MUTLULUK
Mutlu olmak; hayattan zevk alarak yaşayabilmektir. Mutlu olmak yüzeysel olarak baktığımızda küçük ve basitmiş gibi görünenlere değer vermektir. Mutlu yaşayabilmek; bir yaşam tarzıdır, kişinin hayat felsefesinin bir parçasıdır.Mutsuz olmak, günümüzün en tehlikeli hastalığı halinde.. Can sıkıntısı, yalnızlık ve sevgisizlik ön plana çıkmış durumda. Oysa, can sıkıntısına karşı merakı ve yaratıcılığı, yalnızlığa karşı, dostluk ve hizmeti, korkulara karşı ise, sevebilme yeteneğimizi geliştirmemiz gerekiyor. İnsanlar mutluluğu anlar olarak görüyorlar, sürekli mutlu olmak imkansız, hatta doğal görülmüyor. Elbette ki; hepimiz her an mutlu olamayız, mutlu olmak problemsiz bir yaşam anlamına da gelmez. Evet...Mutlu olmak; olumsuzlukları bir ders, bir gelişme olanağı olarak görmek, problemlerin çözümü için yaratıcılığı kullanmak ve her yaratıcı çözümle başarı ve yeterlilik duygusunun hazzını yaşamaktır. Mutlu olabilmek, sahip olduklarımızı gözden geçirmektir, küçük değerlerde büyük mutluluklar aramaktır. Sonucun değil sürecin göz önünde bulundurulacağı ideallere sahip olmaktır. İnsanların aradığı sevgi, mutluluk içlerinden başka bir yerde değildir. Fakat kendi yarattığımız rekabetçi, mutsuz dünya buna görmemize engeldir. Zira ” insan güzelliği içinde taşımıyorsa, dünyanın neresine giderse gitsin, onu bulamaz... “Öbür yandan çevremize şöyle bir baktığımızda; idealizmi,hayalcilik,karamsarlığı,gerçekçilik, büyük düşleri,delilik, özgürlüğü,uçukluk, farklı olma cesaretini,hainlik, hizmeti,boş iþler, haksızlıklara baş kaldıranları,asi olarak tanımlayan insanların çoğunlukta olduğunu görüyoruz. Bu düşünceyi benimsemiş olanları azınlıkta bırakmak ta bizlerin elinde... Yaşamı düşünelim.. Aslında öyle mükemmel ve uyumlu ki; bu mucizenin bir parçası olmak bile çok önemli. Buna rağmen hayatın gerçek uyumunu yakalamak, ona küçük mutluluklar katarak mümkün olacaktır. Küçümsediğimiz, aldırmadığımız bir gölge gibi peşimiz sıra sürüklediğimiz gündelik yaşama neler katabileceğimizi düşünsek, kim bilir herşey ne kadar güzel olacak... En karanlık gecede bile mutlaka parlayan bir yıldız olduğunu, bilinç altında bir yerlere yerleştirsek herşey ne kadar çok değişecek... İpek Ongun’ un “Bu Hayat Sizin” adlı kitabında dediği gibi, mutluluk ne aranmakla ne de beklenmekle bulunuyor.Ya Hep, Ya Hiç diyenlerin yanından bile geçmiyor. Mutlu olabilmek, düşünmek, merak, yaratıcılık, sevebilmek... Mutluluk, hayatın yoğun karmaşasında bir an durup tüm yaşananlardaki gülümseten payı aramaktır. İnsanları düşünmeye yönelten, yüreği ve aklı insan sevgisiyle dolduran bir mutluluk kaynağı da kitaplardır. Kitapların ne kadar iyi bir dost olduğu konusuna ise artık girme gereği duymuyorum Kitap okumak bizi can sıkıntısından uzaklaştırır. Düşünebilme, dolayısıyla üretebilme yeteneğimize bir işarettir. Kitaplar idealizmin büyüsünü keşfetmemizi sağlayacak ve bize mutluluk verecek bir çok şeyin doğrudan anahtarıdır. Ve beynimizin ilk uyarıcısı... Dünyanın güzelliklerini keşfetmek, karamsarlığı yenmek için daha ne bekliyorsunuz...? Herkeste var olduğuna inandığım bu pozitif enerjiyi bir an önce harekete geçirelim. Ve üç 'S’ yi asla aklımızdan çıkarmayalım... Sevgi, Saygı, Sorumluluk... MUTLULUK..