Bakanlığın her kademedeki yöneticileri tarafından bir türlü itibar görmeyen ve horlanan, üç ay tatil yaptığı düşünülen, okulda üçe kadar öğrecileri için kendini paralayan, devamını evde gece en az 12 ye kadar çalışarak gerekli hazırlıkları yaparak yorgun yatağına yatıp sabah argın kalkan, çocuktaki eksikliğin ve suçun mutlaka öğretmende olduğu inanılan, yüzlerce evrak hazırlayıp, kilometrelerce yazı yazan, aldığı maaşla ekonomistleri kıskandıracak kadar bütçe yapabilen, geçinmek için matematik profosörlerine bile hayret içinde bırakabilecek dört işlem yapabilen, veli için yeri geldiğinde kardeş, yeri geldiğinde sırdaş yeri gelince şamar oğlanı olan, çocuk bakıcısı, psikolog, hasta bakıcı, temizlikci, hizmetli, boyacı, tamirci olan, hastalanmaya hakkı olmayan, öğrencilerine her türlü hoşgörü ve anlayışı gösterirken kendi çocukların aynı hoş görü ve anlayışı göstermeye tahammülü kalmayan, kendi çocuklarını hep son planda tutan, Amaaaa bütün bunlara rağmen yaptığı işin ulviliğine inanmış, mesleğine adanmış, idealist ve yeniden dünyaya gelsem yine öğretmen olurdum diyen bir öğretmen.
Hocam ne güzel yazmışınız,dilinize sağlık.Yazınız nickinize uymuş Harbi den..
Yazınızı okuyunca coştum bir anda; sonunda bi ALLAAAAAAH!!! dedim.
sayglılar...