Mustafa Kemal´i Anlayabilmek ...

Çevrimdışı Munzevi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 478
  • 74
  • 478
  • 74
10 Nis 2008 00:27:37
ATATÜRK'ÜN STALİN'İ DİZE GETİRİŞİ

Stalin’in Sovyetler Birliginin basinda oldugu dönemler…

Sovyetlerin Ankara Büyükelçisi ünlü diplomat Karahan…1917 Ekim devriminin yil dönümlerinden birinin sabahinda Stalin,son derece sivri,anlamsiz ve onur kirici bir demeç veriyor.Bu demecinde aynen sunlari söylüyor:

“Herkes bilsin ki Rus milleti;Bogazlar ile Ardahan’i ele geçirmekten asla vazgeçmis degildir.Ve asla vazgeçmeyecektir.Çok yakin bir zamanda bu davalarimizi halletmis olacagimizi simdiden müjdeliyorum.”

Ayni gece Ankara’da,Sovyet Büyükelçiliginde de ihtilalin yil dönümünün kutlama törenleri yapiliyor.Ulu Basbug geceyarisina dogru Stalin’in bu densiz hareketinden haberdar oluyor ve maiyetine emir veriyor:

“Arabalari hazirlayin,gidiyorum!”

-Pasamiz bu saatte nereye gidecekler?

-Sovyet Sefaretine!

Maiyetin etekleri tutusur,çünkü olayi kavrarlar.Içlerinden birisi:

“Pasa Hazretleri nasil olur?Protokolsüz mü?Siz devlet baskanisiniz,protokolsüz nasil gidersiniz?”

-Ben protokol falan dinlemiyorum çocuk.Stalin vatanimin topraklarina göz dikmis,sen bana protokolden bahsediyorsun.Hazirlayin arabalari…”diye cevap verir.

Atatürk’e hiç kimse karsi çikamaz ve arabalar hazirlanir.Atatürk ve maiyeti Sovyet Sefareti’nin kapisina dayanirlar.Ulu önderimiz yüzü asik bir sekilde yukari çikar ve o sirada da sefarette büyük bir balo vardir.Atatürk kendisini karsilayan büyükelçi Karahan’i görünce:

-“Merhaba Karahan,rahatsiz ettik ama sen benim sahsi dostumsun,kusuruma bakmazsin.Bir hususu esasinda anlamaya geldim.” Der.

-“Emredin Sayin Baskan!”

-“Ajanstan ögrendigime göre basbakaniniz Stalin,Ardahan ile Bogazlari istemis.Karari katiymis.Pek yakin bir gelecekte de bu kararini uygulayacakmis.Tam böyle söyleyip söylemedigini bilemem,ama buna benzer seyler söylemis.Tabiki bu nutkun bir sureti de sende vardir.Getir bakalim sunu da isin aslini,faslini iyi anlayalim.”

Atatürk’e Stalin’in nutku getirilir ve Atatürk bu nutku yanindakilere kelime kelime tercüme ettirir.Nutuk ajanstan geçen metin ile aynidir.Atatürk sorar:

-“Karahan!Sefaretin telsizinden derhal Stalin’i bulduracaksin.Bu beyanatindan vazgeçip vazgeçmedigini soracaksin.Basbakanin tükürdügünü yalayacak.Yalamazsa ben ne yapacagimi bilirim.Bu cevap bu gece gelecek.Çünkü benim senin basbakanindan daha önemli bir kararim var.Istedigim cevabi almadan sefaretinizden disari adim atmam.Eger cevap istemedigim sekilde gelirse bil ki,buradan çikip dogru Rus sinirina gidecegim!”

Karahan çaresizlik içinde derhal telsizin basina kosar ve Atatürk’ün söylediklerini aynen nakleder.Stalin’den gelen cevap Büyük Önder’i tatmin edici niteliktedir ve aynen söyle denmektedir:

“Stalin sürc-ü lisan eylemistir.Bogazlar ile Ardahan’i almak gibi bir arzusu katiyetle yoktur…”

Atatürk cevabi okuduktan sonra Karahan’a döner ve: -“Karahan seni yarin geri çagirirlar ve yasatmazlar.Uzun süredir tanisiyoruz,istersen bize iltica et!”

Karahan bu teklife olumsuz cevap verir ve cevabi telgraftan hemen sonra gelen bir telgrafla geri cagrildigini açiklayarak:

-“Tesekkür ederim.Sizi tanimis olmam bile kafidir.Ancak memleketinizdeki vazifem sona ermistir.Yarin hareket edecegim.”

Atatürk fazla israr etmez ve Çankaya’ya döner.On gün sonra söyle bir haber gelir:

“Sovyetler Birligi’nin eski Ankara Büyükelçisi Karahan firinda yakilmak suretiyle idam edilmistir…”


(Başbuğ Atatürk, Yusuf Koç, Ali Koç, sayfa 57,58)

Çevrimdışı nevin07

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.313
  • 3.610
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.313
  • 3.610
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 10 Nis 2008 00:49:02
Nerden nereye..
Mustafa Kemal'i anlayabilseydik bu halde olmazdık.

Çevrimdışı Ali AK01

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.110
  • 820
  • Okul Müdürü
  • 2.110
  • 820
  • Okul Müdürü
# 10 Nis 2008 01:05:05
Atatürk'ü herkes anlıyor ama gösterdiği cesareti kimse gösteremiyor diye düşünüyorum. Nerede Atatürk'ün cesaretini gösterebilen?

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 10 Nis 2008 15:07:08
Nevin Hocam çok güzel yorumlamış.Cesaret anlamaktan gelir.Anlamış olsaydık zaten cesaretli olmuş olurduk.

Çevrimdışı erdemc28

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.985
  • 443
  • 1.985
  • 443
# 10 Nis 2008 19:31:32
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ATATÜRK'ÜN STALİN'İ DİZE GETİRİŞİ

Stalin’in Sovyetler Birliginin basinda oldugu dönemler…

Sovyetlerin Ankara Büyükelçisi ünlü diplomat Karahan…1917 Ekim devriminin yil dönümlerinden birinin sabahinda Stalin,son derece sivri,anlamsiz ve onur kirici bir demeç veriyor.Bu demecinde aynen sunlari söylüyor:

“Herkes bilsin ki Rus milleti;Bogazlar ile Ardahan’i ele geçirmekten asla vazgeçmis degildir.Ve asla vazgeçmeyecektir.Çok yakin bir zamanda bu davalarimizi halletmis olacagimizi simdiden müjdeliyorum.”

Ayni gece Ankara’da,Sovyet Büyükelçiliginde de ihtilalin yil dönümünün kutlama törenleri yapiliyor.Ulu Basbug geceyarisina dogru Stalin’in bu densiz hareketinden haberdar oluyor ve maiyetine emir veriyor:

“Arabalari hazirlayin,gidiyorum!”

-Pasamiz bu saatte nereye gidecekler?

-Sovyet Sefaretine!

Maiyetin etekleri tutusur,çünkü olayi kavrarlar.Içlerinden birisi:

“Pasa Hazretleri nasil olur?Protokolsüz mü?Siz devlet baskanisiniz,protokolsüz nasil gidersiniz?”

-Ben protokol falan dinlemiyorum çocuk.Stalin vatanimin topraklarina göz dikmis,sen bana protokolden bahsediyorsun.Hazirlayin arabalari…”diye cevap verir.

Atatürk’e hiç kimse karsi çikamaz ve arabalar hazirlanir.Atatürk ve maiyeti Sovyet Sefareti’nin kapisina dayanirlar.Ulu önderimiz yüzü asik bir sekilde yukari çikar ve o sirada da sefarette büyük bir balo vardir.Atatürk kendisini karsilayan büyükelçi Karahan’i görünce:

-“Merhaba Karahan,rahatsiz ettik ama sen benim sahsi dostumsun,kusuruma bakmazsin.Bir hususu esasinda anlamaya geldim.” Der.

-“Emredin Sayin Baskan!”

-“Ajanstan ögrendigime göre basbakaniniz Stalin,Ardahan ile Bogazlari istemis.Karari katiymis.Pek yakin bir gelecekte de bu kararini uygulayacakmis.Tam böyle söyleyip söylemedigini bilemem,ama buna benzer seyler söylemis.Tabiki bu nutkun bir sureti de sende vardir.Getir bakalim sunu da isin aslini,faslini iyi anlayalim.”

Atatürk’e Stalin’in nutku getirilir ve Atatürk bu nutku yanindakilere kelime kelime tercüme ettirir.Nutuk ajanstan geçen metin ile aynidir.Atatürk sorar:

-“Karahan!Sefaretin telsizinden derhal Stalin’i bulduracaksin.Bu beyanatindan vazgeçip vazgeçmedigini soracaksin.Basbakanin tükürdügünü yalayacak.Yalamazsa ben ne yapacagimi bilirim.Bu cevap bu gece gelecek.Çünkü benim senin basbakanindan daha önemli bir kararim var.Istedigim cevabi almadan sefaretinizden disari adim atmam.Eger cevap istemedigim sekilde gelirse bil ki,buradan çikip dogru Rus sinirina gidecegim!”

Karahan çaresizlik içinde derhal telsizin basina kosar ve Atatürk’ün söylediklerini aynen nakleder.Stalin’den gelen cevap Büyük Önder’i tatmin edici niteliktedir ve aynen söyle denmektedir:

“Stalin sürc-ü lisan eylemistir.Bogazlar ile Ardahan’i almak gibi bir arzusu katiyetle yoktur…”

Atatürk cevabi okuduktan sonra Karahan’a döner ve: -“Karahan seni yarin geri çagirirlar ve yasatmazlar.Uzun süredir tanisiyoruz,istersen bize iltica et!”

Karahan bu teklife olumsuz cevap verir ve cevabi telgraftan hemen sonra gelen bir telgrafla geri cagrildigini açiklayarak:

-“Tesekkür ederim.Sizi tanimis olmam bile kafidir.Ancak memleketinizdeki vazifem sona ermistir.Yarin hareket edecegim.”

Atatürk fazla israr etmez ve Çankaya’ya döner.On gün sonra söyle bir haber gelir:

“Sovyetler Birligi’nin eski Ankara Büyükelçisi Karahan firinda yakilmak suretiyle idam edilmistir…”


(Başbuğ Atatürk, Yusuf Koç, Ali Koç, sayfa 57,58)


nerdesin atam nerdesin bir de bugünkü hallerimizi bir görsen...

Çevrimdışı huldzar

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 170
  • 24
  • 170
  • 24
# 10 Nis 2008 19:53:07
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] (http://image.haber3.com/haber/147524.jpg)
Ey Atatürküm birde seni bugün lenin, stalin ile bir tutanları bir görebilsen...

Çevrimdışı rizab

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.057
  • 2.797
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 2.057
  • 2.797
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 10 Nis 2008 20:01:44
 Atatürk’ün Bilinmeyen Hayat Hikayesi
İngiltere Başbakanı Lloyd George İngiltere Parlamentosu'nda Atatürk’ü şöyle anlatmıştır: ''Arkadaşlar! İnsanlık tarihi birkaç yüzyılda bir dahi yetiştirebiliyor. Şu talihsizliğimize bakınız ki, dünyanın beklediği son dahi, bir anda Türkiye'de ortaya çıktı. Hem de bize karşı... Bütün dünyaya karşı... Elden ne gelebilirdi?''


ATATÜRK'ÜN ÖZELLİKLERİ

Atatürk, çok müşfik, çok ince, çok vefakar bir adamdı. Vefasızlara, vefasızlıklara karşı son derece gücenir ve üzüntü duyardı. Yakınlarının, sevdiklerinin hususi, hatta ailevi dertlerini dinler, adeta bir baba şefkatiyle onlara çareler arar, teselli ederdi. İnsan onun huzuruna çıkarak dertlerini döktükten sonra rahatlar, kalbi huzur dolarak, büyük bir ferahlık içinde yanından çıkardı.

Atatürk, hiç kimsenin, hatta düşmanlarının bile ıstırabına, sıkıntı çekmesine asla tahammül ve müsaade etmezdi.

Atatürk çok sabırlı bir adamdı. Bazen sofrasında, kendisiyle davetlileri arasında, mebuslarla, arkadaşlarıyla mücadele şekline dökülen öyle münakaşalar olurdu ki, onun müsaade ve müsamahasından cüret alınarak gösterilen taşkınlıklara sabır ve tahammül gösterebilmek için, ancak ve ancak Mustafa Kemal olmak lazımdı. Bu sabır ve tahammül ona mahsus, ona yakışan bir meziyetti.

Atatürk, ikiyüzlü, riyakar, dalkavuk insanlardan hoşlanmazdı. Hiç kimsenin gammazlık etmesine, yahut birbiri aleyhinde dedikodu yapmasına ve bu kabil bayağılıklara müsamaha etmezdi. Onun huzurunda şu veya bu, filan veya falan aleyhinde dedikodu yapmak kimin haddiydi? Böyle bir hal vukua geldiği takdirde, derhal o iki insanı yüzleştirme yoluna giderdi.

Atatürk kişilik olarak her zaman demokrat bir insan oldu. Daima halkın içinde geçen hayatı buna en güzel örnektir. Açık konuşmayı, serbest münakaşayı her zaman sevdi.

Atatürk'ün büyük meziyetlerinden biri de devlet ve inkılap işlerini arkadaşlarıyla görüşmek, münakaşa etmekti. Atatürk bu münakaşalardan çok haz duyardı. O, harikulade zekasına, büyük görüş kuvvetine, hadiseleri tahlil derinliğine dayanmakla beraber, başkalarının fikir ve mütalaalarına da kıymet verirdi. Onun en kuvvetli tarafı, en büyük kudreti, belki istişare etmesini bilmesi ve istişareler sonunda kendi eşsiz mantığını hadiselere hakim kılmasıydı.

Atatürk , hayale ve gurura kapılmayan bir liderdi. Tevazu içinde akılcı, barışçı ve uzlaşmacı bir kişiliğe sahipti.


Atatürk, milli ahlak anlayışı ve dinine karşı son derece hassasiyeti ile bilinirdi.

Atatürk, giyim ve kuşamına, temizlik ve bakımına ve sofra adabına çok önem vermiştir.

Atatürk, sanat ve estetiği asla göz ardı etmemiştir.

Atatürk, aydındı. Bilimin önemini her zaman vurgulamış, eğitime çok önem vermiştir.

Atatürk, ülke sorunlarını çözerken daima aklın ve ilmin gereklerine göre hareket etmiştir. Olayları geniş ve detaylı düşünmüş, basit hedefler peşinde değil, gelecek nesilleri bile rahat ve huzur içinde yaşatacak köklü çözümler peşinde olmuştur. Her zaman vatanın ve milletin menfaatlerini gözetmiş, hiçbir zaman kendi rahatı peşinde olmamıştır.

Atatürk, en zor anlarda dahi üstün yaratıcı düşünceleriyle, sorunlara çözümler bulan ve bunları başarıyla uygulayabilen bir önderdi. Yaratıcı düşünceleriyle kimsenin hayal dahi edemediği işleri başarabilmiştir. Atatürk, kendini olayların akışına uymayı zorunlu gören ve buna göre davranan bir kişi değil, aksine olayların dışına ve üstüne çıkıp, olaylara kendi görüşünün ve düşüncesinin biçimini veren bir önderdi. Atatürk’ün gerçekleştirdiği her işinde yaratıcı düşüncesini görmek mümkündür.

Atatürk her zaman sezgilerine güvenmiş ve bu konuda haklı çıkmıştır.


ATATÜRK’ÜN SEVDİKLERİ

Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine aşırı ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. Sakarya adlı atıyla, köpeği Fox'a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Doğayı çok severdi. Sık sık Atatürk Orman Çiftliği'ne gider, çalışmalara bizzat katılırdı.



ATATÜRK’ÜN BİLİNMEYEN HAYAT HİKAYESİ

7 Yaşındayken babasını kaybetti ve yetim kaldı. Yalnız ve içine kapanık bir olarak yaşamaya başladı.

8 Yaşındayken okuldan alındı ve köyde yaşadı. Zamanını tarlalarda kargaları kovalamakla geçirdi.

10 Yaşında yüzü kanlar içinde kalacak şekilde, yeni okulundaki hocasından dayak yedi. Ailesi onu okuldan aldı. Sinirden ve korkudan üç gün evinden çıkamadı.

17 Yaşında hayalindeki okulun istediği bölümü için gerekli not ortalamasını tutturamadı.

24 Yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi ve 2 ay tek başına bir hücrede hapis yattı.

25 Yaşında sürgüne gönderildi.

27 Yaşında kendisinden bir yaş büyük meslektaşı, kendisinin de üyesi olduğu derneğin çalışmaları ile kahraman ilan edilirken, kendisi hiç önemsenmiyordu. Doğduğu şehrin merkezinde rakibi törenlerle karşılanırken, o kalabalık arasında yalnız başına olanları izliyordu.

30 Yaşında kendisi başka şehirleri düşman elinden kurtarmaya çalışırken, doğduğu şehir düşman eline geçti.

30 Yaşında amiri, onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı.

37 Yaşında böbrek hastalığından, Viyana’da 2 ay hasta ve yalnız yattı.

37 Yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu, dağıtıldı.

38 Yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden atıldı.

38 Yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoktu ve başkasından bir redingot ödünç aldı. Ayrıca cebinde sadece 80 lirası vardı.

38 Yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkarıldı.

38 Yaşında en yakın beş arkadaşından üçü, onun Kongre temsil heyetine üye olmaması için oy kullandı.

39 Yaşında idam cezasına çarptırıldı.

Sonra ne mi oldu?

42 Yaşında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu.

(Mümin Sekman’ın derlediği :”Hayatı çaresizliklerle dolu bir adamın öyküsü”nden)

--Bu öyküde bulunmayan bir başka bilgi; Atatürk’ün toplam 5 kardeşinden 4 ünün de küçük yaşlarda öldüğüdür

Çevrimdışı M.TARIK

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.153
  • 2.487
  • 1.153
  • 2.487
# 10 Nis 2008 20:04:53
Dünyada liderliği tartışılmaz olan Atamızı,yurdumuzda içine sindiremeyenlere şaşıyorum.Bu tür insanların hangi kanı taşıdığını sogulamak gerekir düşüncesindeyim.

Çevrimdışı erdemc28

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.985
  • 443
  • 1.985
  • 443
# 11 Nis 2008 20:22:46
39 Yaşında idam cezasına çarptırıldı.
 ilk kez duydum arkadaşlar... :o :o :o :o :o :o

Çevrimdışı bahar69

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 228
  • 68
  • 228
  • 68
# 22 Şub 2009 23:31:51
Atatürk'ü   tanıyorum  ve   daha  bir   tanıdıkça    hayran kalıyorum.En  büyük  Atatürkçüyü  Erdal olarak  biliyorum.Saf,    temiz  kalplerle  hiç  bir  menfaat  beklemeden  ve  arkasına  saklanmadan   sevebilen...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK