bunu müfettişlerinize sorunuz.


    Sağlıcakla...

Çevrimdışı Cemil Coşkun

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
# 10 Kas 2011 20:06:14
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Meraba...Ben 3. sınıf öğretmeniyim.Ben kendi sınıfımı 1.ci sınıftan aldım ve inanılmaz uğraştım hepsiyle ayrı ayrı çalışmalar yaptım.Şu anda durumları çok iyi.Hazırbulunuşlukları çok iyi.Resmen leb demeden leblebiyi anlıyorlar.Dersleri çok güzel işliyoruz.Bu sene başında sınıfıma bir tane nakil öğrenci geldi.Daha okuyamıyor.5 ile 6 yı toplayamıyor.Ağzını bıçak açmıyor.İlk hafta hergün ağladı...Ne kadar konuşsamda bende farkettimki o sınıfta kendini kötü hissetmesi çok normal.Herkesin eli havada yapmak için can atıyorlar ama o hiç birşey bilmiyor.okuyamıyor,tahtadakini geçirirken problem yaşıyor.o yazana kadar biz 4 soru çözmüş oluyoruz.Benimde bir kaç öğrencim var onlarla özel ilglenmem gerken.10:30 tenefüsünü ve öğle tatilini sürekli sınıfta onlarla geçiriyorken yeni gelen öğrenciyle ilgilenmemde çok kısa süreli oluyor ve malesef ben biliyorumki bu ona asla yetmeyecek.Çok sitresliyim bu konuda...gece uyuyamıyorum...Ailesinin durumunun bu kadar kötü olduğundan haberi bile olmamış çünkü okuma yazma bilmiyorlar.Ne yapacağımı bilmiyorum .Lütfen yardımcı olun


    Öğretmenim, hiç stres yama. Aşagıdaki yazıyı oku. Bu işine yarayacak.

"Öğrenemeyen çocuk yoktur, öğretemeyen öğretmen ve yanlış kullanılan yöntem  vardır"

TEDDY'DEN ÜÇ MEKTUP

Teddy'nin mektubu bugün geldi. Okuyup bitirdim ve şimdi onu, hayatımda önemli yeri olan şeyleri sakladığım sedir ağacından yapılma sandığa kaldıracağım.
"Önce sizin duymanızı istedim" Yazdığı bu sözleri okurken gülümsüyor ve hak etmediğim bir gurur duygusuyla doluyordum.
Teddy Stallard'ı 15 yıl önce, beşinci sınıfta öğrencim olduğundan beri görmemiştim. O sıralar, henüz kariyerinin başlangıcında olan iki yıllık bir öğretmendim. Sınıfıma girdiği ilk günden itibaren Teddy'den nefret etmiştim. (Herkes aksini düşünse bile) öğretmenlerin özellikle tercih ettikleri öğrencileri olmaması gerekir. Daha da önemlisi,hiçbir çocuğa özel antipati göstermemiz gerektiğidir. Yine de her yıl bağlanmaktan kendimizi alamadığımız birkaç öğrenci çıkar, çünkü öğretmenler de insandır ve insan tabiatı, ister on isterse yirmi beş yaşında olsun, parlak, güzel ve zeki insanları tercih etme eğilimindedir. Allah'tan pek sık olmamakla birlikte, kimi zaman da bir öğretmen  sınıfındaki birkaç öğrenciyle yakınlık kurmayı başaramaz.
Teddy yaşamıma girinceye kadar, duygularımı gerektiği şekilde denetleyebileceğimi sanıyordum. O yıl sınıfta özellikle hoşlandığım bir çocuk yoktu, fakat Teddy'den hoşlanmadığım tartışma götürmez bir gerçekti. Teddy pis bir çocuktu. Hem de ara sıra değil, sürekli olarak pisti. Saçı kulaklarının üstüne kadar uzamıştı ve sınıfta yazı yazarken sık sık saçlarını gözlerinin önünden çekmesi gerekiyordu (üstelik bu hareket o zamanlar henüz moda olmamıştı). Ayrıca, bir tür adlandıramadığım tuhaf bir kokusu vardı. Fiziksel kusurlarının çokluğuna ek olarak zihinsel durumu da pek parlak değildi. İlk haftanın sonunda, onun sınıftaki diğer çocuklara göre olumsuz bir biçimde geri kaldığını anlamıştım. Yalnız yetersiz bilgiye sahip olmakla kalmıyordu; resmen yavaş öğrenen bir çocuktu. Anında ondan uzaklaşmaya başladım.
Hangi öğretmene sorsanız,parlak bir çocuğu eğitmenin daha büyük bir zevk olduğunu söyler. Böyle bir çocukla alınan sonuçlar,insanın benliğini okşar. Ama diplomalarını hak etmiş her öğretmen parlak çocuğa uygun bir çalışma programı hazırlayarak, öğrenme heyecanını canlı tutar ve asıl çabalarını daha yavaş öğrenen çocukları ilerletmek için harcar. Her öğretmen bunu yapabilecek durumdadır ve çoğu gerçekten de bunu yapar, ama ben yapmadım. En azından o yıl yapmadım. En iyi öğrencilerim ve onları ellerinden geldiğince izleyenler üzerinde yoğunlaştım. İtiraf etmeye utanıyorum ama kırmızı kalemimi kullanmaktan sapıkça bir zevk alıyor ve ne zaman Teddy'nin ödevlerini kontrol etsem, zaten bol bol kullandığım "yanlış"  işaretlerini iyice koyu kırmızı yapıyordum. "Yetersiz bir çalışma" diye yazıyordum kağıtlarının üstüne...
Çocuğu açıkça hırpalamadığım halde, sınıf tutumumu fark etmişti. Kısa sürede Teddy,sınıfın günah keçisi oldu. Sevilmeyen ve sevilmesi mümkün olmayan, dışlanmış bir kişi haline geldi. Ondan hoşlanmadığımı biliyor, fakat nedenini anlayamıyordu. Aslında ben de ona karşı neden böyle yoğun bir hoşnutsuzluk duyduğumu bu gün bile anlayabilmiş değilim. Tek bildiğim, bu küçük çocuğa kimsenin aldırmadığı ve benim de onun durumunu düzeltecek hiçbir şey yapmadığımdır. Günler böyle geçip gitti. Sonbahar Bayramını, Şükran Gününü geçirdik ve ben kırmızı kalemimi büyük bir zevkle kullanmaya devam ettim. Noel yaklaştığında , Teddy'nin sınıfa yetişmesinin mümkün olmayacağını biliyordum. Sınıfta kalacaktı. Kendimi haklı çıkartmak için, onun dosyalarını gözden geçiriyordum. İlk dört sene boyunca hep kötü notlar almış, fakat sınıfta kalmamıştı. Bunu nasıl başardığını bilemiyordu. Onun hakkında tutulmuş olan kişisel  notlara ise hiç aldırmıyordum.
Birinci sınıf: Teddy çalışması ve tavrı ile umut veriyor, ama ev ortamı iyi değil.
İkinci sınıf: Tedyy'nin durumu daha iyi olabilirdi. Annesi ölümcül bir hastalık çekiyor ve evde ona yardım edecek kimse yok.
Üçüncü sınıf:Teddy hoş bir çocuk. Yardımsever, fakat fazla ciddi. Ders yılı sonunda annesi vefat etti.
Dördüncü sınıf: Çok yavaş, fakat davranışları çok iyi, babası pek ilgilenmiyor
"Eh, dört kez sınıf geçmesine izin vermişler, ama beşinci sınıfı kesinlikle tekrarlayacak, oh olsun" Düşüncelerim bunlardı. Sonunda Noel tatili öncesindeki son okul günü geldi. Kürsünün üzerindeki küçük ağacımız kağıttan ve patlamış mısırdan yapılma zincirlerle süslüydü. Altına yığılmış olan hediyeler, büyük anın gelmesini bekliyordu.
Öğretmenlere Noel'de pek çok hediye verilir. Fakat benim o yıl hediyeden yana şansım daha da açıktı. Çocukların tümü hediye getirmişti. Açtığım her paket karşısında hayranlık gösteriyor ve armağanı ile gururlanan çocuğa içtenlikle teşekkürler ediyordum.
Teddy'nin hediyesi elime geçen son hediye değildi, onu yığının ortasında bulmuştum. Paket olarak bir kesekağıdı kullanmış, kağıdı bir noel ağacı ve kırmızı çıngıraklar çizerek süslemiş, bantlarla yapıştırmıştı. Paketin üzerinde, "Teddy'den Bayan Thompson'a" yazısı vardı. Sınıfa mutlak bir sessizlik çökmüştü. Paketi açarken, çocukların tümü beni izlediği için biraz utangaçtım. Son bant parçasını da koparttığımda, masama taşlarının çoğu dökülmüş, gösterişli bir bilezik ve yarısı boşalmış,küçük bir kolonya şişesi düştü. Söylenme ve fısıltıları duyuyor ve Teddy'ye bakıyordum. "Ne hoş, değil mi?" diyerek bileziği koluma taktım. "Teddy, kancayı takmama yardım eder misin?" Kancayı takarken utangaç bir tavırla gülümsüyordu. Elimi öne uzatarak, bileziği herkese gösterdim. Birkaç mütereddit "Ooo" sesi duyuldu. Kolonyayı kulaklarımın arkasına sürdüğüm zamansa, küçük kızların tümü sıraya girerek birer damla kolonya istediler.
Hediyeleri sonuna kadar açtım. Yanımızdaki yiyecekleri yedik ve sonunda zil çaldı. Çocuklar "Gelecek yıl görüşürüz" ve "Mutlu Noeller" çığlıkları ile dağıldı. Sadece Teddy, masasından kalkmamıştı. Herkes gittikten sonra, kitaplarını ve hediyesini göğsüne bastırarak yanıma geldi. Yumuşak bir sesle "Tam annem gibi kokuyorsunuz" dedi, "Bileziği de size çok yakıştı. Beğendiğinize sevindim" .
Hızla sınıfı terketti. Bense kapıyı kilitleyip,masama oturdum ve ağlayarak, Teddy'ye çektirmiş olduğum yoksunluğu telafi etmeye, ilgili bir öğretmen olmaya karar verdim. Noel tatilinin  bitiminden okul yılının son gününe kadar her öğleden sonra sınıfta kalarak Teddy'le meşgul oldum. Bazen birlikte çalıştık, bezen de o çalışırken ben derslerimi hazırladım yada ödevleri okudum.
Hızlı, fakat emin adımlarla sınıf seviyesine yetişiyordu. Notları giderek yükseliyordu. Sınıfta kalmadı. Hatta, son not ortalamaları sınıfın en iyileri arasındaydı. Okul kapandığında bulunduğumuz eyaletten ayrılacağını bildiğim halde,onun için kaygılanmadım. Teddy ertesi yıl nereye giderse gitsin, okulda başarılı olabilecek duruma gelmişti. Esaslı bir başarının tadını almıştı ve öğretmenlik derslerinde bize öğretildiği gibi. "BAŞARI,BAŞARIYI GETİRİR" di.
Yedi yıl sonra Teddy'den ilk kez bir haber aldım. Posta kutusunda ilk mektubunu bulmuştum:
"Sevgili Bayan Thompson
Önce sizin duymanızı istedim. Gelecek ay, sınıf ikincisi olarak mezun olacağım.
Bağlılıkla,
 Teddy Stallard"
Ona bir tebrik kartı ve içinde bir dolma kalem ve kurşun kalem takımı bulunan küçük bir hediye paketi gönderdim. Mezuniyetten sonra ne yapacağını merak ediyordum. dört yıl sonra Teddy'nin ikinci mektubu geldi.
"Sevgili Bayan Thompson
Önce sizin duymanızı istedim. Biraz önce sınıf birincisi olarak mezun olacağımı öğrendim. Üniversite kolay değildi, ama benim hoşuma gitti.
Bağlılıkla,
Teddy Stallard"
Ona, adının baş harflerini taşıyan bir çift gümüş kol düğmesi ve bir kart gönderdim: Seninle öyle gurur duyuyorum ki, uçabilirim.
Ve şimdi, bugün; Teddy'nin son mektubu:
"Sevgili Bayan Thompson
Önce sizin duymanızı istedim. Bugünden itibaren ben, tıp doktoru Theodore J.Stallard'ım. Buna ne dersiniz??? 22 Temmuz'da evleneceğim. Acaba nikaha gelir ve annem sağ olsaydı oturacağı yerde oturur musunuz? Orada hiç akrabam olmayacak, çünkü babam geçen yıl öldü.
Bağlılıkla,
Teddy Stallard"
Tıp fakültesini bitirmiş ve mesleğe kabul sınavlarını vermiş bir doktora ne hediye edilir, pek bilemiyorum. Belki de nikahı bekler ve bir ev hediyesi götürürüm. Ama tebriklerimi derhal ulaştırmalıyım:
Sevgili Ted
Kutlarım. Başardım, hem de kendi başına. Benim gibilere rağmen ve bizim yüzümüzden sonunda bu güne ulaştın. Allah'a emanet ol. Nikahında, eteklerim sevinçten zil çalarak orada olacağım.
-Elizabeth Silance Baynar
(Yukarıdaki yazı Steven W.Vannoy'un Çocuklarımıza Verebileceğimiz En Büyük On Armağan  kitabından alınmıştır)   
             

Çevrimdışı Cemil Coşkun

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
# 10 Kas 2011 20:07:52
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Serbest Etkinlikler Planını Yıllık Olarak Hazırladık. Günlüğe Gerek Var Mı



   Öğretmenim, serbest etkinlik dersinde zümrelerce aylık plan yapmanız yeterli.


   Sağlıcakla...

Çevrimdışı sosyalci139

  • B Grubu
  • 270
  • 212
  • Sosyal Bilgiler
  • 270
  • 212
  • Sosyal Bilgiler
# 10 Kas 2011 20:08:50
Cemil hocam ben 2010 engelli öğretmen olarak atandım Uşak'a. atandım atanalı norm fazlasıydım. Bir tek Uşakta engelli öğretmenler norm fazlasıymış bir arkadaşın araştırmasına göre.Benim görevlendirme olarak çalıştım zaman dilimi dahilinde yollkuk alma hakkım var mı

Çevrimdışı Cemil Coşkun

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
# 10 Kas 2011 20:09:12
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Cemil hocam merhabalar ben stajyer öğretmenim.İlçe milli eğitimden uyarı cezası alırsam beni görevden men mi ederler.Veya stajyer öğretmenee bişey veremezler diye bir şey okumuştum.Cevaplarasnız sevinirim.



     Öğretmenim, stajyer öğretmene ceza verilir. uyarma cezası ile görevinize son verilmez.

   Sağlıcakla...

Çevrimdışı Cemil Coşkun

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
# 10 Kas 2011 20:10:27
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
2011 eşdurumu ataması ile doğuya tayinim oldu fakat benden az puanlı olan öğretmen benim önüme geçerek iyi bir okula tayini yapıldığını öğrendim hakkımın yendiğini düşünüyorum bunu nasıl açıklığa kavuşturabilirm ne yapabilirim şimdiden teşekkürler saygılar



 Bilgi edinme kanununa göre ilgili kurumdan bilgi isteyiniz.



    Sağlıcakla...

Çevrimdışı Cemil Coşkun

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
# 10 Kas 2011 20:12:33
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  tüm eğitim camiasının ve cemil hocamın bayramını kutlarım.


     sayın müfettişim , çalıştığım okulun müdürü bayram kutlamasını  resmi yazı ile yapıyor.Bu uygulama yönetmelikler ya da teamüller açısından  doğru mudur ?
    18 yıllık öğretmenim birçok idareci ile çalıştım:bu tür bir uygulama görmedim.Okul müdürü imza karşılığı resmi yazı ile bayramlaşıyor.Yüz yüze hiçbir çalışanla bayramlaşmıyor.

      Şimdiden teşekkür ederim.



   öğretmenim, sizin de belirttiğiniz gibi böyle bir bayramlaşma usulü yok. Bir okulda insanlar yüz yüze bayramlaşırlar. Doğrusu bu. Diğer uygulama ne doğru ne de bilimsel.


   Sağlıcakla...

Çevrimdışı Cemil Coşkun

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
  • 2.487
  • 2.176
  • Eğitim Müfettişi
# 10 Kas 2011 20:16:06
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Merhaba Cemil Hocam.Bilgilerinizi bizimle paylaştığınız için öncelikle çok teşekkür ederim.Benim de size bir sorum olacak.Ben bu yıl kadrolu öğretmen olarak atandım.Şu an stajer öğretmen olarak çalıştığım okula doğum izni dolayısıyla ekim ayının 20 sinde başladım.Aldığım sınıfın öğretmeninde yıllık plan yoktu.Zümre başkanıımızdan istedim,sene başında toplantı yapmadıklarını ve planlarının olmadığını söyledi.Tavrından da hiç yapmayı düşünmediklerini anladım.Benim bu durumda kendi planımı kendim mi yapmalıyım.Bir de serbest etkinlik planı için de aylık zümre toplantısı olmuyor.Öğretmenlerimiz bir araya gelip serbest etkinlik aylık palnı yapmıyorlar.Benim yine kendi faaliyet palnımı kendim mi yapmam gerekiyor.Şimdiden teşekkür ederim.




   Öğretmenim, bu durumda yıllık planınızı kendiniz yapacaksınız. serbest etkinlikle ilgili Talim terbiye kurulunun ana sayfasında zümrelerce aylık plan yapılacağına dair yazı var. Bu yazıyı müdürünüzle paylaşın ve zümre başkanınızın böyle bir planlama  yapmasını sağlasın. bu da olmuyorsa siz aylık plan yaparsınız.


   Sağlıcakla...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK